“Doğa Yasaları ile Etik ve Ahlak Arasındaki Fark Nedir?” (Quora)

Doğa yasaları, doğanın tüm parçalarını uyumlu bir şekilde birbirine bağlayan ve bütünün yararını dikkate alan, değişmeyen sevgi ve ihsan etme yasalarıdır.

Aksine, ahlak ve etik belirli bir zamanda insan davranışının kurallarıdır. Örneğin, geçmişte daha sert iletişim yöntemleri, hatta zulüm noktasına gelene kadar, norm olarak kabul edildiyse de, sonrasında bizler geliştikçe, bu davranışlar o kadar ılımlı ve dostane hale geldi.

Doğa kanunları, başkaları pahasına haz alma arzusu olan ve sürekli büyüyen insan doğasına zıttır. İnsan egosu büyüdükçe, gelişimimizin farklı aşamalarında birbirimizle daha rahat geçinebilmek için, ahlaki değerlerimiz ve ahlak sistemimiz o kadar çok değişir. Bununla birlikte, ahlaki değerlerimiz ve ahlak sistemimizde ne kadar geliştiğimiz önemli değildir, bizler her zaman kendimizi bir şeylerden eksiklik ve ilişkilerimizde gitgide daha fazla sorun ve kriz içinde buluruz

İnsani gelişme, bizi yavaş yavaş doğa kanunları ile dengeye ulaşma ihtiyacına götürür. Bugün, doğa kanunlarının keşfi için her zamankinden daha olgun durumdayız.

Bununla birlikte, insan egosu tarafından yönetilmekten (olabildiğince optimal bir şekilde anlaşmak için, ahlakı ve etiği uyarlamaya ve uymaya çalışmaktan), birbirimizle uyumlu bir şekilde bağlandığımız ve uyumlu bağlarımız içinde doğada bulunan pozitif güçleri keşfettiğimiz, doğa kanunları tarafından bilinçli olarak yönetilmeye doğru bu sıçramayı nasıl yapabiliriz?

Bu sıçramayı, sosyal bir düzende doğa kanunlarını öğrenerek ve uygulayarak yani ilişkilerimizde bir sevgi ve özen örtüsü olacak şekilde, toplumda nasıl pozitif bir bağ kurulacağını öğrenerek yapıyoruz. Yani, insan toplumunda tek bir bütün olarak bağlanarak, doğa kanunlarının mükemmelliği ve bütünlüğü ile eşleşir ve sonra hayatımızı dolduran yepyeni bir tür uyum, mutluluk, güven ve huzuru deneyimlemeye geliriz.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed