Category Archives: Maneviyat

Evrenin Yapısı, Bölüm 4

Kısıtlama – Malhut’un, Işığı Almayı Reddedişi

Soru: Dünyanın gelişimi ilk safhada durmuş olsaydı, almak için bağımsız bir arzusu olmayan hayvanlar gibi mi olurduk?

Cevap: Evet.

Soru: Eğer her şey dördüncü safhada durmuş ve daha fazla gelişmemiş olsaydı, o zaman bu arzu bağımsız olmasına rağmen yine de onu kontrol edemez miydik?

Cevap: O hala bağımsız bir arzu değildir çünkü kendi başına hazdan kopsa ve hazza yönelse de, Keter’in belirlediği hazza yönelmiş durumdadır. Doğasına göre doldurulmak ister. Bu arzu, Keter’in isteğiyle aynı şeyi istediğini anlar.

Malhut, Keter’den aldığını ve ondan almak istediği şeyi seçtiğini hisseder. Bu kesin olarak kendisi Keter’den almak istediği içindir,  böylece içsel olarak gelişmeye devam eder ve özgür olmadığının, bu hazlar ve arzular tarafından kontrol edildiğinin anlayışına gelir. Bunun anlamı, artı ve eksi onu tamamen kontrol etmektedir.

Böylece Malhut’ta özgürlük niteliği ortaya çıkar. Dolumun eksikliğine veya doldurulma arzusuna boyun eğmek istemez. Bağımsız hissetmek ister çünkü bu özelliğin Keter’de bulunduğunu hisseder; Keter ilk olandır, ondan önce hiçbir şey mevcut değildir.

Şimdi, Malhut’ta birkaç koşul daha gelişir: Eksik bir yaratılış olduğunu hisseder; Keter’e, Yaradan’ına, benzer olmak ister.

Yaradan’ın tamamen özgür olduğunu, ihsan etme ve almanın üstünde olduğunu hisseder. Ama o,  ya tamamlanma eksikliği ya da tamamlanmış olmayla kontrol edilmektedir. Yani, özgür iradeye, bağımsız “Ben” e sahip değildir ve hem olumlu hem de olumsuz etkiler onu tamamen kontrol etmektedir.

Özgür olmadığını, tamamen kontrol edildiğini hissetmeye başlar. Biz bu hissi, hazza veya onun eksikliğine bağımlı olan; kişinin kendi doğasının kötülüğünün ifşası olarak adlandırırız.

Bu his, Malhut’ta özgür iradesi olmadığı ve prensipte tamamen kontrol edildiği gerçeğinden dolayı, utanma hissine neden olur. Bu, bağımsız bir eyleme ihtiyaç duyulmasına neden olan, tamamen başkasının kontrolü altında olma hissidir. Bu onu o kadar çok durduracak ki, Işık ile her türlü teması kesecektir.

Bu koşula Tzimtzum (kısıtlama) denir. Yaratılanın, tamamen kontrol edildiği ve kendine ait hiçbir şeye, bağımsız bir şeye sahip olmadığı hissi; onu eylemlerini, arzusunu kısıtlamaya zorlar. Tamamen durmak/son vermek ister.

Yaratılan, tamamen kontrol altına alındığında, kendi içinde yok etmek için, önceki koşulu ortadan kaldırmaya hazırdır. Bu nedenle, bu duruma kısıtlama denir. Başka bir deyişle, Malhut özgürce hareket etme imkanı olmadığını hissettiğinde, kontrolü hissetmekten kaçınmak için her şeyi yapmaya hazırdır.

Soru: Malhut’un hissettiği utanç, tamamen kontrol edilmekten mi yoksa onu yaratan Üst güce zıt olmaktan mı gelir?

Cevap: Hemen hemen aynı şeydir.

The Structure Of The Universe, Part 4

 

İyi Gelişmenin İşareti

Soru: Üç yıl önce, Kabala çalışmaya başladım ve her şeyi anladığımı düşündüm. Hem “Kabala Bilgeliğinin Önsözü” (Ptiha) hem de TES gerçekten anlaşılır ve netti.

Şimdi üç yıl sonra, sadece daha önce neyin net olduğunu anlamadığımı hissetmeye başlıyorum, aynı zamanda, Ptiha, TES ve gruptaki çalışma benim içimde biraz nefret uyandırdı. Bu normal bir işaret mi?

Cevap: Bu iyi bir gelişmenin işaretidir. Bu dönemi zorla ve ısrarla geçirmelisin, sonra hem zihnini hem de duygularını, her şeyi anlamaya başlayacaksın.

Soru: Yani, bu rahatsızlıklar aslında yardımcı mı oluyor?

Cevap: Evet. Fakat bu oldukça uzun bir süre devam edebilir, belki de birkaç yıl. Önemli olan bırakmamaktır/ayrılmamaktır ve bunun nasıl ödüllendirileceğini göreceksin.

A Sign Of Good Advancement

 

Geleceği Belirleme

Soru: Bir yandan her zaman gelecekte yaşadığımızı söylüyorsunuz,  öte yandan gelecek olmadığını. Bunu açıklayabilir misiniz lütfen?

Cevap: Gerçek şu ki, her zaman kendimi geçercesine kendimden yarım adım önde giderim. Aksi halde, şu anki durumumda var olamam. Buna sanki gelecekte yaşıyorum deniyor. Ama gerçekten bir gelecek yoktur çünkü onu ben belirlerim. Bir yandan onu beklerim ancak diğer taraftan onu önceden belirlerim.

Kabala bilimi çok basit bir şekilde şöyle der: geleceğin kendisinin size geldiğini düşünüyorsanız, o zaman hayvansal düzeyde var olursunuz. Doğanın cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeleri – sizi kontrol eden şey budur.

Geleceğinizi kendiniz belirlemek istiyorsanız,  o zaman lütfen onu kendiniz tanımlayın ancak bunun için geleceğin yalnızca insanlar arasındaki birlik derecesine bağlı olduğunu anladığınız, uygun kontrol seviyesine yükselmelisiniz.

Birliğimiz ne kadar güçlüyse gelecek o kadar iyidir, bizler zamanı hızlandırırız ve olaylar daha koordineli hale gelir. Ne kadar çok insan kendi aralarında daha büyük bir ayrılık yaşıyorsa,  gelecek ve elbette her şey de o kadar kötüdür.

Dolayısıyla birliğimize veya ayrılığımıza karşı olan etkileşimlerimizle geleceği biz kendimiz belirleriz.

Determine The Future

 

Her Tür Ruh İçin

Soru: Bir Kabalist tarafından yazılmış bir metnin bir sayfasının, maneviyata girmek için yeterli olduğunu duydum. Neden bu kadar çok kitap, binlerce sayfa yazıldı?

Cevap: İlk olarak, her insan kendi kaderine, kendi ruhuna, kendi gelişimine sahiptir. Birisi belirli bir şeyi sever; başka bir kişi başka bir şeyi sever.

Yaradan’a farklı yollarda ve farklı hızlarda ilerleriz. Biri sola yürür, biri sağa, biri yarım adım gitmez, vb.

Baal HaSulam ve Rabaş tarafından, tekrarların yapıldığı ve her birinden bir zerre almaya gerek olmayan hiçbir mektup veya yazılar olduğunu görmüyorum.

Ama mesele bu değil. Sonunda, onları çalıştığımız zaman, tüm bunların içimizde işlendiği, kıyıldığı ve bir sonuç getirdiği koşula geliriz.

Soru: Eğer Şamati kitabı içimde bir duygu fırtınasını uyandırıyorsa bu, onun benim ruhuma ve hedefime uygun olduğunun kanıtı mıdır?

Cevap: Tabii ki.

Soru: Bir kitabı kontrol edebilmenizin yolu bu mu?

Cevap: Hayır. Aynı şekilde Baal HaSulam ve Rabaş’ın kitapları sizin sahip olduğunuz şeylerdir. Başkalarına doğru yayılmamanızı tavsiye ederim.

For Every Type Of Soul

Ruhun Bedenle İlişkisi Var Mıdır?

Soru: Bu dünyada biyolojik bedeninde yaşayan bir insan, ruhunu bir şekilde etkileyebilir mi?

Cevap: Özünde, maddesel bedenimizin amacının ne olduğunu mu soruyorsunuz?

Gerçek şu ki bize maddesel bir beden verilir, böylece ruhla özdeşleşmeye başlayabiliriz, onu açığa çıkarabilir, geliştirebilir ve belli bir durumdan sanki bedenin dışına çıkar ve orada çalışmaya başlayabiliriz.

Soru: Bir Kabalist olarak hala bedeninize dikkat ediyor musunuz? Bu sizin için önemli midir?

Cevap: Elbette. Bedenimde var olduğumdan dolayı ruhumu edinir, geliştirir ve ıslah ederim. Ancak, bedenin kendisi buna sadece dolaylı olarak katılır.

Soru: Bu, kişinin ruhunu geliştirmenin ancak kişinin maddesel bedeninde var olduğu bir durumdayken mümkün olabileceği anlamına mı gelir?

Cevap: Evet, ama ruh bedenle ilgili değildir yani bir bedende yaşadığımda ruhumu geliştiririm.

Soru: Peki bu nasıl yapılır?

Cevap: Ruhumuza ‘arzularımız’ denir. Arzular ya olumsuz, egoist olanlar ya da pozitif, özgecil olanlar olabilir. Onların üzerinde çalışırız, böylece özgecil arzular her zaman egoist olanlara üstün gelir; ruhumuzu inşa ederiz.

Does The Soul Relate To The Body?

 

Kadın Yönlendirir, Erkek Uygular

Soru: Bir kadın isteğini içsel olarak bir erkeğe iletebilir. Birçok kadın erkeklerinin Yaradan’a yakın olmasını ister. Bu arzuyu iletmek ne anlama geliyor?

Cevap: Eğer kadın, erkekten bir şey isterse her zaman onu alacaktır. Dünya bu şekilde düzenlenmiştir.

Bir kadının arzusu yüksek sesle duyurulmaz. Ağzınızı açmadan ama kafasına vurulmuş gibi hissedeceği şekilde, sessizce bir erkeği nasıl etkileyeceğinizi biliyorsunuz.  Bu bir kadın adına doğru eylemdir. Bu kasıtlı olarak doğada bu şekilde düzenlenir. Biz erkekler, bunu kabul etmeli ve hatta kadınların bize doğru yolda rehberlik etme fırsatı buldukları için mutlu olmalıyız.

Bir kadın kocasının hayatın anlamını anlama yönünde hareket etmesini isterse, o zaman elbette bu özel bir kadın ve harika bir eştir. Bu nedenle, bu tür kadınları takdir etmeli, onları başkalarına örnek olarak vermeliyiz. Ve elbette, bir şekilde yardım etmeliyiz böylece kocalar onları takdir eder ve onlara itaat ederdi. Evli olmayanlara böyle kocaları bulmalarını dilerim.

Soru: Kadınların tarafında aşırlık olabilir mi?

Cevap: Hayır. Kadınlar çok net bir anne tutumuna sahiptir. Kocasıyla ilgili nasıl davranacağını bilir. Yaratılışın amacını arzuluyorsa, erkeği gerçekten yönlendirebilecektir. Böylece görünen o ki erkek uygular ve kadın yönlendirir.

Kırk yıllık deneyimlerime göre ailedeki kadın, hedefin büyüklüğünün ve grubun ne yaptığının önemini anlarsa, o zaman kocanın kesinlikle çalışacağını ve hiçbir yere gitmeyeceğini söyleyebilirim. Ancak, karısı ona karşı ise, sonunda, çalışmayı bırakıp ayrılır.

Burada her şey eşe bağlıdır. Kadının dünyadaki arzusu, erkeklerden daha güçlü ve daha belirleyicidir.

Woman Directs, Man Implements

 

Kabala İpuçları 3.10.19

Soru: Talmud Eser Sefirot’u okurken uyuyakalıyorum ama Zohar’ı duyduğumda beni büyülüyor. On Sefirot Çalışması’nı okumaya devam etmeye değer mi; yoksa o sadece erkeklere mi yöneliktir?

Cevap: Eğer bir kadınsanız, genellikle On Sefirot Çalışması’nı okumak zorunda değilsiniz; bunun yerine Baal HaSulam ve Rabaş’ın makalelerini ve mektuplarını okuyun.

Soru: On Sefirot Çalışmasına Giriş bölümünde, eğer kişi Tora’yı öğrenirse ve 3 ila 5 yıl geçtikten sonra gerekli olanı edinememişse, artık yolda başarı görmeyeceği söylenir. Neden Kabala Bilgeliğinin çalışması son çaredir?

Cevap: Bu şeyler, Tora’yı gerçekten öğrenmeye özlem duyan insanlar, Tora’nın kişiye kendisini ıslah etmesi ve Yaradan’ın bu dünyada ifşası için verildiğini bilsinler diye söylendi. Bu nedenle, eğer kişi Tora’yı 3 yıl çalışırsa ve herhangi bir sonuç görmezse, bu Kabala Bilgeliğine geçmesi gerektiği anlamına gelir.

Soru: Baal HaSulam, büyük Ari’nin ruhunun onun içinde kıyafetlendiğini söyledi. Bu aynı ruh muydu; yoksa Ari ile aynı dereceye mi ulaştı?

Cevap: Hayır, bu aynı ruhtur. Buna “Ruhların Anlayışı” denir.

Soru: Kabala Bilgeliği aynı zamanda bir verasettir, bir mirastır. Baal HaSulam kimden miras aldı? Öğretmeni kimdi?

Cevap: Öğretmeni, yaşadığı Varşova yakınlarındaki küçük bir şehir olan Porosov’dan bir hahamdı. Fakat Baal HaSulam öğretmeninden öteye geçtiğini anladığında, Polonya’dan ayrılıp İsrail’e gitmesi gerektiğine karar verdi ve yaptığı şey buydu.

Soru: Bilimsel yaklaşım sayesinde, Mezmurlar’ı, Ekleziast’ı ve Kabalistik metinleri, içlerinden tek bir kelime bile anlamadığım hissi ile okudum. Bu çok kötü değil mi?

Cevap: Bu çok kötüdür. Duygu ve anlayışla okumalısınız. “Kalp anlar” denir, bu, his ile anlayış arasında, anlayıştan hissetmeye ve hissetmeden anlayışa, özel bir kombinasyonun olması gerektiği anlamına gelir. Biri, diğerini yönetir ve belirler.

Soru: Kişi Kabala kitabını okuduğunda bu, kişinin okurken yazarın koşullarını deneyimlediği anlamına mı gelir?

Cevap: Ben öyle olduğunu varsayıyorum. Anlaşıldığı gibi, yazarın yaşadıklarını deneyimleyemezsiniz ancak küçük bir dereceye kadar yapabilirsiniz.

Soru: Bir öğrenci, Baal HaSulam’ın yazılarının çalışılmasını, derhal ele almalı mıdır? Yoksa onlara başvurma anlamında, önce onları idrak edip anlamalı mıdır?

Cevap: Ben, Kabalistlerin, her şeyden önce toplumun daha geniş çevreleri için yazılmış makaleleriyle başlardım. Bunlar “Matan Tora (Tora’nın Verilmesi)”, “Arvut (Karşılıklı Garanti)”, “Dünyada Barış” ve benzerleridir.

Soru: Bir Kabalist için, hayvani kısmının ortadan kalkmasının (ölüm) önemi nedir?

Cevap: Öneme sahip değildir. Bana bir şey olursa, bunu mutlak bir sükunetle kabul edeceğim. Beni ilgilendiren tek şey, tüm yoğunluğu ile iyi bir ders vermek ve tüm dünyada yanımda olan tembel öğrencileri sarsmaktır. Başka hiçbir şey beni endişelendirmiyor. Umarım bu bir süre daha sürer. En azından ben bunun için yaşıyorum.

Soru: Kendi kelimelerimle yazmış olduğum kitapların özetini başkalarına gösterebilir miyim, yoksa onları yakmalı mıyım?

Cevap: Onları yanınızda tutabilirsiniz. Birisi onları görse veya duysa bile bu sorun değildir.

Blitz Of Kabbalah Tips – 3/10/19

 

Evrenin Yapısı, Bölüm 3

Arzunun Gelişiminin İlk ve Son Dereceleri Arasındaki Fark

Soru: Arzunun ilk ve son gelişim dereceleri arasındaki fark nedir? Ne de olsa her ikisi de almak istiyor.

Cevap: Elbette. Fakat gerçek şu ki, Hohma’nın ilk derecede alması içgüdüsel, yönlendirilmiş ve bağlayıcıdır çünkü Keter’den bu şekilde yaratılmıştır. Bu durumdaki yaratılış, basitçe hareket eder çünkü içsel nitelikler tarafından zorlanmaktadır.

Bina’da, kaynağı olan Keter’le iletişim kurmayı bıraktığında, Bina almayı reddettiği için, haz akışını, Keter’den çıkan kontrolü koparır, daha sonra yaratılış, kendisi için neyin önemli olduğunu belirlemeye başlar. Bu, kendi çabasıyla belirlenen yeni bir arzuyu, Malhut’u yaratır.

Soru: Yani, bu bağımsız bir arzu, ancak ilk derece öyle değil midir?

Cevap: Evet. Bu, sadece cansız bir şeyi doldurmanız veya kendisinin doldurulmasını isteyen, talep eden ve arzulayan bir şey ile karşılaştırılabilir.

Soru: Yemek örneğini verelim. Daha önce hiç yememiş olduğum bir yemek verildiyse, alma arzum olmasına rağmen, hala onu yemeyi denemem. Ancak denedikten sonra, bu yemek için kendi arzum oluşur.

Bu yüzden, anladığım kadarıyla, yaratılışın gelişiminin dört safhası tüm Kabala’nın özü müdür?

Cevap: Direkt ışığın dört safhası yaratılanların yaratılışından, arzudan bahseder. Ancak, bu varlık, prensipte, kendiliğinden arzuladığını hissetmektedir. Bina niteliği, yaratılışı kaynaktan ayırır: Bir tarafta dolduran Keter, diğer tarafta  alan Malhut. Bina bir anlamda onları ayırır.

Gerçek şu ki, yaratılış henüz bağımsız değildir. Keter’in ona vermek istediği şeye doğru koşmaktadır ama aynı zamanda arzularını kontrol edememektedir. Arzularınızı kontrol etmek, onların üzerinde olmak, daha yüksek bir seviyeye çıkmak demektir; kontrol ederken, arzularınızı siz yaratırsınız, arzularınız sizi kontrol etmez.

Bu nedenle, yaratılışın tamamı direkt ışığın dört safhası ile başlar. Dahası, son derece olan, tüm hazla dolu olan Malkut’a yani Keter’den gelen ışığa, Sonsuzluk Dünyasının Malkut’u denir çünkü onun gerçekleşmesi/doygunluğu kesinlikle sınırsızdır: Arzu ettiği kadarını  alır ve bununla doldurulur.

The Structure Of The Universe, Part 3

 

Kutsallık İle Bağ

Eğer doğru, gerçek bir değerlendirme yaparsanız, şu hemen netleşir ki kendiniz için talepte bulunamazsınız. Nihayetinde bunu yaparak, kendimi içinde Yaradan’ın bulunduğu ortak ruhtan, Kutsallıktan ayırmış olurum. Kendim için talepte bulunarak kendimi Kutsallıktan ayırırım. Herkes için talepte bulunmam gerekir ve Kutsallık ile bağ kurabildiğim ve bu birliğe girebildiğim ölçüde, Kutsallığın Yaradan’ın yaşadığı yer olduğunu hissedeceğim ve O’nu ifşa edebilir, O’na yakınlaşabilir ve hatta ona bağlı kalabilirim. Her şey genel Kli’ye giderek artan bir şekilde bağlanmama bağlıdır.

Bu nedenle kendiniz için talepte bulunmak, kendinizi hayatın kaynağından ayırmanız demektir. Sadece bunu hissetmiyoruz ve kafamız karışıyor. Ancak sistemi gören bir kişi bunun çok basit olduğunu ve Yaradan’ın bunun içinde olduğunu anlar. Sadece tek bir şey için talepte bulunmalıyız: Kutsallığa, hepimizin dahil olduğu fakat gizlilikten dolayı fark etmediğimiz sisteme ait olmak. Kendiniz için talepte bulunmak aptalcadır çünkü bu taleple kişi kendini iyiden uzaklaştırırsınız.

Connect With The Shechina

 

Kılıç ve Kalkan: Arzular Üzerinde Çalışma

Soru: Kalkan ve kılıç, sağ ve sol çizgiler için bir benzetme midir? Öyleyse, ihsan etmek nedir ve almak nedir?

Cevap: Kalkan temelde arzularınızla çalışmanın kısıtlamasıdır. Kılıç, egoist arzularınızı özgecil olanlara dönüştürdüğünüz, düşmanlarınıza bununla vurduğunuz zamandır. Yani, onları yenersiniz, onları ele geçirirsiniz, böylece onlar almak için çalışmak yerine ihsan etmek için çalışırlar.

Soru: Onlu da  kalkan ve kılıcı edinir mi?

Cevap: Tabii ki. Bu, onları edinmeden önce kişilerin onluda toplanması gerektiği anlamına gelir. Ondan önce, kimseye ayrı olarak hiçbir şey verilmez.

Kabala tek bir kişi hakkında değil, bir vücut olarak bir araya gelen on kişi hakkında konuşur. Aksi takdirde, kendilerini birbirlerine karşı iptal edemezler ve bir şekilde Yaradan gibi olmaya başlarlar.

Shield And Sword: Work On Desires