Category Archives: Kabala

Hızlı Kabala İpuçları – 8/21/16, Bölüm 2

Soru: Sık sık bana öyle geliyor ki sanki bir şey yapmıyormuşum gibi hareket ediyorum. Bu benim hayal gücüm mü?

Cevap: Sana böyle geldiğini görmen mümkündür. Kabala bilgeliğini ciddi olarak çalışırsan, bunun nasıl ve nerede olduğunu, üst gücün sizi nasıl yönettiğini ve içinizde ne yaptığını hissetmeye başlayacaksınız.

Soru: Kabalist ne gibi hisler yaşar? Dünyamızdan haz alır mı?

Cevap: Kabalist, normal bir insandan milyarlarca daha fazla hisler yaşar ve bunlar dünyamızdaki hisler olsa bile, onları Yaradan ile ilişkilendirebilir.

Soru: Sezgi aynı zamanda arzunun ürünü müdür?

Cevap: Kabala’da, hiçbir sezgi yoktur. Sezgi, bilgi eksikliğidir, dünyamızda bir şekilde oluşturduğumuz, farkındalığın yokluğudur. Kabala’da, Işık bir arzuyu tam olarak doldurur ve ona rehberlik eder, yönlendirir.

Soru: Her şeyi Yaradan’a dayandırmanın, bağlamanın nasıl mümkün olduğuna bir örnek vermek mümkün müdür?

Cevap: Şamati kitabındaki makaleleri, özellikle de “O’ndan Başkası Yok” adlı makaleyi tekrar tekrar okumanızı öneririm, o zaman muhakkak üst güçle bağlantıyı hissetmeye başlayacaksınız ve O’nunla karşılıklı etkileşimin nasıl mümkün olabileceğini bileceksiniz.

Soru: Duygular kişiyi ele geçirirse ve kişi onları kendi kaynağına çeviremezse ne yapabilir?

Cevap: Yapabilirsiniz! Şamati’deki makaleleri okumaya devam edin, ancak ciddi olarak.

Soru: Bir kızla ilgili sabit hatıralardan kurtulmak nasıl mümkündür? Ona yönelik güçlü bir nefret duygusu dışında, hiçbir şey kalmadı.

Cevap: Bu, kızı ya da seni rahatsız etmez, üzmez. Tekrar ediyorum, Kabala bilgeliğini ciddi olarak çalış ve o seni doğru hedefe yönlendirecektir.

Blitz Of Kabbalah Tips – 8/21/16, Part 2

Hızlı Kabala İpuçları – 7/3/16

Soru: Onlu grup kavramına kaç kişi dâhil olabilir?

Cevap: Önemli değil. Rastgele ve sanal onlu gruplar olabilir. Önemli olan şu ki, bu insanlardan beş ila on kişi aralarında doğru bağı kurmaya çalışırlar. Doğru karşılıklı ilişkiler, sağ – pozitif ve sol – negatif çizgiler arasındaki ortak yaşam içinde olmalıdır.

Soru: Kabala bilgeliği açısından bağımsızlık ne demektir?

Cevap: Bağımsızlık, tamamen bir grup içine dâhil olduğumu hissettiğim zamandır.

Soru: Kabalistik metot doğru ve gerçek bir şekilde anlaşılmasına rağmen, o hala beni rahatsız ediyor ve kızdırıyor. Bunun üstesinden gelmek nasıl mümkün?

Cevap: Kabala, insanları rahatsız edebilir ve öfkelendirebilir, çünkü o, avucumuzun içinde değildir; onu istediğiniz şekilde kullanamazsınız. Doğanın kesin fiziksel yasaları onun içinde çalışır. O sabittir ve hiçbir şekilde onu değiştirme yeteneğine sahip değilsiniz. Bu her zaman bir insanı rahatsız eder. Ancak yapacak bir şey yok. Gerçek budur.

Soru: Programlarınızı izlerken pozitif güçleri çekebilir miyim?

Cevap: Evet. Kabalistik metodun birlik yolunda nasıl çalıştığından söz ederken çok büyük pozitif güç bizi etkiler.

Yorum: Bir anne her zaman çocuklarına karşı iyi değildir; bazen onların kendi iyiliği için bile olsa hoşgörüsüz ve serttir.

Benim Yanıtım: Bu onun iyi olmadığı anlamına gelmez. O iyidir. O sadece dışsal olarak her zaman bunu ifade etmez. Ancak çocukları için iyi olan şey, her zaman gözlerinin önündedir.

Soru: Egoistler arasında bir egoist olarak, özgecil olarak bir grupta yaşam ve toplumdaki yaşam arasında daima psikolojik veya ruhsal bir ayrım olmaz mı?

Cevap: Hayır, bir grupta yaptığınız gibi basit ve doğru bir şekilde çalışırsanız bunun ne kadar basit olduğunu göreceksiniz. O zaman daha çok sevilecek ve saygı duyulacaksınız. Bunun yüzünden kaybedeceğinizi düşünmeyin.

Soru: Yaradan’ın seviyesinde olma arzusunu nasıl geliştirebiliriz?

Yanıt: Kişinin ihsan etme ve sevme arzusunu geliştirmesi, sadece grubun ortak arzusu ile mümkündür.

Soru: Dünyamızın yanılsama olduğunu söylüyorsunuz. Bunu anlamak ve kavramak neden bu kadar zor? Her şeyin ve kişinin içinde bulunduğu doğru algıyı kazanmak nasıl mümkün olabilir?

Cevap: Üst Işık bunu yapar; hiçbir şeyi üretmenize gerek yok!

Soru: Benim niteliklerimden hangisi doğanın üst güçlerini etkileyebilir?

Cevap: Başkalarıyla bağlantı yoluyla, sadece olumlu güçle, Yaradan’la bir bağa ulaşmak için özlem duyarak.

Soru: Zaten çocukluktan gelen, çocuklar arasındaki dostane ilişkileri denetlemek tercih edilir mi?

Cevap: Bunu yapmanın gerekli olduğunu düşünmüyorum. Basitçe onlara bir örnek göstermek gerekir.

Soru: Çocukları aile içinde, bilinçli olarak Kabala bilgeliğine göre eğitmek nasıl mümkün olabilir?

Cevap: Bu sadece iyi bir kişisel örnek vasıtasıyladır. Büyüdüklerinde, birbirlerine kendilerini örnek verecek olmaları önemlidir.

Blitz Of Kabbalah Tips – 7/3/16

Erkeklerin Ve Kadınların Dünyayı Algılaması

Soru: Neden erkekler ve kadınlar dünyayı bu kadar farklı algılıyor? Bu farkın anlamı nedir?

Cevap: Bu sadece psikolojik ve daha fazlası değil. Her ikisi de egoisttir. Belki de fizyolojik ve psikolojik dönemler dışında algılarında fark yoktur, ancak bunun maneviyatla ilgisi yoktur.

Men And Women’s Perception Of The World

Egoizmin Gelişimi

Facebook’tan Soru: Toplumun gelişiminin içinde, egoizmin gelişimi olduğunu iddia ediyorsunuz. Neden özgeciliğin gelişimi değil? Bu, rekabeti teşvik etmek yerine aramızdaki işbirliğini teşvik etmeye başlamamız gerektiği olabilir mi?

Cevap: Dünyanın çağlar boyunca nasıl bir evrim geçirdiğini ve bunun yalnızca egoizm sonucu olduğunu görüyorum. Dahası, tüm bilim adamları ve araştırmacılar bunu onaylıyorlar. Kabala bilgeliği de aynı şeyi söylüyor.

Egoizm yoluyla, yani içimizdeki her şeyi alma arzusuyla ve her an kendimizi düşünerek gelişmemeliyiz: “Kendimi iyi hissetmem için ne yapmalıyım? Fakat paradigmamızı değiştirmeliyiz, yani: “Başkalarının iyi hissetmesi için ne yapmalıyım?” ı düşünmeliyiz. Bu önemli bir değişimdir, bir insanda, kendi başına yapamayacağı bir iç devrimdir.

Soru: Eğer doğamız saf egoizm ise kendimi nasıl değiştirebilirim?

Cevap: Bu bir içsel paradokstur, doğamızın çerçevesinden çıkamayız. Bunu düzeltebiliriz, ancak yalnızca üst gücün, Yaradan’ın yardımıyla.

Eğer Yaradan, O’nun gücünü bizim üzerimizde aydınlatıyorsa ve bir metal parçasını uzaktan hareket ettiren bir mıknatıs gibi bizi etkiliyorsa, kendimizi değiştirebilir ve egoizmimize ters yönde hareket edebiliriz.

Bunu yapmak için, Yaradan’ı, bizi tamamen farklı bir niteliğe taşıması için ikna etmeliyiz: almanın özelliğinden ihsan etmenin niteliğine, egoizmin niteliği değil ama özgeciliğin niteliği, nefretin niteliği değil ama sevginin niteliği.

Hadi onu yapmaya çalışalım. Kabala bilgeliğinin bize öğrettiği budur!

The Development Of Egoism

Dışımızdaki Dünya

Soru: Dışımızdaki dünyaya ulaştığımızı söylüyorsun. Peki, dışımızdaki nedir?

Cevap: Dışımızdaki, ihsan etmenin kalitesinde demektir.

Yaradan’ın özelliğini edinmek zorundayız ki bu da kesinlikle ihsan niteliğidir. Bunun ne olduğunu bilmiyoruz – bunu yalnızca elde ettiğimiz zaman anlayacağız.

Manevi dünya, Yaradan’ın özelliği, ihsan etme niteliği, kendinden çıkma, bütün bunlar hala bize kapalı.

Soru: Ama diğer yandan, her insan kalpteki noktaya sahip. Öyleyse, manevi bir kayıt, Yaradan’ın bu noktadaki kıvılcımı ve dolayısıyla ihsan etmenin ne olduğuna dair biraz da olsa anlayış var mı?

Cevap: Kalpteki bir nokta gerçekten var. Ancak bu sadece bir nokta! Bunun hakkında ne anlıyoruz, onun içinde ne hissediyoruz? Bu, manevi koşul karşısında, en küçük boyuta ulaşmış, parçalanmadan sonra bir noktaya dönen, siyah bir noktadır.

The World Outside Of Us

Yaklaşan Kongre Öncesinde Duam

Kabala bilgeliğini çalışmak ve algılamak, çünkü niteliklerimiz, arzularımız ve içten özlemlerimiz aracılığıyla bağlandığımızda, her birimiz çok büyük yeni güçler hissederiz. Bu güç yalnızca zihinde ya da kalpte değil, ancak meselenin içsel kazanımında, onun içsel hissiyatındadır.

Bu nedenle, özgür olmayı deneyin böylece yolumuzu takip eden herkese bağlanma ihtiyacını hissedeceksiniz. Onların özlemi sizden aktığı sürece dostlarınızı nasıl algıladığınız hiç fark etmez. Sonra onlar sayesinde manevi gelişiminizin bir sonraki seviyesini hissetmeye başlayacaksınız.

Hadi, kongreye bu şekilde hazırlanalım ve başarılı olacağız. Şahsen sürekli onun üzerinde çalışıyorum ve bu yüzden kongreden önce her zaman içsel olarak kafam karışır. Ardından kongre boyunca herkesle bağ kurarım. Böylece yeni seviyemizi görme fırsatı bulurum ve sizler, bunu benimle birlikte görebilirsiniz.

İfşa, inanılmaz harika bir gözlemdir!

My Blessing Before The Upcoming Convention

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 163

Soru: Eğer O’ndan başkası yoksa grup nedir? Grupta dostlar ve ben mi varım? Eğer her şey grup olmasa bile Yaradan’dan geliyorsa, eğer gerçekte grup, öğretmen, hiçbir şey ve hiç kimse yoksa grubun amacı nedir? Nasıl kafam karışmayabilir ve maddesel ve manevi anlamları karıştırmayabilirim?

Cevap: En iyi şey çalışmaktır ve Işık bulutları temizleyecektir.

Soru: Gruba gelmek istiyorum, ancak Yaradan bana bir his, belirli bir korku ve güvensizlik yaşatıyor ve beni yalnız bırakıyor. Eylemlerinin mantığını anlamıyorum. Kendimi ıslah etmemi istiyor, ancak yapmama da izin vermiyor mu?

Cevap: Bu böyle, sen çaba göstereceksin.

http://laitman.com/2017/02/answers-to-your-questions-part-163/

Özgecilik – Doğanın Temel Kanunu

Bizler tek ve aynı olan, “doğa” ya da “Yaradan” diye adlandırılan özel sistemin içindeyiz. Bu sistem kapalı, mükemmel ve sabittir ve insanlık bundan, tepkiler ve etkiler alır ve giderek daha fazla gelişir.

Sistem bizim üstümüzde işler, bizi buna uygun hale getirmeye çalışır, böylece kararımıza ve çalışmalarımıza göre, bilinçli olarak aktif, ayrılmaz parçalar haline gelerek, doğayı hisseder, ulaşır ve doğaya benzer oluruz.

Kişi bu sistemin ustası olmalı – tüm insanlar tek bir varlık gibi. Doğanın sistemi gibi mükemmel olabilmek için tek bir insan olarak bağlanmalıyız.

Birbirine ihsan etme, karşılıklı bağ ve destek, komşunu kendiniz gibi sevmeye kadar, var olduğumuz tek sistemin yasasıdır. Bu sistem, bizi onun koşuluna getirmek için üzerimizde çalışır.

Bu nedenle, komşuyu sevmekle ilgili yasa, arzumuz veya isteksizliğimiz ne olursa olsun, bize uygulanan zorunlu bir gelişim kanunudur. Kabala bilgeliği bize, bu yasayı nasıl yerine getireceğimizi öğretir; böylece Yaradan’ın ve yaratılanın karşılıklı rızasına göre, ilerleme iyi bir yolla olacaktır. O zaman gelişmemiz hızlı ve zevkli olacaktır.

İyi ya da kötü bir yolla, er ya da geç, doğanın sisteminin niteliklerine yaklaşmaya devam ediyoruz. Dünyanın her zaman değiştiğini, her defasında zorunlu gereksinimi yerine getirmek için daha gelişmiş koşullar ortaya koyduğunu görüyoruz. Tüm farklılıkların üstünde genel bir bağ olan özgecilik, doğanın temel kanunudur, bu yüzden insanlar arasında da gerçekleştirilmelidir/uygulanmalıdır.

Cansız madde, bitkiler ve hayvanlar seçme özgürlüğü olmaksızın var olurlar, ancak kişi bu yasayı anlamak ve kabul etmek zorundadır, o kadar ki, başka bir şeyi seçme fırsatı olsa bile, yine de başkalarıyla tam bağın bu özgecil yasasını tercih eder.

Özgecilik, gelecek olduğumuz, doğanın evriminin son koşuludur. Yol boyunca, daima iki koşuldan, iki çizgiden geçeriz. Sol çizgiye, acılara ve sıkıntılara gireriz ve sonra bağ kurmanın gerekli olduğunu anlarız ve sağ çizgiye koşarız.

İnsanlık bu şekilde hareket eder: bazen acımasız rejimler ortaya çıkar ve bazen daha nazik ve merhametli olanlar. Tekrar ve tekrar iyi ve kötü birbirinin yerini alır, sonunda, tüm bu acılardan sonra, “yeter!” diyecek ve tamamen birleşebileceğiz.

Soru: Sistemin insan davranışı üzerindeki tepkisi neden bu kadar karmaşık ve doğrusal değil? Bir ulus ayrılmaz bir biçimde hareket etmiyor ve sistem başka bir ulusa çarpıyor. Her şey çok kafa karıştırıcı ve ilerlemesi zor.

Cevap: Gerçekten, ilerleme, anlayışımıza ve duygularımıza göre değildir, ancak mantığa uygun olarak ve “mantık ötesi inanç” olarak adlandırılan üst derecenin hissiyatına göredir. Sonuçta, doğanın yüksek güçleri nedeniyle ilerliyoruz. Neden böyle düzenlendi, bu yolda hiçbir şey göremiyoruz?

Kabalistler şöyle açıklar, her şeyi görmek için bir fırsatımız olsaydı, asla daha yüksek dereceye yükselmezdik. Sadece seviyemizdeki maddesel anlayışlarımızı genişletirdik.

Ancak bir sonraki seviyeye geçmek için içsel çalışma programımızı, arzularımızı, niyetlerimizi ve düşüncelerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Aynı hissiyat ve mantık içinde kalarak bunu yapmak imkânsızdır. Yukarıdan güç almalı ve onun yardımıyla kendimizi sürekli geliştirmeliyiz.

Şu anda sahip olduğumuz araçlarla ek manevi gelişme elde edemiyoruz. Maddesel gelişme almak mümkündür, çünkü o aynı seviyede meydana gelir. Akıllı ve aptal, güçlü ve zayıf, başarılı ve kaybeden insanlar var, ancak bunların hepsi niteliksel gelişme ile ilgili değildir.

Niteliksel gelişme, cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeler arasındaki fark veya bir balık, böcek, köpek ve bir erkek arasındaki fark gibi bir sonraki seviyeye geçiştir. Bu, realitenin algısında niteliksel bir gelişme olduğu ya da her şeyi kontrol eden üst güce yakınlaşmada daha kesin olma anlamına gelir.

Böyle bir gelişme, üst derecede her geçen gün daha fazla yer alabilmek için kişinin mevcut derecesinden vazgeçmesini varsayar. Bu nedenle, niteliksel yükselişimizi kendimiz yapamayız. Onun üstüne yükselmeden önce üst dereceyi anlayamayız, çünkü o bizim üzerimizdedir. Biz bunu hissetmeyiz.

Taş bir bitkinin nasıl yaşadığını hissedemez. Dereceler arasında bağlantı vardır, his ve mantık içinde değil. Tam anlamıyla aklı ve mantığımı iptal ederek, bir sonraki derecenin bir tür önceden tadını alabilirim.

Taşın bitkiyi hissedememesi ve bitkinin taşı hissedememesi şeklinde, bu yüzden kişi de üst gücü hissedemez. Ancak sadece, ona yaklaşmak için çalışırsak, onun tepkisine neden oluruz ve neticede onunla temasa geçeceğiz.

Tarihte ilk kez insan, dünyamızdan üst dünyaya, doğanın merdivenine tırmanmaya başlamakta. Buradaki fark, taş ve bitki arasındaki farkla aynı değildir yani çok daha nitelikseldir.

http://laitman.com/2017/03/altruism-the-basic-law-of-nature/

Kabala Bilgeliğinin Bilgeliği

Soru: Yaradan’ın amacı yalnızca bize haz vermekse, neden ayrımcılık, hastalık ve ölüm gibi baştan beri kişi için olumsuz duyguların hazırlandığı bir sistem yarattı?

Cevap: Şu anki koşulumuzda biz, yönetilen “küçük canavarlar” gibiyiz, hâlbuki bir Adem (adam) kendisini üst dünya aracılığıyla yöneten ve kendisinden Yaradan’a benzer bir öz yaratan bir kişidir. Böylece ona Adem denir (“Domeh” sözcüğünden gelir- benzer). Dolayısıyla nasıl davranacağınızı siz seçersiniz, ya küçük bir canavar olarak kalırsınız ya da bir Adem haline gelirsiniz.

Esas olarak, fazla seçeneğimiz yok, çünkü ilerlemek ve gelişmek zorundayız; acı çekmek durgunlaşmamıza izin vermez. Bu nedenle istesek de istemesek de, acı bizi zorlayacak ve kendimizi, kaderimizi ve dünyamızı değiştirme imkânı elde edeceğiz.

Kabala Bilgeliği ön acılar olmadan bunu yapmayı mümkün kılar, başından beri karşı karşıya olduğu şeyi gören, akıllı bir kişi gibi davranır ve bu sayede kendisini bilinçli bir şekilde doğru karara yönlendirerek acı çekmesini önler.

The Wisdom Of The Wisdom Of Kabbalah

Hızlı Kabala İpuçları –7/24/16

Soru: Herhangi bir dilin olmadığı ve insanların birbirlerini düşünceler aracılığıyla anlayacakları bir zaman gelecek mi?

Cevap: Ümit ederim ki insanlar tamamen birbirlerine bağlandıklarında, dışsal iletişim olmadan duygu ve düşüncelerini aktarabilecekleri zaman gelecektir.

Soru: Eğer bu dünya yoksa ve sadece manevi dünya varsa, bu, fiziksel dünyada sahip olduğum herhangi bir algı ya da illüzyonun manevi bir etkinin sonucu olduğu anlamına mı gelir?

Cevap: Kesinlikle. Dünyamızda, yanılsamalarımızı da içeren, üst dünyadan olanın dışında başka bir şey yoktur.

Soru: Değerli öğretmenim, iyi görünüyorsun. Sizi her gördüğümde gittikçe daha da gençleşmiş oluyorsun. Gençliğin sırrını biliyor musun?

Cevap: Evet. Yaşlanmak istemiyorsanız, öğrencinizin olması gerekir. Onlardan güç, sağlık, coşku ve yaşam için arzu, size eklenecek ve daha genç görüneceksiniz. Deneyin!

Blitz Of Kabbalah Tips – 7/24/16