“İnsanlar Neden İnançlarında Radikalleşme Eğilimindedir?” (Quora)

Bu bir sorundur, ki bizler doğanın bizden ne istediğini öğrenme gerekliliğini anlayamıyoruz, bu da tüm dünyanın başlıca dinlerinin temelinde yer alan aynı yasadır: “Komşunu kendin gibi sev” (Levililer 19:18).

Bizler tüm farklılıklarımızın, bölünmelerimizin, reddedişlerimizin ve birbirimize olan nefretimizin ötesinde sevgiye ulaşma gerekliliğinde eşitiz, çünkü “sevgi tüm günahları örter” (Özdeyişler 10:12). Ancak, başkaları pahasına haz almayı isteyerek, doğanın olumlu bir şekilde bağlanma talebini reddeden egoist insan doğamız, bizi birbirimize karşı konumlandırır ve bu tüm radikalleşmenin temel nedenidir.

İnsan egosu her kişinin ve grubun içinde işler. Bu, her birimizin kendimizi ve ait olduğumuz grupları diğerlerinden daha iyi olarak görmemize neden olur, inançlarını aşırılıklara götürmeye istekli radikallerde artışa yol açar. Nihayetinde ego, dünyamızı yok etmeye hizmet eder ve radikalleşme onun doğal sonuçlarından biridir.

Tüm bölünmemizin, nefretimizin ve radikalleşmemizin arkasındaki temel nedenin insan egosu olduğunu anladığımızda, o zaman egonun üzerine nasıl yükseleceğimize odaklanmak akıllıca olur. O zaman kendimizi herhangi bir yönelime bağlamaya gerek kalmaz, doğanın temelini oluşturan tek bir eğilime bağlanırız: İnsan egosunun üzerine çıkma, tüm farklılıkların üzerinde başkalarıyla birleşme ve ayrıca bunu yapmak için metodu öğretme ve paylaşma ihtiyacı.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed