Category Archives: Çocuk

“Bu Hayatta Bazı İnsanlar, Özellikle Çocuklar ve Masumlar Neden Bu Kadar Acı Çekiyor?” (Quora)

Dünya acılarla dolu ve masum insanlara, özellikle de çocuklara yönelik cinayet, hırsızlık veya herhangi bir acıyı haklı çıkaramayız.

Bununla birlikte, maddesel yaşamlarımızdaki ıstırabın bizi bir miktar düzeltmeye (adaletin kabulüne ve mutluluk ve iyileşme hislerine) götürebileceğini hissetmeye başladığımızda, burada katlandığımız ıstırabı haklı çıkarmaya başlarız.

Hayatta yanlış hiçbir şey yapmayan çocuklar gibi masum insanların çektiği acıyı anlayamayız. Bu tür ıstırabın amacı, yalnızca bizlerin onun anlamını ve amacını aramamızı sağlamak içindir.

Sorun şu ki, neden acı çektiğimizi ne hissediyoruz ne de anlıyoruz ve bazı acılar çok şiddetli olabilir.

Dünyayı kasıp kavuran inanılmaz miktarda ıstırap var ve tüm bunlar, sonunda bizi daha akıllı olmaya ve burada olmamızın nedenine uyanmaya başlamaya teşvik eden genel bir arzuya bağlanır.

Adaletsizlik duyguları, anlamsızlık, amaçsızlık, boşluk, ıstırap ve hayatımızda neden her türlü olumsuz olgunun gerçekleştiğini anlamamak, ıstırabın nedeni ve nihayetinde hayatımızın anlamı hakkında soruları uyandırır.

İnsanlık ne kadar acı çekerse, acı çekmemizin nedenini ve yaşamın anlamını aramaya yönelmemize neden olan soru işareti formları da o kadar artar.

Erkekleri ve Kızları Yetiştirmek

Soru: Günümüzde, insan sosyal davranışının tüm kuralları, tamamen birbirinin yerini almaktadır. Bir erkek evde kalmayı ve ev işi yapmayı tercih etmekte ve kadın da kariyerinde kendisinin farkına varmaktadır. Bu neden oluyor?

Cevap: Çünkü yanlış bir şekilde gelişiyoruz. Cinsiyetlerin yetiştirilme tarzı değişti. Erkekler kadınlar tarafından yetiştiriliyor ki bu yanlıştır.

Oğlanlar, erkekler tarafından yetiştirilmelidir çünkü bir çocuk örnekler vasıtasıyla büyür. Ve annesinin yanındayken sürekli eteğinin etrafında döner ve sonra anaokulundaki, okulundaki öğretmeni yanındadır, o zaman öğrendiği her şey bir kadından gelir, bir kadın tarafından verilir.

Bu nedenle, bir erkek evde kalmayı, çocukları büyütmeyi tercih eder; gerçek bir erkeğin sahip olması gereken o temelden, dünyaya, hayata karşı bu tutumdan yoksundur. Bugün ne olduğunu bile anlamıyoruz. Bütün dünya böyledir- yarı kadın.

Bunu bir sitem olarak söylemiyorum. Bu sadece bizim ihmalimizdir. Her iki cinsiyet, zıtlıklarını hissetmeleri ve birbirlerini nasıl düzgün bir şekilde tamamlayacaklarını bilmeleri için eğitilmelidir. Ve bu olmuyor.

Bir çocuk sürekli olarak kadınlar tarafından büyütülüyorsa, o zaman erkeksi bir temeli yoktur, gücünü, kendine özgü özelliklerini, bazı kadın özelliklerini, ihtiyaçlarını, isteklerini yerine getirdiğini anlayamaz. Bu büyük bir problemdir.

Çocukları İntihardan Nasıl Koruruz?

Soru: Bir yazar soruyor, “Lütfen bize çocuklar arasındaki intiharı anlatın. Bir çocuğa bunun yanlış olduğunu ve böyle düşüncelere sahip olmaması gerektiğini nasıl açıklayabilirim? Yakındaki bir okulda, bir kız yüksek katlı bir binadan atladı. Bunun neden meydana geldiğinin iki yorumu var: Birincisi karşılıksız aşk, ikincisi internetin etkisi ve kız buna yönlendirildi. Ergenlik dönemindeki gençlerle nasıl konuşmalıyız? Bunun olmasını nasıl önleyebiliriz? Yoksa bu bir kişinin kaderi mi? ”

Cevap: Bir gencin, dünyayı yavaş yavaş edinmesi gereken, küçük bir insan olduğunu anlamalıyız. Tıpkı doğduğumuz zamanki gibi. İlk başta tamamen annenin içindeyiz. Sonra “başımızı dışarı çıkarırız.” Beşiğimizin içini, odamızı, daireyi vb. biraz anlamaya başlarız.

Günümüzde, daha yürümeye bile başlamadan ve ancak küçük bir alanda sürünerek bir şeye ulaşabilen bir çocuk, etrafındaki kocaman dünyaya maruz kalmaktadır. Arabaya bindirilir ve etrafta gezdirilir, bebek arabasında itilir, ebeveynler televizyonu, müziği ve videoyu, her neyse, açar. Her türlü karmaşık oyuncak ona verilir.

Yani hazır olmadığı ve istemediği halde dünyanın sınırları ona açılmış olur! Doğa onu henüz buna hazırlamamıştır. Yani kafası karışır ve ne yapacağını bilemez. Bu nedenle, etrafındaki henüz hazır olmadığı bu yeni kavramların baskısı altındadır. Sorun da budur.

Bu nedenle birçok çocuk bunu kaldıramaz. Yeterli içsel güce sahip değillerdir. Tüm bu dış uyaranlar, çocukları kontrolü kaybedecek şekilde onları etkiler. Ve bununla birlikte bazı olumsuz filmlere veya başka bir şeye maruz kaldıklarında, onları gerçek olarak algılarlar ve çok kolay şekilde intiharı düşünürler.

Onları yasaklamalı ve kısıtlamalıyız! Ben bir çocuğu ilk iki yıl dış uyaranlara maruz bırakmazdım. Etrafında görebildiği ve duyabildiği doğal şeyler, sadece maruz kalması gereken şey budur. Etrafındaki sesler ve görüntüler, orada olan her şey, her şeyi görmesine izin verin. Ama ekranlar yok. Bilgisayar veya TV yok.

Soru: Öyleyse siz, çocukların bu hayata dikkatli ve yavaş yavaş maruz kalmasının büyük bir savunucusu musunuz?

Cevap: Bir çocuğun içinde bulunduğu dünyanın boyutuna göre normal bir ruh geliştirmesini istiyorum. Neye ulaşabilirse ulaşsın, onunla birlikte rahat etmesi gereken şey bu.

Gerisi sonrası içindir. O zamana kadar, her türlü mekanizma zaten yerinde olur. Ona zaten bir şeyler açıklayabilir, onunla konuşabilir, ona belirli yayınlar verebilir ve ona bir şeyler gösterebilirsiniz. Yine de o zaman bile tarih, coğrafya ve bazı dünyevi şeylerle başlardım. Tamamen korkunç, çarpıtılmış kurgu üzerine inşa edilen bu korkunç çocuk programlarından ziyade. Şiddet ve öfke gösteriyorlar. Bu tam anlamıyla inanılmaz!

Çocuk programları en şiddet içeren programlar. Çocuk buna bakar ve bunun bizim dünyamızın gerçeği olduğunu düşünür. Öyleyse neden onuncu kattan atlanmasın? Bu atlamaları her gün çocuk programlarında televizyonda görüyor.

Yani, onun dünyasına ne kadar çarpık bir gerçeklik resmi getirdiğimiz hakkında hiçbir fikrimiz yok. Bu yüzden ne bekleyebilirsiniz ki? Hepsini kaldırmamız gerekiyor. Tamamen!

Soru: Bu kadar sert önlemlerden yana mısınız?

Cevap: Sağlıklı bir nesil yetiştirmekten yanayım.

 

Neslin İhtiyacı

Soru: Bir yandan, genç neslin bir hedefi var çünkü belirli bir küresel yönde gelişiyorlar. Öğrencilerden seçtikleri mesleğin amacını bildirmeleri istendiğinde, % 99’u insanlara yardım etmek istediğini söylemiş. Bunu yaparken farklı bir dünya yaratmak istiyorlar. Kendilerini sanal gerçekliğe kaptırıyorlar ve şöyle diyorlar: “Bu dünya benim için ilginç değil, acımasız ve kirli ve burada kendi dünyam var ve bu dünyada yalnız değilim.”

Böyle bir tavırları varsa bu hedefi nasıl gerçekleştirebilirler?

Cevap: Hiçbir şey yapamazsınız. Her şey, dünyamızla hayal kırıklığına uğramaları ve gerçekten farklı olması gerektiğini anlamaları için özel olarak düzenlenmiştir.

Bu bazı maddi nesnelere ve dünyevi ilişkilere değil, daha derin, içsel hislere ve ilişkilere dayanmalıdır. Bu, mevcut neslin ihtiyacı olan şeydir.

Bu nesil çok özel ve bir şekilde onlara hayran olmama neden oluyor.

Manevi yükselme metodunu öğrenmeye hazırlar, ancak metot onlar için henüz hazır olmayabilir. Metoda adapte olmaları ve metodun onlara adapte olması biraz zaman alır. Bu nedenle onların, bunun hakkında konuşmaya, göstermeye, önermeye ihtiyaçları var. Umarım bu bağ yakında gerçekleşir.

“Okulda Öğretilmesi Gereken, Hâlihazırda Öğretilmeyen Tek Şey Nedir?” (Quora)

Tüm öğrenciler arasında dostça bağlar kurmak için arkadaşlığa daha fazla vurgu yapılmalıdır.

Mutlu ve kendine güvenen bireylerden oluşan destekleyici bir toplum oluşturmak için çoğunlukla öğrencileri nasıl olumlu bir şekilde bağ kurduracağımıza odaklanmalıyız.  Nihayetinde insanlar, hayattaki mutluluklarının ve başarılarının birbirlerine ne ölçüde olumlu bir şekilde bağ kurduklarına bağlı olduğunu düşünerek okuldan ayrılmalıdırlar.

Okulların öğrencilere yönelik amacı öğrencilerden mutlu, kendine güvenen ve başarılı insanlar yetiştirmek haricinde meslek odaklı olmamalıdır.

Öğrenciler sürekli olarak bir dizi egoist ilişkiyi sürdürmek zorunda kalırlarsa, ki burada her biri başkalarının pahasına kişisel faydayı en üst düzeye çıkarmaya çalışırsa, o zaman hayatta asla gerçekten mutlu, kendine güvenli veya başarılı olamazlar.

Ayrıca, Daha önce hiç olmadığı kadar küresel olarak birbirine bağlı ve birbirine bağımlı zamanlara doğru ilerlerken, bugünün neslinin diğerlerinden farklı olduğunu anlamamız gerekiyor, aynı şekilde, mutluluğumuzu, başarımızı ve güvenimizi günümüze uygun bir şekilde güvence altına almak için böylesi birbirine bağlılığı ve karşılıklı bağımlılığı olumlu bir şekilde nasıl gerçekleştireceğimizi öğrenmeliyiz. Şu anda öncelikli olarak ele aldığımız meslekler ikinci sırada yeniden önceliklendirilmeli ve ilk sırada olumlu insan bağlarına verilmelidir.

Öğrenciler okula gittiklerinde kendilerini rahat hissetmeli ve hatta diğer öğrencilerle bağ kurmaya istekli olmalı ve öğrenciler arasında hiçbir korku veya eleştiri olmamalıdır. Öğrencilerin bağlarını geliştirmek amacıyla böylesine olumlu ve destekleyici bir atmosfer oluşturmak için, öğretmenlerin her şeyden önce, birlik ve karşılıklı saygı değerlerinin önderlik ettiği bir toplumun yaratılmasına katılım yoluyla öğrencilerin mutluluk, güven, güvenlik, denge ve refah dolu bir hayat hissetmeleri için birbirleriyle ve öğrencilerle olumlu ilişki kurmayı öğrendikleri bağ zenginleştirme sürecinden geçmeleri gerekiyor.

“Ebeveynlerin Çocuklarına Vermeleri Gereken En Önemli Örnek Nedir?” (Quora)

Ebeveynlerin çocuklarına vermesi gereken en önemli örnek, topluma karşı doğru tutumdur yani başkalarıyla olumlu ilişki kurmak, başkalarının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmak, insanlara nasıl fayda sağlayacağını düşünmek ve genel olarak, iyi bağlantılı bir toplumun yaratılmasına katılmak.

Bu amaçla, ebeveynlerin çocuklarını etkileyen her şeyi eleştirel bir şekilde incelemeleri gerekir. Özellikle bu, çocukların internette, televizyonda, kitaplarda ve her türlü medyada karşılaştıkları materyalleri titizlikle incelemek anlamına gelir.

Çocukların çeşitli medyaları izlemesini ve öğrenmesini kısıtlama arzumuz yok, ancak mutlu, kendine güvenen, başarılı, güvenli ve destekleyici insanlardan oluşan bir toplum yaratmayı teşvik etmemiz için, onların etkilerini eğitim perspektifinden incelemeliyiz. :

Karşılaştıkları materyal, onları birbirlerine ne ölçüde olumlu bir şekilde bağlarlar?

Ne kadar bağ kurma ilmini içerir ve insan toplumu için daha iyi ve daha uyumlu bir geleceğe giden yolu açar?

Çocukların kullandığı materyalden tüm şiddet, korku ve işkenceyi ortadan kaldırmak gerekir. Çocuklar taklit ve örneklerden öğrenirler ve bu tür materyaller onlara çok kötü örnekler verir ve çocuklara zihinsel ve duygusal gelişimlerinde ve ayrıca diğer insanlarla ilişkilerinde uzun süreli olumsuz etkileri olabilecek her türlü bozukluğu ekler.

Çocuk yetiştirmenin ve genel olarak eğitimin temel amacı, kelimenin tam anlamıyla insan yaratmak olmalıdır: tüm bölünme biçimlerinin üzerinde pozitif olarak bağ kurmayı amaçlayan ve diğer insanlarla ve doğayla yapıcı bir şekilde ilişki kuran bir toplum.

Bu nedenle, tek endişemiz, çocukları pozitif bir şekilde birbirine, destekleyici ve barışçıl bir toplum inşa etmeleri için yönlendirerek mutlu, kendine güvenen, başarılı ve güvenli insanlar olmaları için yetiştiren yeni bir tür eğitim sistemi oluşturmak olmalıdır.

Bir Çocuğu Lider Haline Getirmek

Yorum: Videolarınızdan biri, çocukların yıldızlara dönüşüp lider olmalarıyla ilgiliydi. Sahnede nasıl yükseldikleri ve şarkı söyleme ya da dans etme konusunda en iyisi haline geldiler. Bu klipte sevgiden, yakınlaşmaktan ve rekabetin gerçekte ne olması gerektiğinden bahsettiniz.

Sonra size gelen şu mektubu aldık: “Sağlıklı rekabet başarıya, liderliğe ve iyi sonuçlara götürür. Tembel olmak asla iyi bir şey değildir. Sevgi, yakınlık ve empati yanlış ideallerdir. Daha iyi olmak istiyorum, öyleyse olmalıyım; daha başarılı olmak istiyorum, öyleyse olacağım. Kazanmak, kendine ve hayata güven verir ve daha fazla başarıya götürür.

Eğer liderlik becerilerine sahip olmasaydı veya kazanan olma eğilimi olmasaydı, Bay Laitman’ın şu an olduğu gibi ortaya çıkacağından şüpheliyim. Numara yapmayı kesin! Yalnızca bir ot kendi kendine büyür. Bir hasat yetiştirmek ve yabani otları yenmek zorundayız. Yalnızca liderlik yoluyla, yalnızca kazanarak başarılı olabiliriz: Bu, en güçlü olanın hayatta kalmasıdır.”

Benim Cevabım: Söylediği şey doğru! Ama yabani otlar arasında bunların hepsi iyidir. Sonunda bir adam diğerlerine değil, kendisine galip gelmek zorunda kalır. İçsel benliğini ve dışarıdan onun aksine davranması gerektiğini görmesi gerekir. Bunu söylediğimde demek istediğim bu, insanlardan yabani ot olarak bahsetmiyorum.

Soru: Kimin en iyi sese sahip olduğu veya kimin en iyi dansçı olduğu konusunda çocuklar arasındaki rekabet durumu ne olacak?

Cevap: Sonuçta, bunda iyi bir şey yoktur. Hiçbir şey! Bir çocuğu daha iyi, daha yüksek ve daha güçlü olması; kazanması ve zaferden memnun kalması için eğitiyorsunuz. Ancak sonunda, kişiyi hayatta kazanan yapanın, bu olmadığını anlıyorsunuz.

Soru: Yani lider olmak için büyümüyorlar mı?

Cevap: Hayır. Sadece kişinin kendine karşı bireysel bir zaferi, işte kazanan olması gereken yer burasıdır.

Soru: Başka bir deyişle, modern dünya bu kavramlar üzerine kuruludur, bunu ret mi ediyorsunuz?

Cevap: Kesinlikle. Sanırım beni işiten, yazdıklarımı okuyan herkesin, modern dünyayı değiştirmek için, onu olduğu gibi kabul ettiğimi anladığını düşünüyorum.

Genç Yeteneklerin Trajedisi

Soru:  Erken çocukluktan itibaren, “En iyisi kim?” gibi sorular dikkatimizi çekmeye başlar. Yetişkin bir ünlünün, ne kadar zeki olduğunu, ne kadar iyi çaldığını veya ne kadar güzel konuştuğunu göstermesi gereken üç yaşındaki küçük bir çocukla konuştuğu birçok TV programı var. Çocuklar şarkı söylüyor ve perde arkasında duran anne babalar gözyaşlarına boğuluyor.

Rekabet etme ve kazanma felsefesine uyuyorlar, hayatı tam, canlı ve anlamlı hale getiriyorlar; bu genç yaşta başlıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Cevap: Buna şiddetle karşıyım. Sonuçta, hiçbir şey aramızdaki bağa yönelik doğru tutum dışında mutlu geleceğimizi garanti edemez. Keşke bu yarışmalar, birbirine yakınlaşmanın insanları nasıl yücelttiğini, daha iyi ve saf hale getirdiğini ve ne kadar mutluluk getirdiğini göstermek için yapılsaydı!

Ne söylerseniz söyleyin, Sovyetler Birliği’nde bazı iyi karakter oluşturma örnekleri vardı. İnsanlarda karşılıklı yardım, bağ ve destek geliştirmek iyidir. İnsanın egosuna, doğamıza tamamen zıt olsa da, bir çocuğu sürekli olarak yönlendirmemiz gereken yer burasıdır.

Hala çeteler, tecavüzcüler, katiller vb. olmasına rağmen, Rusya, nezaket, karşılıklı yardımlaşma, sevgi ve özveriliğin erdemlerini yaymada bu yönlerden tüm gezegenin önündeydi.

Yorum: Bununla birlikte, genç yaşta gruba liderlik eden Robertino Loretti gibi şarkı söyleyen bu genç yeteneklerin hayatlarının sadece Sovyetler Birliği’nde değil, tüm dünyada çok zor kaderleri olduğunu söylemeliyim.

Cevabım: Pekala, onlara çok şey vaat edildi! Geleceklerini hayal ettikleri şey! Onlar sadece çocuk, tüm bunların nasıl sona ereceğini ve sonrasında nasıl olacağını anlamıyorlar. Sesleri kaybolduğunda ve artık popüler olmadıklarında, dinleyici artık onlara bir tür idol olarak tapmaz, hepsi bu!

Yorum: Sadece birkaçının iyi bir kaderi var. Bu genç yeteneklerin geri kalanı bu yangında tüketilmektedir.

Cevabım: Aynen. Ve daha kötüsü, çocuğun egosunu güçlendirmeyi bitirirsiniz. Bu, onun yeteneğiyle hayatının ilerleyen dönemlerinde başarılı olup olamayacağıyla ilgili değildir. Sorun, eskiden başkalarından aldığı karşılığı artık almamasıdır.

O, her seferinde milyonlarca kez daha fazlasını alacağına inandığı noktaya kadar geldi. Aniden her şey azalmaya başlar ve zavallı çocuk nereye döneceğini veya ne yapacağını bilemez.

Yorum: Tüm bunları, çocuklarını büyük bir sevinçle bu sahnelere çıkaran ebeveynlere iletmeyi çok isterim.

Cevabım: Artık popüler olmadıklarında, yetenekleri gereken karşılığı almadığında, alkışsız bırakıldığında bu çocukların her birini bekleyen trajediyi bilmiyorsunuz.

Soru: Tüm bunlardan ne gibi sonuçlar çıkarabiliriz? Bu şovların farklı bir türle değiştirilmesi mi gerekir?

Cevap: Elbette. Onları başkalarına verme konusunda var olmaya dönüştürün. Kişi, herhangi bir olası geri dönüş olmadan kendisinden giderek daha fazlasını talep ederken, bizler yalnızca ihsan etme yoluyla daha yüksek koşullar bulabiliriz.

Yorum: Bu harika olurdu!

Cevabım: Bunu göstermek mümkündür. Bizler bunu daha fazla geliştirebiliriz. Onu yükseltebiliriz. Kişinin ondan çıkaracağı şey daha az önemlidir. En azından bu örnekler kalacaktır. Yoksa  kişi hiçbir şey bırakmayacaktı.

Soru: Öyleyse böyle bir sinematik illüzyonun devam etmesini destekliyor musunuz?

Cevap: Evet, tabii ki.

Yorum: Ama şimdi “realite televizyonu” var. Hayat ve gerçek hakkında!

Cevabım: Bu egoistik gerçektir. Hâlâ yalandır. Sınırlıdır. Trajedilere yol açar. Ama burada değil. Size gerçek gösterilir ve doğanızla bu gerçeği tam olarak uygulayamayacağınızı anlamaya başlıyorsınız. Gördüğünüz şey ideallerdir. Ve bu idealler gereklidir.

Yorum: Yani gerçeğin çirkin tarafının gösterilmesine, çöpü “realite TV” bayrağı altında dışarı atmaya karşı mısınız?

Cevabım: Hayır. Bu, asla kişiyi doğru yöne hedeflemez. Sonuçta, kişi egoisttir.  Aksine, onunla çocuklarımıza yaptığımız gibi oynamalıyız.

Soru: Böylece o kişi, bu idealist, güzel örneklerle oynayarak mı büyür?

Cevap: Evet. Bu tıpkı çocuklu bir oyun gibidir, tüm insanlığın içinden yetişkinler nasıl yapılır! Tüm insanlık çocuktur! Öyleyse neden onlarla kendi çocuklarınıza yaptığınız gibi davranmıyorsunuz?

Çocuklara Mutlu Olmayı Nasıl Öğretebiliriz?

Soru: Çocuklara mutlu olmayı nasıl öğretebiliriz? Ve onlara Kabala ile ilgili bir şeyler öğretmeye değer mi?

Cevap: Doğal olarak çocuklara mutlu olmayı öğretmek istiyoruz ve onlara öğretebiliriz. Bir çocuğa: “Zorba olma, başkalarına vurma, kibar ol, terbiyeli ol,” vb. şeyler deriz çünkü bu şekilde onun daha iyi koşulları garanti altına alındığını biliriz.

Çocuklarımızı, onlara bağ kurma yöntemini öğretebileceğimiz yaşa gelene kadar, bu şekilde eğitmeliyiz. Ve sonra kesinlikle iyi bir yaşam için garantileri olacaktır.

Başarılı Ebeveynlerin Sekiz İlkesi, 2. Bölüm

Yorum: Beşinci rol “filozof” dur. Ebeveynler, yaşam hakkında derin sorular sorarak ve onlara cevap vererek çocuklarının bir amaç bulmasına yardımcı olurlar. Bir ebeveynin böyle bir filozof olmasının doğru olduğunu düşünüyor musunuz?

Cevabım: Çocukta, çocuğu düşündüren ve bir şekilde cevap vermeye çalıştığı, bu tür soruları uyandırmak gereklidir.

Soru: Bir çocukta hangi soruları uyandırırdınız?

Cevap: Bu çocuğun yaşına ve karakterine bağlıdır. Kolay değildir.

Elbette, evrenin temeli hakkında, yaşam hakkında, bizi çevreleyen doğa hakkında sorular.

Soru: Bir çocuğa “Ne için doğdum? Hayatın anlamı nedir? ” gibi sorular sorabilir miyiz? Yoksa onun için çok mu erken ve bunu yapmamalı mıyız?

Cevap: Bilmiyorum. Bu çok dikkatli yapılmalıdır. Tavsiye etmek istemiyorum.

Prensip olarak, çocuklar, bu sorulara çocuklukta sahiptirler. Sonra unuturlar. “Ne için yaşıyorum, nereden geliyorum, ne içinim, neyim?” ve bunun gibi. Bu hala hormon öncesi bir gelişmedir. Sonra hormonlar devreye girmeye başlar ve her şey bununla biter.

Yorum: Altıncı rol “model” dir. Bu ebeveynler kendileri için önemli değerleri tanımlar ve bunları çocuklarına aşılar.

Cevabım: Ben bu konuda emin değilim. Annemle babamın değerleri beni bir müzisyen yapmaktı. Tabii ki korkunçtu. Bunu hiç anlamadım ve anlayamadım. Kendi kendime mekanik olarak çalışmaktan, günde beş altı saat notaları çalmaktan ve bunun gibi daha pek çok şeyden hoşlanmadım. Bu monotonluk beni öldürdü. Dayanamadım ve kurtulmak için elimden gelen her şeyi yaptım.

Soru: Genel olarak, ebeveynlerin kendileri için önemli değerleri belirlemesi ve çocuklarına aşılaması doğru mu?

Cevap: İşte böyle sonuçlanıyor! Yapabileceğiniz hiçbir şey yok.

Soru: Bu, ana şeyin ebeveynleri eğitmek olduğu anlamına mı gelir, böylece onlara doğru değerler aşılanır mı? Ve sonra çocuklar onları takip edecekler.

Cevap: Evet, bu doğru!

Soru: Sekizinci rol “GPS navigasyon sesi” dir. Bu tür ebeveynlerin sesi, evden ayrıldıktan sonra bile çocuğun kafasında duyulmaya devam eder. Bunun hakkında ne düşünüyorsun?

Cevap: Doğru. Bu kalır ve bu çok önemlidir. Yine de, bu sadece bir kılavuzdur. Bu nedenle, ebeveynlerin sahip oldukları ve çocuklarına aşılamak istedikleri değerleri kontrol etmesi gerekir.

Soru: Başka bir deyişle, bu “kılavuzu” kontrol etmemiz gerekiyor mu?

Cevap: Evet. Bu, bugün bir sorundur.

Soru: Bu değerler temelde tamamen egoist mi?

Cevap: Elbette. Ebeveynleri eğitmemiz gerekiyor. Tüm bu değerleri alın ve ebeveynlere aşılayın ve bununla kendilerini eğitmelerine izin verin.