Doğa Bize Yükselmek İçin Bir Şans Verir

Manevi yoldaki bir kişi büyük düşüşlerden geçer. Ve eğer gruba bağlı hissetmiyorsa, o zaman bu yoldan ayrılabilir. Yalnız kendisinin haklı olduğuna inanarak öğretmene, dostlarına, tüm dünyaya ve Yaradan’a büyük şikâyetlerde bulunur. Ama aslında, bu egoizmin etkisi altındadır.

Bu durumun üstesinden gelmek için gruptan güç alabilir, ancak istemez çünkü diğerlerinden daha akıllı ve daha güçlü hisseder. Gurur, insanı öyle bir dereceye kadar bozar ki, egoizminin yoğunluğu altına gömülür ve manevi olarak ölür.

Bu birçok insanın başına gelir ve sonunda ayrılırlar. Belki de kendi başlarına gelenin farkında değillerdir, aksine kendilerini haklı görürler ve sonunda gözlerinin açıldığını düşünürler. Böyle gerçekçi olmayan şeyler yapan bir topluma girdikleri için pişmanlık duyarlar.

Buna karşılık, tüm din ve inançlarda öğrenciler öğretmeni ve yolun kendisini putlaştırırlar. Ne de olsa orada bir sol çizgi yok, eleştiriye izin yok, her adımda büyüyen bir egoizmin yok. Oysa Kabala ilminde iki ayak üzerinde, iki çizgide ilerliyoruz, denildiği gibi: “Ve siz iyiyi ve kötüyü bilen Tanrılar gibi olacaksınız.”

Bu nedenle, yalnızca Kabala’da bir öğrencinin öğretmenle aynı fikirde olmadığı, hatta ondan nefret ettiği ve Yaradan’ı reddettiği görülür. Ne de olsa, bizlere anlamamız ve kavramamız gereken üst güçle benzerliğe yükselmemiz öğretildi. Ve herkes bunu yapamaz.

Kişi sanki rüzgarla taşınmış gibi, bir Kabalistik grubun içine getirilir ve o böyle bir çalışma için tamamen hazırlıksızdır. Şimdilik kişi sadece mistisizmle ilgilenir, ancak üst gücün gerçek anlamda anlaşılmasına ve idrakine yol açan Kabala bilimiyle ilgilenmez. Ya da bazı fiziksel eylemleri gerçekleştirmeyi ve dua etmeyi öğretmek ister ve kendini bununla sınırlar.

Aramızda böyle ”rastgele” insanlar var çünkü çalışma herkese açık. Ve bu nedenle bazen, bir süre sonra kişi bunun kendisine uygun olmadığını keşfeder; o bize, biz de ona uymayız.

Ve böyle bir kişi ayrılır. Dahası, bu zekaya bağlı değildir, kişi çok akıllı olabilir. Her şey kalbin hazırlığına, ruhun olgunluğuna bağlıdır. Eğer bir insan egoizmine karşı çıkmaya ve iyi ve kötüyü tek bir kaynakta, Yaratıcıda bir araya getirmek için doğanın iki gücünün, alma ve ihsan etme gücünün üzerine çıkmaya hazırsa, o zaman Kabala’da ilerleyebilir.

Fakat eğer bir kişi buna muktedir değilse, yeterince sabrı yoksa, iyiyi ve kötüyü tek bir güçte birbirine bağlayacak kadar akıl ve kalbe sahip değilse, o zaman ayrılır ve öğretmeni ve Kabala’yı eleştirmeye başlar.

Sonuçta bu kolay bir yol değildir, sürekli olarak kendini pasifize etmeyi gerektiren bir yoldur ve bir egoist bunu nasıl sevebilir ve bununla hemfikir olabilir ki? Bu nedenle yakın zamana kadar Kabalistler geniş kitlelere uymayan bu metodu sakladılar. Kabala yalnızca modern zamanlarda geniş çapta yayılmaya başladı, ancak birçoğu buna başladı ve bıraktı. Ve gerisi şu an için gerçeği dinlemeye ve en önemlisi bunu kendi yaşamlarında gerçekleştirmeye hazır olan insanlar.

Bir kişi ayrılırsa, ona fiziksel yaşamda başarılar dileriz ve kendimiz yola devam ederiz. Ve dünyamız bize her geçen gün içinde arayacak hiçbir şeyin olmadığını göstermekte. Peki insan manevi yoldan vazgeçerek ne kazanır? Maddi dünyada onu zenginlik, şöhret, güç ve özel memnuniyetin beklemesi pek de mümkün değildir. Basit bir şekilde sadece, doğanın kendisine gösterdiği şeyde yani Kabala biliminde çaba sarf etmek istemez.

Doğa kişiye, doğanın iki gücünü, artı ve eksiyi alıp Kabala metotuna göre orta çizgide birleştirebilmesi için, gerçekten doğru doğa görüşüne ulaşmanın şanslarını ve olanaklarını ifşa etmek ister.

Kişi bu düzeltmeyi kendi içinde yapmak zorundaydı, kendini içsel olarak doğanın tümüne uygun olarak üç çizgide yeniden yapılandırır: sağ, sol, orta çizgi yani alma gücü, ihsan etme gücü ve bunların doğru bağlantısı. Ve o zaman tüm evreni, tek boyutlu egoist algının tüm sınırlamalarının ötesinde, zaman ve mekanın üzerinde görecek, anlayacak ve hissedecektir.

Tamamen özgecil algı da sınırlıdır, çünkü herhangi bir boyuta erişimi yoktur – her şey açıktır, her şey ihsan etme içindedir. Burada iki çizgiyi birleştirmek gerekir. Kişi sadece her ikisinin de yardımıyla, iki çizginin ortasında, yolda sıkıca durur ve hem verebilir hem de ne kadar ihsan ettiğini ölçebilir. Böylece, Yaradan’ı gittikçe daha fazla kavrayarak basamaklarda yükselir.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed