Category Archives: Maneviyat

Yaradan’ı Göz Önünde Bulundurun

Soru: Onludaki bağları düzeltmemiz ve dostlarımız için dua etmemiz gerektiğini söylüyorsunuz. Eğer davranışları sizi rahatsız ediyorsa dostlar için nasıl dua edebilirsiniz ki?

Cevap: Bu harika! Bu, dua edecek bir yeriniz olduğu anlamına gelir ve Yaradan’dan, dostlarınıza karşı doğru tutuma sahip olmayı isteyin ki, bu sayede onlara düşmanca hisler beslemenize rağmen, onları sürekli bağışlayıp haklı çıkarabilin.

Soru: Sanki Yaradan yokmuş gibi göründüğünde ve dostlarınızı ıslah edilmemiş olarak gördüğünüzde, Yaradan’la bağımızı nasıl koruyabiliriz?

Cevap: Bu, bir annenin küçük çocuklarını bir odada bırakıp dışarı çıkması ve kapıyı arkasından kapatmasına benzer; ancak o, çocuklarını uzaktan izleyip neler olduğunu aslında görüyordur. Sizin durumunuz da böyledir.

Yaradan’ın sürekli aramızda, içimizde, çevremizde olduğunu unuttuğunuzu ve bu gerçeği hiçbir koşulda geride bırakmamamız gerektiğini hissediyorsunuz. Dolayısıyla, burada Yaradan’ı gözden kaçırmamak için, sürekli dikkatli olmaktan başka yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur. Aksi takdirde, gerçek dünyadan ve gerçek duygulardan uzaklaşırız.

 

İç Ses

Soru: Kişinin Yaradan’la temas halinde olup olmadığını nasıl kontrol edebilirsiniz? İnsanın sürekli konuştuğu o iç ses kimdir?

Cevap: Kişinin kendisidir.

Soru: Burada bir karışıklık var. Bir yandan “O’ndan başkası yok” deniyor yani insanın tüm düşünceleri Yaradan’dan gelmektedir. Öyleyse, en nihayetinde bu O mu?

Cevap: O’dur. Ama gerçek şu ki, insan Yaradan’ı görmez ve O’nu hissetmez. Aynı amaç için çabalayan dostlarıyla grup içinde gerekli bağları kurarak, sadece Yaradan’ın yönlendirdiği şekilde hareket eder.

Böylece, tek bir hedefe doğru ilerleyerek, yalnızca almak isteyen varlıklardan, yavaş yavaş ihsan etmek isteyen insanlara dönüşürler.

Bu, yavaş yavaş Yaradan’a yaklaşmak, O’na benzemek demektir.

 

Duyguları Başıboş Bırakmayın

İnsanlar bunun hakkında sorarlar: ‘Neden bir ahmaklık ruhu girdi? Ki böylece günah işleyecekti.’” sözleriyle ilgili söylediğinden anlayabiliriz. “Göz görür ve kalp imrenir.” kuralı olduğu için, eğer kişi kötü bir şey görürse görüşte ya da düşüncede olsun, ona imrenmeye ulaşmalıdır, demiştir. (Rabaş, Makale No 5, (1988) “Çalışmada ‘İsrail Sürgündeyken Şehina Onlarla Birliktedir’ Nedir?”)

Soru: Bu alıntıda, kişinin düşüşe gelme şekli anlatılmaktadır. Böyle bir aşamada, bir şey gördüğünüzde veya bir şey hakkında düşündüğünüzde, nasıl hemen bir tür anlayışa ve tövbeye gelebilir ve bizi yaratılış amacından uzaklaştıran bir düşünce geliştirmezsiniz?

Cevap: Bizler sürekli olarak egoistik yoldan çıkartmanın içine düşme ihtimaliyle karşılaşırız. İlk başta bir şeye onun ne olduğunu fark etmeden bakarsınız, sonra onu bir çeşit kendi içinizde fotoğraflarsınız, sonra da onu duygularla ilişkilendirmeye başlarsınız.

Burada kendinizi durdurmalı, duygularınızı başıboş bırakmamalı ve başka bir şeye geçmelisiniz, yani ihsan etme, dostlarınızla bağ kurma, birleşme fırsatını arayın ve ancak ondan sonra duygularınızı ilave edin.

Cennetin Krallığının Yükü

Eğer kişi, artık cennetin krallığının yükünü sonsuza dek üstlenme kararı aldı ise, bu bütünlük olarak kabul edilir. (Baal HaSulam, Şamati 58, “Neşe İyi İşlerin Bir ‘Yansımasıdır'”)

Soru: Cennetin krallığının yükünü üstlenmek ne anlama gelir?

Cevap: Bu, Yaradan’ın otoritesini kendi üzerimizde kabul ettiğimiz anlamına gelir. Tıpkı tarlayı sürmek veya bir şeyi taşımak için ata boyunduruk taktığımız gibi, tüm yaşamımız boyunca O’nun otoritesi altında olabilmek için, Yaradan’ın talimatlarını da üzerimize almaya hazır oluruz. Yapmamız gereken şey budur.

Soru: Bizi sonsuza kadar maneviyatta ne tutabilir?

Cevap: Etkisi altındayken dünyamızda, tüm evrende ve tüm dünyalarda var olan, en yüksek hedefe ulaşmaya doğru sürekli olarak ilerlediğinizi hissedeceğiniz; üst ışık.

Yaradan’ın Yüceliğinden İzlenim

Soru: Yaradan’ın yüceliğinin, O’nun verdiklerinin olması ne demektir?

Cevap: Yaradan başka bir şey vermemelidir. Eğer O, sizde Kendi yüceliğini arttırırsa, o zaman sizi bu şekilde manevi olarak yükseltir ve sizin artık başka hiçbir şeye ihtiyacınız kalmaz.

Tüm sorularınıza cevap verebilecek, çalıştıklarımızı daha derinlemesine anlayabilecek ve mantık ötesi bir inançla ilerleme fırsatına sahip olacaksınız. Böylece yavaş yavaş üst dünyanın hissiyatına ulaşacaksınız.

Ama oturup beklemeyin. Eğer Yaradan’ın yüceliğine dair bir izlenim edinmek istiyorsanız, o zaman ne olursa olsun harekete geçmelisiniz. En önemli şey, bunu dostlarınızla yakınlaşarak yapmaktır.

Gözyaşı Kapısında

Soru: Onlunun maneviyatta her kapıyı açabileceğini söylediniz. Tam olarak hangileri?

Cevap: Geçmemiz gereken birçok kapı var ama en önemli kapı gözyaşı kapısıdır. Kişinin Yaradan’a dönecek gücü kalmadığında, kendisinin kaybeden olduğuna ve hiçbir şeyin ona yardım edemeyeceğine ikna olduğunda, o zaman gözyaşlarına boğulur ve Yaradan ona kapıları açar.

O’na yaklaşan herkes bu kapıdan geçer.

Soru: Gerçekten başarısız olduğunuzu anladığınız anda O’dan ne talep etmelisiniz?

Cevap: Neye ihtiyacınız olduğunu keşfedin ve onu isteyin.

Soru: Peki ya ihsan etme niteliği? Biz tam olarak bunu talep etmemiz gerektiğini öğreniyoruz.

Cevap: Ama eğer buna yönelik bir dürtünüz yoksa o zaman ne talep edeceksiniz ki?

Soru: Sadece eksik olanı istemek mi önemli, yoksa Yaradan’la bağda olmayı istemek mi?

Cevap: Bu sizin neyi seçtiğinize bağlı. Sizin için seçim yapmamı istemeyin.

 

Maneviyatta Alışveriş

Soru: Maneviyatta alışveriş var mıdır? Sonuçta kişi, kendisi için ihsan etme Kelim’ini, örneğin çaba yoluyla satın alabilir.

Cevap: Elbette. Egoizm, tüm bedenin kendisine ait olduğunu ve tüm kişinin de ona ait olduğunu söyler. Ve bu doğrudur. Tamamen egoist olduğumuz gerçeğiyle başlarız. Daha sonra bununla mücadele ederiz.

Biz belirli bir manevi çalışma yapıyoruz. Çaba, egoizmimize karşı yapılan bir eylemdir. Kendimizi egodan arındırarak, kendimize manevi bir derece satın alırız. Tekrar ve tekrar.

Hedefe Ulaşacağınızın Garantisi

Soru: Onluda çok çalışıyor gibiyiz. Sürekli dua ediyoruz, ancak dünyevi hayatın aldığı zamanın azlığı, kaynak materyallerin çokluğu, uygun çabalarımızın olmayışı ve sınırlı yeteneklerimiz nedeniyle bu gerçeği kavrayamadığımı anlıyorum. Bu kadar memnuniyetsizlik olduğunda kişi ne yapmalı?

Cevap: Kendinizi hırpalamayı bırakın. İçinde bulunduğunuz durumdan memnun olmalısınız, bir sonraki adım size her zaman Yaradan’ın sizi sevdiğini, öğretmenin sizi sevdiğini, herkesin sizi sevdiğini ifşa eder ve bu sizin hedefe ulaşacağınızın garantisidir.

Önemli Olan Akıl Değil Eylemdir

Soru: Bana daha önce bana manevi eylemlerin sırası şu şekildeymiş gibi geliyordu: akılda işleyen bir arzu ortaya çıkar ve ancak ondan sonra eylem gelir. Ancak Kabalistlerin makalelerinde farklı bir sıralama anlatılmakta: önce arzu, sonra eylem ve ancak ondan sonra akıl ona hizmet eder. Neden?

Cevap: Maneviyatta en önemli olan akıl değil, eylemdir. Mantık ötesi inanç denilen şeyle hareket etmeliyiz. Bu yavaş yavaş gelecektir. Gitgide bu içimizde işlenir, gerekli algı sistemlerine girer ve sonunda biz her şeyi anlarız.

Manevi Çalışmada Ciddiyetsizlikten Kaçının

Soru: “Toplumun Amacı” başlıklı makalesinde RABAŞ, ciddi olmanın gerekliliğini ve aramızdaki bağı öldürdüğü için ciddiyetsizliğe izin vermemek gerektiğini yazıyor. Ciddiyetsizlikten kastedilen nedir?

Cevap: Tüm üyelerin yüzde yüz hazır bulunması gereken grup toplantılarını çok ciddiye almak gerekir. Dostlar, grubun görevlerini anlamalı, birbirlerine yardım etmeli ve Yaradan’ın onların içinde ifşa olmasından başka hiçbir şeyi arzulamayacak şekilde birlik olmaya hazır olmalıdırlar.

Bu hedef çok kırılgandır ve egoizmimize herhangi bir tatmin sağlamaz ve herhangi bir ciddiyetsizlik, herhangi bir umursamazlık grubu yok edebilir.