Category Archives: Dağıtım

Yeni Evimiz

Sevgili Dostlar

Sizlere, öğrencilerime, dostlara ve bize yardım edebilecek diğer insanlara, şahsım ve Bnei Baruch Yönetimi adına sesleniyorum.

Bizler 20 senelik bir geçmişe sahibiz. Bu zaman zarfında birçok şey yaptık: Bugün dünyanın en büyüklerinden biri olarak kabul edilen bir web sitesi geliştirdik; çok sayıda dile çevrilen günlük dersler icra ettik; 24 saat yayın yapan bir televizyon kanalı açtık; öğrenim merkezimizde binlerce kişi kursları tamamladı; kitaplar, broşürler ve gazeteler bastık ve dağıttık; filmler üretiyoruz ve dünya çapında kongreler yapıyoruz. Dünya’nın Birliği hakkında daha yüksek bilgiyi yaymak için özgecilce (hiçbir menfaat olmaksızın) çaba harcıyoruz.

Bu yirmi boyunca, 10 kişilik bir gruptan, dünya çapında birçok merkeze ve büyük gruplara varıncaya kadar büyüdük.

Küçük bir yerden, 10 seneliğine kiraladığımız ve iki hikayesi olan bir yere taşındık. Burası, Kabalistik bilginin yayılması ve yaratılış için, yarattığımız, ürettiğimiz, yayın yaptığımız ve sürekli artan sayıdaki dillere çeviri yaptığımız ve 3 saat süren günlük (sabah) Kabala dersleri için ofis olarak bizleri ağırladı.

Şimdi büyüme kapasitesi olarak öyle bir noktaya gelmiş bulunuyoruz ki artık bu binayı terk etmek zorundayız. Hükümet organları tarafından yangın güvenliği, elektrik ve sağlık açısından baskı altında olduğumuzdan, artık burada daha fazla kalamıyoruz. İletişim sisteminin kurulması, yeni bir yere yerleşmek gibi taşınma maliyetini hesaplarken, gördük ki sadece bunun için toplam maliyet 1 Milyon Dolar’ı ve gelecek 10 yıl için yeni binanın kirası da ilave olarak 3.5 Milyon Dolar’ı bulacak.

Böylelikle, daimi bir bina edinme fikrinin rasyonalitesi, gün ışığına çıktı. Bununla, hepimizin, buraya gelip çalışma yapacak, buraya gelip staj imkanı kazanacak herkes için bir dünya merkezi oluşmuş olacak. Bu yeni bina, bizimle birlikte kalmak isteyen herkes için kalacak yeri de kapsıyor. Herkes: “Benim bir evim var” diyebilecek.

Herkes için bir ev hakkında konuştuğumuzdan dolayı biz bu ricayı yapmakta mahçubiyet duymamaktayız. Yeni evimizi “satın almak” için fonları artırmaya başlamış bulunuyoruz. Herkes yapabileceği oranda bağışta bulunabilir.

Ancak tahliye tehdidi altındayken, en azından ihtiyaç duyduğumuz miktarın yarısını en kısa sürede toplamamız gerekmekte. Yerel yöneticilerin baskısı altında olduğumuz için, en geç 2012 senesinin sonundan önce yeni binaya taşınmamız gerekiyor. Gerçekten dünyanın birliği bilgisinin yayılmasının merkezi konumunda olacak yeni merkezimizin açılışını kutlayalım.!

Kabala’nın yayılması için olan ihtiyacı ve evimizi bulmamıza yardımcı olacak Arvut’u; karşılıklı güveni anlayan herkese rica ediyorum.

Bu konunun parçası olan herkese teşekkür ediyorum. Bu, bizi birleştirecek!

Michael LAİTMAN.

Dünya’nın Tek Şansı

Soru: Bizim çalışmalarımızın etkisi, bilim insanları ve araştırmacıların sağduyuları üzerinde ne zaman bir etkiye sahip olacak?

Cevap: Onların resmin bütününü görmelerine yardım etmemiz gerekir. Onlar da şimdiden integral bir dünyanın emareleri üzerine konuşmaktadırlar; ancak kişisel gözlemlerini tek bir sistem, tek bir metodoloji içinde bir araya getiremiyorlar.

Bir de bu konunun daha da derinine girmekten korkuyorlar çünkü integral bir dünya düşüncesi onları iktidarlarla yüzleştirmeye götürmektedir. Mevcut hükümetler kendi kendilerine zarar verdiklerini kavramada o kadar başarısızlar ki egoistçe ve bireysel bir şekilde davranmaktalar. Politikacılar bütünleyici bir sezgiden yoksunlar. Onların aksine bilim insanları doğayı gözlemleyip ne gördükleri hakkında konuşuyorlar. Onların sesine kimlerin kulak verdiği ise ayrı bir konu.

Bir başka sorun da şu: Çeşitli uzman ve bilim insanı tarafından söylenen harikulade sözler olmakla birlikte aramızdaki bağlantıdan ve birliğe ne kadar ihtiyaç olduğuyla ilgili söz ettikleri konu yok; uygulama konusunda isteksizler. Para ve ordu burada yardım edemez. Dünyadaki tüm insanlar “Evet, biz global bir köy olmak istiyoruz” diye haykırsa bile, bu ittifak halindeki iradelerin bildirilmesinden sonra ne olacak? Bir dünya savaşı haricinde hiçbir şey. Onları birbirine bağlayan bağı çok şiddetli biçimde hissettikten sonra bile bu bağı kesmek için bir dünya savaşı çıkaracaklar.

Bilim insanlarının bir çözümü yok; insanı nasıl değiştireceklerini bilmiyorlar. Bir ilacınız yoksa egoizmin ne kadar da zararlı olduğunu haykırsanız ne yazar? Geçmişte, doktorlar ölümcül hastalarına bu durumu söylemezlerdi. Hastalığın ilerlemesini yavaşlatma konusunda bile bir niyet yoktu ve bu nedenle kişi karanlıkta bırakılırdı ki daha az acı çeksin. Tora: “Kör bir adamın önüne engel koymayın” der. Bir insanla ilgilenemeyecek kadar acizseniz gerçeğin ifşasına ne gerek var?

Yani Kabala Bilgeliği olmaksızın, bizlerden karşılıklı davranış güvencesi mesajı çıkmaksızın, insanlığın herhangi bir şeyi düzeltmek için tek başına şansı yok! Ve şimdi problemimiz şu ki: İnsanlarla bağlantıyı nasıl sağlayabiliriz ve egoizmi düzeltmenin, dolayısıyla dünyayı düzeltmenin mümkün olduğunu onlara nasıl izah edebiliriz?

Biz insanın düzelmesi gerekliliği hakkında çok açık konuşuyoruz. Başka hiçbir şey yardımcı olamayacak. Birçokları tüm kötülüğün insanın doğası içinde var olduğunu anlamış durumda. Bununla birlikte ellerini havaya kaldırıyor: “İnsan egoistik bir varlıktır ve bunun hakkında yapılacak hiçbirşey yok” diyorlar. Eğer bizler egoizmin düzeltilmesi yöntemini insanlara sunmazsak, eğer bunun gerçekten de mümkün olunabilirliğini açıklamazsak, dünyanın hiçbir şansı yok. Bununla beraber, şimdiye dek yarı-gönüllü olarak çalışmış durumdayız.

Doğa ve İnsanlık Arasında Bir Tampon

Soru: Birleşme ve yayılma konusundaki çabalarımız dünyanın geri kalanında değişimler yaratmakta. Bu bize geri etki yapar mı? Mesela; kitleler için kurslar yaratır ve bu insanlarla iletişimi başlatırsak, onların sayısı büyüyecek. Bu, ilerlemek ve çabucak birliğe gelmek için yapabileceklerimiz üzerinde bir etkiye sahip olur mu? Bu süreç, bağlantılı mı?

Cevap: Evet, bu süreçler kesinlikle bağlantılı. Biz ilerlemek için öyle bir fırsat yakaladık ki tüm insanlığa liderlik yapabileceğiz. Eğer doğanın bakış açısından bakarsak, bizim yaratılışımıza hiç ihtiyaç yok. Bizler, doğayla ve insanlığın geri kalanıyla koordineli biçimde çalışmak zorunda olan bir tampon gibi hizmet ediyoruz; çünkü, kendi kendine ilerleyemez.

Bu sebeple yedi milyar insanla beraber olmalıyız. Bizler, onlara anlaşılabilir bir metot yaratmayı ve her şeyi çok kolay, keyifli, uygun ve bir haz alınacak şekilde tek bir yöntem içinde organize etmeyi denemeliyiz. Bizi izlemeleri için onların ilgisini harekete geçirmek zorundayız. Bu asla zorlayıcı olmamalı zira ilerlemeleri için gönüllü ve uyanık olmaları gerekir.

Onları gelişimlerinde sıklıkla cesaretlendirmeliyiz; öyle ki daha da ileri hareket etmenin öneminin farkına varacaklardır. Dolayısıyla gelişeceklerdir. Esasen, bizim eğitimimiz insanları, kişisel gelişimlerinin gerekliliğinin idrakine varmaya getirme üzerine yönetilir.

Doğa Kanunları Dirençlidir

Soru: Rabaş’ın, “Toplumun Amacı(1)” makalesinde şöyle yazar: “Biz burada doğanın kanunlarını çalışmayı ve takip etmeyi arzu eden herkes için bir toplum oluşturmak amacıyla bir araya geldik.” Doğanın bu kanunları nedir?

Cevap: Gematriya’ya (numeroloji) göre “Tanrı”, “doğa”dır. Yaratan’ın arzusunu çalışmak ve uygulamakla, doğa kanunlarını çalışmak ve uygulamak aynı şeydir.

Dünya çözümü olmayan bir krizin içinde ve neler olduğunu anlamak zorundayız. Neden doğayla uyum içinde olamıyoruz? Neden her geçen gün üzerimize yeni felaketler getiriyoruz? Hayvanlar ve bitki türleri yok oluyor; ormanlar yok oluyor; insanlar kirlenme sebebiyle ölüyor… Açık söylemek gerekirse, doğayı bozuyoruz. Doğanın buna nasıl karşılık verdiğini görüyorsunuz.

Peki ya kazancıma ne oluyor? Bankada birkaç milyonum olsa bile, onunla ne yapacağımı bilmiyorum. Bugün kimse bana güvenli bir yatırım önerisi veremiyor.

Dolayısıyla gelecek karanlıkta. Çocuklarım ve torunlarım için ne bırakacağımı bilmiyorum, yiyecek bir şeyimizin olup olmayacağını ve bunu nasıl sağlayacağımızı bilmiyorum. Hepimiz güvenlik ve doyum istiyoruz ve yarın için kimse bana doyum vaat etmiyor. Tersine herkes çöküşten bahsediyor.

Neden? Şu açıktır ki bugün kimse bunun sebebini bilmiyor. Krizin idrakine vardık ve şunu anladık ki dünyada bize gerçekte neler olduğunu açıklayacak tek kişi bile yok.

Bu durumda, elbette eğer mümkünse, doğaya dönmek ve ondan öğrenmek gereklidir.  Kendim için daha iyi bir gelecek sağlamak için, bana gerekli bilgiyi verecek bir bilimden ve fırsatlardan bahsedildi. Bende çalışmaya başladım; belki işler bu kadar da karmaşık değildir? Aynı şekilde bir işadamı, altın almak ya da fabrikasını satmak için ona doğru tavsiyeyi verecek danışman şirketlerine yönelir.

Bu aynı zamanda basit arzulara da işaret eder: Sağlıklı olmak, yaşayacak bir yerimin olması, ailemi geçindirmek, çocuklarıma iyi eğitim vermek, güvenli ve genel olarak iyi olmak. Bu normaldir ve kişinin taleplerinin makul bir seviyesidir. Fakat bugün bunlar kriz nedeniyle elde edilemez gözükmektedir.

