Daily Archives: Kasım 13, 2021

“Kişi Dengeye Nasıl Ulaşır?” (Quora)

Bizler doğada var oluruz ve sıcaklık, basınç, titreşimler, dalgalar, radyoaktivite gibi muazzam miktarda doğal olgu bizi etkilemekte ve onlarla denge içinde yaşamamız gerekir.

Denge ile ilgili fiziksel yasa, çevresiyle denge halinde yaşayan bir organizmanın en rahat durumda olmasıdır. Sıcaklık, basınç veya başka bir parametre biraz artar veya azalırsa, organizma kendini kötü hisseder.

Doğada bu şekilde yaratılırız: doğada belirli sınırlar içinde var olabiliriz ve bu sınırlar içinde kendimizi çevremizdeki doğaya eşit hale getirmemiz gerekir. Örneğin, kışın, doğa ile dengede olmak için sıkı giyinmemiz gerekir ve yaz aylarındaysa tam tersi.

Bu, duyularımızla gördüklerimiz ve hissettiklerimizle ilgili dengedir. Ancak, doğanın algılanamayan başka bir kısmı daha vardır. Onun yasaları arzular düzeyindedir – özgecilik ve bağ kurma yasaları – ve onlarla dengede olmak için bu yasalara uymamız gerekir.

Sorun şu ki, bu yasaları bilmiyoruz. Bağış yaparak, fakirlere yardım ederek, başkalarını rahatsız etmeden, vergilerimizi ödeyip, yaşlılara karşıdan karşıya geçmelerinde yardım ederek ve diğer bazı görünüşte özgecil eylemlerde bulunarak, bu dünyada iyi insanlar olduğumuzu düşünüyoruz. Peki, özgecilik ve bağ kurma yasaları ile denge kurmak için bu tür eylemleri yapmak yeterli değil mi?

Sadece yetersiz değil, aynı zamanda bu tür eylemleri yapmak, özgecilik ve bağ kurma yasasını yerine getirmek ilgili hiçbir şey ifade etmez çünkü bizler yalnızca her daim özgeciliğe zıt hesaplamalarda bulunan egoist aklımızla anladığımız şeyleri yapıyoruz. Doğa ile bütünüyle dengeye ulaşmak için doğayı incelememiz ve ona benzemeye çalışmamız gerekir.

Bu form eşitliği yasası, uymamız gereken tek yasadır. Her gün değişiyoruz, büyüyoruz ve başka biri oluyoruz. Bu yüzden, her gün ve hatta anbean, doğayla olan dengemizi düzeltmemiz ve ayarlamamız gerekir.

Bu bakımdan, doğa ile dengeye girebilmek için önce doğanın bizden ne talep ettiğini öğrenmemiz, sonra bu talepleri karşılayıp karşılamadığımızı kontrol etmemiz gerekiyor. Kabala bilgeliği bunun içindir. Kabala, doğanın ne olduğunu, nasıl çalıştığını, doğanın içinde ne olduğumuzu ve nerede olduğumuzu, doğayla uyum sağlama konusunda eksikliğini duyduğumuz duyu ve parametreleri ve onlarla nasıl dengeyi sağlayabileceğimizi ele alır. Kabala metoduna dahil olarak, kendimizi derece derece değiştirir ve doğayla dengeye geliriz.

Bağ Ne Kadar Güçlüyse, Arzu O Kadar Güçlüdür

Soru: Dostlarımız için doğru Hisaron’u (arzuyu) yaratacak gücü nereden bulabiliriz?

Cevap: Bunu kendi aranızda geliştirmelisiniz. Mesele şu ki, hem güç hem de arzu bir yerden değil, sadece yukarıdan, Yaradan’dan gelir. Ama hepsi ona ne kadar ihtiyacımız olduğuna bağlıdır.

Bazen: “Bize arzu ver!” diye talep ediyoruz. Ama elimizdekilerle düzgün bir şekilde baş edemiyoruz ve bu yüzden de bütün haykırışlarımız, yakarışlarımız, isteklerimiz, dualarımız hiçbir şey getirmiyor.

Bu nedenle, sadece bağınız ölçüsünde, bir talep için doğru dürtülerin veya yukarıdan bir arzunun, sizi geliştirecek ve büyütecek güce yükselme arzusu için, içinizde ortaya çıkacağını anlamalısınız.

Sadece aramızdaki ortak bir talebin tespiti ve onu Yaradan’a döndürmek bize bağlıdır.

Tek Kökü Keşfetmek

Soru: Kabala bilgeliğinin kişiye en üst hedefe nasıl ulaşacağını öğrettiği söylendi. Bunu yapmanın yolu nedir?

Cevap: Yaradan’a giden yol herkes için aynıdır, ancak her birinin kendi kişisel yolu vardır. Bu ne anlama geliyor? Bir yandan Yaradan’ı edinmenin yolu içsel bir kişisel deneyimdir, bu da onun yalnızca sizin deneyimleyebileceğiniz bir şey olduğu anlamına gelir. Baal HaSulam’ın dediği gibi, “Gözleriniz görecek, bir yabancı da değil.” Yaradan çok özenli, kişisel bir tutumla edinilir. Öte yandan Yaradan, aramızdaki iyi, açık, karşılıklı bir bağ vasıtasıyla edinilir.

Burada aslında bir paradoks vardır. Aramızdaki ortak bağı ifşa ettiğimizde, her birimiz bu bağda yalnızca kendi üst, tek ve bireysel kökümüzü keşfederiz.

Ardından, genel (son) ıslah adı verilen bir sonraki aşama gelir. Hiçbir Kabalist henüz bunu edinmediği için onun hakkında bir şey söyleyemem çünkü bunun için tüm insanlığın ıslahı gereklidir. Hepimiz ıslah olmak istediğimizde ve her kişi kendi köküne ulaştığında, tüm bireysel kökler tek bir büyük köke bağlanacak ve bu ıslahın sonu olacak. O zaman hepimiz kaynağımızı, tek ve eşsiz Yaradan’ı edineceğiz.

Birleşik Toplumsal Sistem

“Son Nesil” makalesinde Baal HaSulam,  sosyal eşitlik – “komün” kelimesinden türetilen komünizm olarak adlandırabileceğiniz, devletlerin olmayacağı, yalnızca tek bir toplumsal sistemin olacağı gelecekteki bir dünya hakkında yazar.

Orada her şeyi birbirine eşitleme, baskılama veya yapay olarak dayatılan ilişkiler mevcut olmayacak.  İnsanlar her şeyi anlayacak ve hissedecekler çünkü üst dünya onlara ifşa edilmiş olacak. Kabala’nın yardımıyla bunu kendileri keşfedecekler ve iyi ilişkiler içinde yaşarlarsa bunun kendileri için de iyi olacağını görecekler.

Örneğin, beş metre yükseklikten atlayarak veya ateşe elimi sokarak kendime zarar vermem çünkü kendime vereceğim zararı açıkça görebilirim. Benzer şekilde, insanların birbiri ile bağlantılı olduğu küresel sistem bize ifşa edilirse, o zaman tabii ki başkalarına zarar vermeyeceğim çünkü bana nasıl geri döneceğini göreceğim.

Sadece insanlığın tüm içsel bağlantısının sistemini anlamam gerekiyor ve o zaman hiçbir durumda birine zarar vermek istemem veya başkalarının pahasına daha iyi bir servet kazanmaya çalışmam çünkü bunu yaparak kendime kazandığımdan çok daha fazla zarar vereceğimi anlarım. Bağımızın sistemi bu şekilde çalışır ancak bu bize görünmez. Onu ortaya çıkarmamız gerekir.

Kabala bilimi bunu yapmamıza izin verir. O zaman hiçbir öğretiye, felsefeye, siyaset bilimine, oluşuma, karmaşık şeylere ihtiyacımız olmayacak. Sadece doğada var olan aramızdaki bağ sistemini ortaya çıkarmamız gerekiyor. İşte o zaman iyi çocuklar gibi kendi aramızdaki bağımızda doğru bir şekilde davranacağız.