Daily Archives: Ekim 1, 2020

Twitter’da Düşüncelerim / 1 Ekim 2020

Baal HaSulam, Mektup 49 Sizden tüm güçlerinizi, birbirinizi sevmeye ve birbirinizin acılarına katılmaya, mümkün olduğunca birbirinizin sevincine sevinmeye başlamaya sarf etmenizi rica ediyorum. Umarım bu sözleri yerine getirir ve bunlara tamamen ve kusursuz bir şekilde uyarsınız.

Baal HaSulam, Kişi kendisi için değil, bir bütün olarak tüm zincir için yaşar, öyle ki, zincirdeki her halka onun içindeki hayatın ışığını almaz, sadece onu bir bütün olarak tüm zincire iletir. Panim Meirot UMasbirot kitabına önsöz, madde 22

Baal HaSulam, Son Nesil Hayatın amacı, yalnızca O’nun yararına hareket etme koşulunu titizlikle uygulayarak Yaradan’a bağlılığı hak etmektir. Ya da birçok kişiye O’na bağlı kalabilmeleri için nitelik kazandırmak.

Baal HaSulam, Mektup 4 Ruhunuzdan kopan tüm parçaları toplamak ve onları tek bedende birleştirmekten başka eksikliğiniz olmasın. Yaradan, bu mükemmel bedene sonsuza dek varlığını yerleştirecektir. Ve büyük bilgeliğin pınarı ve üst ışık nehirleri sınırsız bir kaynak gibi olacaktır.

Baal HaSulam, Mektup 13 Dostların kusurlarını değil, erdemlerini görmeye; onlarla gerçek sevgide birleşmeye çalışın, ta ki “sevgi tüm günahları örter” safhasına kadar.

Bizim zamanımızda sadece sevgi bizi kurtaracak, yani bütün farklılıkların üzerinde birlik. Çocuğumda sevdiğim hiçbir şey olmasa bile onu hala seviyorum! Sevgi hiçbir kurala uymaz, “Sevgi tüm günahları örter” Bu, öğrenmemiz gereken sevgi türüdür!

Yeni Hayat 1147 – Çevremizden Gelen Destek

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Tal Mandelbaum ben Moshe ile söyleşide

Anneler birbirleriyle bağ kurduğunda, bizler tüm çocukları sıkıntılardan koruyacak özel bir doğa gücünden destek alacağız. Çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşayacağı dünyayı yok ediyoruz. Kayıtsızlık ve kötülük çağında yaşıyoruz. Çocuklarımız için endişelenmemiz, onları anaokulu öğretmenlerinin tekrarlayan tacizlerinden, egoist patlamalarından korumayacaktır. Sadece karşılıklı bağın gücü, herkes arasında denge yaratacaktır.

                                               

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1147-cevremizden-gelen-destek/

Mantık Ötesi İnanç Nedir?

Mantık ötesi inanç nedir? Manevi dünyaya girmek için neden aklımızı ve duygularımızı iptal etmemiz gerekiyor ve bunun yerine ne alacağız? Bu mantıklı bir soru çünkü kişi kendisini değiştirmesi ve başka bir şeye dönüşmesi gerektiğini hissetmeye başlıyor.

Maddesel aklımızı ve hatta egoist kalbimizi, manevi dünyada kullanamazsak, geriye neyimiz kalır? Üst dünyayı hissetmek, Yaradan’ı hissetmek için bir Kli’yi nasıl inşa edebiliriz, yeni bir aklı ve daha üst derecede hisleri nasıl oluşturabiliriz?

Bu dünyada bile insan, hayvan, bitki ve cansız maddelerin ne kadar değişik seviyelerde birbirlerinden farklılaştığını görüyoruz. Gelişimin her seviyesi kendi aklı, duyguları, formu, davranışı ve hareket özgürlüğü ile tanımlanır. Bir varlık ne kadar gelişmişse, aklı, duyguları ve çevresiyle bağ kurma yeteneği o kadar büyük olur. Ve maneviyata girdiğimizde, yeni bir çevreye, ihsan etme güçlerinin alanına giriyoruz; almanın değil.

Dünyamızda ifşa olan dört tür alma gücü vardır. Cansız, bitkisel ve hayvansal üç seviye vardır ve  ayrıca manevi dünyanın cansız, bitkisel ve hayvansal derecesine, bir sonraki seviyeye geçiş aşaması olan insan. Üst dünyanın insanı olan Adem, zaten Yaradan ile bir bağ halindedir.

Anlaşılan o ki bir dünyadan diğerine geçiyoruz ve bunu başarmak için önceki aklımızdan ve hislerimizden çıkmalıyız. Bu, aklımız ve kalbimiz olmadan kaldığımız anlamına gelmez – biz ihsan etme güçlerinin, Bina’nın üzerine inşa edilmiş manevi olan yeni akıl ve yeni hisler ediniriz. Bina, aşağıdan gelen alma arzusu ile yukarıdan gelen üst ışığın birleşimidir. Onlar birlikte, Keter ve Malkut arasında, ortada bulunan Bina adında yeni bir form oluştururlar.

Bu şekilde, mantığımızın, egoizmimizin, alma arzumuzun üzerinde, inanç (Bina derecesi) adı verilen yeni bir algı oluştururuz. Bu yeni aklı ve hisleri, aramızdaki her türlü bağ yoluyla inşa ederiz. Buna da “Her biri dostuna yarım etti.” denir.  Birbirimize yönelik egoizmimizden çıktığımızda, bu inanç derecesini ifşa ederiz yani kendi egoistik “Ben” hissimizin üzerinde, diğerine mantık ötesi ihsan ederek.

Sonunda, bu özlemde kendim dışındaki herkesi hissetmeliyim. Sanki kendi “Ben”im yokmuş; daha ziyade benden başka herkes varmış gibi. O zaman bu diğerlerinin içinde üst gücü, Yaradan’ı hissederim.

Bu tek üst güç, yalnızca bağda, tek Kli’de ifşa edilir. Bu çalışma, sanal iletişimle, görünüşte basit mekanik eylemlerle başlar. Yine de bunu yaparak, Yaradan’ın içimizde ifşa olması için mevcut aklımızın ve duygularımızın üzerine yükselme ve ortak bir akıl ve his edinme arzumuzu ifade ederiz, yazdığı gibi: “Kendi halkım arasında yaşarım.” O’na tek bir özlemle birleşenler arasında…