Öyleyse bundan nasıl çıkacağız? İçinde bulunduğumuz doğanın kanunlarını çalışmak zorundayız. Her şeyden evvel bununla ve insanla ilgili fazla şey bilmiyoruz. Muhtemelen insanlar bunu daha az kötü, yıkıcı ve zararlı hale getirmeye yardım eden niteliklere ve yeteneklere sahipler ve bu dünyayı daha iyi hale getirecektir.

Aslında, tüm bu talihsizliklerin kaynağının  sadece insan olduğu açıktır. Herkes bununla hemfikir fakat, bunu önemli bir soru takip ediyor: “Öyleyse ne yapabiliriz?” Neticede insanın nasıl ıslah olacağını açıklayan bir bilim var. Onu yap ve her şey çözümlenecek.

Aksi halde dinozorların yolunu takip ederiz. Türler hızlıca yok oluyor ve biz bunu gelecek yıllarda “merdivenin dibine geri dönmek” haline getirebiliriz. Toplumundaki panikten kaçınmak için, bize her şey söylenmedi bile. Gerçekten, yaklaşan tehdit eğer akıllarını kaybetmelerine sebep olacaksa, neden insanlar tüm gerçeği bilmek zoruna olsunlar ki?  Eğer onu durdurmayı bilmiyorsak, yaklaşan felakete gözlerimizi kapatmaya hemen hazırız. Bununla ilgili şöyle yazar: “Yarın öleceğimizden, yiyelim, içelim.”

Bu sebeple ıslahın metoduyla ilgili mesajının dağıtımı gereklidir ve herkesin ulaşabileceği şekilde açık ve keyifli olmalıdır.  Eğer doğa için ve insan için işleyen kanunlardan haberdar olursak ve eğer onların birbirleriyle etkileşiminin yolunu anlarsak, iyi yöne doğru değişimlerin anahtarı bizim ellerimizde olur. Eğer bu olmazsa, kriz yayılmaya devam eder. Bunu durduramayız; tersine her şey daha da kötüye gider.

Günlük Kabala Dersi 4:Bölüm 11/03/2012

Dünyaya Bir Çözüm Vermek

Bağlantıların ağını oluşturarak dünyaya kılavuzluk ederiz; bizler dünyanın ‘ihsan etmenin merkezi’ haline geliyoruz. İnsanlık acı çekiyor ancak bu acının arkasındaki sebebi ifşa edemiyor ve işte bu yüzden bu acıdan nasıl kurtulacağını bilmiyor. Aslında bu görünür bir durum ve daha ve daha fazla hissedilecek. İşte bu yüzden bizler mümkün olduğunca kısa bir zamanda  insanlara bu krizin sebebini, krizin doğasının ardındaki sebebi ve nasıl bundan kurtulabilecelerini anlatmalı ve açıklamalıyız.

Bunu yapmadan dünyaya ihsan ediyoruz diyemeyiz. Tüm gücümüzle insanların acılarına ortak olmalıyız, ızdıraplarını hissetmeli ve kendimizden daha çok onlar için talepte bulunmalıyız. Bizim esas işimiz budur. Biz bunun için varız. İşte bu yüzden olabildiğince en kısa zamanda dünyaya neler olduğu hakkında bir açıklamayla ortaya çıkmalıyız. Dünya kendi çözümünü muhakeme edemeyecektir. Bu durum bizleri, eğitmenler hazırlamak, içerik oluşturmak ve benzeri hazırlıklar için ağ oluşturmak için zorunlu kılar.

Bizim işimiz budur. Şükür buna ki, sadece dağıtım ve dost sevgisine olan endişemizle kendimizi daha ileriye taşıyacağız.

28.02.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 2. Bölümünden, ‘Sorular ve Cevaplar’

Derse Hayat İçin Bir Taleple Gelmek

Soru: Eğer tüm gün derse sanki bir kral’la yapacağımız görüşmeye gidecekmişiz gibi hazırlanırsak, sadece tek bir taleple gelmek nerede mümkündür, yarının dersine nasıl yaklaşılır?

Cevap: Çok büyük bir Işık alacaksın. Sana ne kadar çok vermek istediğini hissedeceksin. Çalışmış olduğun materyaller vasıtasıyla manevi sistemin senin üzerinde ihsan etmeye başladığını hissedersin. Metnin altı çizili yerleri tekrar diriliştir. Bu yazılar derinlik ve saydamlık kazandırır ve herşeyin içinde bir hacim uyandırır. Bu durum senin için tüm dünyamızın duvardaki bir resim gibi olduğunu konusunda net hale getirir. Ve bu resmin arkasında aniden tüm resmi hareket ettiren ve onun parçalarının yerleştiren yeni bir boyut göreceksin. Amacın önemini hissettiğin zaman bunun içinde olmaya başlayacaksın.

Ancak bu arada bizler amacı küçümser ve bilinçsiz olarak reddederiz şüphesiz bundan dolayı da amaç bizden uzaklaşır.

Her ne koşulda olursa olsun, ilerlemek zorundayız ve herşeyden önce amacın önemi ile ilişkilenmeliyiz. Hatta şimdi ilerliyor bile olsak krtik arınmalar için sol çizgiye geçmeli ve bunun yeterli olmadığını görmeliyiz. Her gün çabamızı bağ kurmaya yönelik artırmalı ve sadece bunu yapmalıyız.

Bunun yanısıra, tüm dünyada dağıtım yapan bütün arkadaşlarımıza teşekkür etmeliyiz. Onları her türlü çalışmalarında desteklemeliyiz, bu durum gerçekten bize çok yardımcı olacaktır.

24.01.2012 Tarihli Günlü Kabala Dersinden 4. Bölüm, ‘On Sefirota Giriş’

Dünya’ya Birliğin Gücünü Nasıl Anlatabiliriz?

Soru: Birleşmiş Milletlerde (UN) Kabalistik metodu nasıl anlatabiliriz?

Cevap: Politikacılar ve farklı dinleri temsil eden dinsel aktivistlerle buluştuğum zaman, onlara eğitim hakkında doğru çevrenin ifadesi ile anlatırım. İnsanlar birbirleriyle doğru şekilde birlik olduğu zaman, onlar kendi çevreleri içerisinde birliğin ek bir gücünü keşfedecekler. Bu güç doğanın kendisi içerisinde kök salmıştır ve herkesi etkiler.

Bir grup insan gerçekten birlik olursa, her insan diğerleriyle bağ kurarsa, o zaman birliğin gücü, yani üst güç tam anlamıyla onların arasında doğar. Onların arasına yerleşir ve bir yer edinir, kendi varlığını. Bu, her dostun desteklendiği, grubun ortak birleşik gücünün ifade edildiği şekildir.

Kabala’da biz bunu ”birleşmiş” olarak addederiz. Bu, birliğimizin içerisinde açığa çıkan doğanın içindeki tek bir güce addedilir. Biz buna ”Yaratan” diyebiliriz veya değil, ancak bir yol veya diğeri, bu, algıladığımız ve birlikte çalıştığımız doğanın gerçek gücü.

Bu, bana belirlenmiş kurallara göre gelir ve benimle çalışır. O’na yakın hale gelmeme bağlı olarak onu ifşa ederim ve onu ifşa ettiğim zaman, onu değişen niteliklerim vasıtasıyla algılamaya ve etkilemeye başlarım. ”Yaratan” sabit bir kanundur ve ben onu HAVAYAH‘ın yapısına göre nasıl etkileyeceğimi bildiğim zaman, bunu hiç bir probleme gerek kalmaksızın yapabilirim, diğer güçleri etkilediğim gibi.

Buradaki tek fark bunun kolektif evrensel bir güç olduğudur. Ve işte bu yüzden gizlidir. Çünkü bizler henüz birlik değiliz. İşte bu yüzden bizler Yaratan’ı edinemiyoruz. Yaratan birliğin içerisinde ifşa olur, fakat biz şimdiye dek asla herhangi bir şeyi bu şekilde hissetmedik. Bizler birbirimizle bağ kurarsak, bizler tam anlamıyla doğanın aslını ortaya çıkarırız, diğer her şey sökülür, türer ve ondan yaratılmış hale gelir.

Bana göre Yaratan bu güç, çünkü her şey O’ndan gelir. Daha ötesi, ”Yaratan” (Gel gör)  : ”gel ve gör” (Gel – Gör) demektir. O’nunla bağ kuruyorum ve daha sonra O’nu görüyorum ve O’nu, aksiyonun, tüm hissiyatımın içinde ifşa ediyorum.

Doğal olarak, hemen şimdi bu açıklamalar canlılığını yitirir. Biz birleşmediğimiz sürece onlar duyularda ortaya çıkmaz, sen O’nu bu birliğin içinde ifşa edeceksin. Formül basit.

Yaratan’ın ifşası, bizlerin egoizm ve yabancılaşmamızın merkezkaç kuvvetiyle beraber 125 dereceye bölünmüştür. Bu yabancılaşma kuvveti 5 büyük dereceye bölünmüştür ve her bir derecede başka 5 dereceye bölünmüştür ve bunlarda aynı zamanda 5 başka dereceye bölünmüştür. Bu toplamda karşılıklı reddedilişin125 derecesidir. Ancak ben yakınlaştığım zaman, bu reddedilişi birliğe çevirdiğim zaman, 125 dereceyi yükselerek ta ki mutlak birleşmeye ulaşıncaya dek Yaratan’ı ifşa ederim – birliğin kuvvetinin bütün, mutlak ifşası.

”Allah” ve ”doğa” Gemetria’ya göre aynı anlama gelirler. Burada mistisizm yok. Gel (Bo) ve Gör (Re) – Yaratan’dır (Bore).

Özellikle yurtdışında değişik forumlarda farklı aktivistlerle konuştuğum zaman aynı şeyleri söylüyorum. Bu aynen konuşmak için bazen farklı kelimeleri kullanmaya benzer.

Geleceğin En Popüler Mesleği

Gelecekte insanlığın sadece %5’i tüm dünyaya “var olmak için gereken şeyler”’i sağlamak için çalışacak, diğerleri ise manevi amacın öneminin tanıtımı üzerine çalışacak. Buna alternatif olarak %100’ün tamamı manevi ıslah ile meşgul olacak ve kendilerine “var olmak için gereken şeyler”’i sağlamak için günde bir saat çalışacak.

Tüm ruhlar arasındaki manevi bağlantıları geliştirme çalışması süreklidir. Yaratan bu dünyada ifşa olmalı, yani bu dünyadaki her insan sizin maneviyata olan arzunuzdan ve onun önemine olan hissiyatınızdan ilham almalı. Buna karşılık onlar kendi taraflarından size aynı şeyle ilham verecekler. Birbirinize verdiğiniz ilham ölçüsünde arzu edeceksiniz ve birbirinizle bağ kurabileceksiniz.

Bugün Kabala’nın dağıtımının çalışmasına daha henüz başlıyoruz. Dağıtım sadece bilginin dağıtılması (kitaplar, internet ve TV gibi) ile ilgili değil aynı zamanda her birey ve diğer herkes arasında bir bağ oluşturmakla da ilgili. Bu ıslahın pratik uygulaması.

Hepimiz Yaratan’ın yada manevi dünyanın içerisinde ifşa olduğu ortak Kli’nin içindeki bağlantılar sisteminin içinde bulunduğumuzdan dolayı herkes bunun üstünde çalışmalı. Dağıtım her insan için kendisini ıslah olmuş sisteme ayarlaması için bir fırsat.

Bu yüzden Kabala’nın dağıtımının bir görev değil ıslah eyleminin kendisi olduğunun farkına varmalıyız. O sizin dünya ile bağlantınız.

– 17 Kasım 2009 saat 9:09’da gönderildi.