Category Archives: Bilim

Dünya’nın Tek Şansı

Soru: Bizim çalışmalarımızın etkisi, bilim insanları ve araştırmacıların sağduyuları üzerinde ne zaman bir etkiye sahip olacak?

Cevap: Onların resmin bütününü görmelerine yardım etmemiz gerekir. Onlar da şimdiden integral bir dünyanın emareleri üzerine konuşmaktadırlar; ancak kişisel gözlemlerini tek bir sistem, tek bir metodoloji içinde bir araya getiremiyorlar.

Bir de bu konunun daha da derinine girmekten korkuyorlar çünkü integral bir dünya düşüncesi onları iktidarlarla yüzleştirmeye götürmektedir. Mevcut hükümetler kendi kendilerine zarar verdiklerini kavramada o kadar başarısızlar ki egoistçe ve bireysel bir şekilde davranmaktalar. Politikacılar bütünleyici bir sezgiden yoksunlar. Onların aksine bilim insanları doğayı gözlemleyip ne gördükleri hakkında konuşuyorlar. Onların sesine kimlerin kulak verdiği ise ayrı bir konu.

Bir başka sorun da şu: Çeşitli uzman ve bilim insanı tarafından söylenen harikulade sözler olmakla birlikte aramızdaki bağlantıdan ve birliğe ne kadar ihtiyaç olduğuyla ilgili söz ettikleri konu yok; uygulama konusunda isteksizler. Para ve ordu burada yardım edemez. Dünyadaki tüm insanlar “Evet, biz global bir köy olmak istiyoruz” diye haykırsa bile, bu ittifak halindeki iradelerin bildirilmesinden sonra ne olacak? Bir dünya savaşı haricinde hiçbir şey. Onları birbirine bağlayan bağı çok şiddetli biçimde hissettikten sonra bile bu bağı kesmek için bir dünya savaşı çıkaracaklar.

Bilim insanlarının bir çözümü yok; insanı nasıl değiştireceklerini bilmiyorlar. Bir ilacınız yoksa egoizmin ne kadar da zararlı olduğunu haykırsanız ne yazar? Geçmişte, doktorlar ölümcül hastalarına bu durumu söylemezlerdi. Hastalığın ilerlemesini yavaşlatma konusunda bile bir niyet yoktu ve bu nedenle kişi karanlıkta bırakılırdı ki daha az acı çeksin. Tora: “Kör bir adamın önüne engel koymayın” der. Bir insanla ilgilenemeyecek kadar acizseniz gerçeğin ifşasına ne gerek var?

Yani Kabala Bilgeliği olmaksızın, bizlerden karşılıklı davranış güvencesi mesajı çıkmaksızın, insanlığın herhangi bir şeyi düzeltmek için tek başına şansı yok! Ve şimdi problemimiz şu ki: İnsanlarla bağlantıyı nasıl sağlayabiliriz ve egoizmi düzeltmenin, dolayısıyla dünyayı düzeltmenin mümkün olduğunu onlara nasıl izah edebiliriz?

Biz insanın düzelmesi gerekliliği hakkında çok açık konuşuyoruz. Başka hiçbir şey yardımcı olamayacak. Birçokları tüm kötülüğün insanın doğası içinde var olduğunu anlamış durumda. Bununla birlikte ellerini havaya kaldırıyor: “İnsan egoistik bir varlıktır ve bunun hakkında yapılacak hiçbirşey yok” diyorlar. Eğer bizler egoizmin düzeltilmesi yöntemini insanlara sunmazsak, eğer bunun gerçekten de mümkün olunabilirliğini açıklamazsak, dünyanın hiçbir şansı yok. Bununla beraber, şimdiye dek yarı-gönüllü olarak çalışmış durumdayız.

Basitliğe Doğru

Soru: Günümüzde, bilim adamları hepimizin var olduklarını bile hiçbir zaman bilmediğimiz sayılamayacak kadar çok konuda aramızdaki mesaiyi arttıracak şekilde birbirimize bağlı olduğumuzu keşfediyorlar. Bir Kabalist bunu nasıl yorumlar? Gerçekten bu muazzam karışık hareketlerin sürekli olarak gözlerinin önünde gerçekleşmesi mümkün müdür?

Yanıt: Gerçekte, herşey çok basittir. Ve bizler daha da geliştikçe bu daha da basitleşir. İnsan basittir ve egoizm, ihsan etme arzusuna karıştığından birden çok hesaplar ortaya çıktığında Işık da basittir.

İnsan daha fazla geliştikçe, dünyanın resmini daha doğal olarak algılar. Alışkanlık, ikinci doğası haline gelir. Aynı şekilde ailenizi ve sevdiklerinizi görürsünüz: Hayatınız, doğanız haline gelir ve sevdiklerinizle olan ilişkilerinizde ya da tam olarak kim olduklarını bilmediğiniz kişilerde daha fazla çaba sarfetmezsiniz. Hepsini bilirsiniz ve tüm bağlantıları anlarsınız.

Şu anda size sanki bir problemmiş gibi gözüküyor çünkü bir çaba gerektiriyor. Fakat ihsan etme arzusu içinizde hükmettiğinde, problemler ortadan kaybolur. Manevi dünyayı tanımaya gelmek ve onun içinde yaşamaktan daha basit hiçbir şey yoktur.

“Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Tüm atomların ve dünyaların hareketini kontrol edebilmek için, herşeye nasıl dikkat edebilirim?

Herşey kendi sisteminizde, içinizde ifşa olacağından hiçbirşeyi kontrol etmenize gerek yoktur. Ve bu yüzden arka arkaya gelen her derece baskıdan ve ne olduğunu anlamanın gereksiniminden daha da bağımsız olacaktır. Her adımla, herşey sadece daha açık hale gelecektir.

31 Mart 2012’de yayımlandı.

Gerçek Nerede? – Doğada

Düşünce (Mikail P.Barbolin,PhD, Rus Eğitim Akademisi, Yetişkin Eğitimi Enstitüsü): “Ahlak bilim ve hayatın anlamı bugünün en tartışılan konuları haline geldiler. Ancak, genellikle birbirine bağlı olarak görülmüyorlar.

“Modern sosyal yaşamda insan ahlâkının gelişimi önemli bir rol oynuyor. Bu dürüst bir yaşama işaret ediyor, fakat kişinin ahlâksal nitelikleri ve içsel ahlâkıyla ilgili hiçbir şey söylemiyor. Şu açıktır ki, hayatın belirli kurallarının, sakıncalı olanın ihlâli söz konusudur, çünkü bir başkasına zarar verebilir.

“Fakat bildiğimiz gibi, iyi ve kötü kavramları görecelidir. Başkalarına, kendimize ve sadece insanlara değil, aynı zamanda doğaya ‘zarar vermemek’ için, takip edilmesi gereken sınır nedir? Bunu dengeleyen ve insan davranışını yönlendiren mekanizma nerededir? Bundan faydalanmak için ne yapmalıyız?”

Benim Yorumum: Öğretmenler, bu dünyadaki muhtemelen en tutucu insanlardır, subay, doktor, koruyucu ve anne arasında bir yerde dururlar. Uzun zamandır okullarımızın durumuyla ilgili mutsuzuz; her şeyden evvel eğer yetişkin eğitimine ihtiyaç varsa, bu demektir ki hayatları boyunca onlara “nasıl öğrenecekleri” öğretilmemiştir.

Fakat bu doğaldır, çünkü tüm plânlarımızda ve eylemlerimizde genel bir krize girdik. Bunun içinde yaşama ve hayatımızı kurma beceriksizliğimizi keşfettiğimizde, egoist arzuların gelişiminin sonunun, neticesi gibi olacaktır.

Öyleyse, hayata karşı ihsan etmeye dayanan yeni bir tavır seçtiğimizde, tüm eğitim sistemini yeniden yapılandırmak zorundayız. Bu hali hazırda bozulmuş olduğundan, sadece alışılmış değil fakat zararlı olan davranışları da, net bir zihniyetle temizlemeli ve doğayla benzer olmaya dayanan, dolayısıyla gerçek ve daimi olacak yeni bir eğitim sistemi yaratmalıyız.

Yayınlanma 14 Jan 2012

Manastıra Kapanmaya Gerek Yok

Soru: İş ve ailemizi de içeren maddesel hayatımız hakkında endişe etmememiz nasıl mümkün olabilir? Mecburi ihtiyaçlarımız, buna gruptan daha çok dikkat sarfetmemiz şeklinde bizi yönlendiriyorsa ne yapmamız gerekiyor? Tüm dikkatimizi sadece özgür seçim konusunda nasıl odaklayabiliriz?

Cevap: Kişinin evlenmesinin, çalışmasının ve tam bir vatandaş olmasının gerektiği bir dünyada yaşıyoruz. Dışsal şartları, gitmemiz gereken süreçten ayrılmış olarak, kanuni olarak algılıyoruz ,çünkü bu dünya tam olarak bu şekilde kazaran yaratılmadı.Herşey manevi dünyadan aşağıya indi ve bizleri mecburen çevreliyorlar

İnsanlığın bir bütün olarak ve kişilerin bireysel olarak geçirmekte olduğu tüm bükülmeler ve dönüşler, hangi şekilde ifade edildiklerinden önemsiz tam olarak bu şekilde yer almak zorundalar. Kazalar yoktur. Bu yüzdendir ki kişi normal bir hayat yaşamalıdır ve içinde yaşadığı toplumda ortak kabul görmüş tüm ihtiyaçların çaresine bakmalıdır.

“Ortak kabul görmüş” ne demektir? Kişi hayati gereklilik taşıyan şeyleri gözetmeli ve kendisi için normal bir mevcudiyet sağlamalıdır. Bir ailesi, evi, çocukları, emekli aylığı olmalı, tatile gitmelidir ve bu şekilde.

Sabah saatlerini uykudan ve dinlenmeden çalmış olsak da bizlere Kabala çalışmak için ayrılmıştır. Ek olarak, bir ya da bir buçuk saati uykuya gitmeden önce kişi bunu yapmaya fırsatı olduğu sürece Kabala’ya ayırmalıyız,

İşte bu dünyamızın nasıl inşa edildiğidir. Doğal olarak erkek ev işlerinde kadından daha az zaman geçirir ve bu yüzdendir ki bu zamanı Kabala çalışarak geçirmelidir. Bu aynı zamanda geçmişteki Kabalistlerin de yaptığıydı. Rabaş yollar döşeyerek ya da inşaat işleri yaparak basit bir işçi olarak çalışmıştır, buna rağmen çalışmak için herkesten 2 ya da 3 saat önce kalkardı. İşten sonra akşamüstü, herkes dinlenirken aynı zamanda oturur ve çalışırdı. Bu yüzden, tüm materyal endişelerimizi önümüzde bırakmamalıyız. Bu sadece herşeye uygun anlamı vermemiz gerektiğidir.

Bazı kişiler bu hayatı küçümseyerek, ”Artık değer verdiğim tek şey ruhumdur” düşüncesi ile küçük melekler gibi yukarılara yükselmek istiyorlar, Bu doğru olmayan bir yaklaşımdır, çünkü “ruh” , zevk için, komşunuza verme niyeti ile düzeltilmiş olan arzunuzdur.Ancak bu ana kadar ruhunuz yoktur.Bu çok açık bir şekilde anlaşılmalıdır.

Önce bozulmuş egoistik arzunun farkına var ve en azından onun bir parçasını düzeltmeye çalış. Sonrasında, ruhu edineceksiniz. Bu sadece çevrenin yardımı ile yapılabilinir, aynı zamanda normal, ortak olarak kabul görmüş tüm endişeleri olan normal bir hayatın katılımıyla.

Kabala bilimi dünyanın düzeltilmesinden bahseder, tüm insanların düzeltilmesinden, çünkü her insana ve hayatlarına ve insan toplumuna tek kelime ile herşeye, bir bütün olarak çok gerçekci bir tutumu vardır.Kabala bu dünyayı manevi dünyanın bir sonucu olarak görür. Tam olarak düzeltmeyi geçirmek zorunda olduğumuz koşulları burada buluruz.

Kendimizi diğer bazı metodlarda yapıldığı yöntemler gibi hayattan zerre kadar uzaklaştırmayız. Dünyayı terk etmek, bir manastıra, hücreye kapanmak ya da çok uzak bir dağda lotus pozisyonunda oturmak bunların hiçbiri bizim metodumuz ile uyum içinde değildir çünkü kişi normal insan hayatına bağlanmalıdır.

Devasa Bir Yeraltı Parçacık Hızlandırıcısı Endişelenmek için bir Sebep mi?

Haberlerden Makale (1tv.ru’dan çevri): “Son zamanlarda kitlesel iletişim araçlarında gezegenimizin bir felaket ile karşı karşıya olduğunu iddia eden pek çok yayın var. Paniğin ortaya çıkış sebebi devasa bir parçacık hızlandırıcısının fırlatılacağının duyurulması ile oldu. Bilim insanları bu yoruma atıfta bulunarak ki bu yer altında yüz metre derinde bulunuyor, insan düşüncesinin en büyük başarısı olduğunu belirtiyor. Onların dediğine göre bu hızlandırıcı evrenin pek çok sırrını ortaya çıkarmamızda bize yardım edecekmiş. Ancak bu eşsiz deneyin aynı zamanda bir çok karşıtı bulunuyor ki bu kişiler madde ve madde karşıtının sırları içindeki ölçüsüz araştırma insanlık için küresel bir tehlike gerektirdiğine inanıyor.”

Cevabım: Bizim bütün davranışlarımız, daha önce ve sonra gelenlerde de olduğu gibi, baştan beri Yaratan’ın planın içeriğinde yer almaktadır. Onlar oradan su yüzüne çıkar, bizde ise düşünceler olarak belli olurlar ve form değiştirerek davranış olurlar, ki biz Yaratan’ın programına göre bunları da taşırız. Hepimiz her zaman O’nun içindeyiz! Arzular ve düşünceler bize yukarıdan alçalır, ama biz onların bizim olduğunu düşünürüz çünkü onların Kaynağı bizden gizlenmiştir. “Bizim” arzularımız ve düşüncelerimiz yukarıdan, Yaratan’dan bize alçalır, hatta biz onları arzulamadan veya düşünmeden önce bile ve işte bu bizim yaptığımız şeyleri arzulamamıza ve düşünmemize sebep olur.

İnsan olan şeyler hakkında sınırlı bir algıya sahiptir ve bu sebepten dolayı kendi arzularını ve düşüncelerini ürettiğini düşünür ve bununla bu dünyada fiziksel davranışları ile birşeyleri değiştirebilir. Ama gerçekte, bu sadece yukarıdan yapılabilir, Yaratan, Işık, Ohr Makif (Saran Işık) yardımı ile. Bu nedenle, bilim insanları kuklalar gibi oldukları için ve onların davranışları Yaratan tarafından dikte edildiğinden beri, ben sakinleşmeyi öneririm.