Category Archives: Egoizm

Rekabet ve Nefret

Facebook’tan Soru: İnsanlık tarihi, genellikle nefrete dönüşen rekabete dayanır. Bu genetiktir. Gerçekten hepsini değiştirmeyi umuyor musun?

Cevap: Hayır. Rekabet gereklidir. İlerleme için çok iyi bir araçtır.

Soru: Ve nefret?

Cevap: Nefret, ne için olduğuna bağlıdır. Eğer benim gelişmeme/ilerlememe yardım ediyorsa neden rakibimden nefret edeyim?

Her şey hedefe bağlıdır. Eğer amaç rakibimi ezmek değil sadece hedefe ulaşmaksa yani, üçüncü tarafa ve ben sadece rakibimi ilerlemek için kullanıyorsam o zaman o, bir yardımcı, bir ortak olur. Her şey rekabeti nasıl kullandığımıza bağlıdır.

Dünyadaki hiçbir şey gereksiz yere yaratılmamıştır. İçimizdeki tüm nitelikler gereklidir ve sadece doğru hedefe doğru şekilde ulaşmak içindir.

Amerikalılar amaçlarına göre şirketlerinde rekabeti getiriyor, çünkü çeşitli düşünceleri kolaylaştırıyor, insanları meşgul ediyor, uyuyamıyor, araştırma yapıyor vb. Eğer her şey yolunda olsaydı, o zaman “sosyalizmin çürüyüşü” olurdu.

Competition And Hatred

Bununla Yaradan’ın Ne İlgisi Var?

Facebook’tan Soru: Öğrettiğiniz her şey, insanlar arasındaki ilişkilerin saf psikolojisidir. Yaradan, Işık ve diğer tüm özelliklerin bununla ne ilgisi var?

Cevap: Gerçek şu ki Yaradan, aralarında ihsan etme ve sevginin özel bir ilişkisi olduğu zaman insanlar arasında edinilir. Dünyevi ihsan etme, dünyevi sevgi değil, fakat daha üst bir seviyede, yani bizim egoizmimizin üstünde.

Egomuzun üstünde bir sonraki seviyeye yükselmek için, prensipte yalnızca bununla ilgilenen Kabala Bilgeliği’ne gereksinim vardır. Yani, o psikolojidir ama bir sonraki, daha yüksek seviyede.

Dünyevi psikolojimizde bir kişinin kendini pratikte değiştirmesine gerek yoktur. Burada kişi üst gücü almalı ve Kabala ona bunu nasıl yapacağını açıklar. Bu gücü alarak kişi kendi benliği üzerine diğerlerini sevmek ve onlara ihsan etmek için çalışan tamamen farklı, kendinin dışında başka bir kişiyi inşa eder. Yani, materyal seviyede ‘Ben kendimin içindeyim’ ve manevi düzeyde ‘kendimin dışında’ davranırım.

Materyalistik psikoloji bununla ilgilenemez; bunun için araçlara sahip değildir, bir kişiyi tersine çevirebilecek Işık’ın gücü yoktur. Bu sebeple psikoloji, psikolojidir ve Kabala, Kabaladır.

Soru: Materyalistik psikolojinin bizi dünyevi gerçekliğe ve Kabalistik psikolojinin üst gerçekliğe adapte ettiğini söylemek mümkün müdür?

Cevap: Elbette, kendimi, egonun üstünde ve egoizmimden tamamen ayrılma üzerine inşa edilmiş farklı bir ilişkiler sistemine adapte ederim.

What Does The Creator Have To Do With It?

Sağ ve Sol Çizgi

Soru: Şamati (Duydum) kitabında; “sağ ve sol çizgi” terimleri ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Hangi safhalarda bizler sol çizgideyiz hangilerinde sağ çizgide?

Cevap: Bunlar oldukça zor kavramlardır.

Sağ çizgi, kural olarak, ihsan etme, sevgi, ortaya çıkma, Işıktır.

Sol çizgi egoizm, alma, kendini sevmektir.

Bizler, iki çizgide kalmalıyız, çünkü kişiyle ya da Yaratan bir bağ, ihsan etme ve almanın etkileşimi üzerine kurulmuştur.

Her iki çizginin kombinasyonu, bir orta çizgi yani verme ve alma niteliklerinin doğru kombinasyonunu yaratır. İçinde, dinamik bir ara sistemi kuruyoruz. Örneğin, ben size verdiğim kadarını alıyorum ve siz bana verdiğiniz kadarını alıyorsunuz. Bağlantımızı doğru bir şekilde ayarlayarak, Yaradan’ı iki çizginin arasında hissetmeye başlarız.

Başka bir deyişle, ortadaki çizgi Yaratıcının kendisidir. Onun ifşası iki zıt nitelik üzerine inşa edilmiştir, ancak bu niteliklerin O’nunla hiçbir ilgisi yoktur.

Right And Left Lines

Bir Kabalist’in Algısı

Soru: Kabalist’lerin hepsi ‘ben ve benim egoizmim’ ikili algısına sahip midir?

Cevap: Bu, bireyin kendisiyle ilişkilendirdiği şeye bağlıdır: Kalpteki nokta veya kişinin egoizmi. Birbiriyle olduklarında ise, o zaman kişi kendini ikili safhada, ikiye bölünmüş hisseder.

Soru: Bu iyi bir safha mı?

Cevap: Çok iyi! Yaşamın herhangi bir noktasında, herhangi bir safhada, iki kısımdan oluştuğunuz düşüncesine tutunursunuz: Birincisi egoizmin arzusudur, diğeri ise bir insan olarak arzunuzdur.

En azından, kendinizi egoizminizden ayırmak, ona uzaktan bakarmış gibi bakmak ve kendinizi hepimizin ne kadar egoist olduğu konusunda ikna etmek en iyisi. İyi ile yan yana, hepimizin ne olabileceğini fark et. Her halükarda egoizm ortadan kalkmayacak ama biz biraz olsun ondan ızdırap çekmiyoruz. Tamamen objektif olarak tedavi ediyoruz. Bu daha da yükselmenize yardımcı olan harika ve doğal bir niteliktir.

A Kabbalist’s Perception

Evrenin İki Vektörü

Soru: Egoizm ve özgecilik nasıl tanımlanır?

Cevap: Baal HaSulam egoizmi öz-sevgi olarak tanımlar, bir kişi diğerlerine ragmen, mümkün olduğunca çok kendini doldurmak istediğinde, başka hiç kimseyi hesaba katmadan.

Özgecilik, bir başkasını doldurma arzusudur, kendine rağmen verebildiğin her şeyi vermektir- kendini tatmin etmek için değil, bir dostunun arzusunu tatmin etmek için.

Evrende sadece iki vektör vardır: Kişinin kendisine ya da başkalarına yönelik bir güç. Onların kombinasyonu doğada tüm seviyelerde var olan her şeyi meydana getirir: cansız, bitkisel, hayvan ve insan.

Soru: Neden böyle bir çok seviyeli sistem oluşturuldu?

Cevap: Doğanın dört seviyesi, direk ışığın gelişiminin dört safhasını temsil eder. Cansız, bitkisel, hayvansal ve insan doğası, arzunun birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü seviyelerine karşılık gelir.

Two Vectors Of The Universe

Bizim ‘Ben’ imiz nedir?

Soru: Bir kişinin var oluşunun farkında olan ‘Ben’ nedir?

Cevap: Sadece biraz egoizm. Bunu değiştirerek, sadece onun içindeki almanın özelliğini değil, aynı zamanda ihsan etme özelliğini de hissedeceğiz. İhsan etmek için ıslah olmuş egoizmde, bizim dışımızda gerçekten neyin var olduğunu hissetmeye başlarız.

Şimdi sadece duyularımıza giren şeyleri hisseder ve analiz ederiz: Görme, duyma, tat alma, koku alma ve dokunma. Eğer ek duyu organlarımız olsaydı, içimize girip ve adapte olduğu şeklinde değil, bizim dışımızda var olduğu şekliyle daha çok hissedebilirdik, nesnel olarak. Buna ruhsal algı denir.

What Is Our “I”?

Zihin ve Duygular

Soru: Bir kişi Kabala’yı akılla anlayamaz ancak sadece duygusal açıdan mı anlayabilir?

Cevap: Zihnimiz duyuların bir türevidir. Ruhsal dünya akıl ile anlaşılamamaktadır, çünkü Yaradan bir arzu yarattı yani duyguları ve arzularımızı değiştirmeye başladığımız zaman akıl onlarla birlikte değişir.

Bu nedenle duyulara dönüyoruz – değiştirilmek zorundalar ve akıl sırasıyla değişecek.

Akıl bizim egoist arzularımıza hizmet eder. Diğer bir deyişle, bencildir.

Soru: Niyetler değiştiğinde akla ne olur? Farklı olmaya mı başlar?

Cevap: Duygular sevgi ve ihsan etme için değiştiğinde, akıl da değişir. Akıl açıkça arzuların bir hizmetçisidir.

Soru: Bilim adamları, bir kişinin beynin potansiyelinin% 3-5’ini kullandığını tespit ettiler. Eğer kişi ihsan etmek için çalışıyorsa, kalan% 97’yi kullanacak mı?

Cevap: Evet. Ancak bunun için hala ihsan etme niteliğini elde etmek gerekir.

Mind And Feelings

Sorular Ve Cevaplar – 224

Soru: Dünya Kli’sindeki dostlar henüz daha ilk dereceyi edinmemiş olsalar bile Kabala çalışarak dünyayı etkileyip iyi yönde değiştirebilir mi?

Cevap: Herkes Âdem’in sisteminin bir parçası olduğundan Kabala bilgeliği ile dünyadaki her insanın herhangi iyi bir ilişkide olmasının tüm dünya üzerinde olumlu bir etkisi olduğu söylenir.

Soru: Kabala bilgeliğinin çalışması onu öğrenen ve yakınındakiler için tehlikeli olabilir mi? Örneğin, eğer kişi tek çalışıyorsa

Cevap: Bir kişi mutlaka zihinsel olarak sağlıklı olmalı, fiziksel ya da sanal bir grupta çalışmalı ve herkesle sürekli temas halinde olmalıdır – başarı ve sabır!

Soru: Kalpteki nokta büyüdü ama şu an kapalı. Mutluluk duygusunu kaybettim. Bir şey fayda etmiyor. Ne yapmalıyım?

Cevap: Bu tam olarak yedi yıllık açlığın başladığı yoldur. Egoizmden zorunlu bir çıkıştır. Sonra kişi egoyu değil Yaradan’ı memnun edeni yapmak için üst dünyalara girer.

Answers To Your Questions, Part 224

Fiziksel Beden ve Ruh

Soru: İnsanın fiziksel bedeni yaradılışın bir parçası mı?

Cevap: Fiziksel beden, yaradılışın bir parçası değildir ve ruhla alakası yoktur. Vücudunuzla her şeyi yapabilirsiniz, ancak ruh kendi özel yasalarına göre gelişir.

Soru: Ruhun kıvılcımlarının bu dünyaya düştüğü ve bedenlerde kıyafetlendiği yazıldığında, bu ne anlama gelir?

Cevap: Bu dünya sadece egoizm demektir. Bu nedenle, ruhun kıvılcımları bu dünyaya değil, bedenlere değil, egoizime düşmüştür.

Bedenimiz ve gözlemlediğimiz şey, gördüğümüz ve beş fiziksel duyumuzla algıladıklarımız hayvan seviyesine aittir. Kabala, hayvan seviyesi hakkında hiçbir şey söylemez.

Physical Body And Soul

Yaratan Bizden Ne Gizliyor?

Soru: Yaratan bizden tam olarak ne gizliyor? Gizlemenin esas noktası nedir?

Cevap: “O’ndan başkası yok” esas noktadır. Bizden saklanacak başka bir şey yoktur.

Soru: Egoizm de kişiden gizlenmiş midir?

Cevap: Hayır. Yaradan’ın ifşası üzerinde çalışmaya başladığınızda, egoizminizin sürekli olarak sizi ne kadar rahatsız ettiğini görürsünüz. Sıradan insanlar, egoist olduklarına inanmazlar, çünkü Yaradan’ı ifşa etmeye özlem duymazlar.

What Does The Creator Conceal From Us?