Yaradan İçin İçimizde Yer Açalım

Gerçekliğin tamamı bizim büyük egoizmimizle doludur. Tüm dünya, cansız doğa, bitkiler, hayvanlar ve insanlar, tüm bunlar, Yaradan’ın gücü olan ihsan etme gücüne yer açmaya başlamamız gereken egoist arzumuzun dereceleridir.

Kendi içimizde, dünyayı algılayışımızda, aramızdaki bağlantıda çalışırız ve Yaradan’ın, O’nun ihsan etme niteliğinin embriyosunu yerleştirebileceği ve içimizde büyümeye başlayabileceği bir yer yaratırız.

Yaradan bizi hem içeriden hem dışarıdan etkiler. İçinde var olabilmemiz için, kendisini bilerek kısıtlayan beyaz ışığın içindeyiz. Böylece, kendimizi Yaradan’ın varlığından özgürleşmiş boş bir alanın içinde buluruz ve O’nu hissetmeyiz.

Bu boş alana bir ışık huzmesi girdi ve bu boşlukta manevi nesneler ve dünyalar inşa etmeye başladı. Bu nedenle, Yaradan’ın içindeyiz, O’nun tam kontrolü altındayız. Ancak bu, Yaradan açısından böyle görünmektedir.

Yaratılan varlıklar açısından, Yaradan’ın kontrolünden sözde özgür olan boş bir alanda var oluruz, çünkü bu kontrolü görmeyiz ve hissetmeyiz. Dolayısıyla bu dünyanın ve hayatımızın efendisi olduğumuzu düşünürüz.

Ama aslında, Yaradan bizi eğitir ve bizi gerçekte nerede olduğumuzu bilmediğimizin farkındalığına götürür. Sonra hayatımızın neye bağlı olduğunu aramaya başlarız ve her şeyi belirleyen ve gerçekleştiren üst gücün olduğunu keşfeder ve onu ifşa etmeye özlem duyarız.

Geçmiş nesillerin tüm Kabalistlerinin, Kabala Bilgeliği olarak adlandırılan, Yaradan’la bağ kurmamızı sağlayan yöntemi ifşa etmelerine ve bu dünyadaki yaratılmış varlıklara Yaradan’ı ifşa etme metodunu bize aktarana kadar yaşadıkları şey budur.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: