“Dünyanın Temiz Su Kıtlığı Sorununu Nasıl Çözebiliriz?” (Quora)

Suyun manevi kökü, Kabala’da “Bina’nın gücü” olarak adlandırılan, ihsan etme gücüdür.

Dolayısıyla bir yandan embriyo ve ceninken suda gelişiriz, suda doğarız, suya çekiliriz ve insan vücudu çoğunlukla sudan oluşur. Ancak öte yandan, bir nesilden diğerine duygusal olarak daha kuru hale geliriz. Başka bir deyişle, ne kadar çok gelişirsek, insan egosu o kadar büyür ve benzer şekilde, birbirimize karşı tutumlarımız o kadar kurur, duygudan ve içsel bir bağlantı duygusundan yoksun kalır.

Dünyada bol miktarda su var ve su kıtlığının tek nedeni, birbirimizle olumlu bağ eksikliğimizdir. Büyüyen egoist doğamız nedeniyle, kendimizi sayısız soruna saplanmış buluyoruz, dünyanın çeşitli yerlerinde su kıtlığı bunlardan biridir.

Kendimizi önemsediğimiz kadar başkalarını da önemsiyor olsaydık, çeşitli sorunlarımıza, onların arasında su kıtlığına da çözüm bulurduk. İnsanlar, istedikleri yerde ve istedikleri zaman bol miktarda suya erişebilirlerdi.

Sorunlarımızı çözmenin patenti çok basit ve herkese açıktır: Kendimizi birbirimize olumlu bir ihsan etme tavrıyla bağlarsak o zaman ihsan etme, suyun manevi kökü (Hasadim [merhamet]) olduğundan, biz de yukarıdan ve aşağıdan sel suyu değil, canlı su çekerdik.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: