Daily Archives: Eylül 28, 2020

Yeni Hayat 1145 – Bir Ulusun Öz Saygısı

Dr.Michael Laitman, Oren Levi ve Nitzah Mazoz ile söyleşide

Çeşitli milletlerden ve kültürlerden bir grup insanı birbirine bağlayan İbrahim’in zamanından beri, Yahudiler içlerinde var olan ruhsal genlerini benimsemişlerdir. Bu geni uyarmak için, kökümüzle özdeşleşmeli ve giderek bölünen ve ayrılan dünyayı bağa doğru ilerletmeliyiz. Kabala bilgeliği, zıtlıkların üzerinde iki kısım içinde, nasıl bağ kurulacağını açıklar. Doğa kanununa göre, İsrail halkı özel rollerini yerine getirmeli ve bağlantı yöntemini tüm dünyaya yaymalıdır.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1145-bir-ulusun-oz-saygisi/

Bir Annenin Kalbi

Bir annenin kalbi, hem fiziksel hem demanevil olarak tüm evrenin merkezi noktasında yer alır. Sonuçta, manevi ve bedensel doğum tam da bu noktadan meydana gelmektedir.  Bir annenin kalbinden daha güçlü hiçbir şey yoktur; gerçekliğin en hassas, en önemli noktasıdır. Yaradan, bir annenin kalbinin temeli olan, bir arzu yarattı.

Dolayısıyla kadınlar birlik hakkında en azından biraz düşünmeye başlarlarsa, tüm insanlığın, ortak ruhun doğumunun başladığı yerden, tüm evrenin bu merkezi noktasına zaten dokunacaklar. Dünya ancak bir kadın sayesinde ıslaha gelecektir.

Bir kadın, doğuran, gelişen ve organize eden muazzam bir güce sahiptir. Ve tam tersi, bir kadın bu ıslaha katılmazsa o zaman o, bir çekişme nedenine, yabancılaşma ve kötülük alanına dönüşür. Bu nedenle gerçekten  kadınların birleşip insanlığa barış, huzur ve birlik getirmesini umuyorum.

Talebimiz Bağışlanma Değil Islahtır

Haber raporları, dünyanın uçuruma doğru ilerlediğini, her gün daha da aşağı battığını ve acilen gerçek bir tedaviye ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.  Ancak böyle bir aşının bir laboratuvarda yapılamayacağına şüphe yok ve maalesef salgın daha da şiddetlenecek. Henüz Dünyanın iyi bir yönde değiştiği  belli değil.

Bizler realitenin tamamından sorumlu hissetmeliyiz ve tam olarak da bunun için Yaradan’dan af dilemeliyiz. Sonuçta, her şeyin bize bağlı olduğunu anlıyoruz. Yaradan bizi Kendisine yakınlaştırdı ve O’ndan, yüce hükümdar olarak tüm dünyayı talep etmemizi bekliyor. Işığın Kendisi ile tüm dünya arasında akacağı bir kanal olmamızı istiyor, ama biz yine de O’ndan bunu isteyemiyoruz.

Bu yüzden bunun için af diliyoruz çünkü bugün zaten onu uygulama yükümlülüğümüz var. Geçmiş suçlar için değil, dünyanın durumundan sorumlu olduğumuzu bildiğimizden, şimdi yapmamız gereken şey için af diliyoruz. Bu nedenle, dünyayı bugünkü böylesine korkunç bir duruma getirdiğimiz için Yaradan’ın önünde tövbe etmemiz gereken şeye sahibiz.

Tüm bu sorunlardan, Koronavirüs pandemisinden önce bile doğru bir şekilde davranmış olsaydık, dünyaya iyi güçler çekerdik ve dünya iyi bir yöne dönmüş olurdu.

Görevimizi, Yaradan ile bağımızı ihmal ettiğimiz için özür dileriz. Biz af dilemiyoruz; daha ziyade ıslah edilmek istiyoruz: Bırakın Yaradan bize bilgelik, hisler versin ve dünyayı düzeltebilmemiz için bizi O’na yakınlaştırsın. Dendiği gibi: “Yaratılan sevgisinden, Yaradan sevgisine.”