“Tanrı Fiziksel Mi, Metafiziksel Mi, Soyut Mu, Kavramsal Mı, Maddi Mi, Yoksa Manevi Mi?” (Quora)

Kabala bilgeliğinde, Tanrı’yı pratik bir şekilde, bizimle olan ilişkisinin ve buna nasıl ulaştığımızla ilgili olarak inceleriz: bizi yaratan, içimizdeki ve etrafımızdaki evreni yöneten ve destekleyen ve önceden belirlenmiş olan bir amaca doğru yönlendiren bir üst güç olarak.

Onlarla olan özel ilişkilerimiz nedeniyle, ebeveynlerimizi nasıl “anne ve baba” olarak adlandırdığımız gibi, üst güçle bağ kurduğumuz zaman, bu gücün bize yönelik sahip olduğu belirli bir ilişki türü ediniriz, ancak bu gücün sahip olabileceği diğer olası nitelikler veya ilişkiler hakkında hiçbir şey söyleyemeyiz. Bu nedenle Kabala’da Tanrı’nın özü veya “benliği” ile ilgilenmediğimizi söyleriz çünkü bu koşulda bizim hiçbir edinimimiz yoktur.

Bu nedenle, kendimizin ve bizi çevreleyen gerçekliğin pratik ve deneysel bir araştırması olan Kabala metodunu kullanarak, Tanrı’yı, bizi yaratan ve sürdüren ve gelişmemize rehberlik eden bir üst güç olarak, açıkça algılayıp hissedene kadar, kendi üzerimizde çeşitli değişikliklere uğrarız: Yaradan ile dengeye – ya da  Kabalistik dilde Yaradan’la “bütünleşme”ye (İbranice “Dvekut”), geliriz. Biz “Yaradan” deriz çünkü İbranice’de “Yaradan” (“Boreh“) kelimesi “gel” (“Bo“) ve “gör” (“Reh“) olmak üzere iki kelimenin birleşimidir yani Yaradan hakkında sadece Kabala metodunu kullanarak kendimizde oluşan edinimler vasıtası ile konuşabiliriz. 

Bu nedenle, sadece bizim gerçeklik algımıza ve duyumumuza giren bir şeyi analiz edebileceğimiz, hissedebileceğimiz ve ölçebileceğimiz için; üst güç (Yaradan, Tanrı) yalnızca onu edinen kişi ile ilişkisinde karakterize edilebiliriz. Kabala dilinde böyle bir edinim, Kli‘nin (kap) kendisini dolduran ışığa (Yaradan’ın niteliği) tepkisi olarak ifade edilirken, içindeki ışık ve ışığın kendisi edinilemez.

Bu nedenle, benliğimizdeki belirli değişiklikler vasıtasıyla bu Kli’yi geliştirerek, ona olan tepkilerimizi ölçeriz ve onun niteliklerine göre değil, kendi tepkilerimize ve algılarımıza göre tanımlamalar verebiliriz. Kabala’yı en iyi tanımlayan kelimenin  “bilim” olmasının nedeni budur, zamana göre test edilmiş Kabala metodolojisini kendimize uygulayarak, geçmiş Kabalistlerin hakkında yazdığı, ölçebileceğimiz, tekrarlayabileceğimiz ve yeniden üretebileceğimiz sonuçlara ulaşırız. Bu bilimin bilgisi, yalnızca ampirik olarak doğrulanmış olanı içerir.

         

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed