Category Archives: Maneviyat

Her Şey Genel Islaha Bağlıdır

Soru: Yaradan’ı açıkça ifşa ettiğimizde ve edindiğimizde hala zamanı hissedecek miyiz?

Cevap: Bu ıslahımızın genel mi yoksa bireysel mi olduğuna bağlıdır.

Ama genel ıslaha ulaştığımızda, evrenimizi, dünyamızı hissetmeye son vereceğiz. Baal HaSulam’ın yazdığı gibi bu dünya, üst dünyanın seviyesine yükselecek.

Edinmenin Amacı Yaradan’dır

Soru: Bir kişi bilgi edinmek için manevi dünyada hangi eylemleri yapabilir ve bu bilgi her zaman Yaradan’a mı yöneliktir?

Cevap: Manevi dünyada Yaradan’dan başka keşfedebileceğimiz ve arzulayabileceğimiz hiçbir amaç, hedef veya sistem yoktur.

Bizler tamamen O’nun içindeyiz. Ancak O’na karşılıklı ve iki taraflı olarak ihsan etmek ve O’ndan bir yanıt almak için farklı nitelikler, kazanımlar, bilgi ve güçlerle O’na ne kadar çok bağlanırsak, o kadar iyi durumda oluruz çünkü bizim için en uygun yaşam biçimini elde ederiz.

Maneviyatta Yaratan’dan başka hiçbir şey yoktur. O, içinde var olduğumuz bir üst alandır ve gelişimimizin amacı, sadece alanın merkezinin, onun üst kutbunun edinimidir.

Manevi Dünyaya Benzerlik İçinde

Yorum: 12. yüzyılın büyük Kabalisti, filozofu ve doktoru Rambam, tıbbi çalışmalarının çoğunu yemek ve gıda tüketimine ayırmıştır. Kişinin yemek sırasında beş duyusunu da kullanmasının en iyisi olduğunu söylemiş. Yani yemeğe koku, müzik, tütsü/buhur vb. eşlik etmelidir.

Cevabım: Kabalistler arasında solumak için tütünlü küçük enfiye kutuları çok popüler olmasına rağmen artık tütsü/buhur kullanmıyoruz.

Soru: Kişinin beş duyu organını da kullanması gerekmesinin nedeni nedir? Bu tam olarak bir tören.

Cevap: Evet, gerçekten öyle. Rabaş ile çalışan eski Kabalistler beni yemeklerine katılmaya davet ettiklerinde, bu benim için gerçek bir tören haline geldi. Büyük bir içsel heyecanla buna hazırlandığımı hatırlıyorum. Benim için anlamı büyüktü.

Yorum: Rambam ayrıca yiyecekleri dikkatli bir şekilde çiğnemek gerektiğini yoksa bize zarar vereceğini yazmış. Bunun için de dişlerimiz var.

Cevabım: 32 diş, yiyecekleri tasnif etmek, tüketime hazırlamak ve sonra yutmak için öğüten 32 değirmen taşı gibidir. Çiğneme aparatının mekaniğini, neden dudaklarımız, dilimiz, yanaklarımız olduğunu, ağzın nasıl düzenlendiğini ve tüm hareketlerimizin neye yol açtığını anlamamız gerekir.

Bizler manevi dünyaya göre düzenlenmişiz. Biyolojik bedenimiz, ruhsal güçlerin birbiriyle ilişkisinin bir sonucudur. Ve yukarıdan, ışığın arzularımıza böyle bir alımı olması gerektiğinden, bedenimiz yiyecekleri emmek ve manevi alıma doğru ilerlemek üzere tasarlanmıştır.

Doğru Çevrenin Önemi

Soru: Kabala ilmini çalışan bir kişinin yaşaması için en iyi yer neresidir? Kişi hangi ülkede? Hangi çevrede olmalıdır?

Cevap: Çevre kesinlikle önemlidir. Yanınızda aynı şeyi okuyan 10, 20, 30 kişinin olması gerekiyor. Ancak bundan önce gelen şart, iyi bir İnternet bağlantısıdır.

Soru: İsrail topraklarında ki manevi coğrafya ve bu yerdeki özel kuvvetler vb. hakkında konuşan pek çok program ve video var. Yeni başlayanlar için bunda bir şey var mıdır? Kişi burayı ziyaret etmeye çalışmalı mıdır?

Cevap: Ne yeni başlayanlar ne de ileri düzeydekiler için burada hiçbir şey yok. Hiçbir şey! Önemli olan sadece onun yaptığının aynısını yapan doğru bir çevreye ve iyi bir bağa sahip olmaktır.

Sevgide Var Olmak

Soru: Fizikte bir nükleer patlamanın etkileriyle ilgili iyi bilinen bir olgu var. Süreci tam olarak bilmiyorum ama aynı yüke sahip iki proton bağlandığında birbirlerini itiyorlar. Ve eğer belirli bir kuvvet uygularsanız, kimi engelleri aşarsanız ve onları bağlarsanız, o zaman bir patlama meydana gelir ve enerji açığa çıkar.

Aynı şey insanlara da oluyor. Birbirleriyle birleşmeye çalışırken, önce aralarında bir reddetme olur ama bu engeli aşarlarsa birleşmeye başlarlar ve enerji açığa çıkar. Bu enerji nedir?

Cevap: Bu manevi enerjidir. İnsanlar bencilliği, karşılıklı reddetmeyi aşıp birbirlerine yakınlaşmaya çalışırlarsa, o zaman bu tamamen farklı bir koşuldur. Aralarında yenilenmeye, daha yüksek dünyayı, daha yüksek ilişkileri, ihsan etme niteliğini kıyafetlendirmeye başlarlar.

Bunlar fiziksel dünyamızda var olan çekim ve itme değil, ancak olumsuz, egoist özelliklerimiz üzerinde yaratmamız gereken çekim nitelikleridir. Her insanda bir nitelik vardır – egoizm olarak kabul edilen şeydir bu, yani kendini memnun etme arzusudur –  ki ya bir şeye yakınlaşma, ya bir şeyi reddetme vb ile tatmin edilebilir.

Kendimizde egoizmin nitelikleri üzerinde sevgi niteliği yaratmaya çalışırsak, o zaman sevgi niteliğinde var olmanın nasıl mümkün olduğunu hissetmeye başlarız. Bu varoluşa Yaradan’ın niteliği denir.

“O’ndan Başkası Yok” Mistik Bir Mantra Mı?

Soru: Neden “O’ndan başkası yok”a ulaşma ihtiyacından bu kadar sık söz ediyorsunuz? Her şeyin yukarıdan kaynaklandığını anlamak neden bu kadar zor? Birçok insan bunu biliyor. “O’ndan başkası yok” Kabala ilminde eşsiz bir mantra mıdır?

Cevap: Hayır, bu bir mantra değil, bir hissiyat anlamına gelen bir edinimdir. Bizi tamamen kontrol eden ve bunu açıkça hissettiğimiz bu eşsiz gücün içindeyiz. Bundan daha fazla kaçamazsınız.

Bu hissiyat içinde var olmalıyız. Bu gerçekten doğrudur.

Doğanın tek gücü bu! Bilim adamları ve fizikçilerle konuşsanız bile, bu gerçeği inkar etmeyeceklerdir. “Evet, belli ki öyle, henüz keşfetmemiş olmamıza rağmen” diyeceklerdir.

Kadın ve Erkek Birbirini Tamamlar

Soru: Kabala’da kadın sezgisi diye bir şey var mı? Eğer öyleyse, Kabala onu nasıl etkiler ve gelişmesine nasıl yardımcı olur?

Cevap: Elbette var. Bizim dünyamızda kadın doğaya çok daha yakındır. O her şey hakkında, hayatının sonuna kadar çocuk kalan bir adamdan daha gerçekçidir.

Bir kadının çocukları doğurması ve eğitmesi gerektiğinden, bir şekilde daha yüksek sistemden, Yaradan’dan, O’nun işlevlerini alır: doğurmak, doğanın bir sonraki seviyesini, gelecek nesli geliştirmek.

Bu nedenle dünyamızda bir kadın bir erkekten daha olgun ve daha gerçekçidir. Ama diğer yandan, bu, erkeklerde kadınların sahip olmadığı niteliklerle telafi edilir.

İnanıyorum ki var olan ayrı erkek ve kadın grupları esasen birbirini tamamlar. Bu nedenle,  özgürce gelişmesine izin vermek dışında,  kimseye baskı yapmak gerekli değildir.

Bizler dünyada Kabala’nın serbest gelişiminin ilk nesliyiz. Ve bu nedenle, bu olguyu önce kendimiz üzerinde çalışmalıyız, o zaman kendini gösterecek ve nasıl ilerleyeceğimizi öğreneceğiz.

Üst Dünyayı Yönetmek Mümkün Mü?

Soru: Neden üst dünyayı yönetmeye ihtiyacımız var ve kendimizi bile yönetemezsek bunu nasıl yapabiliriz?

Cevap: Gerçekten de insan kendini ve hatta üst dünyayı kontrol edemez.

Ancak, ihsan etme ve sevgi nitelikleriyle üst güçle bağ kurmaya çalışırsanız, her ikisi üzerinde de kontrol sahibi olabilirsiniz. O zaman üst dünyaları kontrol edebilirsiniz.

Soru: Kişi kelimenin tam anlamıyla sıfır noktasından mı başlar?

Cevap: Çok iyi bir halden, üst kuvvetin tam tersinden başlar. Bu muhalefet, onun doğru hareketinin temeli, taahhüdü, koşuludur.

Sünnet—Egoist Arzuların Reddi

Prophets, Joshua, 5:4: Joshua’nın sünnet olmasının nedeni de budur: Mısır’dan çıkan bütün halk, yani erkek olan, bütün savaş adamları, Mısır’dan çıktıktan sonra yolda çölde ölmüşlerdi.

Sünnet olmak, egoist arzularınızı kullanmayı reddetmek demektir. Kullanımlarının durdurulması Mısır’dan göçle başladı ve çölde sadece 40 yıl sürdü. Bu nedenle 40 yıl boyunca sünnetsiz nesiller doğdu.

Çünkü dışarı çıkanların hepsi sünnetliydi ama yolda, Mısır’dan çıktıktan sonra çölde doğanların tümü sünnet edilmemişti.

Bu insanlar, Mısır dışında doğdukları için Mısır’da yaşayanların sünnet etmesi gereken egoist arzuları kullanmadılar. Çölde, nitelik içinde, alacak hiçbir yerleri olmadığında, sadece gökten gelen manna denilen, Bina’dan kendilerine düşen MAN ile yaşadılar. İsrail topraklarına girme durumuna ulaşmak için kendilerini besleyerek bunca yıl bu şekilde yürüdüler.

Islah edemediğimiz en önemli egoist arzu sünnete tabidir. Onu sadece reddedebilirsiniz ve kullanamazsınız.

Eğer manevi nitelik olan Bina niteliğine ulaşmak istiyorsak, o zaman egoizmimizi kendi iyiliğimiz için kullanma hakkımız yoktur ve “sünnet derisi” olarak adlandırılan şey budur.

Üst Dünyayı Anlamak Mümkün Mü?

Soru: Akıl, üst evreni nasıl yöneteceğini anlayamıyor. Bu sadece hissedilebilir, ancak muhtemelen öğretmek imkansızdır. Üst dünyayı anlamak mümkün mü?

Cevap: Üst dünya, görmediğimiz ve hissetmediğimiz elektronları ve atomları hayal ettiğimiz gibi tamamen dıştan incelenebilir ve anlaşılabilir. Bu şekilde, manevi öz ve manevi eylemler hakkında bilgi sahibi olabiliriz.

Üst dünyayı ancak egoist alma arzusundan özgecil ihsan etme arzusuna geçişimiz ölçüsünde anlamak mümkündür.

Böyle bir değişiklik, Kabala bilimini çalışmanın etkisi altında yavaş yavaş içimizde meydana gelir.

Soru: Bir Kabalist ilerleme için hangi araçlara sahiptir?

Cevap: Kalbinizde hissetmek ve aklınızla anlamaktan başka bir şey yoktur.