Daily Archives: Ekim 5, 2021

“Dünyanın Geleceği İçin İdeal Vizyonunuz Nedir?” (Quora)

Herhangi bir canlı organizmanın hücreleri, egoist olmalarına rağmen, yine de birbirleriyle çalışarak tek bir mekanizmada, tek bir özgecil sistemde birleşirler, burada her hücre kendini organizmaya bağlar ve sadece organizmayla nasıl bütünleşeceği ile ilgilenmeye odaklanır, bu organizmaya nasıl hayat sağlayacağını ve onun genel işleyişini önemser. Bunları yapmadığı takdirde kendisi hayatını kaybedecektir.

Bu, insan toplumundaki ortak tutum olmalıdır: Eğer hayatta kalmak istiyorsak, o zaman hücrelerin herhangi bir canlı organizmada nasıl işlev gördüğüne dair aynı yasayı kabul etmeli ve herkes diğer herkesi düşünmeli. Geleceğimizi böyle tasavvur etmeliyiz.

Dünyadaki yaşamımız boyunca, egoizm yoluyla gelişiyoruz. Gelişimimiz konusunda giderek daha bencil olmaya başladık ama şimdi egoistik gelişimin sonuna geldik ve tamamen farklı bir boyuttayız. Yeni bir realitenin ve yeni bir sistemin, giderek daha fazla birbirimize bağlı ve bağımlı olduğumuz yeni bir realitenin ve yeni bir sistemin bizlere açıldığını anlamamız gerekiyor. Buna göre parçası olduğumuz bütünsel sistemi aramızdaki hayatın kanunu olarak kabul etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla bunu bir gerçek olarak kabul edersek, gelecekteki hayatımızın güzel olacağını göreceğiz.

Umarım göreceğimiz şey tam olarak bu olur.

Tek Bir Mekanizma İçinde

Baal HaSulam, “Dünyada Barış”: Realite; bir başına kalmış bir bireyin, çevresinde ona hizmet edecek ve ihtiyaçlarını sağlamaya yardımcı olacak yeterli sayıda insan olmadan var olma hakkı olmadığını bize gösteriyor. Dolayısıyla, kişi öncelikle sosyal bir hayat sürmek için doğmuştur. Toplumdaki her birey bir makineye yerleştirilmiş birkaç başka çarka bağlı bir çark gibidir. Bu tek çarkın, kendisi dışında hareket etme özgürlüğü yoktur; ancak makineye, genel görevini gerçekleştirmesinde yeterlilik kazandırmak için belli bir yönde ve diğer çarkların ile harekete devam eder.

Etrafımızda çok büyük, tamamen birbirine bağlı bir dünya yaratıldı. Bunun içinde hiç bir şey özgür değil. Bundan dolayı kişi kendisini aniden dünyanın sonunda, yanında hiç kimse olmadan bulsa bile asla özgür olamaz. Hala tamamen diğer insanlarla bağlantılı olacaktır.

Görünüşte herkesten fiziksel olarak kopmuş olduğu bu durumda bile, içsel çarkları aracılığıyla dünyadaki milyarlarca insanla hala bağlantılı olduğunu anlamalıdır. Bunu yakında keşfedeceğiz.

Nerede olursak olalım, her zaman tüm insanlığa nasıl tamamen bağlı olduğumuzu hissetmemiz veya hissetmeye çalışmamız arzu edilir.

Dünyada tamamıyla özgür hissetmek diye bir şey yoktur. Kanepede uzanıp televizyonu açarsam ya da bilgisayar başına oturursam tek başınayım, özgürüm diye düşünüyorum. Özgür değilim! Ne olursa olsun tüm insanlığa bağlı küçücük bir parçacık gibiyim.

Kişi herhangi bir anda bunu hissederse, belirli sinyalleri almaya başlar. Bir yandan, bu şekilde yaşayarak, sürekli herkesi düşünerek, kendimize fazla yükleniyoruz gibi gelir. Yine de bunu yaparsam, onlarla karşılıklı olarak nasıl etkileşim kurduğumu, beni nasıl etkilediklerini çok geçmeden hissetmeye başlarım. Ve onlar aracılığıyla, Yaradan ile bağlantıyı çabucak bulurum.

Yaradan Genel Bütünsel Güçtür

Soru: Söylediğinize göre Yaradan yok. Öyle ise biz kime MAN (Dua) yükseltiyoruz?

Cevap: Benim demek istediğim, insanların inandığı gibi bir Yaradan olmadığıdır. Yaradan bizi birleşmeye teşvik eden doğanın ortak gücüdür. Bu onun tek amacıdır.

Dolayısıyla, Yaradan’ın doğru tanımı: içinde her şeyin var olduğu genel, bütünleyici güç olmasıdır. Kabala bilgeliği, bu gücün başlangıçta yaratılan her şeyi parçaladığını ve şimdi yaratılışın yavaş yavaş bir yapboz gibi tekrar bir araya gelmeyi özlemlediğini söyler.

Her bir bileşen diğerleri ile olan bağlantısındaki gerçek yerini almalıdır ve karşılıklı bütünleşmelerinde daha yüksek gücü daha daha fazla keşfedeceklerdir. Bu nedenle, Yaradan yok dersem, demek istediğim: O’nu bağın gücünden başka bir şeyde bulmaya çalışmayın. O başka hiç bir şey yapmıyor bu nedenle başka bir şey için umut beslemeye gerek yok.

Manevi Doğuma Yol Açan Koşullar

Soru: Nefeş, Ruah, Neşama, bu üç bileşen nedir?

Cevap: Bunlar dünyamızdan, insanlığın bugün deneyimlediği şu anki arayış, karanlık, yanlış anlama, kafa karışıklığı, kopukluk ve boşluk durumumuzdan yükseldiğimizde manevi gelişimin üç aşamasıdır. Artık dünyadaki hemen hemen herkes bizi manevi doğuma götüren koşullardan geçiyor.

Bu bir bitişin hissiyatı, kısıtlamanın, algı eksikliğinin hissiyatı, bir şeyin gelişmesi için bir arzudur. Çünkü bize sadece sürekli hayal kırıklıkları ve daha da büyük boşluklar getirdiği için gelişimimizde hayal kırıklığına uğrarız.

Tüm bu koşullar çok yararlıdır ve tam olarak bizim dünyamızdan ilk manevi dünyaya, Assiya dünyasına yükseldiğimiz ve gerçek rahimiçi gelişime girdiğimiz ve bir dereceye kadar yukarının varlığını hissetmeye başladığımız güçleri temsil eder.

Tüm insanlığı, tüm dünyayı ve hatta daha fazlasını (içinde bulunduğumuz bir tür düşünce, plan, başlangıç, bitiş, amaç ve süreci) etkileyen tek bir organizma olan küresel bir doğanın içinde olduğumuzu hissetmeye başlarız.

Bunun edinilmesi, Nefeş seviyesine ve Assiya dünyasına ulaşmaktır.

İki Dünyada Yaşamak

Soru: Ruhumu geliştirdiysem ve iki dünyada yaşıyorsam, bundan sonra ne olacak? Herkes gibi yaşayıp çalışmayacak mıyım?

Cevap: Neden olmasın? Aynı hayatta kalırsın ancak birdenbire sizinle diğerleri arasında, Yaradan denilen, her şeyi dolduran bir alan olduğunu hissetmeye başlarsınız.

Hava yerine her şey Yaradan’dır; siz O’nun içindesiniz ve O hepinizin içindedir.

Sonsuza kadar mükemmellik içinde var olduğunuzu hissetmeye başlarsınız.