Category Archives: Ekonomi

En Büyük Tüketici Pazarı

Soru: Sürekli olarak her türlü ilacı üretmemize rağmen neden sürekli yeni hastalıklar ortaya çıkıyor? Bunun herhangi bir çözümü var mı?

Cevap: Tüm insanlık ıslah oluncaya kadar bu durum düzelmeyecektir.

Sonuçta her şey daha fazla kazanma üzerine kurulu. Ne için? Bu soru sorulmuyor. Bu, toplumun hiçbir zaman yargılanmayan bir hedefidir. Daha fazla kazanmak! Böylece diğerlerinden daha üstün, diğerlerinden daha önemli ve diğerlerinden daha güçlü olacağım! Peki neden, ne için ve hangi amaçla? Bütün bunlar artık önemli değil. Önemli olan, zenginliğe toplum tarafından saygı duyulması ve bu nedenle insanların zenginliğin peşinden koşmasıdır.

Bu amaçla milyonlarca ilaç üretiliyor. Üstelik bu muhtemelen dünyanın en büyük tüketici pazarı. Bizi sürekli olarak her türlü ilaçla doldurmaya çalışan kocaman bir doktor, üretici ve reklamcı ordusu var. Genel olarak bu şekilde sürekli kendimizi zehirliyoruz.

Kendimizi gerçekten insanı ıslah etmeye adamamız dışında, bu soruna hızlı bir çözüm düşünemiyorum. Ancak o zaman geri kalan her şeyi düzeltmek istediğimiz noktaya gelebiliriz. Bizim ıslahımız, çevremizdeki doğa üzerinde öyle bir etki yaratacak ki, sebze, meyve yetiştirebilecek, et üretebilecek ve ihtiyacımız olan her şeyi değiştirilmemiş bir biçimde üretebileceğiz. Bunlar çürümeyecekler; herkese yetecek kadar mevcut olacaklar. Ama bu, sadece kimyasallar yerine kendimizle ilgilendiğimizde gerçekleşecek.

Yorum: Ama aynı zamanda “Doktora iyileştirme hakkı verilmiştir” diye yazılmıştır.

Cevabım: Günümüzde gerçek doktor yok ki! Uygulamada bu kişiler, aslında, bize yardım ettiklerini düşünen mutsuz insanlar topluluğudur.

Ancak gerçek şu ki onlar tamamen zehirlenmiş ve artık hiçbir şey yapmanın mümkün olamayacağı insanlarla uğraşıyorlar. Onlara bir şeyler yapacak ve onları bir şekilde bir arada tutacak ilave zehir türleri satmaya çalışıyorlar. Biz şu anda böyle yaşıyoruz. Elbette bir kişi itiraz edebilir ve 500 yıl önce insanların 30 ila 40 yıl yaşadığını, bugün ise 60, 70, 80 yıl ve hatta daha fazla yaşadıklarını söyleyebilir. Bu doğru. Ama gerçek şu ki burada şu soruyla karşı karşıyayız: “Ne için?!”

 

Modern Bilimin Başarısızlığı

Soru: On yıldan fazla bir süre önce, ekonominin psikoloji ile bütünleştirilmesi ve ekonomik psikoloji ile çalışılması gerektiği sonucuna vardım. Sonuçta, aralarında tüketim toplumunu gerçekten engelleyen bir boşluk var. Bunun hakkında ne düşünüyorsun?

Cevap: Günümüzde psikolojiyle nasıl çalışılacağını söylemek zor çünkü insanlar çok hızlı değişiyor ve genel olarak psikoloji anladığımız, düşündüğümüz ve hissettiğimiz şeyin bir yansıması. Ekonomi aynı zamanda egoist arzularımıza da bağlıdır: onları doğru yorumluyor muyuz ve tüm parametreleri nasıl birleştiriyoruz.

Ben, fikrin kendi başına doğru olduğunu ve yönün de doğal olarak doğru olduğunu düşünüyorum. Ama bugün ekonomi ve psikolojinin birbirine bağlanabileceğini düşünmüyorum çünkü ikisi de bilim değil, insanın kendisine göründüğü gibi hayal ettiği şeylerdir. Bunları birbirine bağlamak için üçüncü bir şey inşa etmek imkansızdır çünkü bu bilgi alanları bugün oldukça istikrarsız bir durumdadır.

Yine de, insan doğasını değiştirmeden, kaçışın olmadığı, hiçbir şey yapılamayacağı sonucuna varıyorum. Tüm bilimlerimiz ve yönetim sistemlerimiz yavaş yavaş başarısızlıklarını ortaya çıkaracaktır. Newton’un zamanında, bunların hepsi iyi ve doğruydu. Ama biz bu aşamayı çoktan geçtik.

Bugün insanlık bambaşka bir dünyaya giriyor ve bunu bir bütün olarak hissetmek zorunda kalacağız. Sadece bu şekilde, yönetebileceğiz.

Koronomi – Kovid Kaynaklı Ekonomi (Medium)

Şiddetli Akut Solunum Sendromu Koronavirus 2 veya kısaca SARS-CoV-2, Koronavirüs Hastalığı 2019’a diğer adıyla COVID-19’a neden olan Koronavirüs türü – sadece on ayda bir milyondan fazla insanı öldüren ve yalnızca daha öldürücü ve şiddetli büyüyen salgındır. Aynı zamanda dünya ekonomisini de mahvetmiştir.

Daha iyi bir seçenek görmeyen hükümetler, sanki yarın yokmuş gibi para basıyorlar. Ama bunu sürdürürlerse gerçekten yarın olmayacak, en azından yaşamak istediğimiz bir yer olmayacak.

Böyle bir zaman, tanıdık olan durum sizi hayal kırıklığına uğrattığında, kutunun dışında düşünmek için doğru zamandır. İnsanların sahip olması gereken temel ihtiyaçlar olduğunu biliyoruz. Yemek, kıyafet ve barınma çok temel şeylerdir. İnsanlar bunlara sahip değilse, sadece hayatta kalmaya çalışmak için ülkeyi yok edecekler. Bu nedenle, herhangi bir hükümet bu temelleri sağlamalı veya bunların her bir vatandaşa verildiğini görmelidir.

Herkese temel ihtiyaçların sağlanmasını garanti etmek için, hükümet, dağıtımın tüm insanlara ulaştığını görmelidir. Şu anda, üretilen gıdanın yaklaşık yarısı, son satış tarihi satın alınmadan önce sona erdiği için veya fiyatı yüksek tutmak için üreticiler ve / veya perakendeciler tarafından çöpe atıldığı için veya nakliye maliyetleri dağıtımı kârsız hale getirdiği için tüketicilere ulaşmıyor.

Yiyecekler için geçerli olan şey, her mevsim sonunda atılan tonlarca giysiler ve hatta barınma için de geçerlidir. Boş duran sayısız ev ve daire ve sokaklarda yaşayan milyonlarca insanla, açıkçası sistemde temel bir kusur var.

“Bu kapitalizmdir” diyebilirsiniz, ancak oturabilecekleri çok sayıda ev varken insanları sokakta tutmak insani bir anlam ifade etmiyor. Ve eğer kapitalizm insani anlam ifade etmiyorsa, o zaman kapitalizm bugünün dünyasında bir anlam ifade etmiyor. Başka bir deyişle, kapitalizme veda etmenin ve daha düşünceli ve insancıl bir yaklaşımı benimsemenin zamanı geldi (yine de şimdilik onu isimsiz bırakmamızı öneriyorum).

Şu anda önemli olan şey, insanların, hepimizin sorumlu olduğunu ve hepimizin birbirimizden ve tüm doğadan sorumlu olduğumuzu anlamasına yardımcı olmaktır. Yaşam tarzımız gezegenimizi dev bir çöplüğe dönüştürdü. Çöplükte yaşıyoruz ama hastalandığımızda şikayet ediyoruz. Nasıl yaşadığımızla bunların bizi nasıl etkilediği arasındaki bağlantıyı kurmamızın zamanı geldi.

Bu yüzden herkes hayatta kalmak için temel ihtiyaçları aldıktan sonra, yaşam tarzımızı yani birbirimize karşı tutumumuzu değiştirme zamanıdır. Kapitalist rekabet yıkıcıdır. Bizi mağaralardan çıkardı ama bakın bizi nereye getirdi. Rekabet etmemiz gerekiyorsa, kimin daha fazla insanı bir araya getirdiği, kimin birleştirdiği, kayıtsız ve bencil olmaktansa onları kimin şefkatli ve düşünceli kıldığı konusunda rekabet etmeliyiz.

Elbette, Kovid kaynaklı tüm bu ekonomi kavramını silip atabilir ve kapitalizme geri dönebiliriz ama işe yaramayacaktır. Kovid, 2019’a geri dönmek için her girişimi öldürecek. Değişimle ne kadar uzun süre durursak, Kovid’in dürtüsü o kadar zor ve acı verici olacak. İnsanlık için dilediğim bir şey varsa, o da herkesin hızla nereye gittiğimizi anlaması ve az önce bahsettiğim tedaviyi, darbeye maruz kalmadan önce kullanmasıdır.

“Kadın Gücü Zamanı” (BizCatalyst)

BIZCATALYST dergisinde yayınlanan “Kadın Gücü Zamanı” konulu yeni makalem

Realite, eril ve dişil olmak üzere iki güçten oluşur. Aralarındaki dengeli tamamlayıcı etkileşim, çevremizde gördüğümüz her şeyi, tüm evreni yarattı. Ama insanlar farklıdır. İçimizde eril güç bin yıl boyunca baskındı ve acımasız sonuçları aşikardır. Yaşamı yaratan ve onu besleyen dişil güç, sadece birkaç on yıl öncesine kadar insan toplumunda büyük oranda eksikti.

Ama her şey değişiyor. Sadece birkaç on yıl içinde, kadınlar toplum üzerinde neredeyse hiçbir etkisi olmayan işlerden, devlet başkanlıklarına, Uluslararası Para Fonu ve ABD Federal Rezervi gibi en önemli para kurumlarının başkanlıklarına ve diğer önemli pozisyonlara geçtiler.

Bu bir tesadüf değildir.

Tıpkı doğada olduğu gibi, eril ve dişil güçler eşit derecede güçlüdür, ancak belirgin şekilde birbirinden farklıdır ve her biri bütüne kendi yaşamsal katkısını sağlar, insan toplumu şimdi kadınların topluma nasıl olumlu ve yapıcı bir şekilde dahil edileceğini öğrenmelidir.

Şu anda, yönetim pozisyonlarına ulaşan birçok kadın, çoğu durumda eril tutumları benimseyerek bunu yapmıştır. Bu ters etki yaratır çünkü tam olarak ihtiyacımız olan besleyici ve önemseyen dişil niteliktir.

Toplum hala bir öğrenme sürecindedir; dişil unsuru kamusal yaşama katmanın ne anlama geldiğini henüz keşfetmedik. Bununla birlikte, aslında bir örneğimiz vardır: kendi ailelerimiz. Ailede, erkek geleneksel olarak ailenin başı olarak kabul edilir; ancak şimdiye kadar evli olan her erkek, ailedeki gerçek patronun kadın olduğunu itiraf edecektir. Bir kadın, tüm aileyi tek bir birim olarak görme konusunda doğal bir yeteneğe sahip olduğu ve herhangi bir erkekten çok daha iyi görev yapabildiği için, ne yapılması gerektiği ve ne zaman yapılması gerektiğini doğru bir şekilde önceliklendirebilir.

Hane halkında olduğu gibi, iş ve kamu yaşamında da kadınların doğuştan gelen yeteneklerine gereken saygı gösterilmelidir. Durum, bugün onlarca yıl öncesine göre çok daha iyidir, ancak hala iyileştirilmesi gereken çok şey vardır. Kadınlara onları erkek gibi davranmaya zorlamadan, liderlik içindeki haklı yerlerini nasıl vereceğimizi öğrenmemiz gerekiyor – o zaman onların katkıda bulunabilecekleri niteliği kaçırıyoruz- ve eril niteliğin de gerekli olduğu gibi, sadece ikisi birlikte uyumlu bir şekilde çalıştığında refah sürdürebilir.

Gerçekten de, dünya giderek kadının daha fazla başrol oynadığı bir döneme doğru ilerlemektedir ve insanlık sadece bununla kazanabilir. Bununla birlikte, her şeyde olduğu gibi, ona doğru bir şekilde geçiş yapmalıyız ve eril olanları kaybetmek yerine dişil nitelikler de kazandığımızı görmeliyiz, böylece ikisi birlikte insanlık ve tüm yaşam için aile benzeri bir dünya inşa edecektir.

Twitter’da Düşüncelerim / 1 Temmuz 2020

Bu Koronavirüs kaybolduğunda, daha korkunç bir virüs onun yerini alacaktır. Ve böylece ilerleyeceğiz, virüsler tarafından teşvik edilerek. Egonun kötülüğü Koronavirüs şeklinde ortaya çıkıyor. Nefreti sevgi ile örterek, onu iyilikle telafi etmeliyiz.

Ta ki ölüm meleği, yaşam meleği tarafından örtülene kadar.

İnsanlar zorla mülkiyeti iterek (para vererek vs.) dünyayı değiştirmeye yönelirlerse, bu Sovyet rejimini kurmaktan daha kötü olacaktır. Ekonomik ilişkilerdeki bir değişikliğin öncesinde, dünyanın gelişimine nazaran Doğa’nın amacı ve programı hakkında bilginin dağıtılması gerekir

İhtiyacımız olan şey, egoizmden- tek kötülükten nasıl kurtulacağınız için bir çözümdür.

Yoksul kaotik dünyada, ülkeler askeri kapasitelerini genişletmek için her şeyi yatırım yapacaklar. Birbirlerine yakınlaşmak yerine düşmanları nasıl uzak tutabileceklerini düşüneceklerdir. Egoist dünyada farklı düşünmek imkânsızdır.

İşadamları kârlı olanla ilgilenir: yarın ne talep edilecek. Şu anda iş dünyasında en çok talep gören şey, halk için hayati önem taşımayan ürünleri ortadan kaldırmaktır. Gereksiz işletmeleri kapatmak en başarılı iş!

Egoizm, dünyamızın doğasının temelidir. Bu yüzden tüm derecelerdeki (cansız, bitkisel, hayvan ve insan) egoistik ilişkilere dayanmayan doğanın işleyiş yasasını hayal edemiyoruz. Egoist dünyanın sonunu hayal etmek, ıslahından daha kolaydır!

 

Koronavirüs Sonrası Sosyal Huzursuzluk Tehlikesi, Bölüm 1

Zamanla, Koronavirüs pandemisiyle ilişkili korkular, sağlıkla ilgili sorunlardan işsizlik ve gıda kaynaklarının eksikliğine doğru kaymaktadır. Birçok işletme, Koronavirüs’ün neden olduğu krizden kurtulamayacaktır çünkü artık onlara talep olmayacaktır.

İnsanlık değişiyor; birçok eski alışkanlığın aşırı lüks olduğunu düşünmeye başlıyor. BM Dünya Gıda Programı Konseyi, Koronavirüs’ün, İncil kehanetlerinde olduğu gibi, eşi görülmemiş bir ölçekte küresel açlığa yol açacağından korkuyor. Aynı zamanda da zenginler, diğer herkesin pahasına daha da zenginleşir.

Daha büyük bir otomasyona geçişle çalışma tarzı değişiyor, enerji fiyatları önemli ölçüde düşüyor ve gelecek, korku ve belirsizlik getiriyor. İşgücü piyasasında neler oluyor ve nereye gidiyor?

Koronavirüs, biyolojik de olsa, bizde büyük değişikliklere neden olan bir güçtür. Bizi nereye götürüyor, insan toplumunu neye itiyor? Virüs, bütünsel bir toplumda yaşadığımızı ve birbirimize bağlı olduğumuzu anlamamızı sağlıyor.

Ölümcül bir hastalıkla bizi enfekte edebilen zararlı parçacıkların, virüslerin, bulaşma tehlikesi nedeniyle birbirimize yaklaşmamıza izin vermemekte. Virüs, bağlarımızın nasıl iyi olmadığını bize böyle gösteriyor, ancak onları düzeltirsek, bir kez daha kısıtlama olmadan yaşayabiliriz.

Aksi takdirde, normal yaşama dönmemiz olası değildir. Tabii ki, daha önce olduğu gibi birbirimizle temas edebilmek için, virüsün tedavisini bulmaya çalışacağız, ancak bu işe yaramayacak.

Sanırım insanlık, onun ortak, küresel, bütüncül formuna, doğru tür bağlara ilerlemek zorunda kalacak. Bu nedenle doğa bizi, aramızdaki iyi bağlantıları gerçekleştirmemizi ve düzenlememizi zorunlu kılacak şekilde etkilemeye devam edecektir.

Bugün böyle bir bağ zaten bizden bekleniyor. Evde kalarak, maske takarak vb. ile doğayı kandırmaya çalışabiliriz. Ancak nihayetinde karşılıklı ilişkilerimizi değiştirmemiz gerektiğini anlayana kadar, daha yeni rahatsızlıklar ortaya çıkacaktır.

Ve onları değiştirdiğimiz,  onları egoistten özgecil ve dostane hale getirdiğimiz ölçüde, bu derecede birbirimizle temas kurabilir, iş yapabilir ve birbirimizden para kazanabiliriz. Geçimimizi sağlamamız, bencil kazançtan ziyade iyi bağlara dayanmalıdır.

20. yüzyılın başında, insanlık, birçok insanın canını alan İspanyol gribi ile benzer bir salgın yaşamak zorunda kaldı. Ayrıca bu, birçok toplumsal değişime de neden oldu, ancak Koronavirüste olduğu gibi karantinaya veya izolasyona yol açmadı.

Buradaki büyük fark, bugün insanlığın küresel bir darbe alması, neredeyse anında salgının tüm dünyaya yayılmış olması ve hiçbir ülke veya ulus ayırmaması gerçeğidir. Virüs bizlere, tek bir beden gibi bağlı olduğumuzu gösteriyor. Daha önceki salgınlarda böyle bir durum söz konusu değildi.

Bizler, kendini ıslah etmesi ve tek bir aile olarak aynı bağın içinde yaşaması gereken “son nesil” diye adlandırılan, son egoist nesil olarak, yeni bir dönemde yaşıyoruz. Ve Koronavirüs’ün bize gösterdiği ilk şey, tüm dünyanın tek bir aile olduğudur. Bizim için çok net olmayabilir, ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde bunu fark edeceğiz. Doğanın bu tür güçlerini önleyip,  korunabileceğiz.

Aynı Koronavirüs, hafife almamamız gereken, henüz ortaya çıkmamış olan çok çeşitli sonuçlara sahiptir. Onun taleplerine boyun eğmek en iyisidir. Virüs bize şöyle diyor: “Bir aile gibi birbirinize iyi davranmaya başlayın ve size gelip ne kadar bencil ve birbirinizden ne kadar uzak olduğunuzu göstermek zorunda kalmayayım.”

Karantina, toplumda ekonomik çöküşe yol açabilecek, huzursuzluğa ve gerilimlere yol açmaktadır. Salgın, dünyayı istikrar ve temel güvenlikten mahrum etmektedir. İyi ilişkiler kuramazsak yani sorunu kökünden çözemezsek, o zaman geniş kapsamlı bir ekonomik krizle karşı karşıya geliriz çünkü bizler, tam bağımlılıkla birbirimize bağlıyız.

Sonunda, doğa programında yer alan dünya savaşına ulaşabildik. Doğa acıma bilmez; bu bir kanunlar sistemidir ve bugün cevap vermezsek ve doğanın gerekliliklerine uymazsak, daha da etkili güçler gelecek ve bizi, insan toplumu olarak doğanın diğer tüm – cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeleri gibi bütünsel olarak birleşene kadar,  ıslahımız üzerinde çalışmaya zorlayacaktır.

Dünya üzerinde yaşayan insan, kendi türünden olan insanlara,  vahşi kurtlardan daha kötü davranır. Ve doğa, bununla hem fikir değildir. Bizler ilerledikçe,  sadece aramızdaki iyi bağların, ilerlememize yardımcı olacak iyi güçleri çekebileceğini anlamalıyız.

Bu arada, kurtlar birbirlerine çok iyi davranırlar. Bir kurdun insandan daha kötü olduğunu düşünen bizleriz. Bu, genel bir yanlış kanıdır.

Zengin Ağlaması

Haberlerde (Bloomberg): “Dünyanın En Zengin İnsanları 2018’de 511 Milyar Dolar Kaybetti”, “Dünyanın en zengin insanları, bu yıl 511 milyar dolar kaybettiler, arka arkaya yapılan mal tasfiyesi satışları nedeniyle yılın ilk yarısında yapmış oldukları kar yok oldu.”

Benim yorumum: Gerçek şu ki, insanların ilerlemesini engellemek için bir fırsata sahip olup olmadıklarını anlamaları gerekmektedir. İnsanlara, karşılıklı bağ için, onların tamamlanmaları için, herhangi bir bilgi vb. için ne kadar oyuncak sunarsanız o kadar titiz ve seçici hale gelirler.

Artık Facebook’la bile o kadar ilgilenmiyorlar. Onlar sadece reklamlara bakamazlar. İnsanlar o kadar bıktılar ki, çocuklara bile baskı yapamazlar.

Yani, zenginlerin son 20 yılda yapmış oldukları her şey gittikçe daha az işlemeye başlıyor. Tüm entelektüelliklerine rağmen, bu geçer/sona erer. Egoistik birikim dönemi kendini çürütmek zorunda kalacaktır.

İnsanlık hala gelişiyor. Bu nedenle, biriktirdikleri bu dolarların hiçbir değeri olmadığını ve artık para kazanma fırsatlarının olmayacağı zamanın çok hızlı bir şekilde geleceğini görüyorum.

İnsanların genel olarak daha fazla basitlik için gayret göstereceğini düşünüyorum. Onlar, çimenlere oturmak, biraz içmek, bir şeyler atıştırmak, normal müzik dinlemek, kuşların ötüşünü ve etrafta koşan çocukların kahkahalarını isteyecekler. Kalbe çok yakın ve hoş bir şeyler isteyecekler ve kafalarını, beyinlerini, ruhlarını ve duygularını çok yapay bir şeyle rahatsız etmeyecekler.

Umarım bu şekilde olur.

The Rich Cry

Twitterda Düşüncelerim, 12/16/17

Üst dünyaya giriş: Eğer düşüş& yükseliş hislerini depresyona ya da hazza düşmeden deneyimleyebilirsem, kendimi iptal ederek zıt koşulları kontrol edebilirsem, kendimi Yaradan’a verebilirsem; bu koşulların gelişimin için gerekli olduğunu görebilirsem, işte o beni manevi bir embriyo yapar.

Düzinelerce ülke; Trol Fabrikalarını yaratmıştır- bununla görevlendirilen internet kullanıcı gruplarını organize etmiştir, kamuoyunun düşüncelerini manipüle ettiği için ödüllendirmiştir. Çevrimiçi manipülasyon stratejisi seçimleri; reklamları etkiliyor. Gelecekte insanları zombiler haline getirebilir.

Bunun aksine her şeyi elde ediyoruz. Halen üst dünya ile karşı karşıya değiliz, bu yüzden onu algılamıyoruz. İşte bu yüzden düşüşlere ihtiyacımız var. Üst dünyaların gizliliklerinin ifşaları ve yükselişler- bu ifşadır. Ve böylece üst dünyanın tam ifşasıyla devam eder.

İhsan etmede; yarın ya da hatta bir sonraki anın varlığı sonra erer. Bir tek ihsan etmek umrunda olur. Yarın görüş alanınızdan; düşüncenizden ve hesabınızdan yok olur. Derinlemesine ihsan etme eylemini araştırırsınız & başka herkesin içinde erirsiniz. Sizden geriye hiç bir şey kalmaz.

Facebook’un eski yöneticisi, toplumun sosyal yapısını parçalayan ve yanlış bilgilendirmeyi teşvik eden bir araç yarattıklarını söylüyor. Sosyal medya; akıl üzerine yük olur & her şeyi kendi çıkarları için sömürerek, kendi avantajına çevirir. Ego, her şeyi insanın aleyhine çevirir.

Eğer egonun üzerinde yükselirsen; alma arzusu, Zaman- Hareket- Uzay algısı kaybolur, çünkü onlar egonun nitelikleridir ve eğer kişi kendine bakmayı bırakırsa; bu dünyanın doğasının üzerine var olur. Oradan kişi grup aracılığıyla bir embriyo içinde Yaradan ile birleşebilir.

Sahte endüstri internetin değerini düşürüyor. Yakında kimse Facebook gönderilerini; Youtube videolarını ya da Amazon incelemelerini ciddiye almayacak. Trump’ın Kuzey Kore’ye saldırmaya hazır olduğu yönündeki sahte demeçleri dünyayı kaosa sürükleyebilir. Dijital bilgiye bir film gibi davranmalıyız.

Dağılma döneminde; geçmişin anlamı aydınlatılıyor çünkü geleceğin kayıtsızlığı hala orada değil, ancak geçmişin muhakemesi çoktan çökmüş ve yalanlar gerçekten keskin bir şekilde farklılaşıyor.

My Thoughts On Twitter, 12/16/17

Twitter’da düşüncelerim / 12.11.17

Hanuka’nın anlamını anlamanıza yardımcı bazı ipuçları:

Çaba: Artık daha fazla yapamıyorum dediğim nokta tam olarak çabanın başladığı noktadır. Her an ‘Şimdi değilse; ne zaman?’ ilkesini hayata geçirmeliyim. Özgür seçim her an yerine getirilir. Eğer bir anı kaçırırsan; özgür seçimini hayata geçirmedin demektir.

Sevgi sen benim içimde olduğunda ve ben de bir annenin içindeki embriyo gibi senin içinde olduğumdadır. Kendini çocuğunda hisseden bir anne gibi- Yaradan’ın arzuları onun için her şeyi belirler!

Ego’nun büyümesi ile birlikte; Kabala, kişiye iki güç : iyi ve kötü eğilim arasında var olmasına izin vererek kişinin kalpteki noktasını geliştirir. Ardından; aralarında kişi kötü eğilimi iyinin faydası için kullanmakta özgürdür ve bu şekilde iletilmektedir.

Bugun; İbrahim’in metodunu uygulamaya koyduğumuzu söyleyebiliriz. O, Kabala denilen, insanların bir araya getirilmesinin methodunun kaynağıdır.

Yaradan dünyadan ne derece sorumludur? Olan her şeyden mi? Eğer aramızdaki tüm bu kopukluğa o sebep oluyorsa, bundan nasıl sorumlu olur? O her şeyden sorumludur; tamamen ve kesinlikle. Arkamızda duruyor; istediğimiz her şey yapmaya hazır.

Yaradan’a seslenmek ruhun Kab’ıdır. (dua; Hisaron; Kli) Her zaman gelişmelidir- o benim ıslahımdır. Talebe cevap değil; talebin (özlem) kendisidir- Manevi çalışma & Ruhun doldurulması vardır. Bununla Yaradan’a olan tutumumu gösteririm.

Kabala bizim için hayatın GPS’ini ifşa eder: gidilecek yeri & nasıl yoldan sapmadan hepsinin en iyisini elde etmenin en hızlı ve en kısa yolunu almayı- hayattaki gerçek amaca doğru, nerede olduğunu göstermek için GPS.

Manevi dünyayı ifşa etmek kendini içinde hissetmektir. Manevi dünya, arzularımızın iç içe geçtiği; egomuz tarafından bizden gizlenen bir ağdır. Aramızdaki bu bağlantı sistemi gibi olmak için can atarak; onun üzerimizdeki etkisini uyarıyoruz; ta ki onun aramızda ifşasına kadar.

Işığı çekmek, her zaman düşünmek demektir ki bu tam olarak da eksik olduğumuz şeydir.- aramızdaki gitgide artan bağ, herkes arasındaki bu yapışma kalıcı olana kadar, i.e Yaradan’ın ışığı ile dolu 10 Sefirot olarak açıkça gösterilir.

Ego gereklidir; o bize bir başkasından ne kadar uzak olduğumuzu; Yaradan’dan ne kadar farklı olduğumuzu göstermek için yaratılmıştır, birlikte yaklaşabilelim diye ve bu sayede Yaradan’la, onun tam ifşasında.

İsrail’in ve dünyanın hayırlı geleceğini ne belirleyecek?

Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmek yerine; Trump, dünya uluslarının birleşmesine vesile olabilecek Yahudilerin birleştirici metodunu gerçekleştirmek için laik Yahudileri (Israil ve USA) yönlendirebilirdi. Onun bu ilanı daha ziyade nefreti şiddetlendiriyor ve barışı erteliyor.

Trump dünyayı düzeltmeyecektir. Yahudiler birleşik bir halk olmalı böylece uluslara birlik örneği göstermelidir. Bu onların tarihi & manevi misyonu & ve bunu reddeden tüm dünyanın acılarına sebep olur.

My Thoughts On Twitter, 12/11/17

Twitter’da düşüncelerim / 11.25.17

Mutlu bir çocukluk için 3 jenerasyonun uyumlu iş birliği gereklidir. O zaman çocuk aile yapısını yaşam için miras olarak alır. Özümüze geri dönmeliyiz; ama yeni bir seviyede- böylece modern çocuklar gerçekten varlıklı olabilirler.

Çocuklar ego metaforları yüzünden giderek daha fazla acı çekmektedir. Zamanın ruhu ebeveynlerin kalbini kayıtsızlıkla zehirler. Yine de; bizim yenilenmemizden daha önemli bir şey yoktur. Doğru bir global dünya düzeninde kadınlar; aileler, çocuklar bir arada bakılmalıdır.

Son dakikalarda manevi düşüşler vardır, sadece son bir kaç saat/ günde. Bu his; Yaradan dünyanın ve senin durumunun kontrolünde değilmişçesine; onun yokluğunun hissidir. Rabbi Akiva ‘denizde sanki büyük dalgalarda gibi başınızı alçaltarak’ o koşullara daha fazla dayanmayı öneriyor.

Biz ayrılmaz bir organizmanın parçalarıyız ve bir mekanizma içinde dişli çarklar gibi uyumlu bir şekilde dönmeliyiz. Uyum olmadığında, onları aşındırdığımızı ve dişlileri kırdığımızı hissederiz.

Manevi; duyularımız tarafından algılanamaz. Yaradan’ın aranması, bir grupta, onluda doğru bağda gerçekleşir. Yaratıcının hiçbir imgesi yok. Onu biz inşa ediyoruz. Eğer aramızda ihsan etmeyi bulursak, Yaratan’ın imgesini açığa çıkaracağız. O bizim doğru bağımızdadır.

Onları tamamlamak için başkalarıyla bağ kurmayı gerçekten istediğinizde; bu tamamlanmayı alan kişide Yaradan’ı bulacaksınız. Daha önce her şeyi kendin için almayı düşündüğünüz gibi, şimdi her şeyi Yaradan’dan başkalarına nasıl geçireceğini düşünün. Tüm dünyanın senin aracılığınla alması için.

Dünyanın felakete yuvarlandığını ispatlamaya hiç gerek yok. Üstteki ışık (OM) dışında kötülüğü, EGO’yu terbiye etmenin hiçbir yolu yok. Etkisini ego üzerine çekmek ancak bir grupta(onluda); birleşmiş bir çabayla ARVUT’da mümkündür. Bney Baruh’un işlevi budur.

İlk manevi derece, embriyo (GE, Ubar), üst derecede (AHP) olduğu gibi, grubun içinde tamamen yok olmamla oluşur. Grup, Yaradan’ı ifşa ettiğim bir kap olmaya başlar (NRNHY’dan Nefeş’in ışığı) Buradan büyümeye devam ederim – her şey daha büyük ego ile tekrar eder.

Birlik yeni gerçektir. Onun için hiç bir konseptimiz yok. Bu yeni bir materyal, onun ihsan etme niteliği bu dünyanın değil. Bu niteliğe karıştığınızda, içinde yaşadığınızda, yeni bir boyut ifşa olurken; siz Yaradan gibi olursunuz.

Etiyopyalı Yahudi Cemaatinin bir bayramını kutlamak için Kudüs’e toplanan binlerce kişi, ‘Herkes için Kabala’- birliğin değerini ve halkımızın birliğini güçlendirme üzerine çember tartışmaları etkinliğine katıldı. Herkes için birliğin kutlamasıydı!

My Thoughts On Twitter, 11/25/17