Daily Archives: Aralık 6, 2021

Sabrımızı Nasıl Geliştirebiliriz?

Soru: Kişi gerektiği kadar sabrı nasıl geliştirebilir?

Cevap: Bu sadece amacın önemini göz önüne almak ile olur. Ne için doğdum? Neden varım? Ne için yaşıyorum ve neden ölüyorum? Hayatın anlamı, gerçekten de, her an iyi hissetmek mi?

Bu elbette dünyevi beden için çok önemlidir. Hepimiz buna hemfikiriz çünkü bu bizim doğamızdır. Her birimiz farklı ölçüde de olsa acıdan ve zorluklardan korkarız; ancak bu böyledir ve bu konuda hiçbir şey yapamayız çünkü bu bizim egoist doğamızdır.

Ancak eğer bir gruptaysam ve grup bana yolumuzun büyüklüğünden ve hayatın amacının öneminden bahsediyorsa ve gruba karşı başımı eğerek kişisel gururumu işin içine katmayıp, onların bana hissettirdiği amacın öneminden etkilenip bana bu doğrultuda etki yapmalarına izin verirsem; ilerlemek için kendimde güç bulmaya başlarım.

Buna ek olarak arkamdaki köprüleri yakmak da önemlidir.  Ben öğretmenimi bulduğumda önceden sahip olduğum her şeyi yaktım. Güzel bir işe ve bir insanın hayatta ihtiyaç duyduğu her şeye sahiptim, ancak geriye dönüş olmasın diye, artık hiçbir şeyi geri getirmemek için hemen eski hayatımdan ayrıldım. Öğretmenim Rabaş’ın yanında yaşamak için evimi taşındım ve bu sayede geçmişimle her türlü teması kesmiş oldum.

Yeni bir hayata başladım, daha mütevazi, her anlamda daha kısıtlı ama öğretmenimin yanında bir hayat. Yani hayatımı değiştirmek zaten çok zordu.

Çevrenin ve olumsuz düşüncelerin etkisinde kaldığımızda, denizcilerin fırtınalı dalgaların onları denize düşürmemesi için kendilerini güverteye bağlaması gibi, biz de mümkün olduğunca kendimizi doğru yola bağlamalıyız.

 

Her Koşulun Üstesinden Nasıl Gelebilirim?

Bana verilen her koşulun üstesinden nasıl gelebilirim? Dostlarımla ilişkilendirirsem her koşulda çalışabileceğimi görürüm. Kendinizi aşağıdan ve yukarıdan, her iki yönden de incelemelisiniz: bir yandan tüm dostlardan daha düşük hissetmek ve aynı zamanda grubun aktif bir üyesi olarak gruba yatırım yapmak.

Bu, aynı zamanda hem en düşük hem de en yüksek koşulda olduğum ve daha sonra kendimi onluya göre doğru bir şekilde inşa ettiğim anlamına gelir. Kendimizi her zaman inşa ettiğimiz manevi Partzuf’a göre kontrol ederiz.

Kendimi onlunun merkezine göre pasifize ederim. Onlu benim teknem, on Sefirot, grubumdur. İçinde birey yoktur, sadece Yaradan’ın kendi şartlarına göre ulaşmamızı istediği ortak bağımız vardır.

O her birimizin içinde sahip olduğumuz tüm nitelikleri keşfetmemiz için içsel koşullar, egoizm ve içsel nitelikler oluşturur ve tüm bu yükle dostlarıma katılırım ve onlarla bir çember, bir küre, bir tekne, manevi bir kap oluştururum.

Herkesin görevi, tüm dostları tek bir kapta birleştirmek, onları kendi nitelikleriyle doldurmak ve bunun kendisine bağlı olduğunu hissetmektir.

Herkesin görevi, tüm dostları kendi nitelikleriyle doldurmak için tek bir kapta birleştirmek ve her şeyin ona bağlı olduğunu hissetmektir. En düşük Sefira olan Malhut yerine, en yüksek Sefira olan Keter olabilirim. Kendimi ve onluyu bu şekilde inceler, dostlarımla bu şekilde çalışırım.

Elbette tüm bunları yapan ben değil, üst ışıktır. Kendimi Yaradan’ın önünde pasifize ettiğim ve benden istediğini yaptığım ölçüde, O’na tutunarak, her şeyi nasıl yaptığını ve bana neler olduğunu giderek daha iyi anlarım.

“Manevi Dünya ve Maddesel Dünya Aslında Nedir?” (Quora)

Kabala ilminde basitçe “bu dünya” olarak adlandırılan maddesel dünya, gerçeklikle ilgili içsel hissiyatımızdır. Sanki içsel duyumuzun dışında bir dünya varmış gibi görünür ama hepsi içeridedir.

Galaksiler ve yıldızlarla dolu uçsuz bucaksız bir evreni, hatta cansız, bitkisel, hayvansal ve insani seviyeleriyle gezegenimizin uçsuz bucaksızlığını görsek de, hepsini zevk alma arzumuzda algılarız. Egoist arzumuz bizim doğamızdır ve ondan kopsaydık kendimizi ve dünyayı hissetmezdik.

“Bu dünya”, doğuştan gelen zevk alma arzumuzda algıladığımız resimdir. Gerçekte arzuya göre hareket eden daha yüksek bir gücün sonucudur. Gördüğümüz sayısız değişiklik ve hareketler sadece bizim arzumuzda gerçekleşir. Hiçbir şey bizim dışımızda hareket etmez ama daha ziyade arzularımızda hareketler meydana gelir, bu da bize değişim ve hareketi dışarıdan algılamamızı sağlar.

Buna karşılık manevi dünya, doğuştan gelen gerçeklik izlenimimizi içerir, ancak biz de bu izlenimle birlikte hareket ederiz. Eğer bu dünya arzuya etki eden daha yüksek bir gücün sonucuysa, o zaman manevi dünya etkileşimin sonucudur, kişinin eylemi ile üst gücün eylemi arasındaki bağlantıdır.

Üst güce ne kadar benzersek, manevi dünyayı o üst güçle eşdeğerliğimizin ölçüsünde o kadar çok keşfederiz.

Yaradan’ın Doğasını Edinin

Soru: Sık sık, kişinin kendisi için isterse, bunu yaparak ruhuna zarar verdiğini söylüyorsunuz.

Yaradan’dan kaderimi değiştirmesini istemeye değer mi?

Cevap: Ne için? Gerektiği gibi davranın, giderek daha iyi olmaya çalışın ve o zaman Yaradan’ın Kendisi her şeyi değiştirecektir. Siz O’nun kurallarına uymaya çalıştığınız ölçüde, O da sizinkine uyacaktır.

Soru: Diyelim ki bir seçim yaptım ve Yaradan’ın niteliğini edindim, O’nun niteliklerinde hala O’nun gücü altında mı olurum?

Cevap: O’nun değil kendi niteliklerinizin. O’nun doğasını alıyorsun. Senin oluyor. Bu durumda, kendi gücünüzü ve kendinizi gerçekleştirme fırsatını elde edersiniz. Ve zaten kendi gücünüz altındasınız, O’nun  değil.

Egoist doğanın üzerine çıkarak, özgecil doğanın yardımıyla kaderinizi kontrol edersiniz ve böylece sonsuza kadar en iyi durumda var olursunuz.