Category Archives: Dünya

Koronavirüs — Tek Bir Sorunun Etrafında Bir Araya Gelme Fırsatı

Her zaman hatırlamalıyız – bize olan her şey Yaratıcı tarafından gönderilir ve kendi iyiliğimiz için işler. Ancak Koronavirüs’le ilgili son olaylarda, Yaradan’ın elinin etkisi özellikle belirgindir. Yaradan ile bağ, sadece yaratılanların O’ndan bir şey istemesi veya O’nun kendisine yaptıklarından dolayı şükretmesi şartıyla mümkündür, ikisinden biri: istek ya da şükran. Aksi takdirde, yaratılışın daha yüksek bir güçle bağlantısı olmayacaktır. Bizler sadece bekleyiş koşulunda var olma fırsatı veren,  minimum aydınlatmayı alırız. Ancak böyle bir koşul ne yaratılanlar ne de Yaradan için arzu edilmez.

Bu nedenle, bizi Koronavirüs yardımıyla uyandırarak Yaradan’ın, örgütlenmemize ve O’na dönmemize yardımcı olduğunu anlamalıyız. Şimdi tüm insanlık Yaradan’a bilinçli veya bilinçsiz olarak dönüyor.

Yaratılışın alma arzusu ile Yaradan’ın ihsan etme arzusu arasındaki bağlantı bu şekilde güçlenir. Bu bağlantıyı en üst düzeye çıkarmamız, büyütmemiz, derinleştirmemiz ve en önemlisi bunu birlikte yapmamız ve ortak bir dua haline getirmemiz gerekiyor. Böyle bir dua tüm engelleri aşar ve Yaradan ile doğru ve gerçek bağı açar.

Daha önce var olan ancak, annesinin kollarında duran ve bunun farkında olmayan bir bebek gibi, hissedilmeyen bağı ifşa ederiz. Bu bilinçsiz doğal bir bağdır. Ancak çocuk büyüdüğünde, bağın kesilebileceğini fark ederek bu bağı güçlendirmeye başlar. Bir çocuk böyle büyür.

Manevi basamaklar boyunca, tüm gelişimimiz ve yükselişimiz, birbirimizle yakınlaşmamız, kendimizi giderek Yaradan’a dua, yakarış ve şükran için düzenlememiz gerçeğinde yatmaktadır. Bizim için en önemli şey olan bağımızı bu şekilde güçlendiririz.

Tüm hayatım, sadece Yaradan’la olan bağımın derecesine göre, az çok O’na ne kadar güçlü tutunduğumla belirlenir.   Hayatımda en değerli olan bu tek parametre etrafında dönmeye devam ederim.

Tüm nesillerin Kabalistleri tarafından, her şeye sadece dua gücüyle ulaşıldığı ve bir insanın bütün gün dua etmesinin iyi olacağı söylenmiştir. Neticede onlar, bağımızdan gelen anlayışla/uzlaşmayla, Yaradan’a bilinçli olarak dönmenin ne kadar önemli olduğunu ifşa ettiler. Tüm eylemlerimiz, kapsam açısından tartılmalıdır, bu da Yaradan’a dönmemize yardımcı olur. Bu, çalışmamızın tek sonucudur.

Sadece iki güç vardır: Yaradan ve yaratılanlar. Yaratılanlar, Yaradan’a her zaman ve tüm güçleriyle ulaşmalı, O’na dönmeli, talep etmeli ve teşekkür etmelidir. Şimdi Yaradan, Koronavirüsü uyandırıyor, Yaradan’a olan yakarışımıza daha fazla konsantre olabilmemiz için, kilit altında tutulmamızı, durmamızı, evde sessizce oturmamızı istiyor.

Bu yakarış, tüm gerçeklik, tüm dünyalar, tek bir Yaradan’a tek adam olarak yalvaran bu noktaya gelinceye kadar gittikçe daha fazla büyütmemiz gereken,  en merkezi yaratılış noktasıdır. Ancak o zaman aramızdaki bağa ve yapışmaya ulaştığımızı söyleyebiliriz. Yaradan’ın beklediği en önemli şey, birleşmiş yakarışımızdır. Bir milyar insan Yaradan’a bireysel olarak haykırsa veya bu milyar birbiriyle birleşip Yaradan’a yakarsa, o zaman bu iki yakarış arasındaki fark, bu dünya ve gelecekteki son ıslah dünyası gibidir. Ana şey ortak duadır.

Bu nedenle, bizlere, tek bir problemin etrafında birleşip, bununla Yaradan’a dönmek için yukarıdan bir fırsat verilir. Bu, yukarıdan uyandırılış sayesinde, birbirimizle ve Yaradan ile bağ kurmamızı sağlar. Bu bağ, yaratılanların kendileri pahasına ortaya çıkmamış olmasına rağmen yine de dikkate alınır ve genel ıslaha dahil edilir.

Geçmiş Dünyaya Dönüş Yok

Koronavirüs, insanlığın ne satın alacağını ve nasıl eğleneceğini düşünmek yerine, geleceği hakkında düşünmeye başlamasına yardımcı olacaktır. Aslında virüs zaten işini yaptı ve düşüncelerimizi temizledi.

Şimdi sadece nereye gittiğimizi bulmamız gerekiyor. Bugün, kimseye hayatımızın hiçbir değeri olmadığını açıklamamız gerekmiyor, virüs zaten her şeyi bize açıkladı. Ancak soru hala devam ediyor: Bu yaşam neyi hedeflemeli?

Bir grup, manevi bir Partzuf inşa etmek, içinde ihsan etme niteliğinin, bizi bir araya getiren sevginin gücünün yani üst gücün bulunabildiği tapınağın, Yaradan’ın evinin inşa edilmesiyle aynıdır.

Ama görüyorum ki dün böyle bir tavır için çabaladım ve düşündüm ve bugün hiçbir şey istemiyorum. Sabah kimseyi görme arzusu olmadan uyanıyorum. Öğlen arkadaşlarımızla bir toplantımız var ve onlarla buluşmak istemiyorum. Ne yapmalıyım?

Tapınağı her gün yeniden inşa etmemiz gerektiği yazılıdır. Kaybolması iyi bir şeydir; dünkü başarıların hepsi kumdaki su gibi kayboluyorsa ve her gün baştan başlamanız gerekiyorsa, bu bir ilerleme işaretidir.

O zaman herkesin karşılıklı ihsan etme ve sevgi içinde hareket ettiği, tüm dünyayı olabildiğince dahil etmek için tapınağı, onluyu, tekrar tekrar inşa etmeye çalışırm. Bu tapınakta, Yaradan olarak adlandırılan,sevgi ve ihsan etme gücü hüküm sürecek ve sevgiyle birleşmiş tüm arzuları dolduracaktır.

Bunun bizden çok uzakta olduğunu düşünmeyin. Koronavirüsün gelip tüm dünyamızı, tüm yaşamımızı değiştireceğini kim hayal edebilirdi? Büyük fabrikalar, bankalar, şirketler, milyarlarca dolar, ordular, insanlığın binlerce yıldır inşa ettiği her şey artık yok oluyor. Hiçbir şey kalmayacak. Virüs yok olduktan sonra çalışmaya devam edemeyecekler. Virüs tüm hayatımızı değiştirecek ve eski olan her şeyi silecektir.

Böylece, virüs insanlık içinde, birbirimize karşı sevgi ve özenle, aramızda ortaya çıkan ihsan etme gücünün edinilmesiyle, doldurmamız gereken boş bir alan yaratır. Bunu yapamayacağımızı düşünebiliriz ama yapabiliriz. Tek yapmamız gereken, iğne deliği büyüklüğünde küçük bir delik açmaktır ve Yaradan bizim için yeni bir dünyanın kapısını açacaktır.

Yavaş yavaş, tüm dünyanın onluya dahil olduğunu hissedeceğiz. Dünyayı onlu ile ne kadar etkilemeye çalışırsak, tüm güçler onlu içinde o kadar yoğunlaşır. Sonuç olarak, onlu, Yaradan da dahil olmak üzere tüm gerçekliği içerecektir.

Her şeyden önce, olan her şeyi unutmanızı tavsiye ederim. Finansal krizler ve diğer sorunlar geçmişte kaldı ve geri dönüş yok. Eski dünyanın geri dönmeyeceğini anlamalıyız! Yeni dünya nasıl olacak? Bizim inşa edeceğimiz şekilde.

Bu nedenle, kesin olarak geçmişle ilgili ağıt yakmayı bırakmalıyız; eski dünya artık doğada var olamaz. Kriz öncesi duruma dönmemize ve eskisi gibi çalışmamıza izin verecek hiçbir sistem yok. Dahası, bu sistemlerden herhangi biri hala kalırsa, onlardan kurtulmamız, alanı temizlememiz gerekir.

Dünya tamamen yeni olacak, Yaradan eski formu korumayı yasakladı. Sonuçta, eski form tam bir çöküşle karşı karşıya kaldı, dünya savaşı ve çevre felaketlerinin eşiğinde idi. Öyleyse neden pişmanım? Bizler yeni bir dünya inşa etmeliyiz!

Her durumda, bu inşa edilecek, ancak arzumuza göre inşa edilmesi daha iyidir, böylece bu inşayı isteyeceğiz ve biz de yardımcı olacağız. Buna “arzunuzu Yaradan’ın arzusu gibi yapmak” denir. Yapmamız gereken budur ve sonra başaracağız. Eğer yapmazsak, kötü alışkanlıklara düşüp aynı hataları tekrar mı yapacağız?

Dünyamızda sadece kendimizi allak bullak ettiğimiz bir sistem kurduk. Sistem, dünyanın bir ucundan diğer ucuna uçmamızı, sürekli çalışmamızı ve çocuklarımızı, ebeveynleri evde olmadıklarından dolayı acı çekmesinler diye farklı etkinliklere göndermemizi gerektiriyordu.

Bizi aldatan, yaşadığımız ilüzyonu yaratan bir sistem kurduk. Bu sistemin köleleri haline geldik: bunu biz başlattık ama o bizi engelledi. Bu yeterli değil mi?

Sistem artık çalışmaya devam edemezdi. “Birleşik Avrupa” haline gelen şeyin, yabancılarla karşılaştıklarında ne kadar korkunç hatalar yaptıklarına bakın. Daha birçok örnek var: Amerika liberaller ve muhafazakarlar arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden ayrıldı, düşman haline gelen Rusya ve Ukrayna, İsrail-Arap çatışması, yalnızca ne hale geldiğimize bakın.

Yeni bir dünya düşünmeliyiz. Virüs bize bu fırsatı veriyor ama biz de yardım etmek zorundayız. Eski dünyaya dönmeyi hayal edemeyiz, sadece yenisini dört gözle bekleyebiliriz. Yeni dünya ihsan etme, sevgi ve karşılıklı özen gösterme dünyası olmalı. Gerçekten virüsün iz bırakmadan geçmemesini ve bizi yeni bir dünyaya götüreceğini umuyorum. Bu ancak bizler,  yeni dünyayı  istersek ve bunun olmasını talep edersek mümkündür.

Dualarımız çok önemlidir çünkü Bney Baruh grubumuzun dışında, Yaradan’dan ihsan etme güçlerini güçlendirmesini isteyen kimse yoktur. Bu tam olarak: “Ve İsrail’in çocukları çalışmaktan iç çekti ve ağladılar ve haykırışları çalışmaktan Yaradan’a yükseldi” zamanındaki Pesah koşuludur. Bunun gerçekleşeceğini umalım.

Koronavirüs Toplumu

Facebook Sayfamdan, Michael Laitman, 4/7/20

Dünya liderleri, doğal olarak Koronavirüs’ten önce sahip olduğumuz medeniyetin geri gelmesini istiyorlar çünkü onlar zirvede olanlardı. Güce, kontrole ve zenginliğe sahiptiler, bu yüzden elbette onu geri getirmek istiyorlar. Ancak COVID-19 hepimizin hayatını değiştirdi ve onlar oldukları şeye geri dönmeyecekler. Şok bittiğinde, hayatlarımızın çok daha iyi hale geldiğini keşfedeceğiz.

