Yaradan, Hoşgörü ve Kırmızı Düğme

Yorum: Uluslararası hoşgörü günü, neredeyse hiç hoşgörü görmediğimiz bir dünyada, 16 Kasım’da kutlandı. Sabır tükendi.

Amerika’da, Avrupa’da ve Asya’da  ne dersek diyelim, hoşgörü yok. Beyaz Rusya’da Etiyopya’da neler olduğuna bakın.

Cevabım: Dünya şimdi çok ciddi bir tepe noktasına, bir düşüşe giriyor.

Soru: “Hoşgörü” terimi sizin için ne ifade ediyor?

Cevap: Hoşgörü çok faydalı bir sözcüktür, nasıl uygulanacağını bilirsek, birbirimize karşı doğru tutuma sahipsek, dünyanın herkes için eşit ve eşit ölçüde var olduğu, böylece kimseyi başkalarına tercih etmeyeceğimiz çok iyi bir yöntemdir. Bu öğretilmelidir, bizler bu şekilde doğmadık.

Yaradan herkesi farklı kıldı. Ve bizler kendimizi eşit yapmalıyız. Bu nedenle burada, doğaya, Yaradan’a karşı gitmeliyiz. Ve aslında kendimize yaptığımız şey hakkında ciddi şekilde düşünün.

Yorum: Yaradan’a karşı gelmemiz gerektiğini söylediniz.  Yaradan bizi öyle yaratmış ki sabır yok, hoşgörü yok, ama siz  “Sabırlı olmak istiyoruz” diyerek, bize buna karşı koymamız gerektiğini söylüyorsunuz.

Cevabım: Elbette! Yaradan’ın Kendisi şöyle der: “Kötü eğilimi ben yarattım. Ve sizler bunu ıslah etmek zorundasınız. ”

Soru: Peki bunu nasıl yapacağız?

Cevap: Yaradan’dan başka bir gücü, hoşgörü gücünü, birliğin ve bağın gücünü, sabrın ve başkalarını kendisinin ayrılmaz bir parçası olarak anlamanın gücünü talep edin.

Soru: Bunu hangi noktada talep edeceğim?

Cevap: Bunun kendim dahil her şeyi mahvettiğini gördüğümde ve bununla hem fikir olmadığımda! Kişi ne olursa olsun dünyaya sırtını dönmenin, her şeyin çökmesine izin vermenin, onu onunla birlikte alaşağı etmenin en kolay çözüm olduğunu anladığında.

Her gün, yaşamak, kendini ıslah etmek, dünyayı düzeltmek vb. çok daha zordur.

Yorum: İnsanlığa yapmak istemediği bir iş veriyorsunuz.

Cevabım: Eğitimin tamamıyla ilgili olduğu şey budur – kendi kendini yok etmeyi kabul eden bir kişiye vermemiz gereken şey şudur: “Düğmeye basın ve bir anda hiçbir şey kalmayacak.” Bu çok kolaydır.

Ama hayır, herkesi bu değersizlik, önemsizlik, hoşgörüsüzlük bataklığından nasıl çıkaracağımı düşünmek zorundayım. Başlarını kaldırmak, gözlerini açmak ve dünyaya yeni bir şekilde bakmaya başlamak için herkesi yukarı çekmeliyim.

Soru: Onları nereye götürdüğümü bilir miyim?

Cevap: Elbette.

Soru: Bu daha iyi dünya,  nasıl bir şey?

Cevap: Birbirimiz hakkında iyi düşünmektir. Daha fazlası değil. Ve daha önce hiç hissetmediğimiz doğanın iyi gücünü anında çekeriz. Bugün hala bizi yöneten kötü güç yerine, farklı, iyi bir güç hissedeceğiz.

Sadece bu gücün tesiri altında olmayı istememiz gerekir.

Yorum: Hangi noktada bu gücün tesiri altında olmak ve herhangi bir şeyi değiştirmeye başlamak isterim? Sonuçta, eğer her şey benim kötü eğilimimse, çünkü benim doğam böyleyse, sadece beni rahatsız etmek için o geri gelecektir.

Diyelim ki birine kötü bir şey yapıyorum, bazı olumsuz düşünceler yolluyorum ve bu bana on kat daha kötü geri geliyor. O zaman sizi anlayabilirdim. Sonra durup şöyle düşünürdüm: “Vay canına, onun hakkında kötü düşündüm ve her şey elimde patladı.” Bunu, Yaradan, bir bumerang gibi on kat geri gelsin diye yaptıysa, anlayabilirim.

Cevabım: O zaman bir hayvan olurdunuz! Yanlış hiç bir şey yapmazdınız yani tam olarak iyi ve kötü eylemler arasında yatan, özgür iradeye sahip olamazdınız.

Soru: Evet, sopayı takip ederdim. Sopa bana vurursa, ondan nasıl kurtulacağımı biliyorum. Yanlış mı?

Cevap: Bunu yapmakla, bir insanı robota dönüştürürsünüz, bu tamamen Yaradan’ın niyetine aykırıdır.

Soru: Ama o bana bir bumerang gibi geri gelmezse, başkalarını bastırarak daha da zenginleşirsem, bu olurken, bu düşünce nasıl ortaya çıkacak?

Cevap: Koşullar sizi oraya getirecek.

Soru: Acı çekmek mi?

Cevap: Evet. İyi düşünceler, iyi yaşam tarafından tetiklenmez.

Soru: Sürekli hakkında konuştuğunuz eğitim nerede?

Cevap: Hiç kimsede yok.

Soru: Peki onu kim tanıtacak?

Cevap: Sadece Kabalistlerin yapabileceğine inanıyorum. Dünyaya doğru kaynakları göstermeleri gerekir. Ve dünya buna yavaş yavaş geliyor.

Soru: İnsanların er ya da geç Kabalistlere gelip bu eğitim talimatını isteyeceğini düşünüyor musunuz?

Cevap: Evet, onlara bu yöntemi öğretmek için.

Soru: Öyleyse, dünyamızın yasalarının yardımıyla bu dünyada bir şeyler düzenleme girişimlerinden sonra, insanlık bunun imkansız olduğunu ve başka kurallara ihtiyaç olduğunu anlayacak mı?

Cevap: Evet. Umarım, kırmızı düğmeye basmalarından biraz daha önce olur.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: