“Dans Etmek Manevi Bir Şey Midir?” (Quora)

Dans etmek çok doğaldır. O, bedenin dilidir. Kendimizi ifade edecek sözün kalmadığı yerde dans ederiz.

Dans etmek ve şarkı söylemek, üst güçle, kaderimizle ve umutla bağlantı kurma arzumuzdan kaynaklanır.

Nesiller boyunca gelişen bireyselleştirilmiş dans biçimi, egoist gelişimimizin bir sonucudur; burada ne kadar egoist olursak, dans da dahil olmak üzere insan faaliyetlerimiz o kadar bireyselleşir.

Gruplar halinde ve daireler halinde dans etmek bize başkalarıyla bağlantı hissi verir, burada birlikte dans ederek, daha güçlü hale geliriz ve kendimizi daha fazla niyet ve arzu ile besleriz. Birlikte dans etmek bize bireysel olarak dans etmekten çok daha fazla güç verir çünkü birlikteliğimizde manevi bir güç bulunur ve bu da egolarımızın üstesinden gelmemize yardımcı olur. Böylece, böyle bir düzende, negatif egoist güçler, bağımızı artıran pozitif güçler haline gelir.

Kabala bilgeliğine göre, dans, iki kutup gibi bölünme ve nefret üzerine binmek zorunda olan bağ ve sevginin ifadesidir. Bu zıtlıkları birbirine bağlamak bizim işimizdir ve dans, birbirine yakınlaşıp sonra geri çekilmek ve yukarı ve aşağı zıplamak gibi zıt hareketlerin bir dengesi olarak ortaya çıkar. Bu, doğa tarafından yaratılan bireysel ve ayrı varlıklar olarak doğamıza, bu durumu nasıl aştığımıza ve bu durumun üzerine nasıl yükseldiğimize ve bir olma arzumuza işaret eder.

Yaradan’la dansa “gelin ve damadın dansı” denir. Yaradan ya da üst güç damattır ve bizler kendimizi Yaradan ile bağa getiren geliniz. Bizler o zaman Yaradan’ın bizden istediği her şeyi özveriyle yapmaya hazırızdır ve bu bizim dansımız olur.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed