“Göçmen Krizini Çözmek – İnsani Krizi Yeniden Tanımlamak ” (Linkedin)

Fox News, yalnızca Mart ayında “Sınır yetkilileri, sınırda 172.000 göçmenle karşılaştı… bu Şubat ayına göre %71’lik bir artış ve güney sınırındaki krizin boyutunun en son göstergesi. 172.000 göçmen… 18.890 refakatsiz çocuğu içeriyordu – Şubat ayında karşılaşılan zaten yüksek olan sayıdan %100 artış ile en yüksek sayı kaydedildi.” diye bildirdi. Sınırı geçtikten sonra, bu çocukların, 250’den fazla çocuk almayacak şekilde inşa edilmiş “kafeslere” binlercesi yerleştirilerek tıkılmış durumdalar. Bu kafesler sadece aşırı kalabalık değil, aynı zamanda çaresiz çocuklara yönelik şiddet ve cinsel saldırılar için bir üreme alanı. Şimdiden, bu kafeslerden gelen hikayeler yürek parçalıyor. Tüm hesaplara göre, bu korkunç bir insani kriz ve bunun hiçbir yerde çözümü görünmüyor.

Şu anda bir insani kriz, “bir topluluğun veya büyük bir grup insanın sağlığı, güvenliği veya refahı açısından tehdit eden bir dizi olay” olarak tanımlanmaktadır. Bu tür krizleri çözmek için, çeşitli yardım kuruluşları çıkmazdan etkilenenlere maddi yardım sağlar. Bu yolla, gelecekteki krizleri engellemiyor, bunlardan etkilenen insanlara yardım etmiyoruz, sadece onları hayatta ve acı içinde tutuyoruz. Acil yiyecek, çadır ve temel tıbbi yardım sağlanması, mağdurların çektiği acılardan güç alan kuruluşlara daha fazla fon çekmek için dolaşan resimlerde iyi görünebilir, ancak sorunu çözmek için hiçbir şey yapmazlar.

Bu nedenle, bence daha maddi kısmını bile ele almadan önce krizin insani kısmını da dahil etmek için “insani krizi” yeniden tanımlamamız gerekiyor. Bu krizlerin olmasının nedeni, insanların göç etmeden önce uygun eğitimi almamasıdır. Sınırsız fırsatlar ülkesi vaat ediliyor ve sonunda kafeslere ya da mülteci kamplarına düşüyorlar ya da hiçliğin ortasında küçük bir kasabaya otobüslerden indirilip yalnız bırakılıyorlar.

Sınır, başvuru sahiplerinin gerekli kriterleri karşıladığını test ettikten sonra, bir ülkenin kabul etmek istediği kişiler dışında herkes için kapatılmalıdır. İnsanlar durumlarını iyileştirmek için yeni bir ülkeye göç etmek isterlerse, önce gerekli hazırlıkları yapmalılar: Yeni ülkenin dilini öğrenmeli, yeni ülkenin refah sistemi üzerinde bir yük haline gelmemeleri için gerekli iş becerilerini edinmeli ve gelecekteki evlerinin temel yurttaşlığı hakkında bilgi edinmeli.

İnsanların sınıra aktığı mevcut durum bir felaket göstergesidir. Bu zaten oluyor ama çok daha kötüye gidecek! Basit bir deyişle, bu bir intihar politikasıdır. Devam ederse, eğitimli ve zengin olanların daha sürdürülebilir toplumlara “yerleştikleri” ters yönde göçü görmeye başlayacağız. Göçmenlerin Amerika Birleşik Devletleri’ne akması demokrasinin temellerini sarsıyor. Onların çökmesi ve Amerika’nın zirveden en alt noktaya düşmesi uzun sürmeyecek.

Yine de, bu senaryo gerçekleşmediği sürece, bundan kaçınmak mümkündür. Kararlılık gerektirir, bu güçlü ulusun başka hangi seçeneği olduğunu anlamıyorum.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed