Category Archives: Egoizm

Özgecil Yada Egoist Duygular

Soru: Duygularımız özgecil mi yoksa egoist mi olmalı?

Cevap: Duygular duygulardır. Onların nedeni hem egoist, hem de özgecil olabilir; bu önemli değil. İyi bir şey ya da kötü bir şeyden zevk alabilirim.

Farklı duygusal parametreleri ölçebilirsiniz, ancak manevi parametreleri değil. Her durumda, duygunun sebebinin olumlu veya olumsuz olup olmadığı anlaşılamaz. Psikologlar ayrıca, kahkaha ve gözyaşlarının vücut tarafından neredeyse aynı şekilde hissedildiği sonucuna varmışlardır.

Altruistic Or Egoistic Emotions?

Nasıl Utancın Üstesinden Gelebiliriz?

Soru: Kabalist nasıl utancın üstesinden gelir? Bir insanın en nefret ettiği güçlü his bu mudur?

Cevap: Bir insanın utanması gereken şey nedir? Yaradan onu böyle yönetir. Kişinin bir sorunu varsa, Yaradan’a dönmeli ve sorunu O’nunla çözmeli.

Kabalist herhangi bir konuda utanç duymaz. Eğer utanç hissederse, korkunç vicdan azabı yaşar çünkü büyümüş egoizm onu aslında bir şeyler yapmış olanın o olduğuna, hayatını programladığına, yanlış tepki gösterdiğine ya da insanlara haksızlık ettiğine ikna eder. Fakat hepsi Yaradan’dır, o değil! Bu koşullar bize kasıtlı bir şekilde verilir, böylece sonunda kendimizi doğru bir şekilde değerlendirebiliriz.

Bu yaklaşım Kabala kitaplarında anlatılmıştır ve sadece bu yaklaşıma göre her şeyle doğru ilişki kurabiliriz. Bunu sorumluluk almaktan kaçınmak için yapmıyoruz. Aslında bu şekilde hayatla ilişki kurduğumuzda, kendimizi yaratılmış varlıkların yakardığı bir duruma sokarız ve gelecekteki koşulumuzu gerçekten yönetmek için Saran Işığı kendi üzerimize çekeriz, ancak sadece üst dünya sayesinde.

Soru: Sanki bir Kabalist utançtan veya başka herhangi bir şeyden korkmuyormuş gibi geliyor?

Cevap: Kişi Yaradan ile temas halindeyse, Yaradan onu sürekli olarak inşa eder ve böylelikle Yaradan’dan gelişimini hızlandırmasını isteyebilir, o zaman tamamen farklı olacak ve bu dünya çok basit görünecek. Onu dolduran sadece basit bir Işık vardır. Herkese bu işlerin bu şekilde olduğunu görmesini tavsiye ediyorum.

How Can We Overcome Shame?

Acı Çekmenin Nedeni Nedir?

Soru: Islah zamanı henüz gelmemiş olan insanlar neden hala acı çekmeli? Kabala bilgeliği gizlendiğinde, 1995 yılına kadar binlerce nesil boyunca acı çekmenin dışında neler yapmış olabilirler?

Cevap: Acı çekme, egoizmin gerçekten daha yüksek, özel ve sonsuz hazları isteyeceği noktaya gelişmesi gerektiği gerçeğinden kaynaklanmaktadır.

Bu yüzden atomların, moleküllerin, toprağın ve suyun yaratılışından başlayarak, ilkel organizmalar, bitkiler, hayvanlar ve son olarak bugünkü haliyle insana kadar gidecek uzun bir yolumuz vardı. Bu gerçekten çok uzun bir yoldu ve hepsi de acı içindeydi.

Bugün sadece son aşamamızda gelişmeye başladık. Fakat şimdi Kabala bilgeliğiyle ilerleme imkânımız var ki bu, Üst Işık’ı çekmek için özel bir metotdur.

Ve sonra Ahişena’nın yolu (zamanı hızlandırma) ile doğanın bizi acı yoluyla arkadan itmesi olmadan gelişimimizi hızlandırarak ancak edinimleri önceden görerek ileri gitme özlemi sayesinde gelişebiliriz. Acı bu şekilde durur. Bu, yaratılışın amacına doğru daima arkamızda olan “sopa” dan daha hızlı ileriye doğru “koşmanın” mümkün olduğu anlamına gelir, böylece o bize yetişemeyecektir.

What Is The Cause Of Suffering?

Kıyameti Nasıl Önleyebiliriz?

Soru: Baal HaSulam’ın dediği gibi eğer tüm insanlık vahşiyse, bu daha gelişmiş uygarlıklar tarafından yok edilen vahşilerin başına gelene benzer bir kaderi beklememiz gerektiği anlamına mı geliyor? Büyük kitlelerde sürekli gelişen egoizmin farkında olmayan insanlar, medeniyetimizin kıyametini garanti altına mı alıyorlar?

Cevap: Vahşiler yok edilmedi. Hepimiz vahşiydik, bu yüzden farklı olduğumuzu düşünmemeliyiz. Bugün bile, bizler belli bir anlamda vahşileriz. Toplumda, ailede nasıl etkileşim kurduğumuza bakarak, akıllı yaratıklar olduğumuzu söylemek zor.

Egoistik içgüdümüz bizi her zaman hareket ettirir. Gerçekte maymunlardan daha kötü görünürüz. Maymunlar kendine zarar vermezler, oysa bizler kolektif olarak bilinçli ve kasıtlı kendimizi imha ediyoruz.

Doğada homo sapiens gibi başka hiçbir tür yoktur, kendini imha etmek isteyen akıllı bir insanoğlu. Mutlu bir hayat yaşayabiliriz, ancak hayatımızı, mutlaka kendini yok etmeye götüren belirsizlik, korku ve endişelerle doldurarak berbat ediyoruz. Bizi benzersiz kılan şey budur.

Fakat medeniyetimiz yok olmayacak. Hala doğanın bizim için öngördüğü, önceden belirlenmiş hedefe ulaşmamız gerekiyor. Tutacağımız yolu seçebiliriz. Izdırabın yolunda veya iyinin yolunda hedefe ulaşıp ulaşmayacağımızı seçebiliriz, Işığın yolu, üst gücü üzerimize çekerek, bizi doğru bir şekilde toplayacak ve düzene sokacak demektir.

How Can We Avoid An Apocalypse?

Kabalistin Dünyası

Soru: Kabala bilgeliğini doğru bir şekilde çalışan bir kişinin, dünya görüşünün, egoizminin ölçümlere hatalar eklediğini bilen bir bilim adamının yaklaşımına benzediğini söylemek mümkün mü?

Cevap: Kabala bilgeliğini çalışan birisi, kendisiyle, egoizmiyle ve Işığın kalitesiyle doğru bir şekilde çalışmaya başlar, mutlak özgecilik ile anlamına gelir.

İki gücü Işığın gücünü ve egonun gücünü koyar, biri diğerine karşıdır ve hayatındaki bu iki karşıt kuvvetin bir araya getirildiği yeni varoluş biçimlerini bir araya getirmeye başlar. Kişi onların arasında orta çizgi olarak var olur. Kendini bu şekilde inşa eder.

Bu nedenle, Kabala bilgeliği çok pratik bir bilimdir. Bu, bir kişinin bu dünyanın olumlu gücünü ve olumsuz gücünü elde etmesinin derecesine göre kendisini, dünyasını inşa etmesi ve Tapınak denilen, olumsuz güç ile olumlu güç arasındaki bağlantıda ve içinde Yaradan’ı keşfettiği, onun ruhu denilen bir yer yaratması anlamına gelir.

The World Of A Kabbalist

Her Şey Arzumuzda Yer Alır

Soru: Eyüp’ün Kitabı, Eyüp’ün çocuklarının, eşinin ve tüm sığırlarının nasıl öldüğünü ve Yaradan’ın nasıl lanetine uğradığını anlatıyor. Bu yüzden egoizminden kurtuldu mu? Onu yutan balık, egosu mu değil mi?

Aynı zamanda bu kitapta Yaradan’ın Şeytan ile konuştuğunu belirtiyor. Bu kitabı yazanlar, Yaradan’ın Şeytanla Eyüp hakkında konuştuğunu nasıl keşfetti?

Cevap: Biraz kafan karışmış. Doğru çeviriyi okumalı ve arzumuzda olup bitenler için her şeyi hissetmeye çalışmalısın.

Everything Takes Place In Our Desire

Neden Hanuka Mumları Yakarız?

Soru: Neden Hanuka mumları yakıyoruz?

Cevap: Hanuka, bir insanın ıslaha erişmesini ve egoistik materyal hayatının üzerine yükseliş koşulunu temsil eder ve bu dünyada parlayan bir mum gibidir. Başka bir deyişle, mum bir insanın manevi durumunu simgeler ve kişi muma benzer.

Mumu yakan yağ, egoizmimizi simgeler ve eğer onu doğru kullanırsak, yanarken bize ışık verir. Mumun fitili egoizmi iptal ettiğimizde, egonun üzerine yükselmeyi sembolize eder, ancak onu zıt yönde kullanırız.

Fitil yağa batırılmıştır, azar azar onu emer ve fitil (egoizme karşı direnç) sayesinde yağ yanarken ışık verir. Egoizm büyük bir güçtür ve ışık, onun doğru kullanımı simgeler.

Why Do We Light Hanukkah Candles?

Sorularınıza Cevaplar, Bölüm 159

Soru: Bina’nın ortasının anlamı nedir?

Cevap: Bina’nın ortası, ihsan etme arzusundan alma arzusuna geçiştir.

Soru: Mutlak kötülük var mı, eğer varsa o nedir?

Cevap: Mutlak kötülük, bizim egoizmimizdir. Ego gelişebilir, ihsan etmenin niteliklerini absorbe ederek ve onları dönüştürerek ve Firavun’un formunda Yaradan’a eşit hale getirerek onları kendi iyiliği için kullanır.

Answers To Your Questions, Part 159

Avrupa Yol Ayrımında, Bölüm 4

Soru: Avrupa’yı birliğe kavuşturmak için hangi araçları önerirsiniz?

Cevap: Bu sahip olduğumuz bir araç değil fakat doğamızda gizli olan bir araçtır. Kabala Bilgeliği bize bu iyi gücü nasıl ortaya çıkaracağımızı ve onu kişisel değişimiz için nasıl kullanabileceğimizi öğretir.

Ben diğerlerini değiştiremem. Fakat çalışmaya katılan her birey kendi kendini kendini değiştirir hepsi bu. O sadece aynı eylemleri yaparak ve değişerek öğretebilir.

Soru: Doğanın gücünde gizli olan nedir?

Cevap: Bağlılık ve birliğin gücüdür bu sevginin gücüdür.

Soru: Öyleyse neden Avrupalılar bu gücü daha evvel keşfedemediler üstelik birlik ve sevgiden o kadar da bahsettiler?

Cevap: Bu güç dünyanın hiçbir yerinde tam olarak ortaya konulmuş değil dünya henüz sadece ona ne kadar ihtiyaç duyduğunu keşfetmeye başladı. Şimdiye kadar bu güce gereksinim duyulmadı ve herkes kültürü, eğitimi, bilimi ve felsefeyi geliştirerek başarılı olacağımızı sanıyordu.

Fakat bugün biliyoruz ki, insanın içinde bulunan her şey kişi onu kullandığında zarar vermeye başlayabilir. Eğer biz iyi barışçıl bir hayata dertler problemler ve savaş olmadan ulaşmak istiyorsak, insanlığın gelişimini iyi yoldan nasıl gerçekleştireceğini açıklayan Kabala metodunu adapte etmeliyiz.

Kabala bizi birleştirecek bu gücü doğada nasıl ortaya çıkaracağımızı ve elde edeceğimizi öğretir. Bunu yapabilmek için kendimizi, kendi doğamızı, dünyanın doğasını ve doğada gizli olan gücü araştırmalıyız. Geçmişte sadece kötü egoist güç tarafından geliştiriliyorduk, fakat bugün bunun içine iyi olan gücü de ekleyebiliriz.

Soru: Bu güç bencil birini özverili birine dönüştürecek ve bir mucize mi gerçekleştirecek?

Cevap: Aslında bu güç kişiyi dengeye yönlendirebilir. Kişinin içinde eski güç ve yeni güç birlikte bulunacak eksi ve artı gibi. Sonra o kendine atanmış hedefleri nasıl gerçekleştireceğini bilecektir.

Soru: Bu doğadaki bu gizli gücü çekmemizi tavsiye ettiğiniz anlamına mı geliyor?

Cevap: Bu güç o kadar da gizli değil; doğada çalışıyor. Biz doğada her atomun pozitif ve negatif güçler olduğunu biliyoruz. Sadece insanın içinde orada negatif güç yalnız olarak bulunur ve olumlu güç ortaya çıkmamıştır. Ancak gerçekte bu gücün var olduğunu biliyoruz. Sadece onu ortaya çıkarmamız gerekir.

Soru: Şimdiye kadar nasıl ortaya çıkaramamışız?

Cevap: Çünkü kimse gereksinim duymadı. Ama bugün biz bu gücü ortaya çıkarmak için hazırız; Bu nedenle, yöntem doğanın pozitif gücünü uyandırmaya olanak sağlıyor ve negatif kuvveti dengelemeyi mümkün kılıyor. Bu Kabala metodu her zaman İsrail Halkı ile yaşadı.

Soru: Kabala Bilgeliğinin kişinin içinde pozitif gücü açığa çıkarmada kullandığı bazı bilinmeyen buluşları mı var?

Cevap: Tabi ki! Kabala nasıl bağlantıya geçileceğini, nasıl çalışılması gerektiğini iyi gücün nerede ve nasıl aranması gerektiğini açıklar. Bu metodu bildiği halde açıklamamış olan İsrail Halkından diğer milletlerin bilinçsizce nefret ediyor olmasının sebebi de budur. Artık herkesin fena halde ihtiyacı olan birleşmenin metoduna sahibiz fakat diğerlerine kendimizden onlara geçirerek ulaştıramıyoruz.

Bugünkü egoist formda Avrupa Medeniyeti’nin miadı doluyor ve burada dünyaya Işık getirmek için Kabala metodunu uygulamak zorunda kalacağımız yeni bir dönem başlıyor. Yeni aşama kendini değiştirme ihtiyacı duyan bir kişinin bunu fark etmesi ile başlar. İnsanlar gözlerini açacak ve bu sayede hayatlarını daha iyiye doğru değiştirmek için gereken gücü gerçekten bunu mümkün kılan yerden almaya başlayacaklar. http://laitman.com/2016/09/europe-at-a-crossroads-part-4/

Avrupa Yol Ayrımında, Bölüm 3

Soru: Avrupa idealleri eşitlik ve kardeşlik sadece şık bir paket, fakat kişi içindeki barbar olduğu gibi duruyor, Hitler’in Almanya’sı da bunun bir örneğidir. Kabala’nın Bilgeliği bizi çağırdığı içsel insanı değişiklik nedir?

Cevap: İnsan doğası mümkün olan her şeyden zevk alma arzusudur. Bedenimiz bu şekilde organize edilmiştir. Her hücre, sinir sistemi, düşünceler, arzular, akıl ve kalp, her şey yemek, cinsellik, aile, para, onur ve bilgi alınan tatmin bizim kendi memnuniyetimiz için; biz bu şekilde yaratıldık

Bu dünyada yaratılmış her şey bu prensipte düzenlendi; taşlar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar. Bunlardan sadece insanda egoizm çok daha fazla ifade edildi. Diğer bütün varlıkların tersine, yalnızca varlığını sürdürmek için etrafındakileri tüketmekle kalmaz dünyanın tamamını yutmak ister.

Kendi ihtiyacım olmasa da almalıyım ki başkası almasın. Milyonerlerin hayatlarının sonuna kadar daha fazla para kazanmaktan başka bir şeyle nasıl olup da ilgilenmediklerini görebiliriz. Ne için? Başkalarına bırakmama arzusudur onları bilinçsizce motive eden. İşte doğamız bu.

Eğer doğamız bu denli egoist ise hiçbir akıl, ahlak, bilim, psikoloji, felsefe, kültür veya eğitim bize yardım edemez. Yüzlerce yıldır dünyanın farklı yerlerinde ve kısmen Avrupa’da insanlar insanı düzeltmek için çaba sarf etti ama görüyoruz ki aynı egoistlikte hiç kimseyi düşünmeden sadece kendisi için almak istiyor.

Avrupalılar o hepimizi birleştirecek yeni dünyayı inşa etme ihtiyacını hissediyorlar. Birleşmeyi denediler çünkü bu aşama çok güzel ve iyi gözüküyordu. Avrupa’yı birleşmiş bir yuva haline getirmek istediler.

Fakat bunun yerine ne yaptılar? İnsanları birleştireceklerine egoizmlerine öncekinden bile daha fazla güç kazandırmak için bankaları, fabrikaları, yönetim organizasyonlarını birleştirdiler. Yanı sıra bu hiçbir şeyi değiştirmedi. Fransızlar Almanlardan öncesine göre daha az nefret etmiyor. Hiçbir Avrupa ulusu komşularından hoşlanmıyor ve onlardan korkmakta.

Avrupa Birliği Fransız Devrimi’ne ve genel olarak bütün devrimlere benziyor, insan doğasını hiç değiştirmeden yalnız dış görüntüyü etkileyen bazı kozmetik değişikliklere sebep oluyor. Gerçek bir devrim yapmak insanı değiştirerek mümkün. Günümüzde yavaş yavaş anlamaya başladık ki; insanı değiştirmeden başarılı olma şansımız yok.

Soru: Siz ne kültür ne eğitim ne bilim insanı değiştirme gücüne sahiptir Avrupa bunun ispatıdır dediniz. Öyleyse insan nasıl değişebilir hangi yolla?

Cevap: Her şeyden önce insan doğasını değiştirmek için bir farkındalık gerekir. Bu değişiklik olmadan bulunduğumuz durum basitçe tehditkar. Aksi halde Avrupa’yı birleştirmeye değmezdi çünkü daha kötüsüne dönüşmüş olurdu. Yüksek değerleri sadece dışsal olarak uygulamaya kalktığımızda sadece zarar veririz. Bir birinden nefret eden insanları aynı apartmana koyarak iyi ne elde edebilirsin, iyi bir şey çıkmayacak kavgaya başlayacaklar.

Bugün Avrupa’da ne olduğuna bir bakın nefret büyüdükçe büyüyor. Şans bu ki onları bir arada tutan Müslüman mültecilerle ilgili ortak bir problemleri var. Olmasa şimdiye kadar birbirlerini öldürmüşlerdi bile.

Kabala Bilgeliği der ki, bizi kurtaracak tek şey hakiki birliktir ki buna tarihin bu aşamasında ulaşmak zorundayız. Bu sayede tüm insanlıkta arzu edilen düzeltme gerçekleşebilecektir. Buna en hazırlıklı ve dünyanın en gelişmiş bölümü olarak Avrupa herkese örnek olmalıdır.

Europe At A Crossroads, Part 3