İnsanları Uzaktan Hissetme

Soru: Öğrencilerinizi,  sanal olarak öğretirken hissedebiliyor musunuz? Sonuçta önünüzde milyonlarca insan var. Onların isimlerini bile bilmiyorsunuz. Neye benzediklerini bilmiyorsunuz. Tam olarak ne hissediyorsunuz?

Cevap: Bu önemli değil. Geniş bir izleyici kitlesinde bu nasıl mı oluyor? Diyelim ki büyük bir salonda oturan, birkaç bin öğrencinin olduğu bir üniversitede öğretmenlik yapıyorum. Eğer ekranda onların önündeysem, bu ne kadar kötüdür ki? Modern teknolojik yeniliklerin hiçbir şeye müdahale etmediğine inanıyorum. Her şey kanallarımızı neyle doldurduğumuza bağlıdır.

Yorum: Yine de, hala çok sayıda insanı, hatta tüm insanlığı hissetmenin ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyorum. Örneğin vücudum milyarlarca hücreden oluşuyor ama her hücreyi hissetmiyorum.

Cevabım: Vücut kendini nasıl yöneteceğini bilir; bunların hepsi kontrol altındadır.

Soru: Bununla birlikte, kişi yalnızca birkaç yakın insanı veya yaşadıkları durumları hissedebilir mi?

Cevap: Hayır. Ortak bir temayı hayata geçirmek istiyorsak ve ortak bir sonuca varmak istiyorsak, o zaman izleyiciler içindeki tüm insanlarla çok net ve yakın bir temas kurabilirim. Burada sorun yok. Her şey yalnızca ortak hedefimizi ne kadar anladığımıza ve kabul ettiğimize bağlıdır.

Soru: Diyelim ki, bazen karaciğerimde, midemde veya ciğerlerimde bir şeyler olduğunu hissediyorum. Aynı şekilde, Latin Amerika’daki, diyelim ki, Şili’nin bir yerinde öğrencilerin başına bir şey geldiğini hissedebiliyor musunuz? Onları bu şekilde hissediyor musunuz?

Cevap: O şekilde de ama sadece bu değildir. Bağımız sayesinde birbirimizi destekleyebilir, motive edebilir, ilgilenebilir ve içimizde taşıyabiliriz. Genel olarak bağı daha dinamik hale getirebiliriz.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed