Category Archives: Ekonomi

Twitter’da düşüncelerim, 11/16/17

Bin yıllık Amerikalıların yaklaşık yarısı Kapitalizmden bıkmış durumdalar ve sosyalist bir ülkede yaşamayı tercih ederlerdi. Neden? Patlayan öğrenci borçlarını; yüksek kiraları; durgun ücretleri; güvensiz işleri düşün.

https://www.newsmax.com/

My Thoughts On Twitter, 11/16/17

 

 

 

Twitter’da düşüncelerim / 10-25-17

Birliğin pozitif gücü, doğadaki ve toplumdaki tüm problemleri çözmeye yeterlidir. Doğa ve toplumdaki denge yalnızca bize bağlıdır.

Kişi her zaman Yaradan’ın içindedir; bir annenin içerisindeki cenin gibidir. Onun sadece, Yaradan’ın ona ne söylediğini hissetmeye ihtiyacı vardır. – O, kişinin en yüksek mevkisidir!

Manevi dünya, bir özgecil güç tarafından yönetilir -ihsan etme için alma eylemi, ancak ‘başkaları için’ niyetiyle.

Bizim dünyamız bir egoist güç tarafından yönetilir -alma ya da ihsan etme arzusu, ancak ‘kendisi için’ niyetiyle.

7 yıllık bolluk egoyu doldurur (liberalizm), o zaman 7 yıllık kıtlık (amaç) onun kötülüğünü tanır ve sonunda ondan kaçar (firavun).

İnsan, herhangi bir robot gibi, davranışın egoistik programıyla yönetilir. Tek fark, insanda var olan hislerdir.

My Thoughts On Twitter, 10/25/17

Son Neslin Ekonomisi

Soru: Baal HaSulam’ın bakış açısından son kuşak ekonomisi nedir?

Cevap: Diyelim ki, tüm insanlara mutlaka tüm ihtiyaçları sağlamalısınız. Bir kişinin ihtiyaç duyduğu en önemli şeylerin yaklaşık 20-30’unu bir araya getirdiniz; bunlar giyim, mobilya, yemekten başlayarak çocuklar için ve diğerleri için ders kitaplarıyla bitiyor. Bu listeyi alın ve neye ihtiyacınız olduğunu görün.

Bu tür planlı ekonomi, zorunluluktan gelir: “Aslında, bir insan neye ihtiyaç duyar?” Eğer kişi yalnızca diğerleriyle içsel manevi bağlantıyı ve bu bağlantıda daima manevi koşulların daha yüksek seviyelerine ulaşmayı düşünmekle ilgiliyse, o zaman varoluş için tüm ihtiyaçları ister.

Tüm ihtiyaçlarla donatılmaya gereksinimi vardır, çünkü bizler bulutlarda yaşamıyoruz, gerçek insanlarız. Kişinin kalorisini, giyeceklerini, elektriğini, ışığı, suyunu, gazını alması gerekir.

Bütün bu ihtiyaçlar nasıl karşılanacak? Bunun gerçekleşmesi için planlı bir ekonominin olması gerekiyor. Ve yaptığı çalışmada, kişi sürekli olarak başkalarına azami fayda sağlama düşüncesinde olmalıdır.

Soru: Geleceğin ekonomisi ve manevi gelişme arasında bir bağlantı var mıdır?

Cevap: Kesinlikle! Teşvik, dürtü değişiklikleri.

The Economy Of The Last Generation

Para, Güç ve Realitenin Algısı

Soru: Büyük paralar ve büyük güç, kişinin gerçeklik algısını neden değiştirir?

Cevap: Elbette büyük paralar ve büyük güç bir insanı değiştirir, ancak onun algısını değiştirmez. Dünyamızdaki her insan mahrumiyetine göre her şeyi algılar. Örneğin, bir öğretmen, bir müzisyen, şoför, siyasetçi vb. hepsi dünyamız hakkında tamamen farklı bir şekilde konuşurlar, ama hepsi aynı egoist dünyayla ilgilidir. Bu konuda özel bir şey yoktur.

Kabalistler, yalnızca kendisi için haz alma arzusundaki algı farkı hakkında – kendini memnun etmek ve ihsan etme arzusunda diğerlerinde birleşmekten bahsederler.

Soru: Bu, para ve gücün, sadece haz almak için bir tür arzu olduğu anlamına mı geliyor? Birisi para ister, diğeri güç ister.

Cevap: Tabii ki. Yemek, seks, aile, para, güç ve bilgi, hepsi de farklı egoistik hazlardır.

Money, Power, And Perception Of Reality

İşveren-Çalışan İlişkileri

Soru: Eğer her ikisi de Kabala bilgeliğini çalışıyorsa, işveren-çalışan ilişkileri nasıl olmalıdır?

Cevap: Normal ilişkiler gibidir. İş yerinde patron, müdür sizsiniz ve ben işçiyim ve maneviyatta arkadaşız ve kesinlikle eşitiz! Bu iki ilişkinin birbiriyle ilgisi yoktur. Dostane birliktelikte, iki taraf arasında fark yoktur.

Employer-Employee Relations

Siyaset, Ekonomi ve Kabala

Facebook’umdan Soru: Politika ve ekonomi hakkında çok şey konuşuyorsunuz, bunun Kabala bilgeliğinin çalışması ile ilgisi nedir?

Cevap: Kabala, siyaseti veya ekonomiyi araştırmaz veya öğretmez. O, insanoğlunun içsel özünü – egoizmini inceler. Ve ondan kaynaklanan her şey, egoizm yardımı ile yaptığımız her şey, yani tüm dünyamız, onun sonucudur.

Bu nedenle, Kabala bilgeliğinin onun hakkında söyleyecek bazı şeyi vardır. Kabala, ekonomide, politikada, karşılıklı ilişkilerde, ailede, ulusta, toplumda ve her durumda, insan gelişiminin kökenini anlar; çünkü bunlar egoizme dayanır.

Ekonomi ve siyaset hakkındaki gerçeği bilmek isterseniz Kabala çalışın!

Politics, Economics, And Kabbalah

Para Veya Sevgi

Soru: Gelecekte bir lider tüm dünyaya hâkim olacak mı?

Cevap: Bir lider şu anda bütün dünyaya liderlik ediyor: para, açgözlülük ve güç. Sevgi diğer dünyayı yönetir. Bize kimin rehberlik edeceğini seçmek zorundayız: sevgi veya para.

Money Or Love

Kapitalizmin Bir Geleceği Var Mı?

Avrupa’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde, aşırı sağcı akımlar gittikçe güçleniyor, Asya’da köktenci İslam büyüyor, Rusya’ya nazizim nüfuz ediyor. Bunun yanı sıra, milyonlarca insan işsiz kaldı, bu eğilim gün geçtikçe güçlenmeye devam ediyor ve dünya savaşa doğru ilerliyor. Dünya daha ne kadar kötüye gidecek? Rav Laitman Kabala bilgeliğinin bakış açısından cevap veriyor.

Sonunda bugünün kapitalizmi, ölümünden önceki son bir çırpınış olarak gelişiyor ve zenginleşiyor, ancak yüzeyde görünenin gerisinde ölüyor. Veriler ortada (yazı duvarda): Satın alma gücü, satış kapasitesi azalıyor, sosyal hareketlilik durgunlaşıyor, teknoloji robotikleşiyor; nano teknoloji ve üç boyutlu yazıcılar tarafından yönetiliyor ve iş pazarını ele geçiriyor, en belirgin işaret olarak işsizlik artıyor. Birleşmiş Milletlerin Uluslararası Çalışma Örgütü, dünya işsizliğinin önümüzdeki üç yıl içinde en az 11 milyon kişiye ulaşacağını tahmin ediyor, ancak bunun içerisine gizli işsizlik, gençlerin dünya genelindeki işsizliği ile ilgili veriler dâhil değil. Bozuk ölçüm yönteminin kayda geçtiği bu yeni kayıtlarda veriler çarpıtılıyor, gerçek veriler dikkate alınmıyor.

Düşük ücretlere eşlik edilen işsizlik oranının, pek çok kişinin bir aile birimi kurma, ev satın alma ve çocuk yetiştirme konularında zor duruma getiren eşitsizliği artıracağı açıktır; bu da gelişmiş ülkelere göçü teşvik edecektir. Ekonomik kriz, mutlaka depresyon salgınının ve uyuşturucu kullanımının yaygınlaşmasına neden olacak ve sosyal adalet talep eden yüz binlerce kişinin sokaklara çıkmasına sebep olabilir – bu bizim önümüzde büyüyen küresel bir eğilim.

Ekonomik belirsizlik içinde olan ve değişmeye devam eden bir dünyada şu soru sorulabilir: Yoğun kitlesel göçün, şiddetli protesto gösterilerine yol açmasını önlemek mümkün müdür? Milyonlarca işsize iş olanağı sağlayacak olan kim? Ve dünya ekonomisinin bozulması ne yönde ilerliyor?

Kapitalizmin Son Şarkısı

Ekonominin temel varsayımı; insanların egoist motivasyonlarla minimum yatırım (rasyonel beklentiler varsayımı) ile maksimum fayda peşinde olduğudur. Ancak hayatlarını birbirlerinden uzakta kuran insanlar, toplumdaki diğer bireylerden ayrı varlıklarını sürdüremezler.

Tarih boyunca insan gelişimi, insanlar arasındaki bağlantıların ve karşılıklı bağımlılığın gelişimini yansıtıyor. Demek ki ekonomi, aramızdaki bağlantı ve ilişkilerin bir kopyasıdır.

İnsanlar arasındaki ilişkiler Kabala’nın bilgeliğine göre, insanlığın egoist doğasının daha derin bir ifadesidir – alma arzusu başkaları pahasına olsa dahi maksimum mutluluk ve zevk almak istemektedir. Yaklaşık 3,500 yıl önce eski Babil krallığının günlerinde bile bu Egoist doğa, büyümeye başlamıştı. Böylece, ticaret yöntemlerinin temelleri, para ve vergilendirme ve modern tarım ilk kez şekillenmeye başladı; bunların yanı sıra yönetişim, kontrol, klasik düzen ve yönetim süreçleri için metotlar oluşturuldu. Tek bir aile olarak idare edilen uygarlık, bir anda devrildi. Babil’lileri geliştirmeye iten ego, onları daha öz merkezli olacak şekilde dönüştürdü ve onları ayırdı. Toplumsal değişimler halk arasında sınıf farklılığını doğurdu ve başkalarının sömürülmesi olgusu ortaya çıktı.

Yaratılan bu süreçler çiftçilik üzerinden birbiri ardına kölelik ve feodalizmi kurdu ve Ortaçağ’da toplum, asilzadeler ve toprakla birlikte alınıp satılan köleler olarak iki sınıfa ayırdı. Egoistik doğanın, daha da kazançlı kestirme yol arayışı yoğunlaştırıldı ve insanlar Sanayi Devrimi olarak bilinen geniş kapsamlı değişiklikleri getiren yeni önlemler geliştirmeye başladı.

Tam devrim arifesinde, İngiltere’de 18. yüzyılın sonunda buhar motoru icat edildi. Endüstri için bu, modern dünyaya bir sıçrama tahtasıydı. Mekanizasyon ve sanayileşme baş döndürücü bir hızla gelişmeye devam etti ve kitlelerin pastoral köylerini terk etmesine ve İngiltere’deki, Fransa’daki daha sonra da ABD’deki, modern sanayinin etrafında gelişen büyük şehirlere taşınmasına neden oldu.

Marks’ın Hatası

Sanayi Devrimi yavaş yavaş toplumun doğasını değiştirdi. İki yeni kentsel sınıfın gelişmesine yol açtı: Burjuvalar – işletmelerin, bankaların ve ticaretin liderleri olan finansçılar ve Proletarya – işçi sınıfı, şehre herhangi bir eğitim almadan gelen basit köylüler; acı veren, yabancılaştırıcı ve sömürücü istihdam koşullarında zenginler için çok çalıştılar.

Bu fenomene ilk elden maruz kalan Sosyalizm Doktrininin babası Karl Marks, onu şu şekilde tanımladı: “Şimdiye dek var olan toplumun tarihi, sınıf mücadelelerinin tarihidir.”

Özgür adam ve köle, asilzadeler ve avam tabaka, derebeyleri ve toprak işçileri, lonca başları ve meslek erbapları bir deyişle baskı kuran ve baskı altında olan, diğerinin karşısında sabit duran, dayanmaya devam eden, şimdi gizli olan. Şimdi savaş aç, öyle ki birer birer bitene kadar savaş aç, ya toplum devrimci esaslarla tekrar yapılansın ya da değişime direnen sınıflar tamamen yıkılsın (Komünist Manifesto).

Egoizmin gelişim süreci durmadı, 19. yüzyılın ortalarında refah zirveye ulaşmıştı ve kapitalizm ‘sosyo-ekonomik’ adı altında yeni bir kıyafet giyiniyordu. Kapitalistler kendi mülklerinin ve yanı sıra serbest pazar ticaretini de talep etti. Bireyi merkeze yerleştirdiler ve yüksek statülerini haklı çıkarmak için liberal bir pozisyon oluşturdular. Gelirleri arttıkça vergileri düştü ve azalmış varlık yerleşik olmayan tabakalar için fayda sağlar savı, bir kurmaca haline geldi. Marks, çalışan sınıfı oluşturan yığınlar jenerasyonunun durumunun çok kötü olduğunu anlayacak, burjuva rejimine karşı şiddetli bir devrim yapacaktı, bir araya gelip birleşmeliydiler; böylelikle yeni, eşitlikçi bir toplum meydana getireceklerine inanıyordu. Fakat bu dönüm noktası hakkında yanılıyordu.

Baal HaSulam, yüz yıl önce şunları yazdı: “Bununla birlikte, vardığımız bu son noktada yıkılan burjuva hükümetinin yıkılmasından sonra bir proletarya hükümeti derhal kurulacaktır. Onun yöntemindeki kusur ise şu: Önümüzdeki yeni gerçekliği inkâr ediyor.

Burjuva hükümeti, devrilerek hemen kurulacak bir proletarya rejiminin burjuva yönetiminin bir sonraki adımı olacağını düşünüyordu. Oysa gerçeklik, mevcut hükümetin yıkılmasından sonraki adımın Nazizm ya da Faşistlik olduğunu göstermektedir. Açıkçası, biz hala insan gelişiminin orta safhalarındayız. İnsanlık henüz evrim merdivenlerinin en üst düzeyine ulaşmamıştır. İnsanlık istenilen seviyeye gelene kadar daha kaç kere nehir gibi kan dökülmeyeceğini kim tahmin edebilir? “(Baal HaSulam, Ulus Gazetesi).

Bu Egoist doğanın olumsuz gücü her zamanki gibi çalışıyor ve eğer ona el koymazsak, bu güç Neo-Nazizm ve Faşistik hareketlerin bir araya getirilmesine yol açacaktır. Bu akımlar bugünlerde Avrupa’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde cereyan etmeye başladı. Ekonominin desteklediği yaşam hayatın kendisi değil. İnsanlık hareket halinde, toplum değişiyor, ekonomi değişiyor bu gelişme sürecine göre yeni bir toplumun nasıl kurulabileceğini görebilmeliyiz.

Ekonomistler ve politikacılar (politika yapıcılar) döngüyü tersine çevireceklerini ve kapitalizmi altın çağına geri döndüreceklerini düşünürken, Kabala bilgeliğinden böyle bir şeyin imkânsız olduğunu öğrendik. Kapitalizm kendi yasalarını yaptı, doğa yasaları bizi yeni bir sosyo-ekonomik modele doğru ilerletiyor ve bunun böyle olması güzel.

Yeni Bir İnsan Endüstrisi

Bir ülkenin, her vatandaşa istihdam statüsünden bağımsız, temel bir geçim yardımı ödemesini içeren evrensel gelir modeline artan bir ilgi var; bu ödemenin emekten ayrılması tesadüfî değildir. İşin kalmayacağı bir çağa yapılan hazırlığı yansıtan gevelemeleri, girişimleri yansıtıyor. Hiç iş kalmayacak, fakat gelişmiş robotikleşme sayesinde refah bolluğu olacaktır. Ancak, yılın başında İsviçre’de yapılan ulusal referandumun gelir sağlama konusundaki başarısızlığı, yeni modelin dünya çapındaki muhalefeti ve olgunluk eksikliği ya da tüm işgücü piyasasının dramatik bir halde durduğu için reddedildi. Tüm sosyo-politik ve ekonomik düzenin altını oymakla yükümlü olan değişikliklerin, şokların ve sebep olacağı insani konulardaki acılarından kaçınmak için önceden hazırlığını yapma zorunluluğumuz vardır.

Bunu nasıl yapacağız? Tıpkı bugün olduğu gibi, resmi ve gayri resmi bir eğitim sisteminin ürünüyüz, dersler ve ilkelerin ezberlenmesi yoluyla kapitalist bir sistem içinde yaşamak için hazırlanıyoruz, o kadar ki bizim için bu doğal görünüyor. Bu nedenle aramızdaki ilişkileri, her ekonomik sistemin temelini oluşturan, yeni gerçekliğe ve 21. yüzyılın zorluklarına göre düzeltmek zorundayız. Bu tür ayarlamalar sadece kitlesel eğitim yoluyla yapılabilir. Kamu-okul sistemi, işçileri fabrika montaj hatlarında çalışmaya hazırlamak için 19. yüzyılda Sanayi Devrimi’nin yükselişi ile kurulmuştu. Dolayısıyla 21. yüzyılda yeni toplumun oluşumuna eşi benzeri görülmemiş bir eğitim devrimi üretmek de tamamen bize kalmıştır.

Geçmişte her sabah çalıştığımız işyerine gittiğimiz gibi evlerimize yakın bir topluluk merkezine gideceğimizi ve tüm gün boyunca küresel dünya ve insan doğası hakkında yuvarlak masa toplantısında öğrenip, etrafımızda aramızdaki olumlu ilişkilerle nasıl güçlendireceğimizi tartışacağımızı düşünün… Aramızda yaratacağımız istikrarlı bağlantının olumlu gücü, egoizmin olumsuz gücünü dengeleyecek; her insana mutluluk, sevinç, huzur ve barış formunda duygusal ve psikolojik bir yaşam sağlayacaktır. Baal HaSulam’ın yazdığı “Özgürlük” yazısında “toplumsal birlik… Her sevinç ve başarının kaynağı olabilir” yazılıdır.

Birlik çağrısında bulunan bir ideolojinin, teşvik edilmesi sayesinde, artan işsizlik sorununa bir son veriyoruz: Burada da belirttiğim gibi, tüm amacı pozitif bağlantının gücünü üretmek olan, birçok yeni iş alanı yaratılacaktır. Vatandaşların yiyecek, giyecek, sağlık, eğitim, konut, araba, eğlence ya da ek sosyal hizmetler konusunda hiç endişeleri olmayacaktır. Ulus büyük bir aile topluluğu haline gelecek; Milliyetçilik ve mahremiyet sorunları giderek çözülecek ve insanlar arasındaki bağlantının gücünün amacı ölmekte olan insan toplumunu iyileştirmek olacaktır. Yeni sosyal ekonomi sonunda bizi aşırı materyalizmle uğraşmaktan, onunla yaşamaktan duyduğumuz endişeden kurtararak kişisel, sosyal ve ruhsal gelişim için ayıracak zamanımız (boşa çıkaracaktır) kalmasını sağlayacaktır.

Ynet: “Is There A Future For Capitalism?”

Yeni Başkan, Yeni Dünya, Yeni Değerler

Soru: Bir kabalist olarak dünyadaki güncel durum size nasıl gözüküyor? Siz devamlı olarak bizi bekleyen büyük değişikliklerden bahsediyorsunuz. Nelerdir bu değişiklikler?Cevap: Gerçekten de benzersiz bir durumda; bir dönüşümün yaklaşmakta olduğu açıktır. Anlaşılıyor ki, bunun Trump ile de bir bağlantısı yok, o sadece bu rol için seçilen iplerine bağlı bir kukla gibi… Sisteme önemli ve çok güçlü bir güncelleme gelecek. İlke olarak, dünyanın yeni değerlere geçiş sürecinde olduğunu söylemek mümkündür. Kademeli olarak gerçekleşiyor, insanlar bunu henüz anlamıyor. Dünya kapitalizmin ana direği olan paranın gücünden daha “manevi” değerlere doğru ilerliyor.  Bu aynı zamanda İslam’ın dünyaya yayılmasını etkileyen ideolojik etkiyle de bağlantılıdır. Müslümanlar para için savaşıyor değiller ama ideolojileri için savaşıyorlar.Umuyorum ki, dünyada büyük değişiklikler göreceğiz ve tüm bu süreç,  dünya genelinde çok moda olan liberalizmi gömmeyecektir. Sonuçta, gerçek bir dayanağı veya sürdürülebilirlik ihtimali yoktu; Varlığı tamamen yapaydır. Bizi insanların bunu artık hoş görmediği bir duruma getirdi.  Bir yandan, bazıları, gerçek emek yoluyla değil de ancak borsa dolandırıcılığı yoluyla elde edilebilecek muazzam, haksız kazançlara sahip olmuştur. Ve öte yanda da, yaşayacak hiçbir şeyi olmayan insanlar var. Anlaşılıyor ki, Amerika’daki endüstriyel üretimi geri getirmek imkânsız. Gelişmiş ülkelerin tümü, üretimi Çin’e veya emeğin ucuz olduğu diğer yerlere transfer etti bile. Endüstriyel üretimi geri getirmek imkânsız hale geldi ve buna gerek yok. Amerikalı işçiler, Çin’deki işçilerin aldığı maaşın aynısını alamazlar. Bu nedenle, kısaca yeni, manevi, insani bir endüstriye geçmek mecburidir. Biz insandan başka bir şey üretmek zorunda değiliz! Sonuçta, yiyecek veya giyecek kıtlığı yok. Dünyada yaşayan her insanın yaşamını idame ettirebilmesi için gereken her şeyden yeterince var. Dünyada tüketici malları fazlası var, bu sayede herkesin ihtiyacının sağlanması konusunda bir sorun yok. Ayrıca, bu ürünlerin maliyeti, hemen hemen hiçbir şey…Farkına varmaya mecburuz ki, dünyanın başarmak için ihtiyaç duyduğu şey daha yüksek bir enerji, bizleri doğaya benzer kılan aramızdaki bağın gücüdür. En çok, kurdukları birlik ile insanlığa yardımcı olacaklarını düşünen insanlara talep olacak. Bu geleceğin mesleği olacak, insanların bunu öğrenmesi gerekecek. Bunu öğrenmek uzun yıllar alır ve dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca, milyarlarca insan tarafından yapılması gerekir. Birlik olmak üzere insanları eğitmek bunu yapabilenler için yeni bir iştir. Tüm medyayı da içermelidir çünkü bu bütün bir sistemdir.İnsanlar öğrenmeye çalışacak ve bu çaba iş olarak algılanacaktır — ruhsal işçilik, Yaradan’ı Çalışmak, ihtiyacımız olan her şeyi almamız için gereken Yaradan’ın hizmetini göremek budur. Dünya nüfusunun %90’ı üretimde iş bulamayacak. Geri kalan %10’luk teknik işler dünya üzerinde bir yerlere dağıtılacak.Trump, bu değişikliği hayata geçirmek için ona izin verilecek olursa, bunu somutlaştırır. Ancak, bankacılık ve finans sisteminin elinden alacağı gücü endüstriye geri vermek istemesi bile, ayırt edici bir göstergedir zaten. Fakat sanayi onun sandığı gibi olmayacak, Amerika’da tekrar otomobil üretmeye başlayamayacak, ağır ve hafif sanayi yeniden üretime başlayamayacak. Başarısız olacak.  Aksine, yeni bir endüstri doğacak: insanlığın üretimi.Dünyadaki yeni eğilim bu olacaktır.  Benzer şekilde,  Avrupa’da yaratılan durum tarafından belirlenen bir eğilim bu; Avrupa Birliği dağılacak. Herkes Avrupa’nın ayrılmaz bağlarına ihanet edildiği için ağlıyor,  fakat Avrupa Birliği hiçbir zaman gerçek manada bir araya gelmemişti ve ayrılmaz olmadığı da kesin. Bankaların mümkün olduğu kadar fazla kazanç sağlamak ve herkesi kontrol altında tutmak için kurmuş oldukları bir ittifaktı.Dolayısıyla eğer bu birlik düşerse, daha iyi olacak. Bu parçalanmayı Avrupa’nın parçalanmasıyla ilişkilendirmek zorunda değiliz. Avrupa’da birlik yoktu; Bu nedenle, üzülecek bir şey de yok. AB düştükten sonra, hiç şüphe yok ki, gerçek birlik hakkında konuşmak mümkün olacaktır. Sonuçta, zorunlu olan bu birliğe duyulan gereksinimin olgunlaştığı açıktır. Bir noktada Avrupa’daki birlik ve bağ hakkında başka bir biçimde konuşmak mümkün olacaktır. Ancak bu entegral bir eğitim gerektirir.http://laitman.com/2016/12/a-new-president-a-new-world-new-values/

Yapılan İş İçin Bedel

Soru: Kabala bilgeliğine göre yapılan iş için doğru bir bedel belirlemek nasıl mümkündür?

Cevap: Dünyevi hayatta bunu bilmiyorum, Kabala Bilgeliği sadece manevi çalışma hakkında konuşur. Bu bakış açısından, yapılan işin bedelini belirlemek çok basit çünkü manevi çalışmada kişi kendisi için bir şey talep etmez, manevi yükseliş bile; daha da doğrusu o sadece tek bir şey ister, Yaradan’a memnuniyet vermek.

http://laitman.com/2016/09/a-price-for-work-performed/