Category Archives: Hayat

Doğanın Karşısında Çaresizlik

İnsanlık kendini belli bir alanda yaşıyormuş gibi hisseder. İçinde var olduğumuz şeye, dünyamız deriz. Bu, etrafı saran doğa, onun cansız, bitkisel, hayvansal seviyeleri ve insanlardır.

Dünyamız bir şekilde yönetilmekte ve kendi yasalarına göre yaşam sürmektedir. Bizler bu yasaları öğrenir ve onların arasındaki bazı bağlantıları, bizi nasıl etkilediklerini, onları nasıl etkileyebileceğimizi,  doğanın özelliklerini ve bu dünyada var olmamız için, onu kazançlı ve rahat hale getirmek için doğaya nasıl boyun eğdirileceğini bulmaya çalışırız.

Dünyada binlerce yıl süren gelişimimizin bir sonucu olarak, dünyamız hakkında hâlâ çok az şey bildiğimiz sonucuna varırız, çünkü onun içinde tahmin edemediğimiz olaylar gerçekleşmektedir ve kontrol edemediğimiz güçler vardır. Onlar bizi korkunç bir şekilde etkilerler, korkuturlar ve bizi küçük, önemsiz ve berbat hissettiren durumlara sokarlar.

Bilimin başarılarına rağmen, ne zaman bir deprem veya bir kasırga olacağını ve bunların etkilerinin ne olacağını bilmemekteyiz. Genel olarak, gelişmekte olan, bize büyük sıkıntılara neden olan, muazzam doğa güçleri vardır ve bu konuda hiçbir şey yapamamaktayız.

Yaşamlarımızla hiçbir şey yapamamakta, iyi bir toplum yaratamamakta, eşler, çocuklar ve ebeveynler arasında doğru ilişkileri kuramamaktayız. Hayatımızda sınırlı olduğumuz, doğanın karşısında ve kendimiz karşısında zayıf olduğumuz gerçeği hakkında hiçbir şey yapamamaktayız. Yaşam ve ölüm karşısında çaresiziz ve bunu çok iç karartıcı buluruz. Bilinçaltında bu bizi küçük düşürür/utandırır.

Genel olarak, hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir dünyada yaşamaktayız.

Soru: Doğanın bizi geliştiren, fakat bizim bilmediğimiz belli algoritmaları(işlem süreci) var mıdır?

Cevap: Onları biraz anlasaydık ve yavaş yavaş onları bilmeye gelseydik bile, bu bize yönetim konusunda yardımcı olmazdı. İnsanlığın gelişimi, sadece bir şekilde kendimizi doğanın olumsuz etkilerinden koruduğumuz gerçeğini ortaya koyar, daha fazlasını değil.

Kişi kendisinin, onu her seviyede yöneten güçler sisteminin içinde var olduğunu keşfeder. Ekonomi, aile ilişkileri, devlet ilişkileri veya ekoloji alanında hiçbir şey yapamayız. Bizim çağımızda, böyle bir refah, böyle bir güç ve bu tür doğa anlayışını elde ettiğimiz zaman, ancak çok zayıf olduğumuza ve bunu bilmediğimize ikna olmuş oluruz.

Helplessness Before Nature

 

Manevi Çaba İçin Enerjiyi Nereden Alırsınız?

Soru: Kabalistler manevi çaba için enerjiyi nereden alırlar?

Cevap: Sadece Yaradan’dan!

Enerjiye sahip olmak, sağlıklı olmak, manevi olarak çalışmak, bunları istiyorsunuz, sorun değil! Her şeyi alacaksınız! İstediğiniz kadar enerjiyi!

Sadece enerjinin yukarıdan akmasına izin verin, böylece başkalarına yakınlaşmanın, sevginin ve ihsanın niteliğine ilerlemenin doğru manevi eylemlerini gerçekleştirebilirsiniz. O zaman sonsuz miktarda enerjiye sahip olacaksınız.

Bu, beynimizin veya vücudumuzun bir takım hareket gerçekleştirmesi için ihtiyaç duyduğu türden enerji değildir. Bu tamamen farklı bir enerjidir. Bu tüm etrafımızda olan, sonsuz bir şekilde, manevi evrende sınırsızca yayılır.

Where Do You Get Energy For Spiritual Efforts?

Reenkarnasyondan Korkmak

Soru: Ölmekten korkmuyorum, ama tekrar doğmaktan korkuyorum. Yaradan’ın burada niyeti nedir?

Cevap: Yeniden doğmaktan korkuyorsunuz, çünkü doğum, anaokulu, kreş, okul, hastalıklar, aşılar, sorunlar, aşağılanmak vb. ni tekrar yaşamak zorunda olduğunuzu biliyorsunuz.

Bilge adamların oturdukları ve şöyle düşündükleri söylenir: “Kim daha mutlu: doğmuş kişi mi yoksa doğmamış kişi mi?” Ve doğmamış olanın daha mutlu olduğuna karar verdiler. Ama eğer doğduysan, o zaman görevini yerine getir ve bir daha asla doğma.

Fear Of Reincarnation

Yaşam, Ölüm Ve Bilinç

Soru: Eğer ruh değilse, o zaman reenkarnasyonda, yeni doğumda yeni bedene ne girer?

Cevap: Kalpteki nokta.

Soru: Biyolojik beden öldüğünde, bilincimize ne olur?

Cevap: Hiçbir şey olmaz. Gerçek şu ki, bilincimiz, egoizmimizi korumak için vardır. Egoizm öldüğü zaman, yani bizden gizlendiğinde, o zaman bilinç bizim için yararsız hale gelir. Bu nedenle kaybolur.

Ancak bizim metodumuzun yardımıyla, yeni bir tür bilinç ve yeni bir tür arzu geliştiririz. Yeni bilinç, yeni arzuya – verme arzusuna – hizmet eder. Ve bunun için ölmemize gerek yoktur. Bedenimizin şu anki var oluşunda, birçok yaşam ve ölüm yaşayabiliriz.

Dahası ölümümüzü hissetmeyeceğiz, çünkü zaten tamamen farklı bir “bedenin ötesinde” koşulu içinde olacağız.

Life, Death, And Consciousness

Geleceğimiz Robotlar

Haberlerde (Reuters): “İsviçreli mühendislik grubunun Cumartesi günü yaptığı açıklamaya göre ülkedeki en büyük endüstriyel robot üreticisi konumunu korumak amacıyla Şangay’da 150 milyon dolara inşa etmeyi planladığı Çin’deki yeni ABB (ABBN.S) fabrikasında robotlar, robot üretecekler…

“Çin, oradaki insan işçilerin ücretleri arttıkça ve ülke düşük maliyetli ülkelerle daha fazla otomasyon ile rekabet etmek istediğinden robot işgücünü genişletiyor. ABB, 2017’de, dünyada satılan her üç robottan birinin, neredeyse 138,000 robot satın alan Çin’e gittiğini bildirdi.

“ABB’nin 7,000 metrekarelik yeni fabrikasının, insanların ve robotların birbirlerine yakın mesafede güvenli şekilde çalışabilmelerine izin veren yazılımı kullanacağını söyleyen şirket, YuMi robotlarının ( insanlarla yan yana çalışmak üzere tasarlanmış) bir ABB robotu imal etmek için gerekli küçük parça montaj görevlerinin çoğunda kullanılacağını da ekledi.”

Soru: İnsanlar, gazeteciler ve bilim insanları geleceğimizin robotlar tarafından yönetilmesinden endişeliler! Geleceğimiz, robotlarla neye benzeyecek?

Cevap: Geleceğimiz, bir insanın manevi çalışma dışında bir işinin olmayacağı bir duruma doğru ilerliyor. Sadece robotların yapamayacağı şeylerle ilgileneceğiz—aramızdaki doğru içsel, manevi birleşme.

Robotlar geriye kalan her şeyle ilgilenecekler. Genel olarak, dünyamız yavaş yavaş hepimizin maneviyata geçeceği noktaya ulaşıyor. Sadece robotlar maddi dünyada kalacaklar. Sonrasında, onlar da yok olacaklar.

Esas olarak, dünyamız yavaş yavaş kendini fiziksel bir madde olarak değil, kuvvetlerin, ruhun, bir kuvvetler ağının dünyası olarak gösterecek. Madde gerçekten yoktur. Bunu zaten kuantum fiziğinde görebiliyoruz.

Bu yüzden, robotların bizim yerimizi alacağı gerçeği konusunda endişelenmek için hiçbir neden yoktur. Aksine, yaptığımız her şeyin robotlara aktarıldığından emin olmak için çaba göstereceğiz ve robotların yapamayacağı şeyleri yapacağız: manevi çalışma, aramızda birleşmek ve varoluşun bir sonraki seviyesine, manevi dünyaya çıkmak.

Our Future Is Robots

Zengin Ağlaması

Haberlerde (Bloomberg): “Dünyanın En Zengin İnsanları 2018’de 511 Milyar Dolar Kaybetti”, “Dünyanın en zengin insanları, bu yıl 511 milyar dolar kaybettiler, arka arkaya yapılan mal tasfiyesi satışları nedeniyle yılın ilk yarısında yapmış oldukları kar yok oldu.”

Benim yorumum: Gerçek şu ki, insanların ilerlemesini engellemek için bir fırsata sahip olup olmadıklarını anlamaları gerekmektedir. İnsanlara, karşılıklı bağ için, onların tamamlanmaları için, herhangi bir bilgi vb. için ne kadar oyuncak sunarsanız o kadar titiz ve seçici hale gelirler.

Artık Facebook’la bile o kadar ilgilenmiyorlar. Onlar sadece reklamlara bakamazlar. İnsanlar o kadar bıktılar ki, çocuklara bile baskı yapamazlar.

Yani, zenginlerin son 20 yılda yapmış oldukları her şey gittikçe daha az işlemeye başlıyor. Tüm entelektüelliklerine rağmen, bu geçer/sona erer. Egoistik birikim dönemi kendini çürütmek zorunda kalacaktır.

İnsanlık hala gelişiyor. Bu nedenle, biriktirdikleri bu dolarların hiçbir değeri olmadığını ve artık para kazanma fırsatlarının olmayacağı zamanın çok hızlı bir şekilde geleceğini görüyorum.

İnsanların genel olarak daha fazla basitlik için gayret göstereceğini düşünüyorum. Onlar, çimenlere oturmak, biraz içmek, bir şeyler atıştırmak, normal müzik dinlemek, kuşların ötüşünü ve etrafta koşan çocukların kahkahalarını isteyecekler. Kalbe çok yakın ve hoş bir şeyler isteyecekler ve kafalarını, beyinlerini, ruhlarını ve duygularını çok yapay bir şeyle rahatsız etmeyecekler.

Umarım bu şekilde olur.

The Rich Cry

Ölüm Geciktirilebilir Mi?

Soru: Ölüm gibi doğal bir olay, neden içgüdüsel olarak korku yaratır? Onun manevi kökü nedir?

Cevap: O kayıptır, gözden kaybolmaktır, yok oluştur, hiçbir şey kalmaz. Bir egoist olarak kişi, hayatı çoğunlukla ıstırapla dolu olsa da onu kaybettiği için çok üzgündür.

Üstelik, yaşamımız boyunca elde ettiğimiz haz miktarını, çektiğimiz acıya oranla hesaplasaydık o zaman, elbette, yaşamaya değmez. Buna rağmen, hayvan bedenimiz buna gerçekten meydan okumaktadır.

Soru: Ölüm korkusunu doğru bir şekilde nasıl kullanabiliriz?

Cevap: Şu an için, ölümden korkmamız gerekir, böylece Kabala’da belirtildiği gibi, bu bizleri gerçek yaşamı seçme olasılığına itecektir. Bu nedenle; sonsuz, mükemmel bir yaşam elde etmek için ölüm korkusuna ihtiyacımız vardır.

Soru: Yaradan’dan, daha fazla maneviyat edinebilmek için, ölümü geciktirmesini istemek mümkün müdür?

Cevap: Bu yanlış bir sorudur. Ölümü ertelemek yerine maneviyatı edinmeye çalışın.

Can Death Be Delayed?

Yaradan ile Nasıl Doğru İletişim Kurabilirsiniz?

Soru: Kişi gün boyunca Yaradan ile doğru bir şekilde nasıl iletişim kurar?

Cevap: Nasıl isterseniz, önemli olan unutmamaktır.

O`nunla tamamen farklı koşullardan iletişim kurabilirsiniz: sevgiden, nefretten, azarlayarak veya kutsayarak. Ne istiyorsanız onu yapın! Tüm olayların/durumların arkasına gizlenen O’nu bulmaya çalışın; asıl mesele sımsıkı tutmak ve kaybetmemektir. O`nu yakaladığınızda, kendi içinizde her zaman bununla yaşayacağınız bir koşul bulmaya çalışın.

Nasıl birden bire arap saçı gibi hayatın tamamen öngörülebilir, anlaşılabilir ve sebep-sonuç şeklinde çözülmeye başladığını anlayacağınıza dair hiçbir fikriniz yok. Kök ile, başınıza gelen her şeyin kaynağıyla bir bağa sahip olacaksınız.

How Can You Communicate Correctly With The Creator?

Ölüm Korkusu

Soru: Yaratan’ı haklı çıkarıyorum, ancak haklı çıkaramayacağım tek şey fiziksel ölüm. Ne yapmalıyım?

Cevap: Eğer ölüm korkusu olmasaydı, bu dünyada büyük bir karışıklık yaratırdık. Ölümsüz olduğumuzu hayal edin. Bir insan kendine ve başkalarına ne kadar çok zarara neden olurdu? Sonra her gün, bir Anka kuşu gibi, tekrar doğar/ayağa kalkar ve her şey tekrardan yine aynı olurdu. Bu korkunç!

Ölüm kurtuluştur. Ölüm korkusu olmasa, bir insan hiçbir şey yapmazdı. Çok hızlı bir şekilde kendini ölüme götürürdü.

Ölüm korkusu, bir insanı yaşamın anlamı hakkında düşünmeye zorlayarak yardım eder; “Ne için? Ne? Neden? Hangi hesapla/sebeple hayatımı sonlandırırım? Bundan başka bir şey var mı?”

En önemli soru: “Ne için yaşıyoruz?”

Not: Ama her nasılsa kimse bunun hakkında sormaz.

Yorumum: Bilinçaltında, herkes yapar! Çocuklar bile bu soruya sahiptir.

Soru: İnsanları, ölümün başka bir koşula geçiş olduğunu açıklayarak eğitmek mümkün müdür?

Cevap: Tabii ki. Psikolojik olarak bir insana her şeyi yapabilirsiniz, o ölümden korkmayacaktır.

The Fear Of Death

Yaratan Bizi Nasıl Geliştirir?

Soru: Yaradan, bizi haz ya da acı vasıtasıyla mı geliştirir?

Cevap: Bunu acı vasıtasıyla yapar, çünkü bilmediğim zaman acı çekerim ama keşke bilebilsem, edinebilsem, hissedebilsem ve görebilseydim!

Acı çeken Kli (kap), edinim için temeldir. Ancak, ıstırap, arzu edilen için sevginin ve özlemin acısı olabilir, bu da onu gerçek edinimden daha tatlı yapar.

Arzu ettiğiniz bir şeye özlem duyduğunuzda, edinimi aldığınız kap sınırsızdır. Onun ne olduğunu bilmiyorsunuzdur ve bu yüzden bir arayış, akış içinde yaşarsınız. Bir şeyi edinir edinmez, çok sınırlı olduğu ortaya çıkar. Bunun nedeni ise onun üzerine bir sınır koymanızdır. Sonunda Kli’nin hiçbir şeyle sınırlı olmadığı, tam ıslaha ulaşırız.

Soru: “Acı” kelimesi hem bizim dünyamızın hem de maneviyatın anahtar mıdır?

Cevap: Evet, ancak bu ne tür bir acı üzerine olduğuna bağlıdır: hazzın elde edilmesi için mi, realitenin tamamlanması mı yoksa karşılıksız acı çekmek için mi gereklidir.

How Does The Creator Develop Us?