Category Archives: Kabala

Kabala İpuçları – 11/18/18

Soru: Yaradan iyi hislerin olduğu bir alanda mı ifşa olur yoksa Yaradan mı iyi bir histir?

Cevap: Yaradan, tüm dünyalarda, tüm yaratılışta, içimde olan her şeydir. O, seçme özgürlüğünüz – kendiniz için belirlediğiniz küçük bir parametre – dışındaki her şeyi belirler.

Soru: Istırabın yolu, Yaradan’ın bir arzusu mudur?

Cevap: Yaradan’ın arzusu, orta çizgide, O’na tam bir benzerliğe ulaşmamızdır çünkü O’nun durumu, mükemmellik durumudur.

Soru: Kişi manevi sistemin yasalarını ihlal ederse, mutlaka ıstırap çekecek mi?

Cevap: Bu, grupta dostlar arasındaki iletişim/bağ yasalarını ihlal ettiği zaman olur.

Soru: Kişi sonsuzluğa ve bütünlüğe ulaştığında, acı ve ıstırap hissetmenin gerekli olmadığı nokta bu mudur?

Cevap: Evet.

Soru: Sürekli olarak her şeyin Yaradan’dan geldiğini, O’nun bana karşı iyi olduğunu ve O’nu sevgi dolu bir varlık olarak hissettiğimi hayal etmeye çalışırım. O zaman minnettar hissederim ve gruba mutlu bir şekilde katılırım. Yaradan’ı hissetme arzusu egoizm midir?

Cevap: Hayır, bunlar doğru girişimlerdir. Kişi iyi hisler için çaba göstermelidir.

Soru: Ailemizdeki iyi ilişkiler vardı, fakat kocam çok fazla para kazanınca hemen değişti. Onun agresifliği aileye, çocuklara geçti. Ben iyiliğin, kişisel gelişimin yoluna devam etmek istiyorum, ama kocam artık beni dinlemiyor. Sabırla beklemeli miyim yoksa net bir şekilde ilerlemeli ve kendi yoluma mı gitmeliyim?

Cevap: Bana öyle geliyor ki burada hiçbir şey yapamazsınız. Kocanız için, seçtiği yolda ilerlemesini sağlamalısınız. Asıl mesele, siz ve çocuklarınız hakkında düşünmesi ve sizin manevi gelişiminizin yoluna devam etmenizdir.

Soru: Kişi grupta bile sadece haz almak ister, bu bizim özümüzdür. Ancak bu bir ıslah değil dimi?

Cevap: Hayır, bu ıslah değildir. Bir gruba ihtiyacınız var, böylece kendi üzerinize yükselebilirsiniz ve dostlar için duyulan kaygıyla, onlarla bağ vasıtasıyla Yaradan ile bağa ulaşacaksınız.

Soru: Her insan acılığı tatlılığa dönüştürmeye ve Ahişena’nın (hızlanmanın yolu) hızlı ve kolay yolunda ilerleyemeye hazır ve muktedir midir?

Cevap: Evet, zamanımızda her insan acılığı tatlılığa dönüştürebilir ve bu yaşamda yaratılışın amacına ulaşabilir. Kişinin kaç yaşında olduğu önemli değildir. Fakat herkes, yalnızca hedefe doğru daha az hata yapmaya çalışacak.

Soru: Dünyamız üst dünyayla karışır mı yoksa ayrı mı durmaktalar?

Cevap: Hayır, karışmazlar.

Soru: Gruptaki bir kişi ıstırap çekiyorsa, bu Kabala’nın yoluna girmeyeceği anlamına mı geliyor?

Cevap: Bu, şimdilik manevi olarak yükselmesine yardımcı olmak için, ıstıraplarını doğru şekilde anlayamadığı/belirleyemediği anlamına gelir.

Soru: Yaradan,  bizim ortak hayalimiz midir?

Cevap: Yaradan, aramızda yansıttığımız şeydir. Bunun anlamı, tüm izlenimlerimizin ve özlemlerimizin toplamı olarak O’nu ifşa etmeyi başarmamızdır.

Soru: Istırabın değil, Kabala’nın yolunu seçtiğimi anlamak nasıl mümkün olabilir?

Cevap: Bu, manevi olarak yükselmek için, grubu ve dostları sizinle birlikte ne kadar çektiğinize bağlıdır.

Blitz Of Kabbalah Tips – 11/18/18

 

Yaradan Sevgisi Uygulaması

Soru: Kabalistler Yaradan sevgisini nasıl uygularlar ve bu ne hissettirir?

Cevap: Bu uygulamayı birlikte deneyelim.

Sürekli olarak kendinizi Yaradan’ı sevmek, O’na karşı iyi şeyler yapmak, tüm ruhunuzla O’nu arzulamak, O’na daha yakın olmak ve O’nu hissetmek istediğiniz düşüncesinde tutmaya çalışın.

Deneyin ve bu bağdan yoksun olduğunuza dair içsel bir his geliştirip geliştiremediğinizi görün.

En iyisi, sürekli şöyle düşünmektir: “O’na iyi davranmayı çok isterim.” Böylesi içsel bir özlem, içinizdeki belirli hissiyatları çabucak uyandıracak ve daha sonra şunu söyleyebileceksiniz: “Gerçekten de içimde Yaradan’a karşı özel bir tutum var. Buna dayanarak daha fazla gelişebilirim.”

Tekrarlarım ve düşünmeye devam ederim: “Yaradan’a iyi şeyler yapmak için sürekli bir dürtüye sahip olmak istiyorum. Ancak Yaradan’ın bunu bilmesini istemiyorum. Bunu sadece kendim yapmak istiyorum.” Hepsi budur.

Practice Love For The Creator

 

 

Özel Manevi Bileşen

Yaradan’ı edinmek için bağa erişmemiz gerektiğini bile duymakta zorlanan insanlar vardır. Yaradan çok yüce ve akıl almazdır, O, hissetmediğimiz başka bir boyuttadır. O bizim aklımızın ve duygularımızın kapsamına uymamaktadır. Bu yap-bozu – Yaradan’ın görüntüsünü – içimizdeki düşüncelerden ve hislerden, O’nu bir şekilde hissetmemiz ve anlamamız için birleştiremiyoruz.

Oysa öte yandan, bunun dünyamızdaki basit fiziksel eylemlerle gerçekleştiğini söylüyorlar. İkisi arasındaki bağlantıyı anlamıyoruz: Başkalarına gülümser ve onlara iyi davranırsam bu nasıl yardımcı olur? Bunu ciddi bir oyun olarak değil, sadece ikiyüzlülük olarak düşünüyoruz. Bizler doğası gereği egoistiz ve içsel özü değiştirmeden dışsal davranışımızı değiştirmeye zaten çalıştık.

Ancak burada, kaynağa geri dönen ışık denilen özel bir manevi bileşen olduğunu, çekebileceğimiz özel bir güç olduğunu ve onun doğamızı değiştireceğini anlamamız gerekir. Bu nedenle, bağ kurmak, birbirimize yakınlaşmak, birbirimize destek olmak istemesek bile, bunu Yaradan’a yakınlaşmak için yapmalıyız. Bu zor bir iştir ve kendimizi bunun gerekliliği konusunda ikna etmemiz gerekir, böylece arzumuza karşı hareket ederek, rol yaparak ve oynayarak bile ıslah eden ışığı uyandırırız.

Çabalarımız ne kadar yapay ve doğal değilse ve yine de bunu yaparsak, bu o kadar fazla ışık uyandırır. Bu nedenle, başkalarıyla hiç bir bağda kalamayan ve bu prensibi kabul etmeyen insanların, bağ kurmak için en küçük çabaları sayesinde, büyük ıslah eden ışığı uyandırmaları paradoksudur.

The Special Spiritual Component

 

Rabaş’a Nasıl Yakınlaşabilirim?

Soru: Baal HaSulam’a ve size inanıyorum ama Rabaş’a yakınlaşamıyorum. Bunu nasıl yapabilirim?

Cevap: Baal HaSulam, Kabala bilimini edinen, genelleyen ve sistematik hale getiren büyük bir Kabalisttir. Kabala’yı bilim olarak değil, manevi bir edinim yöntemi olarak ustalaşmak için çalışırız. Bunlar birbiriyle ilişkili olmasına rağmen iki farklı şeydir.

Bir kişi manevi dünyaya kendisi girmek istediğinde, o zaman Baal HaSulam onun için bir teorisyendir. O, kişiyi ileriye götüremez. Rabaş, her adımda nerede olduğumuzu, ne yapacağımızı, nasıl davranacağımızı, bir grupta kendimizle ve Yaradan ile ne gibi etkileşimlerde bulunacağımızı açıklayarak bizi ileriye götürür.

Bir bankta yanımda oturup, ilk makalesini nasıl yazdığını iyi hatırlıyorum. Ona alüminyum sigara paket kağıdı verdim ve onun arka yüzüne, gelecekteki üç ciltlik kitabın ilkine, küçük bir makale yazdı.

İlk zamanlar ona sorular sordum ve onlara yazılı cevaplar verdi. İlk makaleleri bu şekilde ortaya çıktı. Daha sonra kendisi yazdı.

Bu makaleler olmadan ilerleyemezdik. Her sabah dersinde, Rabaş’ın makalelerine bir buçuk ila iki saat, On Sefirot’un Çalışmasına (Talmud Eser Sefirot) sadece yarım saat ve Baal HaSulam’ın makalelerine yarım saat ayırmaktayız.

İnsanların, Rabaş’tan önce, manevi alanı nasıl öğrenebilecekleri, bunu kendi içlerinde nasıl hissedebilecekleri ve farklı seviyelere nasıl ilerleyebilecekleri bile anlaşılmazdı. Bize öğrettiği şey budur çünkü bizim zamanımızda, bu dünyaya inen ruhlar ona ihtiyacı duyar.

Rabaş, Kabala ile ilgili uygulamalı, Baal HaSulam daha teorik bir Kabalisttir.

Rabaş’a yakınlaşabilmek için kişi, onun makalelerini okumalı ve onlarla ilgili derslerimizi dinlemelidir. Hepsi arşivdedir, ücretsiz kullanabilirsiniz, erişim ücretsizdir. Durmayın, okuyun yılmayın!

How Can I Get Closer To Rabash?

 

Bir Sinema Perdesinde Gibi

Soru: Yaradan, içimdeki değişikliklere bağlı olarak beni farklı şekilde etkiler mi? Yoksa O’nun etkisi aynı kalır ama benim algım mı değişir? Kim değişir: ben mi O mu?

Cevap: Dünyamızda, insanın: iklim değişikliği, çevre, toplumsal çevre ve diğer her şey ile ilgili neler hissettiğinden konuşuruz.

Oysa Kabala, her şeyin içimde olduğunu açıklar: toplum, insanlık, iklim ve olan her şey. Fakat ben bunu sadece dışarıda, benim dışımda, farklı doğa seviyeleri olarak görürüm.

Dolayısıyla kendimi içeriden değiştirerek dış dünyayı değiştiririm. Tersine, bana göre, dünya dışarıdaymış gibi gelir, böylece ben kendimi değiştirerek değişikliklerimin sonucunu görürdüm.

Etrafımda 360 derece bir “perde” olduğunu ve üzerinde dört seviyenin hepsinde meydana gelen değişiklikleri gördüğümü hayal edin: konuşan, hayvansal, bitkisel ve cansız. Bunlar bir sinemada olduğu gibi kendilerini dışarıda bir “perdeye” yansıtan arzunun dört aşamasıdır.

Burada iki yaklaşım vardır. Ya ben, kendimi değiştirerek, çevremdeki dünyayı daha iyi hale getiririm. Ya da aynı kalırım ve çevremdeki dünya beni değişime zorlamak için değişir. Yani, ya Yaradan beni olumlu bir güçle ileri çeker ya da olumsuz bir güçle arkamdan iter. Bütün bunları etrafımdaki “perdede”  görürüm.

Soru: O zaman, sürekli olarak birbirinin yerine geçen, yılın dört mevsimi hakkında ne söylenebilir?

Cevap: Bunlar dört mevsim şeklinde benim içimde yansıyan, ışığın dört safhası, dört temeldir. Her şey dört, beş veya on bölüme ayrılmıştır. Bu, bu şekilde dışa doğru yansıtılan içsel dünyamdır.

Like On A Cinema Screen

 

Kendi Hislerinizdeki Edinim

Soru: Kabalistler, Yaradan’ın özünün edinilemez olduğunu söyler. Bizler sadece O’nun yöntemini/yapısını ve önemini elde edebiliriz. Bunun anlamı nedir?

Cevap: Bu, edindiğimiz her fiziksel olgudan sonra gelir. Dışımızda var olan hiçbir şeyi edinmeyiz.

Diyelim ki belirli bir sinyal duyu organlarıma giriyor. Bunun ne tür bir sinyal olduğunu bilmiyorum. Kulaktan içeriye geçtiğini, kulak zarı üzerine baskı yaptığını, sonra çekice ve işitme organının diğer bölgelerine baskı yaptığını biliyorum. Sonra elektriksel sinyallere dönüşür, beyine geçer ve orada bazı kavramlarda görüntülenir.

Sizin sözlerinizden, bazı düşüncelerin ve hislerin beynimde açığa çıkması gerçeği ile ses titreşimlerinin kulak zarına ulaşması arasındaki bağlantı nedir?

Binlerce değişiklik meydana geldiği için, benim dışımda ne olduğunu bile söyleyemem. Ben sadece içimde olanı edinirim. İçimde olandan, tüm bunlar sanki dışarıdan geliyormuş gibi tecrübe etmeye ve keşfetmeye başlarım.

Yani, olgunun kendisini asla edinemeyiz, sadece içimizdeki yansımasını ediniriz. Bu dünya ile aynıdır. Bizim içimizde böyle gösterilir. Bu duvarlar, kitaplar, insanlar, televizyonlar, ışık ve karanlık gerçekten ne anlama geliyor? Bilmiyorum.

Soru: Bir erkeğin yalancı olduğunu varsayalım. Biyolojik bedeni madde, karakteri de yalancıdır. Anladığım kadarıyla, kişiden bağlantısı kesilmiş bir yalan, kişinin soyut formudur ve araştırılamaz. Bu doğru mudur?

Cevap: Bu, hatalara yol açan bir felsefedir.

Soru: Bu, onu araştırmanın mümkün olmadığı anlamına mı gelir? Kabalistler bile bunu yapamaz mı?

Cevap: Hayır, Kabalistler onu araştırabilir. Onlar manevi dünyanın tüm unsurlarını, yalnızca kendi edinimlerinden adlandırırlar.

Soru: Ama onlar soyut formu ve özünü değil, formun ve maddenin kendisini mi araştırırlar?

Cevap: Evet. Tabii ki. Bu yüzden buna Atzmuto denir, yani ne araştırabileceğimiz ne de hissedebileceğimiz bir olgudur. Bu bizim içimize girmeden önce vardı.

Örneğin, ses dalgası içime girer ve daha sonra tüm dönüşümlerden geçer, kulaktan başlayarak zihinde ne olduğu hakkında farkındalığa varana kadar, içimde var olur. Dışımda olan şeyi asla bilemeyeceğim, çünkü dışarıdadır. Benzer şekilde, Kabalistler edinimlerini, edinilemez olandan net bir şekilde ayırırlar, çünkü kişi hala yaratılmış bir varlıktır.

Not: Kabala’da bir kanun vardır: Yaradan’ın veya üst güçlerin görüntüsünü hiçbir şekilde karakterize etmeyin ya da oluşturmayın.

Benim Yorumum: Evet. Bilimin gelişmesinin bir sonucu olarak, şimdi açıklamak, 40 yıl önce Kabala öğretmeye başladığımdan daha kolay.

Günümüzde, etrafımızdaki her şeyin hacimler veya nesneler değil; dalgalar, kuvvetler olduğunu net bir şekilde açıklayabilirsiniz. Gerçek şu ki, tüm hacimler ve nesneler sadece bizim duyularımızda varlar ve realitede, bunların hepsi, üzerimizde doğasını anlamadığımız bir tür etkidir.

Sadece kendi içimizdeki hislerimizden var olan şeyler hakkında konuşabiliriz. Bu nedenle, bugün bunu insanlara, özellikle bu işlerin böyle yürüdüğünü zaten anlayan genç kuşağa anlatmak çok daha kolaydır.

Attainment In Your Own Feelings

 

Ruh Denilen Cihaz

Soru: Edinim ve derinlemesine öğrenme arasında ki fark nedir?

Cevap:  Her çalışma aklın yardımıyla gerçekleştirilir. Kişi istediği her şeyi çalışabilir ancak edinemez çünkü Kabala’da bilgi, niteliklerin birleşmesine dayanır.

Manevi dünyayı algılayamayız çünkü onun gibi yeterli niteliklere sahip değiliz. Örneğin, etrafımızda radyo dalgaları vardır ki bizler görmeyiz ve hissetmeyiz, ancak onları algılamamıza yarayan araçlar yaparız.

Aynı şekilde, manevi dünyayı algılayacak bir cihaz yapmamız gerekir. Buna ruh denir ve ruh, dünyamıza tamamen zıt olan üst dünyanın ihsan etme ve karşılıklı bağ niteliklerine sahip olmalıdır.

Onları grupta, Kabala bilgeliğinin öğrettiklerine tamamen bağlı kalarak bulabiliriz. Duyusal ve akılcı materyal toplarken onun içinizde yavaş yavaş nasıl oluştuğunu hissetmeye başlayacaksınız. Her türlü manevi unsurların yapısı, onların çeşitli bileşimleri, sınıflandırılmaları, seviyeleri vb. hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz.

Başka bir deyişle, Kabala Bilimini çalışırken – üst dünyanın fiziği- belli duygular, nitelikler ve algılar yavaş yavaş içinizde oluşur. Kendi içinizde modeller oluşturacaksınız: “Bu Bina, bu Malkut, bu Zer Anpin, o Parsa’nın üstünde, bu Parsa’nın altında” ve benzeri gibi.  Bu ruhunuzun kademeli/derece derece tasarımıdır.

A Device Called The Soul

 

 

 

Her Düşünce Ne Kadar Faydalıdır?

Esas mesele, Bilgi Ağacı’nın günahından sonra parçalanan ortak ruhu toplayıp, eski haline getirmektir. Bizler bu kırık kabı, çalışmalarımıza hazırlık aşamasındayken aldık bile. Bizden istenen şey eylemdir, bu konu hakkında yazıldığı gibi: “Ve Ben’i aralarında yaşayabileceğim bir Tapınak yapsınlar.”

Tapınak, tamamen ihsan etmeyi amaçlayan kutsal bir kaptır. Bizler onu tuğlalarımızdan, taş üzerine taş koyarak, diğer tuğlalarla bağ kurabilen taştan kalplerden inşa ediyoruz.  Tapınağı bu şekilde egoizmimizden, parçalanmış arzularımızdan, onları birbirine yapıştırarak ve üst gücün, Yaradan’ın içimizde yaşayabileceği bir yer oluşturarak inşa ederiz.

Bu bizim tek işimiz ve hedefimizdir ve bu nedenle her eylemin, düşüncenin ve arzunun bu kutsal kulenin, Tapınağın inşası için ne kadar faydalı olduğunu her zaman kontrol etmeliyiz.

How Beneficial Is Every Thought?

 

Kabala Çalışması Hayatıma Ne Getirir?

Soru: Hayatımdaki bütün olayları Kabala çalışmasına bağlayabilir miyim, yoksa bütün bu olaylar zaten başıma gelecek miydi? Kabala çalışması benim hayatıma ne getirir?

Cevap: Kabala çalışmanız hayatınıza amaç verir. Size, fiziksel bedeninizle kaybolmayan, ancak onun ötesinde aynen kalan sonsuz bir kazanç/yükselme sağlar. İhsan etme niteliği, egoizmin üstünde olduğundan bedenimiz öldüğünde bile varlığını sürdürür.

Kabala, bize bu dünyadaki yaşamdan tamamen saf bir fayda sağlar. Bu, tek bir yaşam veya birkaç yaşam döngüsü sürebilir ama Yaradan’la, O’nun seviyesiyle tamamen benzerlik koşuluna ulaşabileceksiniz. Bizim gelişimimizin amacı budur.

What Does Kabbalah Study Bring Into My Life?

 

Yaradan’ı Edinmek İçin Araçlar

Soru: Kabalistler, Yaradan’ın hissiyatının, birbirimizle olan bağı hissetmekten daha fazlası olmadığını söyler. Bu, Yaradan’ın içimde değil, diğer insanlarla aramızdaki bağda ifşa olduğu anlamına mı gelir?

Cevap: Bu, yalnızca Yaradan’ın ifşasıyla ilgili yardımcı bir araçtır. Gerçek şu ki, Yaradan ihsan eden, haz veren ve gelişen bir güçtür. Kendisinin dışına etki eder.

O’nu hissetmek için ihsan edecek ve haz verecek, benzer, uygun bir güç geliştirmeliyiz. İçimizde böyle bir güç yoktur. Sadece alma gücümüz vardır.

Bu nedenle, Yaradan’ı edinmek için en önemli şey, kendimizde alma gücüne ek olarak ihsan etme gücünü yaratmaktır. Bununla birlikte, kendimizde hiçbir şeyi değiştirmeyiz, olduğumuz gibi kalırız, yalnızca kendimizi diğer güçlerle tamamlarız.

İhsan etme gücünü geliştirerek her şeyi, Yaradan’a benzerlik yasasına göre hissetmeye başlarız. Benzerlik yasasına göre, alma niteliklerimizde çevremizdeki şeylerin var olduğunu hissederiz, aynı şekilde Yaradan’ı da geliştirdiğimiz ihsan etme niteliklerinde hissedebiliriz.

Bu nitelikleri oluşturmak,  yalnızca gruplarda bir araya geldiğimizde aramızdaki belirli bağ koşulları altında ve bize birbirimizle nasıl bağ kurabileceğimizi açıklayan Kabala’yı çalışmakla mümkündür. Bu bağda, ihsan etme niteliği olarak adlandırılan, bir sistem inşa etmeye başlarız. Sadece bu nitelik, Yaradan’ın niteliğini tutabilir ve onun içinde, yeni duyu organımız olarak, O’nu hissetmeye başlarız.

The Means To Attain The Creator