“Karşılıklı Sorumluluk – Toplumun Temeli” (Linkedin)

Günümüz toplumu egoya tapıyor. “Birisi” olan herkes kendini en benmerkezci şekilde gösteriyor. Bu, spor yıldızları, pop yıldızları, politikacılar ve hatta para patronları için geçerli olduğu gibi sosyal medya simgeleri için de geçerli. Ancak bencilliğe tapan bir toplum, “toplum” teriminin anlamını zedeler. Bir toplumun var olması için bireyden çok topluma odaklanması gerekir. Eğer ikincisine odaklanırsa, bugün dünyada gördüğümüz gibi toplum parçalanacaktır.

Sosyal ilişkiler, ancak tüm taraflar birbirlerinden tek başlarına elde edemeyecekleri karşılıklı bir faydaya sahip olduklarını kabul ettiklerinde var olabilir. Fayda, daha fazla hayatta kalma şansı, daha iyi çocuk yetiştirme veya sağlamlaştırılmış ekonomik refah gibi daha büyük ödüller karşılığında bağımsızlıklarının bir kısmından vazgeçmelerine yetecek kadar büyük olmalıdır.

Bu nedenle, idollerinin toplumun kaynaşmasına katkıda bulunduğu bir toplum, kendisini ve üyelerinin refahını güçlendirir. Tersine, kendilerine odaklanan ve genellikle toplumun çıkarlarına aykırı hareket eden insanları idolleştiren bir toplum, kendi bindiği dalı keser. Böyle bir toplum er ya da geç çökecektir, çünkü bir toplumun en temel gereksinimini karşılamakta başarısız olur: karşılıklı sorumluluk.

Bir grup insan, temel düzeyde bir karşılıklı sorumluluk oluşturduğunda, kabileler, şehirler ve milletler gibi daha karmaşık yapılar inşa etmeye başlayabilir. Toplumdaki karşılıklı sorumluluk düzeyi ne kadar yüksek olursa, o kadar büyüyebilir ve genişleyebilir.

Bununla birlikte, insan egoizmi durağan olmayıp sürekli evrimleştiği için karşılıklı sorumluluğu sürdürmek bir zorluktur. Bu nedenle, karşılıklı sorumluluk geliştirmek toplum için istikrarlı bir görev olmalıdır. Aksi takdirde çökecektir. Bunu onlarca yıldır ihmal ettiğimiz için, toplumda giderek artan bir çözülme ve dağılma derecesine tanık oluyoruz.

İnsanlık bir yol ayrımına geldi: Büyüyen egonun üzerine çıkmak için karşılıklı sorumluluk geliştirmekten kaçınmaya devam edebilir veya mevcut egoizm seviyesinden daha güçlü hale gelene kadar onu geliştirmeye geri dönebilir. Eğer ikincisini seçerse, öyle bir uyum düzeyine ulaşacak ki, insanlar birbirlerinden ayrı düşmekten vazgeçecektir. Sanki kalplerinde, ruhlarında ayrılamazlarmış gibi, yeni bir yakınlık düzeyine ulaşacaklardır.

Bu seviyeye bir kere ulaştıklarında, bugün gördüğümüz insanlar arasındaki mücadeleler, insanların kendilerini toplumdan ayıran kendi egoizmleriyle boğuştuğu içsel mücadeleler haline gelecektir. İnsanlar tamamen farklı bir algı düzeyine ulaşacaklar; onlar asla var olduğunu düşünmedikleri seviyelerde birliği deneyimleyeceklerdir.

Egoizm ve karşılıklı sorumluluk arasındaki mevcut mücadelenin gittiği yer burasıdır ve iki yoldan biriyle sona erecektir: birlik ya da savaş.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed