Ruhların Arasındaki Bağ Sisteminin İçinde

Bir insanın hayatında, ona hayatın kendisinde her şeyi belirleyen belirli bir program olduğunu ve onun üzerinde hiçbir kontrolünün olmadığını söylediği bazı durumlar vardır.

Her birimiz, böyle algılanan olayları hatırlayabiliriz. Bazen ne olacağını önceden bilebiliriz ve aniden önümüze daha büyük bir vizyon açılır. Bu doğaldır. Hepimiz biraz bir nevi Wolf Messing’e benziyoruz.

Soru şudur: Bu bizi nereye götürür? Kural olarak, bu hiçbir yere götürmez. Kişi basitçe yaşamaya devam eder; ona sadece geleceğin küçük bir parçası gösterilmiştir ve kişi onunla ne yapacağını bilmez.

Esas olarak bu, kişi için temelde hiçbir şeyi çözmez. Bu sadece geleceğin bir parçasıdır, maddeselliğimizin genel sisteminde açığa çıkar, ancak bir şekilde sıkı sıkıya birbirimizle bağlı olduğumuz manevi ilişkiler bizden gizlenir.

Bizler, kesinlikle sabit ve sürekli bir şekilde işleyen bir bağ ağı içindeyiz. Hiçbirimiz onun içinde herhangi bir şey yapma özgürlüğüne kesinlikle sahip değiliz. Bu ağda herkes, bu dünyada ya da o dünyada vb. algılanan her türlü kendi duyumlarından geçer. Ama yine de, bizler her zaman ruhların, “ben”lerimizin birbirine bağlı olduğu aynı sistem içindeyiz.

Bu sistem biraz açılırsa, iki katman arasındaki, olması gereken katman ile her birimizin bugün bulunduğu seviye arasındaki ilişkiyi görebiliriz. Kişi önceden hiçbir şey görmediği için, bu tesadüfi bir fenomen gibi gelir.

Elbette hayatımızda tesadüfi hiçbir şey yoktur. Her şey kesinlikle önceden belirlenmiştir.

Ama bu neye yol açtı? Belki de kişi daha farklı ya da daha doğru, daha duyarlı davranmaya ve insanlara karşı daha sıcak davranmaya başlamıştır. Ya da mesleğinde iyilik için bazı değişiklikler yapmıştır. Ancak esasen, özde hiçbir şeyi değiştirmemiştir.

Sonuç olarak, insanlık tarihi boyunca tüm peygamberlik rüyalarının, sezgilerinin, karalamalarının, falcıların kehanetlerinin bizi hiçbir şeye götürmediğini görüyoruz. Onlar her zaman çok sayıda vardı ve bugün de varlar ve gelecekte de olacaklar.

Eğer kişiye evrenin tüm sistemini, birbirimizle olan bağımızı, hayatın gidişatını ve gelecekteki hedefimizi elde etmek için açık bir metodoloji ortaya koyarsak, onaylamak ve en önemlisi kaderimizi kontrol etmek için bu bize ifşa edildiğinde ve bize keşfetme fırsatı verildiğinde, o zaman kişiye gerçekten onu kontrol etmesi için bir tür araç verildiğini söyleyebiliriz.

Aksi takdirde gelecek ifşa olmamalıdır. Bu yüzden Kabalistler bundan asla bahsetmezler. Bunun insanlığa zararlı olduğuna inanırlar.

Bir kural vardır: kör bir adamın önüne engel koymayın. Yani, yalnızca kişinin geleceği doğru bir şekilde anlayabildiği, onun uygulanması üzerinde doğru bir şekilde çalışması için kendisine yaklaştırılabileceği kadarıyla, ancak o zaman bu, kişiye ifşa edilebilir ve onu ıslah etmeye başlar.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed