Daily Archives: Mayıs 5, 2022

Bir Kabalist Neden Ölümden Korkmaz?

Soru: Bir Kabalist’in ölüm seviyesinin üzerinde var olurken, sıradan bir insanın ise bu seviyenin altında olduğunu söylüyorsunuz. Bu ne anlama geliyor?

Cevap: Bir Kabalist ölümden korkmaz ancak sıradan bir insan sürekli bu korkuyu yaşar, kendini unutmaya çalışır ve hayatının sona ereceğini unutabilmek için çeşitli eylemlerde bulunarak kendi oyalar. Korku, ortadan kaybolmanın anlaşılmaz bir özelliği, yaşamın sona ermesi, “O zaman neden varım, neden yapıyorum tüm bunları?”

Ve bu sorular bizimle çok ilgili de olsa, hayatımızın dışında çözülmeden kalırlar. Biz sadece onları kendimizden uzaklaştırır, ikincil ve üçüncül faaliyetlerle meşgul olarak en önemli şeyi yokmuş gibi bir kenara bırakırız.

Ancak bu soruları bizim için en önemli şey olarak belirlersek, o zaman diğer her şey onları çözene kadar bir anlam ifade etmeyecektir. “Neden çocuk doğuruyorum? Neden varım? Hayatta her türlü küçük doyumun peşindeyim, ne için?!”

Ve Kabalist tüm bunları ifşa eder ve bu nedenle kesinlikle açık ve gerçek bir akış içinde var olur. Onun için her şey yerli yerindedir. Yarım ipuçlarıyla meşgul olmaz, doğumdan ve ölümden, bu hayatın sona ermesinden saklanmaz.

Her bir koşulun önemini anlar. Bu hayatta rasyonel davranır çünkü her olguyu mevcut perspektifinde, mevcut boyutunda, şimdiki öneminde – yaşam, hareket, ölüm, reenkarnasyon, belki de birkaç yaşamda olacak olan nihai bir hedefe ulaşılması ile uyumlu olarak ele alır. O tüm bu perspektifi görür.

Ve onun için bu küçük hayat, aslında birçok hayatın bir parçasıdır. Her hareketinin, her eyleminin nerede olduğunu anlar. Yani, bugünü ve yarını, bir sonraki anın anlayışı olmadan, olup olmayacağını düşünmeden –  “Ne olacaksa olacak,  ben ne yapabilirim ki?”- diyen sıradan bir insan gibi hareket etmez.

“Çocukları Hayata Gerçekten Nasıl Hazırlarsınız?” (Medium)

İsrail’de yeni bir eğitim programı 12. sınıf öğrencilerini hayata hazırlamayı öneriyor. K12 yıllarının son altı ayında buna katılacaklar ve onlara mali durumlarını nasıl yöneteceklerini ve değişen iş piyasasında kendilerini nasıl başarılı bir şekilde idare edeceklerini öğretecekler. Çocukları hayata hazırlamak harika bir fikir, ancak bunu eğitim sistemine katılımlarının son altı ayında başlarsanız, o zaman a) onları gerçekten hiçbir şeye hazırlamayacaksınız ve b) son altı aydan önceki on bir buçuk yıl boyunca ne yaptınız? Çocuğu hayata hazırlamak için önce anne-babayı ebeveynliğe hazırlamalı, sonra doğdukları andan itibaren çocukları hazırlamalıyız.

Hayata hazırlanmaktan bahsederken hayatın tüm yönlerini kapsamalıyız. Finansal eğitim sadece bir yönü ve en önemlisi değil. Çocuklar hayatın her alanında bilgiye ihtiyaç duyarlar ama en önemli ve en az öğretilen konu insan ilişkileridir. Uzmanlık alanımızda başarılı olabiliriz, çok para kazanabilir ve varlıklı olabiliriz, ancak diğer insanlarla olumlu iletişim kuramaz ve etrafımızdakilerine kendilerini iyi hissettiremezsek, mutlu olmayacağız.

Günümüzde en yaygın tıbbi durum depresyondur. Çeşitli bağımlılıklar, şiddet, yeme bozuklukları, işkoliklik ve benzeri gibi diğer birçok durum, nihayetinde çeşitli semptomlarla kendini gösteren depresyondan kaynaklanır. Şu anda, depresyon için yaygın tedavi, uyuşturucu ilaçları ihtiva etmektedir. Ancak ilaçlar depresyonu iyileştirmez, sadece acıyı dindirir. Öte yandan, depresyondaki insanlar destekleyici ve olumlu ilişkiler kurabilirlerse, depresyonları herhangi bir ilaç kullanmadan, hiç yokmuş gibi ortadan kalkar.

Bugün, çoğu yetişkin başkalarıyla nasıl olumlu iletişim kuracağını bilmiyor. Bu nedenle, çocuklara başkalarıyla nasıl olumlu ilişkiler kuracaklarını öğretmek için yetişkinlerin de bu beceriyi öğrenmesi gerekir.

İnsanların kalplerinde kötülük olmadan birbirleriyle ilişki kurabileceklerini düşünmek naif veya gerçek dışı gelebilir, ancak şimdiye kadar yaşadığımız gibi yaşamaya devam etmek sadece gerçekçi değil, aynı zamanda toplumumuzu ve gezegenimizi de mahvediyor ve başka bir dünya savaşının patlak vermesine ilişkin gerçek tehdit oluşturuyor.

Bu nedenle, olumlu bir bağ kuramasak bile, çaba sarf etmemizin kimseye zararı olmaz. Ama eğer çaba göstermez ve olduğumuz gibi devam edersek, kendimizi ve üzerinde yaşadığımız gezegeni kesinlikle mahvedeceğiz ve çocuklarımıza bırakacağımız gelecek çok kasvetli olacak. Felaketten sonra, yine de birbirleriyle iyi geçinmeyi öğrenmek zorunda kalacaklar, bu yüzden hepimiz buradayken bu beceriyi öğrenip çocuklarımıza öğretsek daha iyi olmaz mıydı?