Daily Archives: Ocak 29, 2021

Yakınlaşmanın Tek Yolu

Soru: Kültürlerarası ideoloji, her bireyin kişisel manevi gelişimine nasıl yardımcı olur?

Cevap: Tüm farklılıkların üzerine yükselmemize yardımcı olur. Los Angeles’taki öğrencilerle dersler düzenledim ve birbirleriyle nasıl iletişim kurduklarını merak ettim. Onlardan biri siyah, diğeri sarı, üçüncüsü beyazdı, birisi Müslüman başörtüsüne sarılı ve diğeri Davut Yıldızı ile dolaşıyordu. Sorularıma “Biliyorsunuz, bunu önemsemiyoruz” diyerek cevapladılar.

Bugün artık durum bu olmayabilir. Ancak o yıllarda, “Birbirimize o kadar alıştık ve birbirimizle o kadar yakın iletişim kuruyoruz ki, tüm bu dışsal özellikler bizi rahatsız etmiyor” dediler.

Yorum: Bu tür bir toplumun avantajlarından biri, göçmenlerin bir bilgi kaynağı ve nitelikli bir işgücü olmasıdır. Yeni tatlar, tarzlar, müzik, kültür ve farklı dilleri ve dinleri öğrenme fırsatı getiriyorlar.

Ancak farklı ülkelerdeki tüm bu kültürel ve bilimsel meraklar, çatışma ortaya çıkar çıkmaz ortadan kalkar. Onlara ne engel olmaktadır? Görünüşe göre milyarlarca doların yatırıldığı bir çocuk bakımı ve eğitim dönemi var ve yine de şu anda örneğin Amerika’da neler olduğunu görebiliriz.

Cevabım: Bu yetiştirme tarzı yanlıştır. Hiçbir şey yardımcı olmayacak. Hata, birbirlerine doğru bir şekilde nasıl yakınlaşacaklarının öğretilmemiş olmasıdır. Herkese, her bakımdan özgürlük verilir ve bu yolla birbirlerine yaklaşmanın doğru yolunu bulduklarına inanırlar. Bu yanlıştır.

Doğanın, yakınlaşma ile ilgili tek bir yolu vardır, bu da kişinin doğasının üzerine çıkması ve egoizminin üzerinde, komşusuyla bağ içinde olmayı tercih etmesidir. Bu öğretilmelidir. Bu aşamalı olarak gösterilmelidir.

İnsan doğasını değiştirmeden, her hangi bir şeyi çözmek imkânsızdır. Günümüzde bu olasılığa yaklaşıyoruz. Bizler, insan doğasını anlamalıyız, yoksa hayatta kalamayız.

İbrahim – Büyük Reformcu

Soru: İbrahim’e kim öğretti? Neden bu kadar bilge bir adam oldu?

Cevap: İbrahim, Adem’den başlayarak müritler dizisinde yirminci sıradadır. Adem, 5,781 yıl önce yaşadı ve İbrahim’e ulaşıncaya kadar yirmi nesil boyunca müritleri vasıtasıyla manevi metodu aktarıldı.

İbrahim ile ilgili olarak, kendisini çeşitli kabilelerden oluşan tüm Babil halkının birdenbire egoizm patlaması hissettiği ve insanların birbirinden nefret ettiği bir durumda bulması dışında, özel bir şey yoktur.

Sonra İbrahim bu olguyu araştırmaya başladı ve bunun egoizmdeki keskin bir artıştan kaynaklandığı ve bu konuda bir şeyler yapılması gerektiği sonucuna vardı. Egoizmin üzerinde bir bağ kurma sistemi inşa etmenin gerekli olduğu, ıslah metodunu ortaya çıkardı. Bütün Babillileri buna çağırmaya başladı.

Büyük bir lider olduğu için bazı Babilliler onu dinledi ve takip etti. Daha sonra onları Babil’den İsrail ülkesine götürdü, ancak insanların çoğu orada kaldı ve daha sonra dünyanın dört bir yanına dağıldı.

İbrahim büyük bir reformcuydu. Aralarındaki bağda, doğanın tek gücünü ifşa etmeye çalışan bir grup topladı ve içinde bu ihtiyaç gelişmemiş olan kişiler Babil’de kaldı.

Tora: Orijinali Mi Yoksa Çeviri Mi?

Soru: Kişinin Tora’yı sadece orijinal dilde mi okuması gerekir? Tora’nın ve Zohar Kitabı’nın anlamını, Rusçaya çevrildiği şekliyle anlamaya çalışmak faydasız mıdır?

Cevap: Tora’yı hem orijinalinde hem de tercümesinden okumak faydasızdır çünkü insan, Tora’nın ona gerçekten ne söylemek istediğini anlamayacaktır.

Tora’yı herhangi bir dilde çalışmak için, kişi önce Kabala çalışmalıdır. O zaman Tora’da saklı anlamı anlarız.

Mutluluğun Ne Olduğunu Anlamak!

Kırılma, görebildiğimiz, hissedebildiğimiz ve deneyimleyebildiğimiz doğal egoist arzularımızda ifşa olur. Bu nedenle, isteksizliğimizi, ıstırabımızı, yanlış anlamalarımızı, duygu karmaşamızı – tüm olumsuz duygularımızı- ifade etmek için elimizde zengin bir kelime dağarcığına sahibiz.

İnsanların çektiği zor, acı verici, dramatik durumlar hakkında pek çok roman yazılmış ve birçok film yapılmıştır. Acıyı tarif etmek için birçok sözcüğümüz, hislerimiz ve ifadelerimiz vardır. Ve iyi durumlar hakkında söylenecek neredeyse hiçbir şey yoktur – sadece iyi hissediyoruz,  hepsi bu kadar!

Neden mutsuzlukta olduğu kadar, mutlulukta da incelik yok? Sonuçta, biri diğerine karşı var olmakta değil midir? Ve bunların hepsi, mutluluğu anlamadığımız ve derinlemesine hissedemediğimiz içindir, bizler iyiliği kötülüğün üzerine inşa etmiyoruz.

Bunu yapsaydık, sevgiyi ifade etmek için şu anda sahip olduğumuzdan çok daha fazla kelime bulabilirdik. Acı hakkında durmaksızın konuşabilir, romanlar ve filmler yaratabiliriz. Ve iyi son çok kısa olur: sarıldılar, öpüştüler, birbirlerine gülümsediler ve film biter.

Sorun şu ki, gerçekten mutlu olmanın ne demek olduğunu bilmiyoruz. Dünyamızda, kötülüğe karşı iyiyi inşa etmiyoruz, ki böylece tüm günahlar sevgi ile örtülür. Sevgiyi gerçekten anlamak ve bağın tüm yönlerini, bağdaki tüm gölgeleri ve duyumları ifşa etmek istiyorsak, o zaman daha önce var olan çelişkileri silmemeli, yalnızca sevgi ile örtmeliyiz.

Sonrasında bağımız, ıstırabın, parçalanmanın içinde olan, tüm nüansları, tüm incelikleri özümseyecektir. Bu nedenle, Yaradan basit bir kap yarattı, onu basit bir ışıkla doldurdu ve sonra onu kırdı, böylece bu kırılmada ne kadar incelik olduğunu, aramızdaki birçok çelişkiyi ve nefretin, reddetmenin ve uzaklaşmanın tezahürlerini ortaya çıkarabilecektik.

Dünyamızda, yalnızca tatsız deneyimlerimizi araştırır ve birbirimizle ilişkilerimizi sürekli olarak sıralarız. Bütün bunlar onları sevgiyle örtmek içindir. Şu an sevgi için renkli ifadelerimiz ve sözlerimiz yok ama onu acı gibi, aynı zengin renklerde hissedebiliriz ve böylece Yaradan’ı ifşa ederiz.

Aksi takdirde, O’na layık duygulara, ifade edecek sözlere sahip değiliz. Sadece beyaz hareketsiz ışık var ve başka hiçbir şey yoktur. Onu hissedemiyorum, içinde tutunacak hiçbir şeyim yok. O tüm evreni eşit ölçüde doldurur ve benim onu hissetme şansım yoktur.

Bu nedenle, üzüntü ile neşeyi, kötü ve iyiyi birleştirmeye çalışmalıyız. Ve o zaman, hoş olmayan duyguları ve eylemleri ifade etmek için sahip olduğumuz tüm zengin kelime dağarcığını, acı ve hoşnutsuzluğun tüm uçurumunu, Yaradan’ı onlara göre ifşa etmek için, olumlu izlenimler ve mutluluk duyguları olarak yansıtabilir ve aktarabiliriz.