Category Archives: Grup

Kalbimi Yaratılışın Amacına Nasıl Yönlendirebilirim?

Soru: Sık sık kendimi kötü düşüncelere ve arzulara sahip olduğum bir koşulun içinde buluyorum. Kalbimi tekrar tekrar yaratılışın amacına nasıl yönlendirebilirim? Gittikçe zorlaşıyor, bu benim için bir mücadele.

Cevap: Doğal olarak, bu bir mücadeledir. Bunun iki nedeni vardır: ya daha yüksek bir seviyeye çıkmak ya da büyük ihtimalle dostlar arasındaki bağ zayıflıyordur. Bu aynı zamanda bir sonraki dereceye yükselmenin bir sonucudur.

Grup içinde bağı güçlendirin ve her şeyin nasıl kolay, özgür ve sevinçli hale geldiğini göreceksiniz.

Yaradan’la Dört Antlaşma

Soru: Maneviyatta dört antlaşma var. Bunların gerçekleştiği bir sıra var mı?

Cevap: Hayır, bizler sadece grup içindeki ortak arzumuz üzerinde çalışmalı ve onu tamamen ihsan etme kalitesine bağlamayı amaçlamalıyız. Bunların hepsi çalışma sırasında aşamalar halinde yapılır. Yaradan bize üst gücü verdiğinde, bu içimizde gerçekleşecektir.

Soru: Bu dört antlaşma ile ilgili olarak biraz kafam karışırsa ne olur?

Cevap: Onların kaç tane olduğunu düşünmeyin bile! Bizler sadece dostlarımızla ve Yaradan’a doğru ilerlemeyi çalışan tüm büyük dünya grubuyla ve sonrasında, herkesi kendi güç ve yetenekleri ölçüsünde birbirleriyle ve Yaradan ile bir antlaşmaya getirmek için, tüm insanlıkla bağ hakkında düşünmemiz gerekiyor.

 

Yaradan’ın Yüceliğinde Güçlenmek

Rabaş, “Toplantının Gündemi – 2”: Bu demektir ki eğer iki dost birlikte oturur ve Yaradan’ın önemini nasıl artıracaklarını düşünürlerse, aşağıdan uyanış şeklinde Yaradan’ın yüceliğini artıracak güce zaten sahip olurlar.

Sadece birlikte oturup Yaradan’ın önemini kendi gözümüzde nasıl yükselteceğimizi düşünmemiz yeterlidir ve bu sayede O’nun büyüklüğü ile güçleniriz. Yaradan’ın gözümüzde ne kadar önemli olabileceği hakkında daha fazla düşünmeliyiz. Buna bağlı olarak ilerleyebileceğiz.

Grupta, her şey hakkında konuşabilirsiniz ama öyle bir şekilde ki konuşmanın başında ve sonunda Yaradan’la ve amaç ile bağ kurarız.

Konuşmaya, bunun bizi hedefe götüreceği, bize rehberlik edeceği ve bizi ona yaklaştıracağı gerçeğiyle başlamalıyız. Ve az önce konuştuğumuz şeyin bizi hedefe ne kadar yaklaştırdığını kontrol etmemizle bitirmeliyiz.

Sadece bu dikkate alınır ve sadece bunu takip etmeliyiz.

Sadece dostlarımda amacın büyüklüğünü hissedebildiğim ölçüde ona yaklaşabileceğim. Onu istediğim kadar geliştirebilir, kendimi adayabilir ve kendime çekebilirim, ancak bu yardımcı olmaz. Grubu etkilemeliyim ve grup da beni etkilemeli.

Bu ölçüde, hedefin yüceliğinden, belki de bana ifşa olmaya başlayacağı noktaya kadar heyecan duyacağım.

Anahtar Hızlanmadır

Soru: Bir durum meydana geldiğinde Yaradan’ın bunu benim iyiliğim için gönderdiğini biliyorum. Dostlarımın iyiliği için bilinçli olarak tepki veririm ama bir yanım bundan zarar görür. Doğru şeyi mi yapıyorum?

Cevap: Hala nerede olduğunuzu netleştirmek için size her zaman acı vereceğini anlamalısınız. Manevi Partzuf sürekli olarak çelişkili niteliklerdedir.

Malhut’ta egoist bir arzu vardır. İlk dokuz Sefirot’tan gelen üst ışığın Malhut üzerindeki etkisinden dolayı, kendisini ilk dokuz Sefirot ile ilişkili olduğu kısma (ihsan etmenin nitelikleri) ve bu niteliklere atfedemeyeceği kısma ayırabilir. Böylece o, iki kısma ayrılır.

Kendisini ihsan etme nitelikleriyle ilişkilendiren kısım, Malhut’taki ıslah edilmiş kısımdır. Ve kısıtlama (Tzimtzum) altındaki kısmı kullanma hakkımız yoktur. Bunu yapmak istesek de, kullanım kendi iyiliği için olacağı için reddederiz. Bizler bu şekilde çalışırız.

Bu çelişki insanın içinde her zaman vardır. Ona nerede olduğunu, hangi aşamada, hangi durumda olduğunu ölçme ve anlama fırsatı veren budur. Yalnızca ışığın ya da yalnızca karanlığın deneyimine sahip olamayız. Tüm hissiyatlardan çıkış yolu budur. Ya tam ışık ya da tam karanlık aynı şeydir. Kap (Kli), kendisini derecelendirebilen, ölçebilen ve tartabilen bir arzudur.

Bu yüzden endişelenmeyin, devam edin. İçinde bulunduğumuz durumları hiç düşünmemize gerek yok. Bizim için asıl olan tüm bu durumları hızlıca fark etmek, kendi içimizde işlemek ve birinden diğerine geçmektir. Hepsi bu. Ana şey hızlanmadır.

 

Hiçbir Niteliği İhmal Etmeyin!

Soru: Eğer dostlarımın kıskançlığı beni rahatsız ediyorsa ne yapmalıyım?

Cevap: Sinirlen ve seni sinirlendiren şeyi takdir etmeye çalış. Kıskançlık, dostlarını görmemek ve onları kıskanmamak için gözlerini onlara kapatmana neden olabilir. Ya da belki de tam tersine, dostlarını kıskanmamak ama en azından onlar gibi olmak adına daha fazla çalışmak ve bir şeyler yapmak için seni ileriye itebilir.

Soru: Dostları kıskanmak neden bir ilerleme olarak kabul ediliyor; bu egoizmin bir niteliği mi?

Cevap: Ama onlar büyüktür! Hedefteler! Birçoğu! Şayet onlara yaklaşmaya, onlara katılmaya çalışırsam -ve kıskançlık, onların sahip olduklarını elde etmek istediğimdeki niteliktir- o zaman onlardan Yaradan’ı yüceltme, hedefe yaklaşma, birliğe yaklaşma arzusunu alacağım. Kıskançlık çok iyi bir niteliktir.

Esas olarak, hiçbir kötü nitelik yoktur, hepsi onları nasıl kullandığınıza bağlıdır. Doğru ıslah ile aniden en korkunç niteliklerin tamamen olumlu olanlara nasıl dönüştüğünü göreceksiniz. Şimdi bunu hayal bile edemiyoruz ve o zaman dünyayı kesinlikle iyi olarak göreceğiz.

Fakat öfke, nefret, ihanet, reddetme ve diğer olumsuz nitelikler nereye kaybolacak? Bunun nasıl ıslah olacağını ve hiçbir şekilde ortadan kaybolmayacağını göreceğiz. Bu sadece açıklanamaz, tıpkı bazen bizim haklı olduğumuzu ve onun haksız olduğunu düşündüğümüz yeri, bir başkasına açıklamanın imkansız olduğu gibi. Ancak biraz zaman geçer ve aniden tüm bunların farklı olabileceğini anlamaya başlar.

Yani her şey önümüzdedir. En önemli şey hiçbir şeyi inkar etmemek, hiçbir şeyi ihmal etmemek; tüm nitelikleriyle gruptaki dostlarla birleşmeye çalışmaktır. Zorlayarak kimseyi yeniden yaratmayın, sadece kendinizi yeniden yaratın.

 

Talep Her Zaman Aynıdır!

Soru: Yaradan’dan her seferinde farklı şeyler mi istiyoruz yoksa sonunda tek bir evrensel formüle mi ulaşmalıyız?

Cevap: Esas olarak talebimiz her zaman aynıdır. Ancak yeni koşullardan geldiği için, her seferinde arzu ve niyetimiz değiştiğinden, bize her zaman farklı koşullardaymışız gibi görünür. Yine de talep her zaman aynı kalır: birleşmek. Ve onun sonucu da aynı olmalıdır.

Aslında Kabala bilgeliği çok basit bir bilgeliktir; onda karmaşık bir şey yoktur. Yaratılış var, Yaradan var ve onları birbirine yaklaştıracak bir metot var. Ancak buna duygularımız ve niyetlerimizle katıldığımız için, tüm trajediler içimizde oynanır. Bu yüzden kolay olmayacaktır. Bu, manevi gelişimin güzelliğidir.

Soru: Dostlarla sürekli böyle bir bağ içinde olup, sürekli bu formülü mü aramak zorundayız?

Cevap: Sürekli. Her zaman bunun hakkında konuşuruz ve buna göre hareket ederiz.

Yorum: Ancak bazı dostlar periyodik olarak bağdan düşüyor.

Cevabım: Düşmemelerini sağlamalısınız. Onları her zaman tutun ve her seferinde bir yoklama ile başlayın: kim mevcut, kim mevcut değil, neden değil, vb. Manevi geleceğiniz buna bağlıdır.

Soru: Bu onların katılımı olmadan bile mükemmel bir dua mı?

Cevap: Onlarsız hiçbir şey yapamazsınız. Bu nedenle, egoistçe bile olsa, ilerlemeniz için onların katılımına özen göstermelisiniz.

Kalplerin Alevinde

Tüm gün ve gece, gündüz veya gece koşulunu hissettiğinizde, daima tetikte olmalısınız…

Alevler kendi kendine yükselene kadar dostların kalplerini uyandırmalısınız (Rabaş, Mektup 24).

Grupta karşılıklı garanti içindeysek, o zaman her birimiz yeni bir koşula, yeni bir arzuya geçmek için gruba girer ve çıkarız. Yani bu aşamalı bir süreçtir.

Bir alevi korumak bile değişken bir süreçtir çünkü oksidasyon, tutuşma vb. içerir. Bu tam olarak manevi bir temelden gelir.

Bu nedenle, karşılıklı destek için duyulan sürekli endişe, yavaş yavaş kalbimizdeki alevin kendi kendine yanmasına neden olur.

Birlikte Her Şeyi Yapabiliriz

Yaradan’ın içinde yaşadığımızı hayal etmeliyiz. O, kesinlikle her şeyi sarar, her şeyi doldurur, her şeyi kontrol eder ve her birimizi ayrı ayrı ve hepimizi birlikte hareket ettirir. Bu gerçekten içinde bulunduğumuz durumdur, bunu hissetmemize izin vermeyen sadece egoizmimizdir.

Yaradan’ın bu dünyada bir kişiye ifşası Kabala bilgeliğidir. Bunu nasıl yapabiliriz? Bizler, bir yandan Yaradan’ın dünyada var olduğu, onu kontrol ettiği, her şeyi yarattığı ve O’ndan başka hiçbir şeyin olmadığı gerçeği için uygun çabayı gösteririz.

Öte yandan, bu duruma net bir şekilde gelmemiz gerekir ve net bir şekilde demek birlikte, bencilliğimizi ortadan kaldırdığımızda ve Yaradan’ı zorla ifşa etmeye ve O’na benzemeye çalıştığımız zaman demektir. Bütün bunlar birlikte, bizi O’nun ifşasına götürür.

Bu zor bir çalışma değildir. Sadece kalbimi ve düşüncelerimi, bunun için çabaladığım ve O’nu ifşa etmek istediğim gerçeğine ayarlamam gerekiyor.

Grubun Dışında Yaradan Yoktur

Soru: Yaradan’ın grubun arkasında olduğunu nasıl hissedebilirim?

Cevap: Grupla bağa ulaştığınızda, otomatik olarak Yaradan’ın grubun arkasında olduğunu göreceksiniz.

Grubun içinde kıyafetlenmedikçe, Yaradan’ın Kendisini göremezsiniz. Bu nedenle, grupla bağ kurduğunuzda, Yaradan’ın onun içinde olduğunu göreceksiniz.

O’nu grubun dışında asla göremezsiniz. Üst ışık sadece ortak bir Kli’de (kab) hissedilebilir.

Karşılıklı Garanti – Yardımlaşma Ve Bir Grup Örneği

Kendimizi dünyevi, egoist seviyeden manevi seviyeye – alma niteliğinden ihsan etme niteliğine, alma niyetinden ihsan etme niyetine, dostları reddetmekten onlarla bağ kurmaya doğru çekmeli ve böylece ilerlememize yardımcı olacak bir ortamı organize etmeliyiz.

Birbirimize yardım etmezsek Bina niteliğine, ihsan etme niteliğine, Yaradan’ın niteliğine ulaşmak imkansızdır. Bu nedenle en önemli şey, Bina niteliğini, ihsan etme niteliğini, inanç niteliğini bilginin üstünde, Malhut‘un üzerinde elde etmek olan ana yönümüzü belirledikten sonra, yalnızca almak ve kendimizle ilgilenmek olan orijinal arzumuza rağmen, sevgi ve ihsan için Bina‘yı Malhut‘un üzerine, inancı bilginin üzerine koymalıyız.

Ancak bu şekilde bir sonraki dereceye yükselebileceğiz ve her seferinde bir dereceden diğerine ilerlemeye devam edeceğiz.

Ve mantık ötesi inanç içinde ihsan etme niteliğine bağlı kalma koşulunu yerine getirmek, yani kendini üst dünyaya çekmek ise ancak çevrenin örneği ve yardımıyla mümkündür. Sonuçta, birliğe doğru bir şekilde değer veren ve kişisel ve kolektif egoizmin üstüne yükselmeyi arzulayan uygun bir çevreye sahipsem, o zaman bu çevrede tıpkı bir geminin içindeymiş gibi, kendimi ihsan etme niteliğine, Yaradan’ın niteliğine yönlendirebilirim.

En önemli şey, bir tek kişinin burada hiçbir şey yapamayacağını anlamaktır. Grubun desteği ve örneği olmaksızın, Malhut’tan Bina‘ya, almaktan ihsan etmeye yükselmek olan “bilginin üzerinde inanç” koşulunu yerine getirmek imkansızdır.

Ben bir egoist olduğum için manevi olarak kendime bakamam. Ama ihsan etmenin önemini, Yaradan’ın büyüklüğünü ve birliğin büyüklüğünü onlara vererek dostlarıma yardımcı olabilirim. Üstelik bunu kendime yapmaktansa dostlarıma karşı yapmak benim için daha kolaydır çünkü ihsan etme niteliği hakkında konuşurken, deyim yerindeyse bunu ne kendime, ne de egoizmime yönlendiririm.

Bizler, kırık bir kabda, kırık arzuların içinde var olmaktayız ama pek çoğumuz burada varız ve bu yüzden birbirimize yardım edebiliriz. Egoist olarak bile dostlarımıza çeşitli özgecil örnekler gösterebilir ve böylece yavaş yavaş birbirimizi vermenin ve birlik olmanın iyi olduğuna ikna edebiliriz.

Burada çok ilginç bir faktör vardır. Çevreden birçok zıt, istenmeyen görüş duymama rağmen, çevrenin büyük olması gerçeği, onların büyüklükleriyle ve doğruluklarıyla yavaş yavaş dolmamı sağlar. Benim üzerimde etki ederler çünkü bu bizim ortak arzumuzun (Kli, kab) yasasıdır.

Ben onun içindeysem, çevre bana etki eder. Her ne olursa olsun, beni eğilimleriyle doldurur. Ben de bu ortamın ürünü olduğum için onları yavaş yavaş kabul ederim.

Dostlarımı cesaretlendirebilir, onların kendi üzerlerine yükselmelerine yardımcı olabilirim ve onlar da aynısını yapabilirler. Bu, karşılıklı garanti yasasıdır; hepimiz tamamen egoist de olsak ve içimizde manevi eylemler için hiçbir belirti olmasa da, birlikte doğru bir şekilde çalışırsak, birbirimizi teşvik edersek, birlik olmanın ne kadar iyi olduğuna dair bir örnek gösterirsek ve bilginin üzerinde inançla birbirimizin yükselmesine yardım edersek, o zaman bu kesinlikle her birimizi etkileyecektir.