Daily Archives: Ekim 22, 2020

Yeni Hayat 1162 – Kavşak

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide

Egoist gelişimin tükendiği ve insanlar arasında genel, bütünsel bir ilişkinin geliştirilmesi gereken bir dönüm noktasındayız. Günümüzde tüm dünya ülkeleri ekoloji ve uluslararası ilişkiler açısından belirsiz bir konumdadır. Egoizm bizi o kadar ayırır ki zirvede hissetmek için birbirimize zarar vermeye can atarız. İnsan rekabeti yıkıcı bir etkiye sahiptir. Teknolojik gelişmeler, hepimizin birbirimize daha fazla bağımlı olduğu, daha az korunduğu ve birçok tehlikeye maruz kaldığımız bir durum yaratmıştır. Doğru ilişkileri sürdürmek için insan doğasını düzeltmek ve yeni değerler oluşturmak için bir yönteme ihtiyacımız vardır. Bir aile gibi hayatın her alanında birbirimize bağımlı olduğumuzu ve herkes için iyi olduğu zaman, her bir kişi için de iyi olacağını anlamalıyız. Denge içinde, iklim sorunları da dahil her sorunu çözecek ve güvenli, iyi, sıcak ve destekleyici bir insan bağı deneyimleyeceğiz.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1162-kavsak/

Çatışmadan, Razı Olmaya

Soru: Bilim adamları, çatışmaların yapıcı ve yıkıcı olabileceğini söylüyor. Bunları halklar, ülkeler ve dinler arasında ortaya çıkan hedeflere göre sınıflandırabilirsiniz. Kişisel ve kişilerarası çatışmalar, fikir çatışmaları, duygusal çatışmalar, gizli ve açık vb.

İnsanların bütüncül eğitim alacağı gruplarda, ne tür çatışmaların ortaya çıkabileceğini düşünüyorsunuz?

Cevap: Her türlü! Neler olabileceklerini hayal bile edemeyiz. Ve onları uyandıracağız, onlardan haz alacağız ve onları geliştireceğiz. Ve hepsi, onların üzerine yükselmek ve onlar sayesinde birbirimizle bağ kurmak içindir. Doğada, sadece bizim dünyamızda değil tüm dünyalarda, iki zıtlıktan oluşmayan hiçbir şey yoktur: çatışma ve anlaşma.

Soru: Çatışmalar toplumun gelişmesi için gerekli bir koşul mudur?

Cevap: Kesinlikle! Başlangıçta verildi ve tezahür etti.

Soru: Çatışmayı, kendimiz uyandırmamız gerektiğini söylüyorsunuz. Ama onlar doğa tarafından uyandırılıyorlar, bu yüzden onları aramamalı mıyım?

Cevap: Elbette onları aramanıza gerek yok. Yapay olarak hiçbir şey yapmayız. Sadece birleşmek için çabalamalıyız ve sonuç olarak, farklılıklarımıza, çelişkilerimize ve mesafemize daha açık hale geleceğiz.

Bir Miktar Işık

Soru: Kabala bilgeliğini çalışmaya başladığım ilk andan itibaren bir miktar ışık alıyor muyum?

Cevap: Gruba katıldığınız, grupla çalıştığınız ve grupla birlikte ortak eylemler gerçekleştirdiğiniz ölçüde üst ışığın belirli bir bölümünü almaya başlarsınız. Bu fotonlar sizi etkiler ve onların etkilerinin bir sonucu olarak, ilk çok hassas değişiklikler sizde görünmeye başlayacaktır.

Önceden bu hisler hakkında konuşmak istemiyorum, ama oldukça ilginçler ve içinizde, bu dünyadan olmayan bir şeyin olduğunu hissedeceksiniz.

Twitter’da Düşüncelerim / 21 Ekim 2020

Gelecek dünya, içinde aramızdaki Yaradan’ı açığa çıkardığımız karşılıklı ihsan üzerine inşa edilmiş bir dünyadır. Bir nefret tarlasında yaşamak yerine, bir sevgi tarlasında yaşayacağız. Bu sevgi, aramızdaki Yaradan’dır. İnsanlık varoluşun farklı derecelerine yükseliyor.

Sorunların çözümü burada yatıyor.

Cirit atan ve birbirimizi nasıl ısıracağını, tekmeleyeceğini ve hatta yiyeceğini arayan hamamböcekleri gibiyiz.

Başkalarına karşı tavrımızı düzeltmeliyiz, kimseye kötülük dilememeliyiz. Bu kolay değildir çünkü doğamız ifşa olduğunda bilinçsizce birbirimize zarar vermenin yollarını aradığımızı görürüz.

İyi düşünceler virüsleri etkisiz hale getirebilir ve tayfunları bastırabilir. Kuvvet alanının tam da temelinde düşünce yatar. “Her şey düşüncede çözülür” diye yazılmıştır. Düşünceden, ardından bilgi taşıyıcıları olan virüslere ulaşana kadar daha düşük derecelere iner.

Düşüncelerimizle tüm evreni, tüm dünyaları etkileyebiliriz. Ve düşüncelerimiz birbiriyle bağlantı kurduğunda, üst güce ulaşır ve böylece tüm doğayı sonsuz ve sınırsız bir şekilde aktive ettiğimizi hissederiz. Yaratılış amacından saklanamayız, buna ulaşmak zorundayız.

Kendinizi Bulun

Soru: İşe alma şirketleri tarafından yapılan son araştırmalar, garsonların, aşçıların, güvenlik görevlilerinin ve temizlik personelinin, salgın sırasında en çok kullanılmayan işler olduğunu gösteriyor.

Kelimenin tam anlamıyla yüz milyonlarca insan, bir gecede mesleklerini kaybedebileceklerini hissetti. Dün profesyonel bir işleri vardı ama bugün yok. Ne öneriyorsunuz? Bir insan bugün hangi mesleği seçmeli?

Cevap: Kişinin sadece kendisini bulması gerektiğini düşünüyorum. Kendinizi bulmak, sürekli olarak kendinize ve kişinin ne olduğuna dair daha doğru bir imaj yaratmak anlamına gelir. Ve mesleklere, insanlığın sadece küçük bir kısmı için, eğer varsa, ihtiyaç duyulacak.

İnsanların, günde minimum saat çalışacakları bir duruma geleceğiz ve geri kalan zamanlarda kendi kendine eğitimle ilgilenecekler. Her türlü eğitim programında yer alacak, kendilerini ve toplumu değiştirecekler. Bu,  kişinin gerçek işidir.