“Depresyon Nedir?” (Quora)

Depresyon, tatmin edilmemiş arzuların bir sonucudur.

Birçok arzudan oluşuruz. Eğer bu arzular yerine getirilirse, mutlu hissederiz. Kısmen yerine getirilirse, içinde yaşadığımız ve alıştığımız kısmi bir memnuniyetsizlik hali hissederiz.

Bu memnuniyetsizliği, ister ilaç, ister uyuşturucu olsun, hayatımızdaki her türlü eğlence ve amaç vasıtasıyla, çeşitli yollarla etkisiz hale getirmeye çalışır ve böylece bir şekilde ayakta kalmayı başarırız.

İçinde derin, karanlık ve dipsiz bir boşluk hissettiğimiz, şu anda hiç şeyden tatmin olmadığımızı hissettiğimiz ve gelecekte de tünelin sonunda ışık görmediğimiz bazı depresyon durumları var ki gerçekten de zordur.

Genellikle geleceğe yönelik umutla yaşarız. Arzu yelpazemizi gerçekleştirmek için kendimize çeşitli hedefler planlarız. Genellikle yemek, cinsellik, aile, eğlence, para kazanma, toplumda saygınlık kazanma, bilgi birikimi istemekle meşgulüz ve hatta bazı insanlar belirli şöhret veya güç pozisyonları elde etmeyi diler. Bu tür arzuları gerçekleştirmek için çeşitli yollar geliştirdik ve bu yollar bizi daha derin varoluşsal sorulardan uzaklaştırarak hayatlarımızı belirli yüzeysel bir seviyede yaşamamıza izin veriyorlar. Ancak, karanlık tarafından yutulduklarında, depresyon bataklığına giriyoruz ve o zaman ölüm bile cazip geliyor. Böyle bir durum hakkında Kabalistik bir söz vardır: “Ölümüm hayatımdan daha iyidir.”

Bu tür depresif durumları hissetmeye başladığımız an, kendimize daha önce başarılı bir şekilde örtbas edebildiğimiz varoluşsal soruları sorarız. Günün sonunda, depresyon, yaşamın anlamı ve amacı ile ilgili sorulara cevap bulmak için her zamanki çerçevelerimizin dışında arama yapmamıza neden olan bir duygudur ve iç sesimizi dinlemek için belirli bir düzeyde depresyon yaşamamız gerekir.

Yemek, cinsellik, aile, eğlence, para, onur, kontrol ve bilgi için olan arzularımıza hizmet etmede bir anlam ve amaç buluyorsak yani bu arzuları doğrudan yerine getirerek ya da gelecekteki gerçekleşmesini hayal ederek kendimizden haz alabiliyorsak, o zaman hayatın daha derin varoluşsal soruları, bu haz arayışının altında gömülü kalır. Başka bir deyişle, yaşamın hayvansal varoluş düzeyinde anlam buluruz. Bununla birlikte, bu tür arzulara hizmet ederek tatmin bulamazsak, sonuçta yaşamın anlamını ve amacını aktif olarak aramamıza yol açması gereken bir his olan depresyonu yaşarız.

Dünyamızın daha üst bir boyuta sıçramamız gereken basit bir sıçrama tahtası olduğunu anlamalıyız. Aynı dünyada, aynı bedenimizde yaşarken varoluşun daha üst boyutunu keşfedebiliriz.

Doğanın bize rehberlik ettiği gelişim süreci, nihayetinde yaşamın anlamını aramamız ve elde etmemiz içindir. Depresyon durumları, bedensel arzuların yerine getirilmesinde anlamsızlığın keşfi ile daha yüksek anlam arayışı arasında geçiş yapmaya yaklaştıkça daha sık ve daha yoğun bir şekilde ortaya çıkar. Başka bir deyişle, bedensel arzularımızın yerine getirilmesinin peşinde koşarken hissettiğimiz artan memnuniyetsizlik, zaten daha derin varoluşsal sorularımızın bir ifadesidir.

Daha üst bir boyuta, algıya ve doyuma ulaşmak için bir yöntem sağlayarak, hayatımızın anlamı ve amacı ile ilgili soruları yanıtlamak üzere özel olarak oluşturulmuş bir metot olan Kabala bilgeliği, sadece ihtiyaçların yerine getirilmesinin ötesinde bedensel arzularımızı “zıt yardım” olarak adlandırır. Çünkü şu anda ya da sonunda bu arzularda keşfettiğimiz boşluk, bizi hayvansal varlığımızın ötesinde yaşamın gerçek anlamını ve amacını aramaya iter.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: