Category Archives: Kabala

Arzuların Gelişimi, Bölüm 12

Kabala bizi neye yönlendiriyor?

Açıkça söylemek gerekirse, herkesin doğası, dünyadaki tüm canlıların yaşamını, kendi yararına kullanmaktır. Kişinin komşusuna verdiği her şey sadece zoraki, zorlama altında yapılır. (Baal HaSulam, “Dünyada Barış”)

Soru: Baal HaSulam, her insanın bir diğerini farklı şekillerde kullandığını yazıyor. İnsanların sadece% 10’u özgecil bir yönelime sahiptir. Ama yine de, Baal HaSulam’ın vurguladığı gibi, onlar kendi iyililikleri için bencilce özgecillerdir.

Kabala bizi neye yönlendirmek istiyor?

Cevap: Her şeyden önce Kabala bizlere, doğamızın ne olduğunu öğretir: biz her seviyede mutlak egoistiz. Fakat kendimizi cansız, hayvansal ve bitkisel seviyelerde ıslah etmemize gerek yoktur çünkü bunu yapamayız.

Kendimizi sadece insan seviyesinde yani toplum içinde ıslah etmemiz gerekir. Birbirimizle uyumlu bir şekilde bağ kuracağımız, birbirimizi değiştireceğimiz, birbirimizi destekleyeceğimiz bir toplum yaratmalıyız.

Sadece birbirimiz arasındaki bağlantı ağında, aramızdaki doğru iletişimde, egoizmin üzerine çıkabiliriz. Ve sonra tüm diğer egoizm seviyeleri de – cansız, bitkisel, hayvan – insan seviyesine katılacaktır.

Birliğin Özü ve Kökü, Bölüm 5

Neden sadece birlik olmuş insanlar futbol oynayabilir?

Yorum: Birçok bilim adamı, ortaklığın, birlik olmanın, ilişki kurmanın, birbirleriyle yaşama ve işbirliği yapma eğiliminin, yaşamın en büyük ayırt edici özelliklerinden biri olduğunu söylüyor.

Benim Yorumum: Hayat birlik üzerine inşa edilir.

Soru: Gelişim, karmaşık yapıların bütünleşmesinin, birleştirilmesinin, ortak büyümesinin bir yoludur.

Bir yandan, servet, güç ve bilgi arayışında ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı ve birbirine bağımlı insanlar, kabilelere, imparatorluklara ve devletlere entegre edilir.

Bununla birlikte, cansız, bitkisel veya hayvansal doğaya bakarsanız, bir araya geldiklerinde bir çeşit süper-akıl edindiklerini göreceksiniz. Örneğin, canlı hücreler birleştirildiğinde, bir süper organizma oluştururlar. Ve insanlar sadece futbol oynamak veya en fazla kendi türlerini öldürmek için birleşebilirler. Neden böyledir?

Cevap: Çünkü cansız, bitkisel ve hayvansal seviyelerde, doğanın tüm parçaları içgüdüsel olarak,  onların böyle yapmalarını sağlayan, daha yüksek bir gücün dış etkisi altında birleşirler. İnsan kendi içinde, egoizmine ters olan bu yöntemi, gücü ve birlik düzenini bulmak ve yaratmakla yükümlüdür.

Bu, insan dışındaki cansız, bitkisel ve hayvansal doğa koşullarında bulunmayan, insanları diğer her şeyden ayıran bencilliğe aykırı bir çalışmadır. Bu, insanların doğayı ifşa etmek için büyüyen bir akla, becerilere ve ilkelere sahip olmalarını sağlar. Onların altındaki her şey, cansız, bitkisel ve hayvansal seviyelerdedir.

Ancak, onların seviyesinde, insanın, toplumun seviyesinde, insanlar hiçbir şey ifşa edemezler. Sadece bazı ilkel bağımlılıkları keşfederler, daha da fazlasını değil. Sonuçta, sadece bir güçleri vardır yani ayırmanın egoistik gücü.  Onlar, özgecil olan, ikinci güce sahip değillerdir.

Bu nedenle, tek bir güçle çalıştıklarında hiçbir şey olmaz. Onlar, kesinlikle bencil gücü geliştirmek için birbirleriyle ilişki içinde olmaya çalışırlar. O zaman da bu, sürekli dürtüklemeler ve krizlerle çok kötü bir şekilde gerçekleşir.

Eğer insanların emrinde de olumlu bir güç olsaydı, olumsuz olana karşı çıkan bir güç, o zaman elbette her şeyde başarılı olurlardı.

Kabalistik Terimler: “Yesh Mi Ain”

Yorum: Kabala’da, “yoktan var olma” olarak tercüme edilen “Yesh Mi Ain” terimi vardır.

Cevabım: Bu terimi hiç çevirmezdim. “Yesh Mi Ain” olarak bırakmak daha iyidir.

Burada, var olan her şeyin sıfırdan geldiği anlaşılmaktadır – bir şekilde bir yerden, bir zamanlar yüksek manevi doğa alanından, yüksek bir zihinden, bir yaratılış planının ortaya çıkmasından. Ve ondan sonraki her şey bu düşünceden iner ve gelişir. Bu nedenle, Yesh Mi Ain şimdi var olan şeydir, ama bir zamanlar değildi.

Yaradan İnsanla Ne Tür Bir Bağa Sahiptir?

Soru: Yaradan bir insana karşı nasıl bir bağa, nasıl bir tutuma sahiptir?

Cevap: Bu, doğrudan bir bağdır. Yaradan, cansız, bitkisel ve hayvansal doğa ile insan seviyelerini yarattı ve O, tüm bu seviyeleri yönetmektedir. İlk üç seviye, sadece insan doğasının varlığını sürdürmek ve desteklemek için işlev görür.

İnsan doğası da dört bölüme ayrılmıştır: cansız, bitkisel, hayvansal ve insan seviyeleri, kişide bulunmaktadır.

Son seviye, kişinin içindeki insan seviyesi, Yaradan’ı ifşa etme ihtiyacı hissederken, diğer tüm parçalar, yani arzunun gelişiminin son safhası ifşa olmamış diğer tüm insanlar, henüz O’nu ifşa etme ihtiyacı hissetmezler ve bu onları ilgilendirmez. Onlar, huzurlu, hayvansal seviyede bir hayat yaşarlar.

İçlerinde, insan seviyesine ulaşma arzusunu geliştirmiş olanlar, onları yöneten güce, üstümüzde bulunan güce ulaşmanın ihtiyacını ve gerekliliğini hissetmeye başlarlar. Genel olarak, bu tür insanlar Kabala bilgeliğini araştırmaya gelirler.

Bağ İçin Özlem

Soru: Yaradan’ı edinmek için bir çerçeveye sahip olmak gerekli mi?

Cevap: Evet, çerçeve çok önemlidir. Onlar, Yaradan’ı hissetmek için kendimize empoze ettiğimiz Tzimtzum, Masah ve farklı kısıtlamalarla ilgilidir çünkü bizler sınırı olmayan hiçbir şey hissetmiyoruz.

Grup içindeyken ve kendimizi dostlarımıza bağladığımızda, hangi bağlantı ve bağlarla Yaradan’ı edinebileceğimizi hissedebildiğimiz bir koşula ulaşırız.

Soru: Yaradan ile bizim aramızdaki bağ ve engel neden yapılmıştır?

Cevap: Bu bağlantı egoizme karşı dirençten yapılmıştır. Dostlarla ve Yaradan’la bağ kurmak için olan özlem güçlerinin, kişisel haz için olan özlem güçlerinden daha büyük olması gerekir ve onlar, Yaradan’ı hissedebilmemiz için içimizdeki kısıtlamayı oluşturan şeylerdir.

Soru: Yaradan ile aramızdaki bağı, hangi arzularla hissedebiliriz?

Cevap: Dostlarınıza yönelik bir arzu ile. Bilinçaltımda Yaradan’ı, dostlarıma karşı olumsuz tutumumla reddederim. Dostlarıma yakınlaşmak istediğimde, Yaradan’ı hissetmeye yakınlaşırım.

Yaradan’a Bağlılık

Soru: Yaradan’a bağlı olmak ne demektir?

Cevap: Yaradan, bütünsel, sabit dinamik dengede olan, kapalı doğanın genel sistemidir.

Yaradan’a bağlı olmak demek, doğanın dengesini, onun homeostazını korumak demektir. Bu durumda, sağ ve sol çizgiler yani egoizm ve özgecilik, iyi ve kötü nitelikler, bütün doğanın uyumlu bir şekilde var olabileceği ve gelişebileceği şekilde dengelenmelidir, böylece tüm parçalar birbirini tamamlar.

Kaygıları Hazza Dönüştürmek

Yorum: Baal HaSulam, hazzın, iyi işlerin bir göstergesi olduğunu yazar. İyi eylemler kendi iyiliğiniz için değilse, haz ve memnuniyet ortaya çıkar.

Cevap: Maneviyattaki neşe doğru eylemlerin sonucudur, dünyevi seviyede ise bunun tam tersi olabilir – çalarsınız ve keyiflenirsiniz.

Soru: İyi eylem nedir?

Cevap: İyi eylemler, Yaratan’ınkine benzer eylemlerdir.

Soru: Evrensel kaygının, evrensel hazla yer değiştirmesi için, her insanın hangi seviyede ıslahı yeterli olacaktır?

Cevap: Kaygının neşeyle yer değiştirmesi için, Yaradan’ın hissiyatını bulmamız gerekir. Yaradan’ın hissiyatına “inanç” denir. O zaman tüm kaygılar, hazza dönüşecektir.

Dostlar İçin MAN’ı Nasıl Hızlı Bir Şekilde Yükseltebiliriz?

Soru: Dostlar için MAN’ı mümkün olduğunca çabuk yükseltmek için ne yapılması gerekiyor?

Cevap: Doğru an için beklemeye gerek yok. Bizimle fiziksel olarak olmasanız bile, sürekli olarak bir grupta olduğunuzu hissedebilir ve her zaman dostlar arasındaki bağı nasıl artırabileceğinizi düşünebilirsiniz. Bu kadar.

Bu arzunun, sizin için sürekli heyecanlanması için çaba sarf edin. Bu sizi her zaman çekecektir ve kendiniz ve arkadaşlarınız arasındaki bağlantı ağını bir bütün olarak hissetmeye başlayana kadar bir şeyler yapmanız gerektiğini hissedeceksiniz.

Kabala, Üst Dünyanın Fiziğidir

Soru: Egoizmim büyüdükçe ve ışığın etkisi azaldığında, kendimi düşüş içinde bulurum. Ve tersi, ışık egoizmimi kapladığında, yükseliş gerçekleşir. Bu fiziğe mi benzer?

Cevap: Kesinlikle, bu fiziktir! Ancak bizler bunu hesaba katmak istemeyiz. Kendimizi duygularımıza veririz. Ve genel olarak, bu mutlak bir gerçekliktir. Kabala her şeye sahiptir: formüller, grafikler ve diyagramlar. Kabala, tüm diğer bilimlerin, doğanın niteliklerinin ve eylemlerinin temelidir.

Soru: Bu, cansız, bitkisel ve hayvansal doğaya bakıp, tüm yasaları oradan almanın ve sadece onları insan toplumuna uygulamanın mümkün olduğu anlamına mı geliyor? Ve yapılacak doğru şey bu mu?

Cevap: Nispeten, ama her şeyi değil! Çünkü cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeler, bizim hayvansal kısmımızdır ve insan kısmımız, Kabala bilimi ile edinilir.

Yorum: Fizikte, evrendeki fiziksel bedenler arasında net etkileşim kuralları vardır. Ve insan toplumunda iletişimimizin net yasaları yoktur. İnsanlar birbirleriyle nasıl düzgün etkileşime gireceklerini bile bilmiyorlar.

Benim Cevabım:  Ne yazık ki, dünyamızda İnsan (Adam) seviyesine hitap eden böyle bir bilim yoktur.

Soru: Belki bir tür evrensel yasa vardır?

Cevap: Evrensel yasa mı, elbette bir tane var, ama o sadece Kabala’da öğrenilir. İnsanların doğru etkileşimlerinin ve onların cansız, bitkisel ve hayvansal doğayla,  Yaradan’la olan ilişkisinin yasasıdır. Kişinin egoizminin üzerine çıkması ve sadece negatif bir güçle değil, aynı zamanda pozitif bir güçle de çalışması gerçeğinden oluşur.

Bizim egoizmimiz negatif bir güçtür. Bizleri zorlar ve sadece bu dünyadan, var olan her şeyi almaya doğru iter. Ve Kabala bilimi, her iki gücün eşit olması ve birbirini dengelemesi için,  bunu ihsan etme niteliğiyle dengelemenin ne şekilde mümkün olduğunu açıklar. O zaman dengede olacağız. Başarmamız gereken budur.

Kabala Öğrenmekten Nasıl Haz Alırsınız?

Soru: Kişi Kabala öğrenmekten nasıl haz alır?

Cevap: Sadece, yaptıklarınızın büyüklüğünü anlayarak. Sonuçta, sizler en büyük bilimi, sadece dünyamızda, tüm evrende değil,  tüm dünyalarda çalışıyorsunuz. Bu bilim, tüm evrenin yapısını size ifşa eder, size sunar ve sizi onun içine sokar.

Bununla beraber, yaşam ve ölüm duygusunu kaybedersiniz ve aynı anda tüm niteliklerin içinde ve evrenin her seviyesinde olabilirsiniz.

Bunu anladığınızda, bunun hakkında düşünün ve yapın, dünyadaki en büyük şeyle uğraştığınızı görürsünüz ve tek yüksek güç olan Yaradan’ı bilir hale gelirsiniz. Daha iyi ne olabilir ki? Bu sizi gurur ve sevinçle doldurmalıdır.