“Öldür Kendini O Zaman! Kelimeler Önemlidir” (Linkedin)

Trajik bir olayda, perişan genç bir kadın aynı akşam onlarca kez polisi arayarak zor durumda olduğunu ve intihar etmeyi düşündüğünü söyledi. Sonunda karakoldaki görevliler dayanamadı ve içlerinden biri ona “Öldür kendini o zaman ve bizi rahat bırak!” diye bağırdı. Etrafındaki memurlar kıkırdadı ve hattın diğer ucundaki telaşlı kız sustu. Bir daha aramadı. İki hafta sonra, memurun önerdiği gibi yaptı ve kendini öldürdü.

Memur, kızın intiharını öğrendiğinde dehşete düştü. “Bana ne olduğunu bilmiyorum”, “Benim de kızlarım var! Berbat hissediyorum; Yorgundum, diğer aramaların baskısı altındaydım ve sabrımı kaybettim.” dedi.

Hepimizin sınırları vardır, ama bu sınırlar muhatap olduğumuz kişinin önemine göre değişir. Korktuğumuz bir patronsa, çok şey tolere edeceğiz. Acıdan ağlayan hasta çocuğumuzsa, sabrımızı yitirmeyeceğiz ve “Öldür kendini o zaman, beni rahat bırak!” demeyeceğiz. Aksine çocuk ne kadar çok ağlarsa, biz de o kadar çok ağlayacağız.

Başka bir deyişle, kendi duygusal ilişkimize veya ilgimize göre davranırız. Bizim için önemli olan insanlar için çok sabrımız var ve bizim için önemli olmayan insanlar için çok az sabrımız var veya hiç sabrımız yok. Egomuz büyümeye devam ettikçe, sahip olduğumuz azıcık sabrımız daha da azalır. Mevcut gidişatta, tam bir toplumsal çözülmeye doğru gidiyoruz.

Bu berbat kaderi değiştirmenin tek yolu, birbirimiz hakkında hissettiklerimizi değiştirmektir. Hasta bir çocuğa ya da can sıkıcı bir patrona karşı sabırlı olmamızın nedeni, olumlu ya da olumsuz bir nedenle bizim için önemli oldukları için onlara bağlı hissetmemizdir.

Bilmiyor olabiliriz ama gerçekte biz herkese bağlıyız. Dünyaya yaydığımız her bir olumsuzluğun bize intikamla nasıl geri döndüğünü bilseydik, başkalarıyla kaba konuşmaya cesaret etmeden önce ona, yirmiye ya da yüze kadar sayardık. Aslında hepimiz bir bütünün parçalarıyız, parçaların birbirine bağlı olduğuna kör olmuş bir organizmayız.

Kötü mahallelerde yaşamanın bizim için kötü olduğunu biliriz ama bir şekilde kötü davranışlarımızı yaşadığımız kötü mahalleye bağlamayız. Birbirimize kötü olmasaydık, kötü mahallelerde, kötü şehirlerde, ülkelerde veya kötü bir dünyada yaşıyor olmazdık.

Sonuç şu ki, karşılıklı bağımlılığımızın farkına vararak, sonunda birbirimizi önemsemeye geleceğiz. Birbirimizi önemsediğimizde, sadece sıkıntı içindeki insanlara sabrımız değil, sıkıntılı insanlar olmayacak çünkü birbirimize gösterdiğimiz özen bu tür duyguların ortaya çıkmasını önleyecektir.

Birbirimizi önemsemek, bugün düşündüğümüz gibi bir yük değildir. Zorluklara karşı tek kalkanımızdır.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: