Category Archives: Grup

Twitter’da Düşüncelerim / 5 Mart 2020

Hayatın ruhu ortadan kalktığında, Yaradan’dan uzaklaştığımızı düşünüyoruz. Ancak gerçekte, Bilgi Ağacı’yla günahın düşmesi sırasında üst ışığın ayrılışından yeni boş boşluklar ortaya çıkıyor. Onlar gizlenmişlerdi, ama şimdi ifşa oluyorlar.

… bir programa göre, her birimizde derecelerin sırası boyunca

Karşılıklı garantiyi, birliği, grubu önceden güçlendirmeliyiz – tüm araçları, ortaya çıkan ortak ruhun bir boş parçasını daha en üst düzeyde ıslah etmek için hazırlamalıyız. Ruhun tüm parçalarını tek bir ruha bağlayana kadar – ıslahın sonuna ulaşamazsınız.

Bu karanlığı anlıyor ve hissediyoruz ve bu durumu ıslah etmekle yükümlüyüz.

İnişlerde ve düşüşlerde sevinmeliyiz, çünkü kişinin hazır olma derecesi, kırık arzuları, manevi kapları ona ifşa olur. Bir iniş, kötü bir ruh hali, zihin ve kalpte karanlık gelirse – bu ıslah için verilir.

Kabala ve İnançlar, Bölüm 4

Dua ve Dua Kitapları

Soru: Kabala’da dua, “kendinizi yargılamak” demektir. Bu ne anlama geliyor?

Cevap: Bu, kişinin kendini, niteliklerini değerlendirmesi ve hangi nitelikleri ölçtüğünü kontrol etmesi ve Yaradan’ı değerlendirmesi demektir. Bu nedenle, kişi kendini yargılar: Doğru mu yapıyorum, egoizmimin üstüne çıkıyor muyum, objektif olabilir miyim, vb.?

Kişi, kendi algı düzeyine, ne kadar objektif olduğuna ve Yaradan’ı ne kadar doğru algıladığına, kişinin içsel egoizmi tarafından rahatsız edilmediğine ilişkin içsel açıklamalar yapar.

Soru:   Duanın, kişinin şu anki koşulundan istediği şeyin ve arzuladığı koşulun gerçekleşmesi olduğunu söylemek mümkün müdür? Bu delta, kişide gerekli bir içsel talebe neden olur ve kişi kime hitap ettiğini anlamasa da,  kendi içindeki değişiklikleri hisseder.

Cevap: Kesinlikle.

Soru: Ve bunun Kabalistler tarafından yazılmış olan dua kitapları ile ilgisi yok mu?

Cevap: Burada(Kabalada) her şey çok daha karmaşıktır. Dua kitaplar, Kabalistlerin kendileri için yazdıklarıdır yani kendi algılarına dair ve nasıl ıslah edilip, ayarlanabileceğine dair bir inceleme planıdır.

Kabalistik dua kitapları, kişinin içinde bütün bir insan etkileşim sistemidir, dünyayla ve kişinin içindeki Yaradan’la. Bu çok ciddi bir açıklama ve çok ciddi bir çalışmadır.

Soru: Yazılanları, bayramlarda geleneksel olarak kabul görüldüğü gibi anlamadan sadece okursanız ne olur? Bunun bir etkisi var mıdır?

Cevap: Gerçek şu ki normal bir dua kitabı var, bir de Kabalistik olan. Kabalist dua kitabı sadece bir Kabalist tarafından anlaşılır ve sadece belirli bir seviyeden başlar. Normal bir dua kitabı, bu dili bilen herkes tarafından anlaşılabilir.

Yorum: Ama normal dua kitabı da Kabalistler tarafından yazıldı.

Benim Yorumum: Evet, ama Kabalistik dua kitabı güçler ve insanoğlu etkileşimi ile ilgilenir. Normal bir dua kitabında bu, herkesin anlayabileceği bir dilde aktarılır.

Soru: Peki, dua iki kısma ayrılabilir mi? İçimdeki dualardan biri, şimdi gelmek istediğim koşulla ilgili olarak gerçekten eksik olduğum, şu anda beni acıtan şey midir?

Cevap: Evet. Kabalistlerin yazdığı bir dua da vardır. Eğer onu okursam, bu benim için manevi yükselme talimatı gibi olacaktır. Henüz bu tür durumları hissetmememe rağmen, yine de beni yükseltir, bana yardım eder.

 

Kabala İpuçları – 7/21/19

Soru: Her şeyin Yaradan’dan geldiğini tam olarak algılamaya başlayana kadar iyi ve kötü var olacak mı?

Cevap: Evet, sonra kötü, mutlak iyi halini alacaktır.

Soru: Bir kişi Kabala Bilgeliği’ni çalışmaya başladığında, Yaradan’a zıt olduklarını ve Işığı kötülük olarak hissettiğini anlar. Ancak buna rağmen, bir şey onları bu yolda tutar ve yardımcı olur. Bu nedir?

Cevap: Yaratılışın amacı kişiyi ileriye doğru çekmektir. Kişi neden var olduğunu bilmelidir. Yoksa hayatın bir anlamı yoktur.

Soru: Herkesin bana borçlu olduğunu hissetmenin yanı sıra, benim de herkese borçlu olduğumu nasıl hissedebilirim? Herkese ne borçluyum?

Cevap: Herkese iyi tutumunu borçlusun.

Soru:  “bizim dünyamız” nedir?

Cevap:  Bizim dünyamız, duyularınızla gördüğünüz şeydir, daha fazlası değil.

Soru: Hayatta olan her şeyi duyularımızla algılıyoruz. Fakat algıladığımız şeyi nasıl değiştiririz: kendimizi veya dünyayı? Ne değiştirebiliriz?

Cevap: Sadece kendimize ve dünyaya yani Yaradan’a karşı tavrımızla bir şeyleri değiştirebiliriz. Sadece bu yolla kendimizi farklı ve daha iyi bir şekilde algılamaya başlarız, başka hiçbir yolla değil.

Soru: Eğer Yaradan tekse, neden bu kadar çok din yarattı?

Cevap: Çok sayıda din, inanç ve her türlü yaklaşım ve felsefe özel olarak yaratılmıştır böylece kişi onlardan seçim yapar ve kendisi için Yaradan’a doğru, doğru yolu bulur. Önümüzde pek çok yola sahip olmayla ve bunlardan birini seçmeyle, “karmaşık” bir hale geliyoruz.

 

Twitter’da Düşüncelerim / 4 Mart 2020

Kabala bilimi aracılığıyla insan egoizminden kaynaklanan hastalığın nedenini ve tedavisini ifşa ederiz: egoizmden muzdarip olursam ondan kurtulmam gerekir. Kabala bilimi yardımcı olur: bizler bir grupta olmalı ve Islah eden Işığı çekmeliyiz, ışık yavaş yavaş bizi değiştirir.

Maneviyat egoistlerin birliği aracılığıyla ifşa olur. Manevi dünyada kalırız ama onun yerine kendimizi algılarız. Bu dünyada bireyselleştirilmiş algımızdan, herkesi tek bir arzu içinde birleştiren sevgi ve ihsan etme gücü aracılığıyla kendimizi algılamaya geçmeliyiz.

Adam’ın kırılmasından önce olduğu gibi tek bir ruhla birleşirsek üst dünyayı algılamaya, manevi safhaya geri döneceğiz, bir kez daha Adam olacağız. Bir insanın dünyada ruhu yeniden inşa edebilmesi için başkalarıyla bağ kurmanın yollarını aramasının dışında başka bir işi yoktur.

Rabaş, mektup 24: Dostlar arasında gece gündüz bağı tutmalısın – “gündüz” gibi hissettiğinde ve “gece” gibi hissettiğinde . Dostların kalplerini uyandırmalısın, böylece alev kendi başına yükselir – bunu yaparak Yaradan sevgisini uyandırmaya layık olacaksın.

Rabaş, Mektup 77: Maneviyatta boşluk yoktur, Yaradan düşüşler için beklemeden fakat alçaklığımızı hissederek ilerlememize izin vermek için gizleniyor, “henüz kaybetmeden bile” arzuyu yükseltmek için

Noam Elimelek. Koleksiyon”Gül”: Kişi her zaman bir dost için dua etmelidir, çünkü bir mahkum (egoizm) kendisini hapishaneden kurtaramaz, ancak bir dost için talep ederek hemen cevap alır. Bu nedenle herkes bir cevap-ışık alana kadar bir başkasını ister. Bu karşılıklı garantidir!

Yaradan, kendisi ve kişi arasında boşluk hissi vermek için ondan uzaklaştığında kişi boş hisseder. Sanki kaçan bir geyik kafasını geriye çevirir gibi kişiyi onu takip etmeye çağırarak. Düşüşler bize yakınlaşma yerini gösterir! Bizim çalışmamız tam onların içinde!

Manevi bir duygu ile tatminden sonra boşluk ve zayıflık gelir. Bu durumda en önemli şey bunun gerekli bir safha değişikliği olduğunu anlamaktır. Ruhun ıslah edilmemiş yeni arzularını açığa çıkarıyorsun. Gizlenmişlerdi ve şimdi onları grup ve Yaradan için çalışanlara eklemelisin.

Kişi geçmiş safhası hakkında (kongre) düşünmemeli – bu Klipa olurdu. Daha da büyük bir birlik için çabalamalıyız. Kli her zaman değiştiği için bu artık eskisi gibi hissedilmeyecek ve birlik içinde yeni bir safha elde edeceğiz.

Manevi bir safha bunu hissettiğim anda sona erer. Hissediyorsam, bu zaten bitti demektir! Önceki safha bize bir kongreyi düzenleyen ve başarısını sağlayan Yaratan tarafından verildi. Şimdi, Yaradan’a örnek için teşekkür etmeli ve işi kendi başımıza yapmalıyız.

Manevi çalışma, gruptaki arkadaşların her zamankinden daha fazla birliğidir. Birliğe daha hızlı ulaşmaya çalışın – o zaman üst ışık aramızda hüküm sürecek. Birleşmek için çaba göstermeliyiz, böylece birlik gücü sevgi gücüne kadar içimizde ifşa olacaktır – bu zaten Yaratan’dır!

Safhalar nefes almak gibi değişmelidir: nefes al-ver. Bir yenilenme eksikliğini kabul etmemeliyiz. Kongre, ardını sert bir inişin takip ettiği ileriye büyük bir atılım. Her şey birbirimizle olan bağımıza bağlıdır, her insanın içeriye batmasına değil.

Her biri sıfırdır, ancak onlu yeni bir şey yaratır!

 

İhsan Etmede Yorulma Yoktur

Soru: Bize karşı sabır için bu kadar gücü nereden alıyorsunuz?

Cevap: Kabala, almanın bilimidir, ihsan etmenin değil. Size ihsan ettiğimi mi düşünüyorsunuz? Aksine, sizden alıyorum. Çünkü verdiğiniz zaman alırsınız. Bu nedenler her zaman gücüm var.

Tabii ki, tamamen fiziksel olarak, bazen vücudun artık olması gerektiği gibi işlev görememesi mümkündür. Ama esas olarak, ihsanda yorgunluk yoktur. Aksine, her zaman tatmin olursunuz, yanıp tutuşursunuz. Bu hazdır! Size en kısa sürede ona ulaşmanızı tavsiye ederim.

Öğretmeyi deneyin. Öğretme çok faydalıdır. Çemberlerinizi büyütün. Verimli olun ve grupları daha fazla çoğaltın.  Bunun sizi nasıl ilerleteceğini göreceksiniz.

Bir gruba sahip olan, en az birkaç kişiye öğreten biri, bunu yaparak büyük bir ilerleme kaydeder. Sadece birkaç kişi onun vasıtasıyla geldiğinden, Yaradan’ın böyle bir kişiyi nasıl gözeteceğini hayal bile edemezsiniz. Arkanızda başkalarının durması çok önemlidir. Bunu yapmayı deneyin ve ne kadar harika olduğunu göreceksiniz.

Kabalistik Bir Grubun Amacı, Bölüm 6

Grup Nasıl Toplanır?

Soru: Her bireyin ya Yaradan’a ya da doğanın içinde onu heyecanlandıran şeye dair belirli bir arzusu vardır. Bu arzuyu geliştirmek için, size benzeyen insanlarla bağ kurmalısınız. Bu nasıl olur?

Cevap: Grubun nasıl birleştiği bizler için belirsizdir. İnsanlar aniden bu görüşün kendilerine yakın olduğunu hisseder ve bu şekilde gruba gelirler.

Bu tarz insanlar çok olamaz. Nicelik ve nitelikte bu kadar çok insan bir araya gelinceye kadar elenir ve aralarında manevi bir ideali, birliği somutlaştırabilirler.

 

Onluyu Yaradan’ın Durduğu Bir Yer Olarak Algılayın

Sadece O’na odaklanarak, Yaradan ile form eşitliğine ulaşamayız. Yaradan, tanımlanması zor ve bizim kişisel algımıza göre erişilmezdir. Ancak, onlu içinde algımızı karşılıklı sevgiye ayarlayarak, kendimizi Yaradan’a yönlendiririz.

Yaradan gizlenmiştir; O sadece onluda, manevi kabımızda bir izlenim olarak var olur. Onlu, Yaradan’a kendileri vasıtasıyla memnuniyet getirmeye özen gösterir. Ortaya çıkan şu ki, dostlarıma neşe getirerek, Yaradan’a memnuniyet getiririm, egoizmimin, kendim için endişelenmenin üstüne çıkarım ve tüm bu özen Yaradan’a ulaşır. Dostları önemsemek, bir kaba dönüşür (Kli), böylece Yaradan’ı önemsemem kıyafetlenir.

Yaradan onlu için, dostlarım için duyduğum endişede kıyafetlenir. Doğrudan O’nunla bir ilişki kuramam ama dostlarıma özen göstermeye hazırsam, Yaradan bu özende kıyafetlenir. Görünen o ki, yapabileceğim ve içinde Yaradan’ı kıyafetlendirebileceğim çalışmalarım vardır.

Dolayısıyla şöyle denir: “Yaratılan sevgisinden Yaradan sevgisine” ve Yaradan’ın sevgisi yaratılan varlıkların sevgisi içinde gerçekleşir. Ancak bu şekilde Yaradan ile iletişime geçilebilir.

Benim amacım Yaradan. Tıpkı O’nun beni önemsediği gibi, O’nu önemsemek isterim. Ama tutunacağım hiçbir şeyim yok çünkü Yaradan’ın kim olduğunu bilmiyorum ve onun hakkında hayal kurmaya başlayabilirim, putlar inşa edebilirim. Başlangıçta İbrahim bunu putlar inşa ederek yaptı. Ama sonra, tüm gerçekliği yöneten üst gücün ifşa olmasının, bu şekilde imkansız olduğunu anladı.

Bu nedenle, İbrahim putları paramparça etti ve artık bir heykeli veya imgesi olmayan, daha önce kimsenin boyun eğmediği bir Yaradan’a özlem duymaya başladı. Yaradan’ı hayal edebileceğimiz veya oluşturabileceğimiz kıyafet onludur, gruptur. Ve böylece, İbrahim etrafındaki insanları şu çağrılarla toplamaya başladı: “Yaradan’a doğru olan, bana gelsin!”, “Komşunu kendin gibi sev” ve “Sevgi tüm günahları örter.”

İnsanların bağlanması, içinde Yaradan’ın ifşa olduğu kaptır. Herkesin diğerlerini önemsediğindeki doğru bağ, grubu dolduran üst ruh olan on Sefirot’un içine girmesine izin verilen tek “idol” dür. Doğru bağa ulaşan onlu, Yaradan’ın içinde yaşadığı kıyafete dönüşür. Onluyu, bir yer olarak, içinde üst ruhun yaşadığı bir kap olarak algılamalıyım.

 

Kabalistik Bir Grubun Amacı, Bölüm 5

Grubun Hedefi— Tek Bir Arzuda Birleşmek

Soru: Bir yandan, Kabala’da grup, kişilerin kendileri değil arzularının bütünlüğü anlamına gelir.

Öte yandan, tek bir düşüncede birleşen bu insanların grubu, arzuyu arttırmak için gereklidir çünkü herkes gruba kendi küçük maneviyat arzusuyla gelir. Bu nedenle, grubun amacı arzuyu arttırmaktır. Bu nasıl gerçekleşir?

Cevap: Hayır. Grubun amacı, tek bir arzuyu temsil ettiği ölçüde, kişilerin birbirleriyle bağ kurmasıdır.

Grup, insanlar tarafından değil yukarıdan bir araya getirilir. Üst ışık yani Yaradan tarafından desteklenmektedir. Bu nedenle, grup üyelerinin eylemi, birleşmek ve üst ışığa mümkün olduğunca benzer hale gelmektir.

Bu çok karmaşık bir ilişkidir çünkü kişilerin dev egoizmlerine karşı var olmaktadır. Fakat birbirlerini ne kadar çok reddederlerse ve birbirlerine olan özlemleri ne kadar büyük olursa, bunun içinde egoistik karanlık ve özgecil ışık arasında belirli bir birleşim elde ederler ve üst kuvveti hissedebilecekleri bir koşul ortaya çıkar.

 

Kabalistik Bir Grubun Amacı, Bölüm 4

Onlu’nun Yapısı

Yorum: İbrahim’den sonra, Musa manevi metodu geliştirmeye devam etti. Yahudi halkını onlulara, herkesin bir şekilde ihsan etme ve sevgi niteliğini ifade edebileceği küçük gruplara ayırdı.

Kitaplar bile Kabalistler tarafından bireysel olarak değil, onlularda, gruplarda yazıldı. İlginç bir şekilde, onlu, fiziksel on beden değil, bir grup arzu anlamına gelir. Bu nedenle iki kişi de onlu olarak kabul edilebilir.

Cevabım: Onlu tam bir ortak arzudur. Bu şekilde Zohar Kitabı yazılmıştır. Bizler son nesilde, son ıslahta olduğumuzdan, Zohar Kitabı’nı yazanlar gibi aynı grubu inşa etmeye çalışmalıyız.

Soru: Siz ve öğretmeniniz de bir onlu, bir grup muydunuz?

Cevap: Evet, ama bugünün aksine tamamen farklı bir koşuldu.

Kabalistik Bir Grubun Amacı, Bölüm 3

En Yüksek Arzu — İsrail

Soru: Evrim, doğanın bazı kısımlarını sürekli olarak ayırmaktadır. Belli bir gelişim yoluna sahip olan “İsrail” adı verilen bir grup insanın evrim tarafından seçildiği ortaya çıkıyor. Daha sonra “Onlular” adı verilen her türlü küçük gruplar, bu grubu oluşturur.

Tüm insanlıkla çalışmak neden imkansızdır? Neden küçük bir grup insanda kilitlenmek/kenetlenmek gerekir?

Cevap: Gerçek şu ki ruh yani Yaradan’ın yarattığı genel arzu, birçok farklı seviyeye ve alt seviyeye ayrılmıştır. Örneğin, arzunun en yüksek, en hassas seviyesini alırsak, o zaman o, en egoisttir ve aynı zamanda ışığa ve ileri-geri etkisine en yakındır. Yani o, ışığa yönlendirilir ve ışık ona yönlendirilir. Işık, Yaradan’ın bir arzu üzerindeki etkisidir.

Bu nedenle, ilk etapta, Yaradan’a olan arzusu nedeniyle “İsrail” olarak adlandırılan, “Yaradan’a doğru” anlamına gelen, bu en yüksek arzu gelişmeye başlar. Ona en yakın varlık/yapı, önce Yaradan ile temasa geçmelidir ve sonra onun aracılığıyla Yaradan’ın etkisi diğer arzulara geçer.

Açıklama: İsrail grubunun,  eski Babil’in çeşitli kabilelerinin en az egoist temsilcilerinden toplandığından, bunun milletlerle ilgisi olmadığını biliyoruz.

Benim Yorumum: Daha az egoist olduklarını söylemem. Aksine, her türlü kötü duruma karşı daha bağımsız ve daha duyarlı hissediyorlardı. Bunun bir sonucu olarak, hayatın anlamını edinmek zorunda olduklarını ya da alegorik olarak, onun nereden geldiğini, onları kimin yönettiğini ve hayatlarını nasıl değiştirebileceklerini edinmek zorunda olduklarını hissettiler.

Bu nedenle, onları manevi edinime çağıran İbrahim’in etrafında toplandılar. İbrahim, onlara bunun ancak kendi aralarında birlik içinde, birlikte çalışmaya başladıklarında mümkün olacağını açıkladı.