Daily Archives: Şubat 28, 2022

Dalga Hareketi

Soru: Düşüş ve gizlilik koşulundayken, aramızdaki karşılıklı garantiyi nasıl koruyabiliriz?

Cevap: Eğer düşüş ve gizlilik koşulundaysak, o zaman dostlarımızın yardımıyla kendimizi tutundurmalıyız. Ve düşüşte olmadığım zaman da, dostlarıma nasıl destek olabileceğimi düşünmeliyim.

Bizler bu şekilde kademeli olarak, dönüşümlü olarak, dalgalar halinde çalışıyoruz: Ben dostlar için, dostlar benim için. Kendimizi her zaman tüm olumsuz ve olumlu koşullarımızın karşılıklı olarak toplanacağı şekilde konumlandırırız ve doğrudan hedefe ilerleriz.

“Zehire Saygı” (Linkedin)

Son zamanlarda dünyada pek çok toksik olay yaşanıyor: Aşırı hava olayları, yoğunlaşan siyasi gerilimler, yükselen enflasyon, devrimler ve darbeler, her geçen gün yeni zorlamalardan bahsetmiyorum bile. Ülkeler dağılırken ve uluslar çökerken, toplumun temeli olan ilişkiler de artık geçerliliğini yitiriyor, hatta aile yapısı bile yok oluyor. Görünüşe göre insanlar birbirlerine kinle davranıyor ve birbirlerini zehirliyorlar.

Halbuki, zehirin zararlı olması gerekmez. Tıbbın sembolünde bir asanın etrafına dolanmış iki yılan bulunmasının iyi bir nedeni vardır. Bilgece kullanıldığında zehrin kendisi ilaç, zehrin panzehiri haline gelir.

Zehri doğru işleyerek ilaca dönüştürebiliriz. Miktarı ayarlamamız ve yalnızca vücudun tolere edebileceği kadar vermemiz gerekiyor ve sonuç olarak güçleniyoruz.

Bu nedenle, insanlar arasında zehir ortaya çıktığında telaşlanmamalıyız. Doğru işlemeli ve onu bir ilaca çevirmeliyiz. İnsanlar arasındaki zehir olmasaydı, toplumumuzun hasta olduğunu ve dikkatimize ihtiyacı olduğunu bilmeyecektik. Artık bunun farkında olduğumuza göre, zehiri her seferinde bir damla alıp kendimizi ve toplumumuzu iyileştirmek için kullanmaya başlayabiliriz.

Her damla zehir, birbirimize duyduğumuz nefret damlasıdır. Bunu fark ettiğimizde ve toplum için zehirli olduğunu kabul ettiğimizde, aramızdaki karşılıklı ilgi bağlarını güçlendirerek onun üstüne çıkabiliriz. Bu şekilde zehir bizi hasta etmekten çok, daha güçlü yapar.

İnsan egosu içimizdeki yılandır. Sürekli büyüyor, giderek daha kurnaz ve sinsi hale geliyor. Bize başkaları hakkında aşıladığı kötü düşünceler, ilaca dönüştürmemiz gereken zehirdir. Küçük dozlarda alırız ve nefretimizin üzerine başkalarıyla yakınlık kurarız.

Bu nedenle, zehrin amacının aramızda sevgi inşa etmek olduğunu anlarız. Düşmanlık olmadan, ilişkilerimizi güçlendirmeye, derinleştirmeye ve sevgiye dönüşene kadar sıkılaştırmaya ihtiyacımız olmazdı.

Bir annenin çocuğuna olan sevgisi doğaldır, ancak aileden olmayan insanlara karşı böyle hissetmiyoruz. Bu nedenle, bu duyguyu geliştirmenin yolu, ona olan ihtiyacı hissetmek, yakınlık ve sevgi inşa etmeye çalışmamızı sağlayacak bir itici güç yaratmaktır. Bizi, sevgiyi geliştirmek için çalışmaya itecek tek teşvik, karşılıklı hoşnutsuzluğumuzun açığa çıkmasıdır. Bu yüzden zehir sevgi inşa etmek için gereklidir, ilaç olmasının nedeni budur.

Gerçekten de, bencilliğimizin zehrine ve başkalarına karşı nefretimize saygı göstermeliyiz. Ancak ona saygı duyarken, onu aramızda beliren her bir damla egonun üzerine bir sevgi katmanı inşa etmek için kullanmalıyız.

Mantık Ötesi Eylemleri Nasıl Gerçekleştirebiliriz?

Soru: Mantık ötesi eylemleri nasıl gerçekleştirebiliriz?

Cevap: Hayatı, bir grup içinde ihsan etme, bağ, sevgi ve karşılıklılık, önemseme niteliklerinde hayal etmelisiniz. Bu durumda dostlarınıza bunun için uğraştığınızı ve bunun içinde olduğunuzu gösterebileceksiniz. Bu, garanti koşulunu veya mantık ötesi inanç koşulunu gerçekleştirmek için zarurettir.

Yalnızlığı seven bir kimse, manevi yasayı hiçbir şekilde yerine getiremez, çünkü bu sadece başkalarıyla ilgilidir.

Bu nedenle, mantık ötesi inanç koşulunun yerine getirilmesine duyulan endişe, her biri kendi ölçüsünde ve onu hayal edebileceği biçimde tüm dostlar tarafından kabul edilmelidir. Bu, içinizdeki üst dünyanın ifşasına yol açacaktır.

Dostları Önemsemek, Kendi Islahını Önemsemek Demektir

Baal HaSulam, “Arvut [Karşılıklı Garanti]”: Olumlu yönden, eğer her biri Arvut’u dostunun ihtiyaçlarıyla ilgilenip karşılayana dek korursa Tora ve Mitzvot’u [emirleri] tam anlamıyla yerine getirebilirler, yani “Matan Tora” da belirtildiği gibi Yaradanlarına memnuniyet getirebilirler.

Yaradan, dostlarımın arkasında durandır. Dostlara nasıl davranırsam, Yaradan’a da öyle davranırım. Bunun aksi olamaz!

Eğer dostlarımı, mantık ötesi inancın ne anlama geldiğini anlamaları için önemsersem ve her zaman ihsan etme niteliğinde olduğumuzu, birbirimize çekildiğimizi ve birbirimizden itilmediğimizi, birbirimize yardım etmemiz gerektiğini ve yardım ettiğimi hayal edersem; eğer bu şekilde mantık ötesi inancı fark edersem; yani Bina’nın (inanç) niteliğini mantığın üzerine, Malhut’un (alma) niteliğinin üstüne yükseltirim, o zaman dostlarımı etkileyerek, onlar aracılığıyla kendimi tekrar etkilerim.

Bu yüzden dostlarınızı sürekli önemsemeniz çok önemlidir. Temelde, bu gizli bir biçimde kendini önemsemedir, çünkü ben bir egoistim ve kendimin özgecil olmasını istemem. Başkalarını sevemem ve ihsan edemem! Ve toplum da beni etkileyemez. Beni bu duruma hazırlayabilir ama daha fazlası değil.

Ve eğer ihsan etme, sevgi ve birlik değerlerini yayarak toplumu etkilersem, o zaman kendi çabalarım beni etkiler ve çevrede vasıtasıyla da kendimi ıslah ederim. Bu, bu şekilde işler.

Bana başka bir şeyi önemsiyormuşum gibi gelse de, bu aslında kendi ıslahımı önemsediğim anlamına geliyor. Herkese mantık ötesi inanca olan arzumu göstermeliyim, sanki gerçekten çok istiyormuşum gibi. Bu niteliğe sahip olmasam da, henüz gerekli ve zorunlu olarak görmesem de, bunu hiç bilmiyor olsam da ve mantık ötesi inancın, almanın üzerinde ihsan etmenin ve egoizmin üzerinde sevginin ne anlama geldiğini yeni yeni öğrenmeye başlamış olsam da, bunu yaparak dostlarıma ilham veririm.

Dahası, başkaları üzerindeki etkim ortak Kli’den (kab) tüm ruhlardan geçer ve bana geri döner. Onu herkesten alırım. Nicelik olarak olduğu söylenemez çünkü seçici davranır, ancak nitelik açısından esas olarak Yaradan’dan gelir.