Purim – Şanslı Bir Kısmet

Yılın tüm günleri arasında, “Kısmet” (Pur) kelimesinden “Purim” olarak adlandırılan, bir ödül kazanacağınız, şanslı olacağınız özel bir gün vardır. Bir yandan mutlu bir kader umut etmeli ve buna hazırlanmalıyız, diğer yandan her şey yukarıdan gelir ve Yaradan’a, O’nun bu bayramı, bu günü bizim için nasıl yapacağına bağlıdır.

Aslında bir bayramdan değil, her şeyin üzerinde olan, hazırlanabileceğimiz özel bir manevi durumdan bahsediyoruz. Bu yüzden, bu Purim olarak adlandırılır, kimin şanslı olacağını belirleyen bir kura çekimine benzer.

Bizden, “aşağıdan uyanışı” yani büyük bir ışıkla ve sonunda arzularımızın büyük bir ıslahıyla ödüllendirileceğimiz umudunu vermemiz istenir. Ayrıca, zaten bize ifşa edilmeyi bekleyen son ıslahın tüm koşulunu, ihsan etmek ve tüm yaratılışı edinmek için, bu büyük ışığı alma gücüne de sahip olmamız gerekir.

Maneviyat zaman ve mekânın üzerinde olmasına rağmen yine de dünyamızda, manevi olguların sembolleri vardır ve bu nedenle bu günlerde kullanabileceğimiz özel bir aydınlanma vardır. Bu yüzden, bugün Purim bayramı ile ilgili makaleleri çalıştığımızda, bizi etkileyebilecek ve ilerletebilecek bu özel ışığa biz de dâhil olmuş oluruz.

Purim bayramı, 2500 yıl önce, kraliyet bakanı Haman’ın tüm Yahudileri yok etmeye karar verdiği, Antik Babil’de meydana gelen olaylara adanmıştır. Yahudiler (Yehudim) bağ kurma, birlik olma arzusunu temsil eder ve Haman, birleşmemizi engelleyen yani ıslaha direnen bir içsel güçtür.

Direnişine rağmen, egoist arzunun üzerinde birlikte olmayı arzulamamız gerekir. Her şey, bugün çok büyük olan, en alt dereceden gelen ve sıradan yaşamdan manevi yüksekliklere kadar varlığımızı etkileyen tüm bozukluklara rağmen, bu birliği ne kadar sürdürebileceğimize bağlıdır. Ama her şeye rağmen, birlikte olmak ve tüm günahları sevgiyle örtmek isteriz.

Dostlar arasında fikir ayrılıkları, hatta düşmanlıklar olsa da yine de onlarla aynı kalpte olmak isteriz. Günahlar, Yaradan tarafından gönderilir ve bağımızın yardımıyla onların üzerine çıkmak isteriz ve bunun için Yaradan’dan güç talep ederiz.

Tüm direnişimiz ve reddedişimiz ile birlikte, yine de birleşmek, böylece tüm artı ve eksilerin, tüm bağ ve ayrılık güçlerinin bir araya gelmesini yani Yaradan’ın ifşa edileceği bir Kli’nin inşa edilmesini isteriz. Ayrılığın üstüne bir bağ kurarsak, o zaman büyük olanı kazanırız.

Asıl şey, herkes arasındaki bağı ve bizi birleştirecek tek bir gücün ortaya çıkmasını istemektir. Dostlarla bağ kurmak en doğru eylemdir ve bizi son ıslaha yönlendirir. Yaradan ortak ruhu bilerek kırdı ve O’ndan onu tekrar bir araya getirmesini talep etmemiz gerekiyor.

Bu nedenle, bağ kurmak için her türlü çabayı gösterir ve en küçüğünden en genel olanına, en büyük olanına kadar, bağa yönelik herhangi bir eylemden tamamen aciz olduğumuzu keşfederiz. O zaman Yaradan’dan yardım isteriz. Bu şekilde, parçalanmanın içinde ifşa edilen tüm yollarda, Yaradan’a yapışarak Kli’mizi ıslah ederiz ve böylece son ıslaha ulaşırız.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed