Category Archives: Baal HaSulam

Yaradan’ın Kapısını Bizim İçin Açan İki Ruh

Baal HaSulam ve Rabaş’ın yüceliğini abartmak zordur, çünkü onlar bize yardım eden ve bizi bu dünyadan, en alt seviyeden, üst dünyanın manevi seviyesine yükseltmek için ellerinden geleni yapan insanlardır. Onların dışında, bizim ölüm seviyesinden hayat seviyesine çıkmamızı, neden yaşadığımızı ve ne sayesinde var olduğumuzu anlamamızı umursayacak başka kimse yoktur.

Onlar bize Yaradan’ı tanıtırlar ve O’nun kapısını nasıl açacağımızı, O’na nasıl yaklaşacağımızı öğretirler. Bu nedenle, Rabaş ve Baal HaSulam sadece iki insan değil, bizimle ilgilenen ve bu nedenle bize diğer tüm yaratılmış varlıklardan daha yakın olan iki üst, özel manevi güçtür.

Rabaş’ın, kutsal babası Baal HaSulam onuruna yazdığı satırları okuyarak, tüm kalbimiz ve ruhumuzla onlarla bağ kurmaya çalışacağız ve bu özel ruhlarla bağın bize bahşedildiğini anlayacağız.

Kabalistler, Adam HaRişon’un ortak ruhunda bulunan ve zaten ıslah edilmiş olan bağ sistemidir. Kendini ıslah eden kişi bu sisteme katılır ve tüm Kabalistlerle birlikte, diğer tüm ruhları yükselten bir ağ kurar: onları alır ve Yaradan’a giderek daha fazla yakınlaşmalarına yardımcı olur.

Kabalistlerin bize makalelerini bırakmış olmaları gerçeğinin yanı sıra, hala hepsi aramızdalar ve çalışmalarımıza katılırlar. Kabalistlerin ne bu dünyada ne de gelecek dünyada dinlenmedikleri söylenir çünkü onlar, bize ıslahın sonuna kadar yardım ederler. Sonuçta, bütün ruhlar birbirine bağlanmıştır, hepsi birbirine bağlıdır ve birbirlerine yardım ederler. Kendileriyle kimin, nasıl ilgilendiğini anlamayan bebekler gibi, biz de hissetmesek bile yine de bu böyle olur.

 

Baal HaSulam’ın İfşaları Sayesinde

Bugün dünyada kaç kişi gerçek bir korku ve çaresizlik duygusu içinde? Çektikleri acıya bir gerekçe bulamıyorlar, ne yapacaklarını, yarın ya da birkaç ay sonra kendilerini nasıl besleyebileceklerini bilmiyorlar. Bazıları, milyarlarının hali ne olacak diye endişelenirken, diğerleri ise son kuruşları bittiğinde nasıl hayatta kalabileceklerini bilemiyorlar.

Herkes kendi hayatında kendince acı çekiyor ama kimse var olmaya nasıl devam edebileceğini anlamıyor. Ve bizler, birdenbire yukarıdan öyle bir hediye aldık ki, bu dünyaya küçük ve mutsuz, bitap düşmüş hayvanlar olarak değil, insan bakış açısıyla bakabiliriz. Ve tüm bunlar, Baal HaSulam’ın ruhu aracılığıyla bizlere ulaşan ifşaları sayesinde oldu ve Rabaş, bizimle Baal HaSulam arasında bir geçiş adaptörüydü.

Baal HaSulam, son ıslahına ulaşmış olan mükemmel ruhu aracılığıyla, sonsuzluk dünyasından bize gelen ışığın kanalıydı. Ama kendini bizim seviyemize alçaltmak istedi çünkü aksi halde insanlarla bağ kuramazdı. Ve ancak birçok derece alçaldıktan sonra, On Sefirot Çalışması’nı ve Zohar Kitabı’na Giriş’i yazabildi. Daha önceden sahip olduğu dereceyi, olabilecek en yüksek seviyeyi, kelimelerle hiçbir şey söylenemeyecek yerden geldiği için idrak edemeyiz.

Bunun anlamı, o, ışığın arzularla örtülmediği Atzilut dünyasının GAR derecesi ve yukarısında olduğuydu. Oradan, insana hitap edemedi ve duyulamadı ve bu nedenle kendini alçaltmak istedi. Ve aslında Yaradan’ın kendisinden beklediği görevi, bilinçli şekilde isteyeceğini ve yerine getireceğini bilerek, tamamlamış oldu.

Ve bizler Rabaş, Baal HaSulam ve insanlık arasındaki bir orta seviyedeyiz. Bir taraftan, Baal HaSulam’ın ne dediğini anlamak için yükselmemiz gerekiyor. Öte yandan, insanlara inip bizden neye ihtiyaçları olduğunu ve mesajımızı hangi biçimde kabul edebileceklerini anlamamız gerekiyor. Bu iki kutba, yukarıya ve aşağıya ulaşabilmemiz gerekiyor.

Baal HaSulam ve Rabaş bizlere üst seviyelerden konuştular. Ve bizler, dünyaya dokunabilmek ve onu uyandırabilmek ve sonra tüm insanlıkla birlikte, Mahsom aracılığıyla yükselip, üst Malhut’a bağlanabilmek için, en altta, Parsa’nın altındayız. Bu bizim görevimizdir.

Kabala’nın Dili Kişiyi Nasıl Etkiler?

Soru: Baal HaSulam, her aşamayı düzinelerce sayfada ayrıntılı olarak açıkladığı “Kabala Bilgeliğine Önsöz” makalesini yazdı. Bu, tüm Kabala’nın temelidir.

Kabala dili, doğanın kendisinden ortaya çıkmıştır. İlk kez büyük Kabalist Ari tarafından edinildi. Bunun nedeni, kendisinden önce hiç kimsenin “kısıtlama, sarma, ayrılma”, “form eşitliği” gibi kavramlarla hareket etmemiş olması mı?

Cevap: Evet, Ari, Kabala ilminin temelini oluşturan tüm bu evreleri, nitelikleri ve yayılmaları açığa çıkardı ve ilk kez o bunları açıkladı.

Esas olarak, onlar Zohar Kitabı’nın yazarı Raşbi tarafından da biliniyorlardı. Ancak Raşbi bunu Ari’nin yaptığı gibi tarif edemedi. Daha az bildiği için değil. Tüm bunların açıklanamayacağı bir zamanda yaşadı. Açıklama vasıtalarını henüz almamıştı. Bu Kabalistler arasında neredeyse 1500 yıl vardı.

Yorum: Anladığım kadarıyla en özel şey, insanlar tam olarak anlamadıkları bu tanımları okuduklarında dahi bu onları zaten etkiliyor.

Cevabım: Evet. Bu çok önemli. İnsan hiçbir şey yapmasa da, sadece dinlese bile onda bazı değişiklikler olur çünkü biz, köklerimizle ilgili şeylerden bahsediyoruz.

Zohar – Mitler ve Efsaneler

Soru: Zohar Kitabı etrafında pek çok hikâye var. Onlardan hangisi güvenilirdir?

Cevap: Bu bilinmiyor. Bu Kitap uzun bir süre gizli kaldığı için, gerçek Kabalistlerin – Ari ve Baal HaSulam’ın, söyledikleri dışında hiçbir varsayıma inanmıyorum.

Rabbi Şimon, Meron Dağı’na gömüldü. Olan şey bu. Tek bir şey biliyorum: Rabaş, Rabbi Şimon’un mezarına gitti ve ben ondan, kaynağa bağlı kalarak ne kadar yükseldiğini hissettim.

Asla başka bir yere gitmedi: Ağlama Duvarı’na ya da Rambam, Ramchal veya Rabbi Akiva’nın mezarlarına gitmedi; sadece Rabbi Şimon. Onun için bu sadece yaslanmaktı.

Soru: Rabbi Şimon, Rabbi Akiva’nın öğrencisiydi. Kaç yaşında onunla çalışmaya başladı?

Cevap: O zamanlar çok küçük yaşta başlarlardı. Prensip olarak hayatı boyunca çalıştı ama kaç yaşında başladığını bilmiyorum. Kural olarak, çocuklar üç yaşından itibaren Tora’yı ciddi bir şekilde çalışmaya başlarlardı. On Sefirot Çalışması’na Giriş‘te ve kutsal yazılarda yazılan budur, bir adam oğluna üç yaşından itibaren ihsan etme niteliklerini öğretmekle yükümlüdür.

Yorum: Rabbi Şimon’un nasıl Rabbi Akiva’nın öğrencisi olduğuna dair iki versiyon duydum. Birincisi, henüz erken çocukluk döneminde olağanüstü yeteneklere sahip olmasıydı. İkincisi, evliyken okumaya geldi ve Rabbi Akiva onu kabul etmek istemedi. Sonra Rabbi Şimon, iddiaya göre onu Tora çalışmalarını Romalılara anlatacağı konusunda tehdit etmeye başladı ve daha sonra onu kabul etti.

Cevabım: Şahsen ben bunu okumadım ve okumak da istemem. Benim için ne fark eder? Biz, bir kişinin içsel ediniminden bahsediyoruz.

Bu dünyaya hayvan kabukları içinde bakmıyorum. Onların içlerinde ne olduğunun ne önemi var?! Ben bu dünyaya sadece onu yöneten ve her şeyi belirleyen güçlerin bakış açısından bakıyorum. Hiçbir anlamı olmayan ve kendi başına var olmayan bir şeye neden bakayım?

Yorum: Ancak bu hikâyeler Kabala öğrencilerine Meron Dağı’nda tura çıkarıldıklarında anlatılıyor.

Cevabım: İnsanları daha fazla içsel bir çalışmaya çekmek için böyle söyleniyor. Ne yapabilirsiniz? Bir kişi yavaş yavaş edinime çekilmelidir. Yeni başlayanlara kuantum fiziğini öğretmeye başlayın ve onlara zamanın, mesafenin, hareketin olmadığını, her şeyin sonsuzluk, sınırsızlık olduğunu söyleyin. Onlara kuantum dünyasını açıklamaya çalışın. Dünyada kaç kişi bunu anlar? Ve maneviyat bundan daha da yüksektir.

Yaratılan Varlıklar Uğruna

Soru: On Sefirot Çalışması‘nda Baal HaSulam, Yaradan’ın tekilliğinin mucizevi niteliği hakkında yazıyor. Nasıl bir tekillikten bahsediyoruz?

Cevap: Gerçek şu ki, Yaradan tüm eylemlerinde kesinlikle iyidir. O, sadece verir ve ihsan eder; O, her şeyi yalnızca yaratılışın mutlak yararı için düşünür ve yapmaya niyet eder.

Kendisi hakkında bir düşüncesi yoktur, sadece yarattığı varlıkları düşünür. Kendisi için hiçbir arzusu yoktur ve bu nedenle olumsuz eylemlerin kaynağı olamaz. Sonuçta, O’nun yaptığı her şey sadece yaratılanlar içindir.

Soru: Bu bizim de kendimizi hiç düşünmediğimiz bir duruma gelmemiz gerektiği anlamına mı geliyor?

Cevap: Evet, ıslahımızın bir sonucu olarak aynı duruma gelmemiz gerekecek. “Mucizevi nitelik”, kendimi düşünmek değil, başkalarını düşünmektir.

Baal HaSulam—Takip Ettiğimiz Öğretmen

Bugün özel bir gün—öğretmenimiz Baal HaSulam’ın bu dünyadan ayrılışının yıl dönümü. Bu bizi, içinde yaşadığımız son nesil için Kabala bilgeliğinin kapılarını açan Yaradan’a bağlayan ruhtur.

Onun öğretileri olmadan, halihazırda aldığımız ve gelecekte alacağımız şeyleri alamazdık. Bilgi, tüm yaklaşım ve metodoloji, kazanım dereceleri – bunların hepsi bizim için Baal HaSulam tarafından hazırlanmıştır. Elbette her şey bize Yaradan’dan ve bu büyük ruh aracılığıyla gelir.

Kabala (alma) biliminin böyle bir isme sahip olmasının nedenlerinden biri de nesilden nesile aktarılıyor olmasıdır. Her öğrencinin bir öğretmeni olmalıdır.

Sadece istisnai bireyler, yukarıdan gelen özel bir yardımla, Yaradan’ın kendilerine ifşasına doğrudan ulaşabilirler. Bu nedenle, maneviyatı edinmiş bilgelerle, büyük Kabalistlerle her zaman bağlantıda olmalıyız ve böylece nesilden nesile ilerlemeliyiz.

Her şey, kişinin öğretmeni ne kadar takip edebileceğine bağlıdır. Bunda herkesin kendine göre zorlukları vardır ve bu doğaldır çünkü dereceler yukarıdan aşağıya böyle düzenlenir. Aşağıdakilerin egoizmlerini yenmeleri ve üstle bağlantı kurmaları zordur.

Dünyamızda, hayvansal seviyede böyle bir sorun yoktur çünkü doğa çocuğu yetişkinlere bağımlı olmaya zorlar. Ama Kabala bilimini çalışmanın gerekli olduğu insani seviyede, artık böyle yapmak kolay değildir. Ondan bir şeyler öğrenmek için eğilmemiz ve öğretmenin büyüklüğünü maksimuma çıkarmamız gerekiyor.

Elbette bu öğretmeni onurlandırmak için değil, sadece öğrencinin yararınadır. Öğrenci kendini öğretmenden daha küçük hissediyorsa kendini daha fazla alçaltabilecek ve öğretmenden alabilecektir. Bu dünyanın bilimlerinde, bu gereklilik o kadar katı değildir çünkü öğrenci öğretmeni eleştirmeli ve onu kontrol etmelidir.

Ancak Kabala biliminde kişi Yaradan’ın önünde eğilmezse hiçbir şey edinemez.  Ve bu nedenle, tüm kuşakların öğretmenlerinden gelen kaynaklara göre kendisine öğreten öğretmenden aldıklarına boyun eğdiği ölçüde, kişi başarı elde eder. Sadece bu form içinde küçük olan büyük olandan alabilir.

Bu nedenle, Baal HaSulam’ın ne kadar olağanüstü ve büyük bir insan olduğunu anlamamız gerekiyor. Onun tüm eserlerini, tüm mirasını hiçbir eleştiri olmadan kabul etmek zorundayız ve o zaman ruhuyla bağ kurmaya başlayacağımızı ve onun aracılığıyla Yaradan’dan üst gücü alacağımızı umabiliriz.

Büyük Kabalistlerle Bağlantı

İnsan gelişiminin tarihi boyunca, aynı ruhlar dünyamıza iner ve Kabala metodolojisini yayar. Büyük Kabalist Baal HaSulam’ın ruhu, kendisinin de söylediği gibi, Ari’nin ruhunun bir sonucuydu. Ve Ari’nin ruhu, Raşbi’nin ruhunun bir sonucuydu.

Baal HaSulam’ın takipçileri onun öğrencileriydi ve özellikle en büyük oğlu Baruh Aşlag (Rabaş) ve Rabaş’ın bir öğrencisi olarak ben, bu çalışmayı sürdürüyoruz.

Soru: Öğretmeniniz Baal HaSulam’ı hissediyor musunuz?

Cevap: Baal HaSulam’ı bir dereceye kadar, ama öğretmenim Rabaş’a kendimi çok yakın hissediyorum; onunla bağlantı halindeyim.

Kokusunu, sesini, alışkanlıklarını, onunla saatlerce ve yıllarca süren iletişimi hatırlıyor olsam da fiziksel bir duyudan bahsetmiyorum. Ki bunlar da geride kalan, birlikte iletildiği ve Rabaş’la beraber olma ve onun iç dünyasını hissetme arzusuyla güçlendirildiği için çok canlı duyulardır. Manevi seviyede bu tür sürekli bağlantı bazen tamamen dünyevi anıları da kışkırtır.

Milyonlarca dünyevi anıyı koruyabilirim ama onlara ihtiyacım yok. Rabaş ile daha içsel bir bağlantım var, bu yüzden dünyevi duyguların ve anıların bir anlamı yok. Bu onun sözlerini veya görünümünü özlediğim anlamına gelmiyor çünkü aramızda akan içsel bilgiler var.

Ve bunu Baal HaSulam ile ilgili olarak söylemem. Bir duyum var; onunla ilgili içsel seviyede bir anlayış var. Ama bu daha çok ruhu anlamakla ilgilidir, onunla birleşmekle değil; bağlantı, duygulardan çok zihin düzeyindedir. Ve öğretmenim (Rabaş) ile bu, daha çok duygu düzeyindedir.

Kabala Bilgeliğini Yaymanın Zorlu Yolu

Yorum: Baal HaSulam, geniş kamusal faaliyetlerde bulunarak, genel olarak tanınan Kabalist çerçevesinin ötesine geçti. Ünlü kişilerle bir araya geldi ve daha önce hiçbir Kabalistin yazmadığı makaleler yazdı.

Cevabım: Baal HaSulam, Kabala bilgeliğini mümkün olan her şekilde tanıtmaya, dağıtmaya ve yaymaya çalıştı. Diğer birçok Kabalistle, bilim insanı, devlet adamı ve sıradan insanlarla bir araya geldi. Polonyalı işçilerin coşkusunu bir şekilde kullanmak ve onlara dünyamıza neler getirebileceklerini ve Kabala bilgeliğinin yardımıyla hayatlarını nasıl değiştirebileceklerini anlatmak için 1 Mayıs gösterileri sırasında Polonya’ya gitti. Genel olarak konuşursak, Kabala bilgeliğini yaymak için elinden gelen her şeyi yaptı.

Rabaş çok daha mütevazı ve daha düşük bir seviyedeydi. Zaten büyük bir direniş gücünün olduğu bir zamanda yaşadı ve bu nedenle, açıkça söylemek gerekirse, pek çılgınca davranmadı. Onun yanında büyüdüm ve eylemlerinin ne kadar sınırlı olduğunu gördüm.

O vefat ettiğinde, onun mirasını sürdürdüm ve karşılaşabileceğim herhangi bir muhalefete aldırmadan Kabala bilgeliği fikrini her dilde ve dünyanın her yerinde, internette ve mümkün olan her yerde yaymayı kendime hedef koydum. Bütün dünya beni lanetlese bile, bunu yine de yapacağım. Nitekim, dünyanın direnişine rağmen, ben hâlâ buradayım.

Yorum: Ama öte yandan Rabaş yine de babası gibi büyük bir devrimciydi. Tamamen dindar olmayan kırk öğrenciyi kabul etti.

Cevabım: Evet, yine de nazikçe yaptı, çok sert değildi. Bu, ileriye doğru büyük bir adımdı.

Büyük Kabalistler Grubunun Sonuncusu

Yorum: Derslerde ağırlıklı olarak Baal HaSulam ve en büyük oğlu Rabaş’ın yazılarını inceliyoruz. Görünüşe göre tüm büyük Kabalistler zincirini daralttık.

Cevabım: Geri kalan Kabalistlerin yazıları her ikisinde de yoğunlaşmıştır. Bu nedenle Baal HaSulam ve Rabaş’ın yazılarını inceleyerek hiçbir şeyi kaçırmıyoruz. Birincisi, onlar bize en son ve en yakın olanlardır. İkincisi, onlar gerçekten yirminci yüzyılın modern Kabalistleridir.

Üçüncüsü, birçok nesiller boyunca önceki tüm Kabalistler bir şekilde Baal HaSulam ve Rabaş’ın yazılarında toplanmış ve yoğunlaşmıştır ve bu nedenle hiçbir şey kaybetmiş değiliz.

Baal HaSulam ve Rabaş, yazılarında Zohar Kitabı, Sefer Yetsirah ve benzeri gibi daha eski Kabalistik kaynaklara güvendiler. Kendi yazdıkları yazılar da var. Onları okumak ve çalışmak bizim için daha kolaydır.

Prensip olarak, bundan daha fazlasına ihtiyacımız yok. Ayrıca, onların yazılarının çerçevesini aşmadan, Kabala bilgeliğini tam olarak edinebilir ve onu ıslahımız için gerekli bir şekilde uygulayabiliriz.

Soru: Baal HaSulam ve Rabaş güneş ışınlarını yoğunlaştıran bir mercek gibi mi?

Cevap: Evet, Baal HaSulam kendisinden önceki her şeyi bizim için topladı. Zohar Kitabı’nı ve Ari’nin yazılarını açıkladı. Dünyayı daha yüksek bir davranış sistemi aracılığıyla yönetme bilgeliği olan Kabala ilminde, onun açıklığa kavuşturmadığı önemli bir konu yoktu.

Baal HaSulam her şeyi açıkladı, bilgeliği bize yaklaştırdı ve bizim anladığımız bir dilde ifade etti. Onun yazılarını çalışmazsak, gerçekten dünyadaki hiçbir şeyi, onun davranışını ve amacını anlayamayacağız.

Baal HaSulam – Devrimci Bir Bilim İnsanı

Yorum: Baal HaSulam, Kabala bilgeliğinde dramatik bir değişiklik gerçekleştiren bir devrimciydi. Bazıları tarafından şiddetle nefret edildi ve diğerleri tarafından şiddetle sevildi ve ona karşı ortalama bir tavır yoktu.

Cevabım: Evet, bu doğru. Onu anlayanlar onu seviyordu, anlamayanlar da doğal olarak ondan çok nefret ediyordu. Ölümünden sonra mezarına gelip,  üzerine basan insanlar bile vardı.

Soru: Baal HaSulam’ın devrimci olduğunu düşünüyor musunuz?

Cevap: Baal HaSulam’ın metinlerini ilk okumaya başladığımda onlar benim gözlerimi açtı. Bundan önce Ramhal, Ramak, Vilna’lı Gaon ve popüler olan diğer ciddi Kabalistlerin yazıları da dahil olmak üzere çok şey okudum. Gerçekten harika Kabalistlerdi, ama onlardan hiçbir şey aldığımı hissetmedim.

Onların akışına girmedim ve dillerini anlamadım. Bana hiçbir şey söylemediler, görünüşe göre dinleyip kitap okumama rağmen,  beni zenginleştirmesi gereken aynı ifade sistemi değildi.

Ancak Baal HaSulam’ı keşfettiğimde, metni ifade etme şeklinden, sisteminden, ifşasından ve okuyucuyu “Buraya bak, oraya bak, şimdi farkı görüyorsun, şu ya da bu şekilde” diye ona anlatarak nasıl yönlendirdiğinden çok etkilendim ancak her şeyi anladığımı söyleyemem. Bu, sizinle çalışan ve size rehberlik eden, sizinle oynayan ve sorularınızı cevaplayan bir öğretmenin hissiyatıydı.

Baal HaSulam’ın yazıları esas olarak sorular ve cevaplara dayanmaktadır. Yazılarında önce sorular sorar, sonra cevaplar. Bu, metodik olarak yapılacak doğru şeydir.

Soru: Mistik veya duygusal değil, aslında bilimsel bir sunum arıyordunuz.

Cevap: Evet, tabii ki sadece bilimsel. Diğer her şey yanlıştı ve benim için doğru değildi ve buna ihtiyacım olmadığını ve tamamen önemsiz olduğunu düşündüm.

Soru: Baal HaSulam’ın modern dili bilimsel olarak nasıl ifade edilir?

Cevap: En azından, söyleyeceği şeyler için “Bu yazıda bunları ve şu soruları irdelemek istiyorum” derdi ve ardından yaklaşık 20 soru sıralardı. Sonra bir soruyu adım adım açıklığa kavuşturur ve net ve doğru bir sonuca varırdı ve sonra her şeyi  “Özetlemek gerekirse, sahip olduğumuz şudur ve şudur.” Diye özetlerdi.

Bir üniversite mezunu ve yeni başlayan bir araştırmacı olarak, bu yaklaşım kesinlikle bana en yakın ve en iyi anlaşılan yaklaşımdı. Onun ciddi bir kişi olduğunu ve sadece bir şeye inanan ve kafamı karıştırarak görüşlerini bana empoze etmek isteyen dindar bir kişi olmadığını anladım. Bir metodolog olarak Baal HaSulam, tam olarak mantıksal bir zincir ve bilimsel bir yaklaşım inşa eder.