Daily Archives: Eylül 3, 2021

Öldüren Ve Hayat Veren Bir Kral

Manevi bir embriyo durumuna ulaşmamız için, kendini iptal etme pratikte nasıl gerçekleşir? Kendini iptal etme, üst güçle ilgili olarak onlu aracılığıyla kendimi sistematik olarak, günden güne, giderek daha fazla iptal ettiğim durumdur.

Onlu içindeki çalışma hakkında Rabaş’ın tüm tavsiyelerine uymaya çalışırım ve bunun Yaradan’a karşı pasif olmama yardım edeceğini umarım. Bu, hangi durumda ve ne durumda olursam olayım, Yaradan’ın önünde kendimi iptal etmek ve her türlü değişime hazır olmak istediğim anlamına gelir.

Tek bir şey isterim: Yaradan’ın benimle ilgilenmesi. Kendimi O’na teslim ederim ve O’nun beni değiştirmeye başlamasını ve üst güce iptal olma ve bağlanma niteliğinin içimde büyümeye başlamasını beklerim.

Yukarıda olanın ana rahminde olmak, yukarıdakinin başından sonuna kadar benimle istediğini yapabilmesi anlamına gelir, denildiği gibi: “Öldüren ve hayat veren bir kral.” Ve her şeye hazırım. Buna manevi bir embriyo olmak denir, şimdiye kadar var olan her şeyin en büyük kısıtlamasıdır.

Manevi dünyaya girişi belirleyen en önemli nokta budur. İçimdeki ve etrafımdaki tüm engellere rağmen kendimi tamamen iptal ederim ve kendimi onların üzerine çıkartırım. Sonuçta, benim için asıl olan, yukarıda olana tam bağlılıktır.

Asıl şey, üst kuvvetle ilgili olarak böyle bir kendini iptal etme aşamasına ulaşmaktır. Diğer tüm dereceler bu kendini iptal etmenin yalnızca farklı biçimleridir çünkü her seferinde Yaradan’ın ihsan etme arzusuna uygun olarak kendi alma arzumu iptal etmem gerekir. Ve sonra O’nun ihsan etmesinin formu, benim alma arzumun yerine geçecek yani Yaradan ihsan etme formunu alma formunun içine yerleştirecek. Islahın en sonuna kadar  tüm dereceler: embriyo, emzirme ve olgunluk, özünde aynı embriyodur, aynı kendini iptal etme noktasıdır, sadece gitgide daha fazla genişler.

İhsan etme kuvvetinin beni giydirmesini ve ele geçirmesini istediğimi, çevrem ve çalışmalarım sayesinde kendime sürekli hatırlatırım. Ve pasif kalırım ve üst gücün benim alma gücümü yönetmesini ve iptal etmesini isterim. Yaradan’ın bende kıyafetlenmesini ve bana yeni arzular ve yeni nitelikler – ihsan etme nitelikleri – vermesini beklerim. Bazen bu nitelikleri aldığımı hissederim, bazen hissetmem. Bir gün diğerinden farklıdır, bir arzu gelir, sonra diğeri çünkü tüm bu koşullardan geçmek zorundayız.

Onlular- Kabalistik Bir Organizasyonun Yapısı

Soru: Öğretim yönteminizde ki yaklaşım, kuruluşunuzun mevcut yapısının onlulara bölünmesine yol açmıştır. Kullanılan formun, insanlar olarak kendisini düzenlenmesinin etkisi burada işe yaradı mı ve oldukça net bir yapı mı ortaya çıkardı?

Cevap: Kabala’da kişinin onlularda çalışması gerektiği yazılmıştır. Bir grupta on kişinin olması arzu edilir. Daha sonra onlular, yüzlülerde, binlilerde vb. toplanacak.  Ben kişisel olarak bunun içinde değilim, ben sadece insanlara öğretiyorum. Ama hepsi açıkça birliklerini hissediyorlar.

Soru: Yani onlar zaten kendilerini organize ediyorlar ve siz buna katılmıyor musunuz?

Cevap: Evet. Onlar kontrol ediyor ve kesinlikle buna uyuyorlar. Onlar için onlu bir grupta bulunmak kutsal bir görevdir. Çünkü birbirlerini desteklemelerinin tek yolu budur.

Her Şey Genel Islaha Bağlıdır

Soru: Yaradan’ı açıkça ifşa ettiğimizde ve edindiğimizde hala zamanı hissedecek miyiz?

Cevap: Bu ıslahımızın genel mi yoksa bireysel mi olduğuna bağlıdır.

Ama genel ıslaha ulaştığımızda, evrenimizi, dünyamızı hissetmeye son vereceğiz. Baal HaSulam’ın yazdığı gibi bu dünya, üst dünyanın seviyesine yükselecek.

Edinmenin Amacı Yaradan’dır

Soru: Bir kişi bilgi edinmek için manevi dünyada hangi eylemleri yapabilir ve bu bilgi her zaman Yaradan’a mı yöneliktir?

Cevap: Manevi dünyada Yaradan’dan başka keşfedebileceğimiz ve arzulayabileceğimiz hiçbir amaç, hedef veya sistem yoktur.

Bizler tamamen O’nun içindeyiz. Ancak O’na karşılıklı ve iki taraflı olarak ihsan etmek ve O’ndan bir yanıt almak için farklı nitelikler, kazanımlar, bilgi ve güçlerle O’na ne kadar çok bağlanırsak, o kadar iyi durumda oluruz çünkü bizim için en uygun yaşam biçimini elde ederiz.

Maneviyatta Yaratan’dan başka hiçbir şey yoktur. O, içinde var olduğumuz bir üst alandır ve gelişimimizin amacı, sadece alanın merkezinin, onun üst kutbunun edinimidir.