Bugüne kadar acımasız rekabetçilik tarafından yönlendirildik; birbirimizin boğazına sarıldık ve ondan kazananlar sadece zengin ve güçlü olanlardı. Koronavirüs hepimizi durmaya ve her şeyi yeniden düşünmeye zorladı. Örneğin, ekonominin, sadece gerçekten ihtiyacımız olanı alır almaz çökmesi tuhaf değil mi? Tam tersi olması gerekmez miydi,  ki gerçekten ihtiyacımız olanı satın almak sağlıklı bir pazar yaratır?

Virüs bizi temel ögelere, normale dönmeye zorladı. Eski yöntemlerimize geri dönersek, doğanın deposunda daha birçok virüsleri var. Gönderdiği mesaj basit: “Kıran kırana rekabet günleriniz bitti. Eğer birbiriniz için yaşamayı öğrenmezseniz, hiç yaşamayacaksınız.”

Virüs Neyi Ortaya Çıkarmakta?

Soru: Aktör ve müzisyen Arkady Dukhin, IAC televizyonunda konuştu ve şöyle dedi: “Biz aktörler, büyük bir mesafede uzaktık. Şimdi, iki metre yaklaşırsak, yeni bir şey olacak, yeni müzik, yeni sanat ortaya çıkacak, hayatta bir tür atılım hissedeceğiz. ”

Doğanın üst gücü neden iletişime geçti ve insanların şimdi konuşmaya başladıkları, mesafeye bağlı olarak farkı hissettikleri konusunda yeni bir dürtü verdi?

Cevap: Korona virüsü bize birbirimize nasıl davrandığımızı ifşa ediyor. “Birbirinizi sevmiyor musunuz? Yaklaşmayın, aksi takdirde kendinizi kötü hissedersiniz. ” diyor.

Bu, egoizmimizin daha keskin bir biçimde tezahürüdür. “Virüs” kelimesi “avera” kelimesinden, yani insanlar arasındaki iyi bağlantının ihlali anlamına gelir. Virüs budur.

Umarım insanlar bağımızı nasıl eski haline getireceklerini anlamaya başlarlar ve sonra virüs iyi bir şeye dönüşür. Dünyada kötü bir şey yoktur, hepsi onu uygulama şeklimize bağlıdır. Diyelim ki, atomik veya artıları ve eksileri olan, prensipte, uygulama olasılıklarında eşdeğer olan herhangi bir enerjiye benzer.

Kendimizi, bu virüsün olumlu bir niteliğe dönüşmesi ölçüsünde ıslah ettiğimizde, bunun yardımı ile birbirimize çok yakın olabileceğimizi ve aramızda bir üst dünya hissinin ortaya çıkacağını göreceğiz, yani  bedenin dışında var olabileceğimiz bir sonraki koşulu. Temelde,  virüsün bize verdiği ipucu budur.

Twitter’da Düşüncelerim / 12 Mayıs 2020

Eğer şimdi dünyayı değiştirmezsek, virüs bize geri dönecek mi? Neyi değiştiriyoruz?

Karantinayı terk ederken, yanınızda dünyaya ne götürmek istediğinizi düşünün. Karantinadan sonra girdiğiniz dünyayı nasıl hissetmek istersiniz? Belki birçoğu seninle aynı fikirdedir ve dış dünyayı değiştirebilirsin?

Bu, onların başkalarıyla olan ilişkilerinde açıktır.

Manevi hırslı ve maddi hırslı arasındaki fark, Manevi hırslın EGO’yu iptal etmesidir – bu yaşamın ödülü ve maddi hırslı her iki dünyanın da tadını ister, Zohar’ın dediği gibi: Bu dünyanın GAV’ı ve gelecekteki dünyanın GAV’ı.

Her birinin her hareketle hepsini çevirdiği bir mekanizma içinde on kilitli dişliniz olduğunu düşünün. Dönmeden önce, bunun herkes için nasıl faydalı olacağını, onlar için faydalı olup olmadığını dikkate almalıyım. Herkesi hesaba katmadan en ufak bir hareket yapmam yasak.

Sürekli Yaratan’a dönüyorum ve O’nun cevabını grup aracılığıyla duymaya çalışıyorum. Grupta hissettiğim tek şey Yaratan’ın bana cevap verdiği. Yaradan’a nasıl hitap ettiğim ya da ne istediğim fark etmeksizin, dostlarıma bakmalı ve Yaradan’ın her saniye cevap verdiğini görmeliyim

Liderler neler olduğunu anlamıyor ve dikkatlice olmasına rağmen eski yollara dönmeye çalışıyorlar. Bu kötü bir niyet değil, özverili düşünememe, toplumda meydana gelen değişiklikleri kabul edememedir. Yakınlaşmaya başlamazsak, başka birçok virüs bizi bekliyor…

Çare virüsün kendisidir, bizi birbirimize bağlayacak ve hizalayacak, bizi Yaradan’a benzer şekilde gelişime yönlendirecektir. Yaratan’ın darbeleri iyileşir. Güzel zamanlarda yaşıyoruz. İnsanlığın yeni bir form almasına yardımcı olan, ruhunu inşa eder ve böyle yaparak Yaradan’ın yardımcısı olur.

Twitter’da Düşüncelerim / 11 Mayıs 2020

Koronovirüsün 1. aşaması geçti. Şimdi kendimize yandan bakabiliriz. Bize ne oldu? Tek bir sorunla doluyken, tek bir insanlık olduk mu? Yine de bu yeterli değil. Virüs, gerçek tedaviyi ortaya çıkarana kadar gitmemize izin vermeyecek – hepimiz için bir endişe.

Koronavirüs, biraz değiştirmemize neden olarak bizi bir kart destesi gibi yeniden karıştırır, bizler tüm eski yollarımıza geri dönmeyeceğiz. O zaman bizi birkaç kez daha karıştırır – ve belki o kadar çok değişeceğiz ki, kendimizi yeni, Üst bir dünyada hissetmeye başlayacağız!

Yaratan’ dan sizi düzeltmesini istemeyin: bu imkansız ve gereksiz! Ondan size “Mantık üstü inanç” vermesini isteyin – sizi yarattığı egoist özelliklerin üstünde olmayı. Yarattı ki böylece onları değiştirmemeyi değil, onların üzerine yükselmeyi isteyeceksiniz.

Her durumda, kendinizde ve dünyada eksiklikler hissetmenize rağmen, bunu Yaradan’dan aldığınızı ve bu nedenle bunun iyi olduğunu hayal edin. Ve şimdi tek ihtiyacınız olan, aklınızın algıladığının üzerinde koşulunuzu iyi olan Yaradan’dan geliyor olarak kabul etmek.

Koronavirüs insanlığın kurtarıcısıdır. İnsan toplumunun tüm dünyaya entegral bir topluluk olduğu gerçeğinin bir ifşasıdır. Bazı insanlar için iyi, bazıları için kötü olamaz. Toplumsal aydınlanma! Virüs bir felaket değil, bir ilaçtır. İnsanlığı iyileştirecek.

Koronavirüs insanlığın kurtarıcısıdır. İnsan toplumunun tüm dünyaya entegral bir topluluk olduğu gerçeğinin bir ifşasıdır. Bazı insanlar için iyi, bazıları için kötü olamaz. Toplumsal aydınlanma! Virüs bir felaket değil, bir ilaçtır. İnsanlığı iyileştirecek.

Doğanın bize öğretmek için araçları var.

Bir sonraki virüs bize kendimizi değil, başkalarını kendimizden korumayı öğretecek. Birini enfekte edersem ve virüs bana geri dönerse, çok hastalanırım. Bana başkalarını önemsemeyi öğretecek. Bu şekilde düzeltilebiliriz, başkalarına zarar vermemeyi öğrenebiliriz.

Koronavirüs Sadece Başlangıç Mı?

Yeni 2019 Korona virüsü, COVID19, dev mega kentleri felç etti ve tüm dünyaya sızdı. Bana göre bu, sadece başka bir salgın değil, insanlığın içinde gerçekleşen küresel süreçlerin bir göstergesidir.

Dünyamız, sabit/değişmez değildir; o, gelişiyor ve olumsuz bir şekilde gelişiyor. Bu bir iklim veya salgın hastalık meselesi değil, onlar sadece sonuçlardır. Sebep, evrenin asıl meselesinde yatar: bizim egoist arzumuz. Bu daimi hareket makinesi asla durmaz ve bizler, bununla nasıl doğru çalışacağımızı hala öğrenemedik.

Kabala İlmi bize dünyayı daha derin bir perspektiften açar. O, göründüğü gibi değildir veya olmasını istediğimiz şey değildir. Bizler, değişmeyen, anlaşılabilir bir ortamda, tanıdık bir çevrede büyümeyi ve yaşamayı tercih ederiz, ancak dünya değişiyor ve onun yasaları dinamiktir.

Kaynaklarını kullandığımız sistem bir depo değildir; o, her şeyin birbirine bağlı olduğu canlı bir organizmadır. Rastgele dürtüler, ani patlamalar yoktur; onlar sadece bizim için anidir. Bazen hayvanlar bile yaklaşımlarını insanlardan daha iyi hissederler.

İnsanlar en gelişmiş canlılar olduğu için, genel sistemin kilit kısmı ve neredeyse onun tüm tepkileri şu ya da bu şekilde bizimden kaynaklanmaktadır. İnsan doğasındaki olumsuz değişiklikler, doğada olumsuz değişikliklere yol açar.

Ancak bu tek başına egoizmle ilgili değildir. Onun kendi içinde büyümesi, doğal ve programlanmıştır. Sorun şu ki, bunu telafi etmiyoruz, olanlara katlanıyoruz. Ya da öyle olması gerektiğine inanıyoruz.

Kabala’da bu telafiye, egoizmin zıt güçle dengelenmesine ıslah denir. Reddetmek acı çekmeye neden olur. Bu bağı görmesek bile, hala çalışır ve aslında virütik zararlarda şaşırtıcı bir şey yoktur. Evrenin sistemi aynıdır.

O, insan dengesizliğine farklı düzeylerde yanıt verir. Bu nedenle virüslere karşı mücadele, en iyi şekilde darbeyi yumuşatan, ancak durumu dramatik bir şekilde düzeltmeyen sonuçlara karşı bir mücadeledir.

Bu, kendimizdeki dengesizlikten kaynaklanan yeni salgınların önümüzde olduğu anlamına gelir. İnsanın içindeki olumsuz taraf hüküm sürdüğü sürece, huzur ve sükûnet umut etmek anlamsızdır.

Elbette kimseye ders vermiyorum. Gerçeklikten, ilişkilerimizden, şuan ki durumundan bahsediyorum. Kendimize karşı dürüst olursak, bizi birbirine bağlayan her şeyde zehir bulmak zor olmayacaktır. Bu zehri, ahlakla, yasalarla, siyasi doğrulukla, iyi reklamlarla, kurnazca ve basit kampanyalarla yapay olarak telafi etmeye çalışıyoruz.

Gerçekten içimizdeki iyinin galip geleceğini umuyoruz. Oysa bu, kendi kendini aldatmaktır. Kendi kurallarına göre hareket ederek, kişinin kendi doğasını dengelemesi imkânsızdır. Gerçek denge, kendini birliğe doğru yükseltmededir. Diğer her şey geçicidir.

Şuanda insandaki dengesizlik yeni bir seviyeye ulaşıyor ve doğa buna göre tepki verecektir. Sistemin vücuda bulaşan virüsleri durdurmayacağına inanıyorum. Yeni nesil virüsler, zihnimize ve psikolojimize bulaşacaktır. Onlar farklılıkları, aykırılıkları, sapmaları ortaya çıkaracaklar ve ahlaki, ideolojik ve sosyal düzeyde kolektif aşırılıklara ve psikozlara neden olacaklar.

Bugün bile, bu tür mutasyonlar dünya görüşünün, kültürünün ve bilimin farklı yönlerini kapsamakta, bilim adamlarını ve uzmanları tamamen temelsiz önermeler icat etmeye zorlamaktadır. Daha önce, bu tür olgular açgözlülük, iktidar özlemi ve basit aptallığa dayanıyordu ama şimdi bu, bulaşıcı delilik ile karıştı.

Her virüs, her hastalık, bir dengesizliktir, artı ve eksi arasında yanlış bir bağlantıdır. Kabala bilmi açısından, bir elektrik devresinde aynı role sahip olan, perde olmadan iki zıt arzunun kısa devre yapmasıdır. Sonuç olarak, zıtlar uyumlu bir şekilde etkileşime giremez ve sağlıklı bir yaşam sürdürme faaliyetini ve doğru gelişim sürecini sürdüremezler.

Aşırı uçlar arasındaki ayrışmanın zamanla artacağı açıktır. Giderek daha fazla davranış biçimini, aile yaşamını, cinsel dışavurumu ve kendini kimliklendirmeyi normal olarak kabul etmemiz tesadüf değildir. Şimdiye kadar temel yapının bu çarpıklıklarını bir şekilde kabul etmeyi ve kontrol etmeyi başarmaktayız. Bir sonraki aşamada, yeni nitelikte virüsler kontrolden çıkacak ve evimizde kaosa neden olacak.

Uzun zamandır, iki eğilim arasındaki dengesizlik kademeli olarak, yavaşça ortaya çıktı ve bunu değişen başarı dereceleriyle, sindirmemize izin verdi. Bununla birlikte, şimdi her şey değişti: gelişim hızı artıyor ve dengesizlikler keskin bir şekilde kötüleşti. Eğer onlarla sistematik olarak ve esas/öncelikli olarak ilgilenmezsek, zorluklarla başa çıkamayacağız ve en son çıkan virüsler için bir tedavi bulamayacağız.

Sonra onlar, atom ve hidrojen bombalarından bile daha büyük bir tehdit haline gelebilirler. Gerçekten de, zihni “hacklemek” ve insanları aciz bitkilere veya mantığı olmayan delilere veya kuklalara dönüştürmek yeterliyse, kitle imhaya gerek yoktur.

Genel olarak bizler, virüslerle değil doğanın farklı seviyelerine yansıttığımız, dengesiz bir varoluş biçimiyle savaşıyoruz. Bunun en çarpıcı örneği, etkilenen hücrelerin çevrelerini yemesine neden olan, kanserdir. Onkoloji olarak ortak evrensel tanımızdır.

İnsan benmerkezciliği ile doğanın özünde olan ihsan etme arasındaki dengesizliğin ne kadar tehlikeli olduğunu nihayet fark etmenin/anlamanın zamanı geldi. Bu potansiyel farkı içimizde dengelenmeli ve düzeltilmelidir. Bizler, karşıtların bir bütün haline gelmesi ve insanlığı gerçek bir dengeye yükseltmek için eksik olanı eklemeliyiz.

Bugün yapmadığımız her şeyi, yarın çok daha zor koşullarda yapmamız gerekecek. Sonunda, korkunç salgın hastalıklar ve diğer felaketler açıkça dengesizliğin kaynağı olarak insana işaret edecektir. Oysa şimdi bunu görmemizi engelleyen nedir?

Koronavirüs: İnsanlık Şaşkın Bir Durumda

Soru: Koronavirüsün manevi sonuçları olacak mı?  Şu an insanlık acı çekiyor, korkuyor ve henüz geniş kapsamlı sonuçlara ulaşmadı.

Cevap: İnsan hala şaşkın bir durumda: Nerede çalışacağım? Çocuklarım nerede okuyacak? Her şey nasıl gelişecek? Evde ne kadar kalacağım? vb. Daha bir çok soru vardır: Peki ya eşim, çocuklar? Onları nadiren görmekteydim ve şimdi sonunda çocuklarımı ve eşimi de tanıyorum.

Bu kolay değildir. Birkaç ay daha birlikte oturacağız ve toplum ile ciddi eğitim çalışmaları yapmazsak o zaman aileler dağılmaya başlayacaktır.

Not: Bunlar çok iyi tahminler değildir.

Yorumum: Ne yapabiliriz? Gerçekten, insanlar aniden küçük bir alan içinde bir araya geldiklerinde, yavaş yavaş birbirlerine egoizmin farklı yanlarını göstermeye başlarlar. Bunun üstesinden gelmek kolay değildir.

Ama her türlü seminer ve dersleri düzenleyeceğimizi, web sitemizde mümkün olan her şeyi göstereceğimizi düşünüyorum ve bu, bir darbeyi önleyecektir.

Soru: Ama karantinadayken insanlar nasıl birbirlerini öldürmemeye çalışacaklar?

Cevap: Tam tersi, insanları öyle eğiteceğiz ki aramızdaki fiziksel mesafe içsel, memnun edici, manevi bir bağa yol açacaktır ve insanlar Yaradan olarak adlandırılan yeni bir gücün ortaya çıktığını hissedeceklerdir.

Tora’da şöyle der: “Karı, koca ve onların arasında Yaradan.” Bu şekilde, Yaradan’ı, karı koca arasında bile keşfedebiliriz. Her şey aramızdadır.

Mevcut Durumla İlgili Benzersiz Olan Nedir?

Soru: İnsanlık daha önce de acil durumlar içinde bulundu.   Mevcut durumla ilgili benzersiz olan nedir?

Cevap: Bu benzersizdir çünkü insanlık tüm dünyada birbirimize tamamen bağımlı olduğumuz bir koşula ulaştı. Virüs tüm dünyada gelişti ve her ülkede konuşulmakta.

Her insan bunun kesinlikle onu etkileyebileceğini düşünüyor çünkü hepimiz tek bir entegre sistemde yaşıyoruz ve tamamen onun iyi olmasına bağlığız. Bu nedenle, ister ormanda, ister kumda, New York’ta veya Moskova’da nerede yaşarsanız yaşayın, yine de onu hissedeceksiniz.

Virüs, dünyanın her köşesine doğru kendi yolunu alacaktır. “Bana nasıl ulaşabilir? Issız bir adada yaşıyorum. Burada benden başka kimse yok. ” diyebilirsiniz.

Gerçek şu ki bu virüsler, bu kötü niyetli dalgalar, yoktan ortaya çıkarlar, kelimenin tam anlamıyla yoktan. Doğada yanlış bağlar sisteminde bulunan, normal organizmaların parçacıklarından, atomlarından ve moleküllerinden ortaya çıkarlar. Doğa onları virüs şeklinde üretir.

Bunlar dengede olması ve birbirlerine karşı doğru davranması gereken biyolojik organizmalardır. Ancak dünyanın her yerinde bizler, iyi ve kötü arasında, alma ve ihsan etme arasında korkunç bir ilişki yarattığımızdan dolayı, doğanın kendisinin onları böyle korkunç bir biçimde oluşturduğu anlaşılmaktadır. Bu virüsler, bulunamayacakları yerlerde bile ortaya çıkacaklardır.

Ve aksine eğer doğayı iyileştirmeye başlarsak, o zaman birden bire sanki hiç yoktan, 100 ila 200 yıldır Dünya’da bulunmayan birçok bitki ve hayvan türleri görünecektir.

Koronavirüs’ü İyiye Dönüştürmek

Soru: Koronavirüsün beklenen sonuçlarından olan, işsiz veya geçimsiz kalma nedeniyle büyüyen endişeyle nasıl başa çıkmalıyız?   Bunun manevi bağ ile ilişkisi nedir?

Cevap: Bence hiçbir sorun yaşamayacaksınız çünkü bu sadece sizin probleminiz değil, dünyadaki milyonlarca hatta milyarlarca insanın sorunu. Bu nedenle endişelenmenin bir anlamı yok.

Birçok kişinin zarar görmemesi için çeşitli önlemler alınacaktır. Savaş, veba veya küresel açlık sırasında olduğu gibi milyarlarca insanın acı çekmesi mümkün değildir. Genel olarak, bu insanlık için büyük bir sorun değildir. Koronavirüsünten kaç kayıp var? Küçük bir miktar. Yani bizler üstesinden gelebiliriz.

Ancak, bu tür durumları, birbirimizden ayrılmamıza/bölünmemize işaret ediyor olarak değerlendirmeliyiz. Birbirimize yakınlaşırsak, o zaman bu virüsü iyi hale getireceğiz. O,  iyi eylemlerini yapacaktır. Aramızdaki bağları yok etmek yerine, onları daha üretken, hassas, doğru ve insancıl hale getirecektir.