Karşıtların Birleşmesi

Manevi durumların ortaya çıkması, gelişmesi ve bu durumları özümseme şeklimiz hakkında kısa açıklamalar çerçevesinde, Kabala’nın karşıtlara nasıl tepki verdiğinden ve onları dengelemeyi nasıl mümkün kıldığından bahsetmek gerekir. Hayatımızda, her türlü fiziksel etkiden (soğuk, ısı, basınç, boşluk vb.) duyusal (nefret, sevgi, neşe, umutsuzluk vb.) parametrelere kadar birçok çelişki ile karşı karşıyayız.

Bu durumları, içimizde dönüşümlü olarak bulunmasalar da genel bir uyum içinde var olabilmeleri için yani bize tamamen imkansız görünse de eşzamanlı olarak algılayabilmemiz için nasıl dengeleyebiliriz?

Kabala Bilgeliği, bunun bir kişiyi mükemmellik durumuna götürmesi gerektiğini söyler. Mükemmellik yalnızca bir durumda var olduğunda ve diğerinde, yani zıddında mutlak kusur olduğunda, mükemmelliğin olamayacağını açıklar. Bir umutsuzluk durumunda mükemmellik olamaz ve daha sonra yerini umutsuzluğa bırakacaksa, bir sevinç halinde de mükemmellik olamaz. Bu nedenle, burada tamamen farklı bir yaklaşıma, soruna farklı bir çözüme ihtiyacımız vardır.

Kabala Bilgeliğinin iştigal ettiği konu şey budur. Bir insanın tüm niteliklerini, tüm hallerini bir araya getirip, hepsine tek bir büyük, mükemmel çözüm sunmayı kendine misyon edinmiştir.

Cevap, hiçbir şekilde bağ kuramadıklarında veya herhangi bir düzeyde, his ve akılda bir araya gelemediklerinde, iyi ve kötü durumların arasında olan her şeyin üzerine yükselmektir.

Onların bağı, kişi egoist durumdan mantık üzeri inanç denilen alana yükseldiğinde, yani nitelikleriyle ihsan etme ve almama yönünde çalışmaya başladığında ortaya çıkar. Tüm duyularla ters yönde çalışarak, her şeyi mutlak iyi olarak algılar.

Bu fizikte ve genel olarak hayatımızda, birbirimizle ilişkilerimizde çelişkiler varken ve ne yapacağımızı bilemediğimizde olduğu zamanki gibi değildir. En fazla, ortada bir yerdeyizdir, bir orta yol bulmaya çalışırız.

Kabala’da orta yol yoktur! Kabala, kendimizi her iki tarafta da kısıtladığımızda ve başka hiçbir şey yapamayacağımıza inandığımızda, ellerimizi kaldırdığımızda ve ortalama bir değeri kabul ettiğimizde bunun kısır bir eylem olduğuna inanır.

Ortalamayı değil, aynı anda iki zıt değerden de maksimum değeri seçmeliyiz. Egoizmimizin üzerine yükseldiğimizde, bu iki karşıt sistem bir olur, çünkü biri arzu, diğeri de doyum olur.

O zaman, bu şekilde kesinlikle tüm kararları vermenin ve tüm çatışmaları kesinlikle çözmenin mümkün olduğuna dair çok net bir hissimiz olur. Bu, dünyayı kesin olarak mükemmel bir duruma getirme yöntemidir.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed