“2021’i Nasıl Şimdiye Kadarki En İyi Yılımız Yaparız?” (Linkedin)

İnsanlar her yıl 28 Aralık’ta, önceki yıla ait kötü anıları temsil eden nesneleri, resimleri veya notları fırlatıp, parçaladıklarında veya yaktıklarında Şükür Kurtulduk Gününü kutlarlar. Bu yıl, Latin Amerika geleneğinden esinlenen etkinlik, insanların kötü anılarını parçalamak için Times Meydanı’nda sıraya girmesiyle özellikle dikkat çekiciydi. Ne de olsa 2020, fırlatıp parçalamak için pek çok şey sağlamadı mı?

İnsanların neden kötü anıları parçalamak istediklerini ve neden bir daha asla geri dönmeyeceklerini ümit ettiklerini anlıyorum. Ama aynı zamanda kötü anıları “parçalamanın” yani onları geride bırakıp unutmanın, onların geri döneceklerini garanti etmenin en iyi yolu olduğunu ve muhtemelen eskisinden daha yoğun bir şekilde olacağını da biliyorum.

Hoş olmayan olayları talihsizlik olarak ele alıyoruz ama değiller. Ne kadar acı verici olursa olsun, hoş olmayan olayların amacı yoksa, o zaman, bizi memnun eden ve bizi iyi hissettiren hoş geldin etkinliklerinin bir amacı var mı? Bir şey anlamsızsa, onun tersi nasıl anlamlı olabilir?

Geçen yıl, özellikle ABD’de ortaya çıkan şey, esas olarak Sol ve Sağ arasındaki nefrettir. Üstesinden gelebilselerdi, her şeyde başarılı olurlardı: sağlık, eğitim, ekonomi ve diğer her anlamda. Amerika’yı yok eden, Sol ile Sağ arasındaki ve Siyahlar ile Beyazlar arasındaki nefrettir.

Kendi içindeki nefreti ortaya çıkarmak kötü değildir. Kötü olan, bu konuda hiçbir şey yapmadığınız zamandır. İnsanlar arasındaki nefret açığa çıkar ki biz onun üzerine çıkalım. Ne kadar bastırmaya çalışırsak çalışalım, işe yaramayacaktır. Amerikalılar muhtemelen köleliğin başlangıcından beri Siyahlar ve Beyazlar arasındaki nefreti bastırmaya çalışıyorlar. Irkçı nefret yüzünden iç savaşla mücadele ettiler, yine de ırkçılık, her zaman olduğu gibi şimdi de canlı ve azgın durumda. Üstelik şimdi bu, tüm Amerikan toplumunu yok ediyor.

Bu bize bir şey öğretmeli: Nefreti silemeyiz; sadece onun üzerine çıkabiliriz. Yani birleşme arzumuzu, birliğin hayatta kalmamız için gerekli olduğu anlayışımızı, nefretimizi ifşa etmekten daha önemli olduğu noktaya kadar, tam olarak nefret ettiğimiz kişiyle birliğin daha önemli olduğu noktaya kadar artırabiliriz.

Bunu yaptığımızda, birliği bizim için bu kadar önemli hale getirdiğimizde, ilk etapta nefreti deneyimlemenin tüm amacının bu olduğunu anlayacağız. Nefretin ifşası olmasaydı, bu kadar güçlü bir birliktelik kurmamıza gerek kalmazdı. Şimdi, önceki düşmanlık sayesinde, varlığından asla haberdar olmadığımız seviyelerde birlik oluşturduk.

Bu yüzden, sevmediğimiz hiçbir şeye “şükür kurtulduk” dememeliyiz. Aksine, bize göstermek için geldiği, kusuru bulmaya çalışmalıyız. Ve bu kusur, öyle ya da böyle, her zaman birbirimizi sevmememizle ilgili olacaktır.

Böylelikle,  önümüzdeki yıl için herkese, olayların neden olduğunu, neden birleşmemiz gerektiğini ve bunu nasıl başarabileceğimizi anlamaları için, bir hesaplaşma/değerlendirme yılı diliyorum. Bu, 2020’ye amaç ve anlam verecek ve 2021’i şimdiye kadarki en iyi yılımız yapacak.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: