Daily Archives: Ağustos 13, 2021

Doğaya Neden Yaradan Denir?

Soru: Kabala’nın Temel Kavramları kitabınız, kişiyi Yaradan’a yaklaştıran metodolojiyi çok detaylı bir şekilde anlatıyor.

Ancak birçok modern yönetici ve danışmanlar, Yaradan kavramından ve O’nun realitemiz üzerindeki etkisinden oldukça uzaktır. Burada temelden farklı bir yaklaşım olabilir mi?

Cevap: Bütün bunlara Yaradan değil, doğa diyelim. Aynı şeydir. Yaradan bizim üst yönetim dediğimiz şeydir çünkü kendi amacına veya kendi planına sahip olması anlamında bilinçten yoksun değildir. Bu yüzden, “Bu üst güçtür, Yaradan’dır” diyoruz. Ne de olsa O’nun bir planı, açıkça uygulanan bir programı var. Diğer her açıdan ona basitçe “doğa” diyebilirsiniz, her bir parçasını kontrol eden ve onları mükemmelliğe ulaşmaya iten uçsuz bucaksız, mükemmel bir doğa.

Bu nedenle “Yaradan” ve “Kabala” terimlerini ortadan kaldırabilir ve tamamen açık, teknik, bilimsel terimlerle yazabiliriz.

Bundan çok mutlu olurum çünkü kendimi dindar bir insan olarak görmüyorum; çünkü Kabala’nın dinle ya da Yahudilikle ilgisi yok, o, doğadan bahseder. Birçok Kabalist dünyanın çeşitli uluslarındandı.

Bilimde var olan doğaya yönelik tutumun aksine, burada doğaya yönelik tutum, bir planı, bir amacı ve bu planın uygulanmasının güçlerini içerir. Bu yüzden doğaya Yaradan diyoruz.

Ortak Bir Bütünün Parçası Olmak

Kabala’da bireysel gelişim yoktur. Kişi kolektifin organize bir parçası haline gelirse, Kabala yardımcı olur.

Gerçek şu ki, egoizmimiz çalışmayı bırakır. Öyle hallerden geçer ki bizi kendi dışına iter.

Bizler bireysel egoist yolu çoktan tamamladık ve insanlığın ne kadar ileri gideceğini bilmediğini görüyoruz. Ancak Kabala, bir sonraki gelişim seviyesinin bireysel memnuniyet, elde etme veya kendiniz için bir tür uygun yer bulma seviyesi olmadığını, kolektif düşünce ve arzulara ulaştığınız durum olduğunu söylüyor.

Tüm kararlar sadece grupta, onluda verilir. On kişi, Yaradan olarak adlandırılan doğanın ortak bütünsel gücünü aniden keşfettikleri özel bir düşünce arzusu ve özlemiyle birbirlerine bağlanırlar. Bu, herkes kendi egoizminin üzerine çıktığında ve diğerleriyle sanki onun bir parçasıymışlar gibi bağ kurduğunda, onların doğru bağı vasıtasıyla ifşa olur.

Bireyselliğin üzerinde yükselerek ve kendi aralarında tek bir ortak bütün inşa ederek, onun içinde, yeni bir algılayıcıda, yeni bir duyguda, doğanın bu ortak gücünü, form eşitliği yasasına göre hissetmeye başlarlar.