Category Archives: İntegral Eğitim

Evrenin Yeni Paradigması

İntegral Eğitim, 2. Konuşma

Prof. Michael Laitman ile psikolog Anatoly Ulyanov’un Konuşması

12 Aralık 2011

 

Evrenin Yeni Paradigması

İnsanlığın bugünkü gelişimi çok ilginç bir sonuca yol açıyor: Eğer daha önceleri, çalışmaya günde en az on saat adadıysak, bu konuya olan yaklaşımımızın günümüzde tam tersine değişmesi gerekiyor. Biz iş aramak zorunda olmamalıyız. Herbirimiz, sadece normal bir yaşam kalitesini ve geçim düzeyini sağlayacak ölçüde çalışmalıyız.

Bu, minimum bir seviye değildir; gerekli olarak kabul edilen bir standarttır. Biz bu seviyeden daha fazlasını edinme peşinde değiliz; anlıyoruz ki bizi çevreleyen doğa ile dengeye girmenin tek yolu budur.  Alma gücü ile verme gücü arasındaki denge – her kişi topluma ne kadar geri verirse, toplumdan o kadar alır – hepimizi, tüm insan toplumunu doğaya göre dengeler. (daha&helliip;)

Tüm İnsanlık İçin İntegral Eğitim Gerekir

Dr. Michael Laitman ile Psikolog Anatoly Ulyanov’un Konuşmaları

1. Konuşmadan alıntı,  11 Aralık 2011

Tüm İnsanlık İçin İntegral  Eğitim Gerekir

Dünyanın durumu hızla değişiyor ve yetişkinleri eğitmek için bir integral metodun  oluşturulmasına gerek olduğu ortaya çıkıyor. Gelişmiş ülkelerden çeşitli  mesajlar alıyorum: İşsizlik artmaktadır.

İnsanlar, işsizlik için sosyal yardım almalarına rağmen şaşkınlık içindeler. Şimdilik, bu yardımlar hâlâ  alınabilir, fakat bir sonraki adımda ne olacağı bilinmemektedir. Nihayetinde, işsiz kalacak yüzlerce milyon insandan bahsediyoruz, çünkü  kriz, ‘’öncelikli ihtiyaç’’ olmayan  tüm üretimi yok edecektir. Kimsenin ihtiyaç duymadığı şeyleri  üreten insanlar ne yapacaklar? (daha&helliip;)

Gelişim Yapısını Açıklamak

Gelişim Yapısını Açıklamak

Bugün, bizimde bir parçası olduğumuz doğanın tek yasasından bahsedeceğiz. İlerledikçe belli bir gelişim yapısı olduğunu görürüz. Nesilden nesle binlerce yıl süresince doğanın cansız, bitkisel, hayvansal ve insan seviyesinin gelişimini izledik.

Gelişimimiz aşama aşama gerçekleşir. Nesilden nesle, yıldan yıla ve hatta günden güne sürekli gelişiriz, ama nereye doğru? Bu soruya cevap vermek için, üzerimizde işleyen bu yasayı açıklığa kavuşturmamız gereklidir. (daha&helliip;)

Gelişimimizin Dönüm Noktası

Gelişimimizin Dönüm Noktası

Değişim sürecinde nesilden nesle değişiyoruz ve binlerce yıl sonra yetenek ve bilginin hükmettiği küresel, bütünsel bir toplum olarak yaşadığımız bu dünyada özel bir aşamaya geldik. Gelişimimiz süresince daha önce sahip olmadığımız güç, akıl, algılama yeteneği ve hissini edindik.

Geçirdiğimiz tüm bu aşamalar hoş olmasa bile bizi yolun sonundaki mükemmel aşamaya kesinlikle getirecektir. Halen daha gelişim sürecinin içinde olduğumuzdan sonucu tam olarak göremiyoruz, umalım ki kısa bir zaman sonra bu aşamaları hissetmeyi başarırız. (daha&helliip;)

Acı Olan Her Şey Kötü Demek Değildir

Acı Olan Her Şey Kötü Demek Değildir

Tarihimize bakacak olursak, sürekli olarak geliştiğimizi görürüz. Bitkisel ve hayvansal seviyeler yüzyıllardır zorlukla değişirken, biz birbiri ardına gelen nesiller vasıtasıyla, hatta tek bir nesil süresince geliştik.

Örneğin ben yaşamıma geçen yüzyılın ilk yarısında başladım ve şimdi 21.yüzyılda dünyanın nasıl değiştiğini görüyorum. Eskiden insanlar köylerine, kendi topluluklarına ve küçük kasabalara bağlıydılar, bugün ise her şey dinamik ve düşünce biçimi, hayata yaklaşım gibi konularda çok daha farklı.

Dolayısıyla şöyle bir soru akla gelebilir: Doğmuş olmamız ve yaşamamız yeterli değil mi? Neden değişmek zorundayız? Şu gerçektir ki, yeni doğmuş bir bebek anlamlı bir yetişkin hayatı yaşamaya başlamak, bir aile kurmak, çocuk sahibi olmak ve edindiği tecrübeleri onlara geçirmek için büyümek zorundadır. Neden insanlar hayvanların nesil zincirinden ayrı olarak, ek bir gelişime gereksinim duyarlar? Bu mücadele nerden kaynaklanmaktadır? İnsan gelişiminin amacı nedir? Bu bizim fark edemediğimiz bir şeydir.  (daha&helliip;)

Yeni Bir Dünya

Doğumun Mutlu Sancıları

İşsizliğin daha çok artacağı yeni bir döneme doğru yaklaşıyoruz. Halen dünyada iki milyon işsiz insan var. Gelecek yıl içerisinde bu sayı daha da artacak. Bu insanlar, hem kendileri hem de bütün olarak toplum ve hükümetler açısından depresyondan kanlı devrimlere ve savaşlara kadar, geniş bir yelpazede büyük sorunlara yol açacak.

Bu sebeple organizasyonumuz integral eğitim fırsatlarını araştırmakta ve işsiz olan insanları eğitecek bir kurs programı hazırlamaktadır. Bu kursun değişen dünyaya uyum sağlamalarında onlara yardım edeceğini ve arkadaşları, ailesi, toplum arasında, ülkesi ve çağdaş dünyada kendilerini daha iyi anlamaları ve hissetmelerine olanak vereceğini, umuyoruz.

Bu tarz konuşmaların gerekli olduğuna ve bunlar söylenmeden dünyanın hızla bir felakete doğru sürükleneceğine inanıyoruz. Hükümetleri ikna ettiğimizi ve tüm dünyanın zorunlu olarak bu dersleri öğretmeye başladığını düşünelim. Bazı ülkelerin, pratik faydaları sebebiyle bu projeyi uygun gördüğünü ve başka bir çıkış yolu olmadığını anladıklarını, farz edelim. Diyelim ki, hükümet bursu alarak bu dersleri çalışan, 30-40 yaş aralığında bir grup işsiz insan var. İlk toplantımızda etraflarında olup biten değişimleri anlamalarına yardım etmek için, onlara ne derim? Hayatlarını yeniden düzenlemeleri ve anlamaları için, onlara ne öğretirim?  (daha&helliip;)

Kapalı Sistemin İstikrarı

Soru: Siz integral topluluğun kapalı bir sistem olduğunu söylüyorsunuz. Sibernetik ve sistem örgütü derslerinden kapalı bir sistemin genellikle çok istikrarsız olduğunu hatırlıyoruz. Genellikle bir sistem açık ve ücretsiz olduğunda sağlam sayılır. Bu benzetme integral topluma karşı uygulanabilir mi?

Cevap: Bu dünyada kapalı sistemler dış faktörlerin etkisi altında olduğundan istikrarsızdır. Onlar bir şekilde dış etkiler ile bağlanmak, onları etkisiz hale getirmek, karşılıklı bağlantılar korumak ve bir şekilde etkileşim içinde kalmak için organize olmak zorundalardır. Başka bir deyişle, yaşayan bir sistem kendisi ile sınırlandırılmamalıdır. Gelişimini çevrenin etkisine rağmen, yapabileceği en iyi şekilde adapte olarak sürdürmelidir. Bu onların avantajınadır: Çevresi genişler vb..

Bahsettiğimiz bu sistemde, kişi sürekli yaşadığı toplum ile bağlı olmak zorundadır. O kendini yaşadığı toplumun içinde büyütmek zorunda ve tersi toplumda onun içinde. Yani, bu kapalı bir sistem ile ilgili değil, daha ziyade durmadan büyüyen bir sistem hakkında. Basitçe şöyle; Kendi içsel entegrasyonunu muhafaza etmek için, onun büyümesi ve aşamalı gelişimi ancak kabiliyet derecesine göre gerçekleşir.

Diğer tüm yönleriyle, şimdiye kadar ki tüm sistemler sürekli olarak çevre ile büyük bağlantılar kurarak kendini hazırladı.

İntegral Etkileşim Yolu ile Yeni Dünyaya Doğru

Soru: İlişkilerimizde arzumuzun yeni integral seviyeye doğru ilerlemesi ile kişilerin çektiği ızdıraba çözüm olabilecek olması mümkün mü?

Cevap: Ben eminim ki modern toplumda, integral birliğin tüm artıları ve eksilerinin dengeli olacak şekilde dağıtılması mümkün olacaktır. Bu uyum herkes tarafından algılanacak.

Bu gerçekten herkesi sakinleştirecektir. Sadece toplumsal ilişkilerde değil, ayrıca politika da, ekonomi de, yetiştirme de ve eğitim alanlarında. Ve bu insanlığı tamamen farklı bir düzeye yükseltecektir.

İnsanlar integral (ayrılamaz bir bütün olan) dünyada yaşadıklarını algılamaya başlayacaklar, bütün doğa dünyada.

Tamamen  integral etkileşimin gelişmesi yolu ile farklı bir dünya göreceğimizi düşünüyorum.

Neden Birbirimiz İçin İyi Bir Eş Değiliz?

Soru: İntegral eğitim kurslarındaki tartışmaların odağında ailesel ilişkilerle ilgili olarak sorular ortaya çıkmakta çünkü insanlar aile için problemlerden yorgun düştü ve insanlar ailelere ihtiyacı olmadığını hissediyorlar. Bir kişiye bir ailesi olması gerektiği fikri nasıl açıklanabilir? Bir kişinin gelişimi için bu tür ilişkinin sağlayacağı yarar nedir?

Cevap: Yakın zamana kadar insanlar çok ilkel yaşarlardı: Kasabalarımızı terk etmezdik, kişisel ilişkilerimizin yanı sıra cinsel hayatımızda ilkeldi – hiç bir şey talep etmezdik.

Bugün insanlar her geçen yıl hatta daha hızlı frekanslarda değişiyorlar. Eski aynı şeylerle tatmin olmuyoruz. Eğer sevdiğim bir kızla evlenirsem ve gerçekten yirmili yaşlarımızda birbirimize yakışsak bile daha sonra otuzlu yaşlarımda bu aynı kızı artık sevmiyorum. Ve ellili ve altmışlı yaşlarımda ise ikinci kadını da artık sevmiyorum. Ne yapılabilir? Bakış açılarımızın benzemediğini hissediyoruz ve bu hiç kimsenin suçu değil.

Bugün deneyimlediğimiz şey içsel gelişimimizin şiddetidir ve bu ne kadar hızlı değişiyor olduğumuzdur.

Bu sebepten dolayı, hiç kimse uzun – zaman evliliğini insanlara dayatamaz, özellikle şimdiki bu zamanda. Evlilik için çok ciddi teşvik edici bir sistem bulunmalı öyle ki insanlar evliliğin net bir yararını görebilsinler zira onlar alışkanlıkların, sorumlulukların, manevi ve fiziksel uyumsuzluklarını eşiyle beraber geçirdiği on veya on beş yıl sürecinde geçersiz kılmalıdırlar. Bu nasıl olabilir?

Daha yüksek bir düşünce var olmalıdır, bu dünyamızdan daha yüksek bir şeyler olmalı öyle ki sadece evliliğin içinde edinilebilecek bir ödül.

24.09.2012 Tarihli Kabala TV’den, ‘‘Bir Sosyal Çevre İnşa Etmek’’

İçsel Çaba Ölçülebilir mi?

Soru: Hangi kriterler bir kişiye onun bütünlük ve bütünselliğini kontrol edebilmesine yardımcı olabilir?

Cevap: Kriter çok basit ve açıktır: insanoğlu için kendi egoizminin üzerine yükselmek ve kendini grubun tüm üyelerine ‘‘dostunu kendin gibi sev’’ ilkesine göre ilişkilendirmektir.

Soru: Bu kriter ölçülemiyor. ‘‘Yükselmek’’  ya da ‘‘sevgi’’ ne demektir?

Cevap: Bu kriter dolaylı olarak ölçülebilir. Biz ne egoizmin üzerine yükselmeye yönelik olan içsel çabalarımızı ölçebiliriz ne de hangi ölçüde kendi arzularımızın içine diğer arzuları ekleyebileceğimizi hesaplayabiliriz ve daha sonra sahip olduğumuz kaynakları ve isteklerimizi kullanarak onları doldurmaya çalışırız.

Şimdiye kadar, bu bizim kontrolümüz altında değildir. Biz bizi yöneten iç kuvvetleri hissetmek için doğanın özüne (cansız, bitkisel, hayvan seviyeleri, konuşan seviyeden bahsedilmez) yeterince derinine inip işlemeyiz.  Biz burada adamın içsel dünyasının ölçümü hakkında konuşuyoruz.

Kendi egoizminin üzerine yükselmeyi idare eden bazı insanlar vardır böylece onlar ölçebilirler ve kendi her iki bencil ve özgecil arzularını hareket ettiren arzularının içindeki dönüşüm olasılıklarını ve yollarını ve kendi niteliklerinin her çeşit hareketini sağlamaya yardımcı olan metotları kesin olarak tanımlayabilirler. Ancak bu sadece kendileri ve kendi özellikleri üzerinde kontrolü kazanmış olanlarda mevcuttur.

Bu sadece manevi yapıyı (kişinin hissi dünyası) keşfeden biri tarafından ölçülebilir ve kolayca içine hareket edebilir. Bu yapı kişiye ifşa olduğunda ve tüm nitelikler sıralanmış olduğunda,  o zaman kişi bunların arasındaki korelasyonu görür. Egoizmini ölçebilir. Böylece kişi artık sayısız olmayan duygularını, kendi kişisel özelliklerinin kapasitesini ve gücünü kavrar. Onun için artık onlar gizli değildir.

1/7/12 Tarihli Kab TV Programından Alıntı ‘‘İntegral Dünya: İntegral Toplum Formları’’