2022’de Dünya Nasıl Olacak?

2022 tahmini, tamamen birbirimizle kuracağımız ilişki türüne bağlıdır. İnsan, realitenin tüm parçalarının merdiveninin en tepesindedir: cansız madde, bitkiler, hayvanlar ve insanlar. Bu nedenle, doğaya ve birbirimize karşı olan davranışlarımız, diğer tüm alt seviyeleri belirler.

Bize düşüncelerimizin, arzularımızın ve ilişkilerimizin altımızdaki: cansız, bitkisel ve hayvansal doğa seviyelerini etkilemiyor gibi görünse de, gerçek şu ki, doğanın geri kalanına karşı tutumumuzu da doğayla olan bencil ilişkilerimiz aracılığıyla belirliyoruz ve birbirimize karşı oluşan sonuçları doğanın kendisinde ve ona nasıl zarar verdiğimizde görüyoruz.

Dünyada tüm doğaya zarar veren insandan daha zararlı bir unsur yoktur. Bu nedenle çevreye, doğal kaynakların kullanımına ve iklim değişikliğine karşı tutumumuzu değiştirmenin yollarını düşünmemiz gerekiyor. Bütün bunlar insanlar arasındaki ilişkileri ayarlayarak dengelenebilir.

Bizler bunu yapabiliriz; her şey bizim elimizde. Bu çok esnek bir yol çünkü tarımı ve fabrikaları durdurmamız gerekmiyor. Sadece birbirimizle daha nazik ilişki kuralım ve herkesi buna mecbur bırakalım, çünkü herkes dünyamızın acil değişime ve iyileşmeye ihtiyacı olduğunu anlıyor.

Şayet biz bunu yapmazsak, dünya her geçen yıl ölüyor olacak. Dünyanın doğal kaynaklarını tüketiyor, son petrol, gaz ve kömürü alıyor, okyanusları ve tatlı su kaynaklarını kirletiyor ve havayı zehirliyoruz. Bu şekilde devam edemeyiz. Çevrenin korunması için herhangi bir topluluğa ait değilim. Sadece ekolojinin ve dünyadaki diğer tüm sorunların insanlar arasındaki ilişkilere bağlı olduğunu söylüyorum. Hadi bu ilişkiyi değiştirelim ve buradan sonra her şey değişecek.

Halihazırda bir ekonomik krizin içindeyiz ve buna ek olarak başka krizlerimiz de olabilir: finansal, endüstriyel, aile, uluslararası diplomatik kriz. Dünyada, bir dünya savaşını tetikleyebilecek birçok çatışma noktası var. Ancak, insanlar arasındaki ilişki, diğer her şeye karşı bir tutumu içerir. İnsanı ıslah etmemiz gerek! Umarım 2022’de bunu anlamaya başlayacağız.

İnsanlık aynada kendisine bakıp içsel ilişkilerini görebilseydi, sadece korkudan titrerdik. Herkes kötü bir kurt ya da timsah gibi görünürdü, tıpkı korku filmlerindeki gibi.

İnsanlar, ilişkilerimizin geliştirilebileceğine inanmıyorlar; insanı ıslah etmenin mümkün olduğuna hiç inanmıyorlar. Ancak burada Kabala metodu var. Birbirimize ne kadar bağımlı olduğumuzu, bizi her zaman kendi aleyhimize kontrol eden egoizmimizin nasıl kölesi olduğumuzu gerçekten hissedersek ve bu kölelikten kurtulmanın yolunu düşünmeye başlarsak, bir nebze de olsa kendimizin üzerine yükselebileceğiz. O zaman hayatımız tamamen değişecek.

Sorun şu ki doğadan gelmediği için insanlar bu ıslahın mümkün olduğunu düşünmezler. İnsan egoizminin üzerine çıkmanın mümkün olduğu, sadece sınırlı sayıda insana ifşa edilmektedir.

Ayrıca bu metot, tek bir kişi tarafından uygulanamayacağı ve çevresindeki birçok kişinin desteğini gerektirmesi nedeniyle özeldir.

Doğup büyüdükleri egoizmden, ancak birbirlerine karşılıklı destek ve yardım vererek yükselebilirler. Bu şekilde egoizmlerinin üzerine çıkabilirler ve dünyaya alma niteliği yerine ihsan etme niteliğinden baktıklarında dünyanın nasıl değiştiğini görebilirler.

 

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: