Monthly Archives: Ağustos 2020

Hepimizin İçinde Olduğu Mücadele

Soru: Koronavirüse karşı mücadelede, küresel bir beyne sahip olduğumuz çok açı, bilgi ve deneyim tüm ülkelerde farklılaşıyor.

Küresel bir kalbe nasıl ulaşabiliriz? Başkalarını nasıl hissederiz? Ve hangi duygulardan bahsediyorsunuz? Günde 16 saat çalışarak hayat kurtaran doktorlar, bunu duygularında dolayı yapmıyor mu? Sonuçta, birçok insanın çalışmama seçeneği var.

Cevap: Doktorların çalışma ya da çalışmama seçenekleri olduğunu düşünmüyorum. Evde kalmaya kendilerinin karar verdiklerini sanmıyorum. Prensip olarak, meslekleri ve koşulları fedakarlığı dışlayamaz.

Ancak gerçek şu ki, birbirimize bağlı olduğumuzu ve her ülkenin kendi başına ayrı ayrı bakamayacağını çünkü virüsün gerçekte sınırları olmadığını anlamanın zamanı geldi.

Nasıl bulaştığını ve nasıl ortaya çıktığını hala bilmiyoruz. Bu nedenle, kesinlikle herkes buna karşı mücadelede yer almaktadır. Şimdiye kadar bu, salgının bize getirdiği en iyi başarıdır.

Kadın Kabala Çalışırsa

Soru: Kadın Kabala çalışmaya başlarsa ve manevi olarak gelişirse ama kocası çalışmıyorsa, çalışmayı bırakmalı mı?

Cevap: Hayır, onu durduramazsınız. Eğer size, kendinizi, ruhunuzu geliştirme fırsatı verilirse, hiçbir koşuldada durmamalısınız. Sadece, bunu kocanıza sitem etmeden yapın.

Ona, bunun sizi çok iyi hissettiren hobiniz olduğunu söyleyin ve manevi maceralara sahip olmak, bazı maceralar aramaktan daha iyidir. Bunu kabul edecektir.

Soru:  Ya çalışmayı durdurmamda ısrar ederse?

Cevap: Neden? Eğer karısı diyelim mi ezoterizmle, manevi bir şeyle ilgileniyorsa, o bununla övünebilir bile.

Yorum: Bir erkek, bir kadının değişeceğinden, gelişiminde onu aşacağından ve ayrılacağından korkar.

Cevabım: Korkuyor olabilir, ancak onu başka bir şeye tercih ettiğinden emin olmalıyız. Bir adam her zaman karısının yanında olmasını, ona bakmasını ve ona hizmet etmesini ister. Bu nedenle, ona tam olarak elde ettiği şeyin bu olduğunu göstermeliyiz.

Yorum: Ama bir kadın olarak, bir erkeğin seçimini etkileyemem. Sonuçta, benimle birlikte gelişmek ve manevi olarak büyümek kendi seçimi olacaktır.

Cevabım: Elbette. Maneviyatta herhangi bir şeyi zorlamak imkansızdır. Bu nedenle maneviyatta zorlama olmadığı söylenir, herkes istediği kadar, yapabildiği kadar çalışır. Belki Kabala çalışmak istemiyor ama yogayı veya başka bir şeyi tercih ediyordur. Olsun.

Sevgiyle, başka birinin böyle şeyler yapmasına izin vermelisiniz. Bunda yanlış bir şey yok, o hala eşiniz, hayat arkadaşınız olarak kalır.

Twitter’da Düşüncelerim / 13 Ağustos 2020

“Sevgi tüm günahları örter” – bu ilke tüm yaratılışı kapsar. Çünkü yaratılışın amacı, bağın, birliğin üst derecesi olarak sevgiyi edinmektir. Ve bu koşula ulaşmak için önce bunun tersini hissetmeliyiz yani nefreti, reddedilmeyi, günahı.

O, kötülüğü ifşa eder, biz de iyiliği ifşa ederiz ve O’nu bu şekilde ediniriz.

“Kötü eğilimi ben yarattım” – Yaradan egoizmimizin kötülüğünü ifşa eder,  biz de iyi eğilimi ifşa etmeliyiz: bütün kötülükleri örtecek birlik ve sevgiyi. Bu bizim manevi çalışmamız olacak. İşte bu şekilde Yaradan’ın ortakları oluruz.

Yeni bir çağda yaşıyoruz ve bugün dünyada ifşa edilen suçlar bir grup insana, bir kişiye veya bir millete değil, birlikte herkese aittir. Bu zaten gerçekten yeni bir çağda olduğumuz ve dünyanın kapalı, bütünsel bir hale gelmeye başladığı anlamına geliyor.

Çözüm, herkesi saran mutlak, ortak sevgiye ulaşana kadar, yeni kötü hissiyatımıza yani birliğimize uygun olmalıdır -tüm gezegeni saran ve küresel olan darbe ne kadar çok olursa, buna karşı çare daha küresel olmalıdır-

Doğanın bizleri – onu kabul edip iyi bağlarla birleşebilmemiz için- içine yerleştirmek istediği  bütünsel dünyanın ilk darbesini yaşıyoruz.  Ama direniyoruz. Bundan sonra iki yol vardır: iyi yol ve ıstırabın yolu.

Onlardan biriyle ya da aralarında ilerlememiz gerekecek. Kabala, daha iyisini seçmemize yardımcı olur.

Yeni Hayat 1123 – İnsanlar Arasındaki İlişkiler

Dr.Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide

Realitenin tamamı tek bir süper organizmadır ve “doğa” veya “Yaradan” olarak adlandırılan, tek bir güç tarafından işletilir. Bu güç bizleri tüm sistemin bağlantısını keşfetmeye doğru ilerletir. İnsanlık geçiş halindedir. İnsan egosu büyüyor ve aile bağları zayıfladı. Kendimiz dahil, her şeyi yok eden, düşmanca, soğuk, teknik parçalar haline geliyoruz. Doğal kötü eğilimimizin farkına vardıkça, sevgi arzusu geliştireceğiz ve İsrail halkından bağ kurma metodunu iletmelerini talep edeceğiz. Başkalarını kendimiz gibi hissetmeye başladığımız an, daha yüksek, sonsuz bir güç hissedeceğiz. Parça bütün gibi hissedecek.  Karşılıklı bir reddedilme hissedeceğiz, onun üzerinde orta çizgide bağlanacağız ve Cennet Bahçesi’nin tadına bakacağız.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1123-insanlar-arasindaki-iliskiler/

Egoizmin Büyümesi, Gelişimi Belirler

Soru: İnsanların birbirleriyle bağlantılarını kaybetmelerinin, aile içinde birleşmekten korkmalarının ve bir eş bulamamalarının nedeni nedir?

Cevap: Egoizm. Sözde tüm iyi niyetlerimizi ve dürtülerimizi engelleyen başka bir güç yoktur. Başkalarına rağmen, başkalarına karşı, diğerlerinden daha fazlasını istememize neden olan sadece egomuzdur. Bununla ilgili hiçbir şey yapamayız. Bununla savaşmak işe yaramaz.

Bu nedenle, egoyu dengelemek için üst gücü nasıl alacağımızı bilmemiz gerekir. Bu, egoizmin üzerine çıkma metodudur ve Yaradan’ın seviyesine ulaşmak için onu kendinizin ve başkalarının yararına kullanmanıza izin verir.

Tüm gelişimimiz, içimizdeki egoizmin büyümesidir. Binlerce yıldır, her geçen gün insanlıktaki egoizm gittikçe artmaktadır.

Kabala bilimi,  onu nasıl doğru bir şekilde uygulayabileceğimizi açıklar. Bunun içinde bizlere, her şeyi kontrol eden ve bize nasıl göreceğimizi, değerlendireceğimizi, her şeyle nasıl bağlantı kuracağımızı ve egoist gücü doğru bir şekilde kullanacağımızı öğreten en içteki, en güçlü üst kuvvet tarafından yardım edilir. Bu şekilde hareket ederek, temelde kaderimizi değiştiririz.

Soru: Egoizmimiz aslında gelişimle mi büyüyor?

Cevap: Elbette! Gelişimi belirleyen egoizmin büyümesidir.

Soru: Bu bizi nereye götürür?

Cevap: Ya yıkıma ya da egoizmin doğru kullanımına.

Soru: Bunun bizim yıkımımıza yol açmayacağından nasıl emin olabiliriz?

Cevap: Her şey zaten doğanın programında belirlendi. Sonunda ölmeyeceğiz ve yok olmayacağız. Son dakikada egoizmimiz kendisinin tam tersine dönecek. Görecek, hissedecek  –  ama bu en son aşamada –  eğer bu adımı atmazsa yok olacak. Bu egoistçe onu zıt eyleme, kendisiyle çelişkiye götürecek.

Twitter’da Düşüncelerim / 12 Ağustos 2020

Dünya artık bir anlam ifade etmiyor. Onu Koronavirüsten kaynaklanan sorunlar üzerinden görmeyi bırakmalıyız. Tüm doğanın işlevselliği bir değişime uğruyor ve virüs bunun sadece bir ifadesidir. Doğanın değişiminin amacı, insanı daha yüksek manevi duruma doğru değiştirme arzusudur.

Güncel gelişmeleri kriz olarak algılamayı bırakmalıyız. Doğa kendi yasalarına göre işler. Ve onları anlamadığımız için onlara uymuyoruz. Bu nedenle, kriz doğada değil, doğayı anlama eksikliğimizdedir.

Yaradan’ı ve başkalarına karşı şikayetlerden ziyade hayatın anlamını önemsiyorsanız, manevi olarak yükselebileceksiniz. Aksi takdirde, hayvansal bir koşulun içinde kalacaksınız.

Yeni Hayat 1122 – Bağlantı

Dr.Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide

Bir kabilede olduğu gibi, birbirimizle bilinçli olarak bağ kurmamız gerekiyor. Doğa, tüm canlıların kendi grupları içinde herhangi bir seçme yeteneği olmaksızın yaptıkları gibi hareket etmelerini talep eder. Karıncalar ve arılar, tamamen yuva veya kovan içindeki kolektif akıl tarafından harekete geçirilir. Yalnızca insanlık, başkalarına zarar vermekten ve onları sömürmekten zevk alan gelişmiş bir egoizme sahiptir. Bizler, onun üzerine sevgiyle bağlanırız, böylece köke veya üst güce ulaşırız. Örneğin bir senfoni orkestrası, her bireyden büyük bir çalışma ve her bir egonun şefe teslim edilmesini gerektirir. Aramızdaki bağ kurma süreci evrimin bir parçasıdır. Ödül, genel pozitif güç olan Yaradan’ın keşfi olacaktır.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1122-baglanti/

Koronavirüs Tüketici Davranışını Sonsuza Kadar Nasıl Değiştirecek? (Quora)

Koronavirüs, yakın zamana kadar norm olarak kabul ettiğimiz egoistik rekabetçi yaklaşımın tekerine çomak soktu.

Çünkü insani gelişimde, egoist doğamızın ötesinde, başkalarından kişisel olarak yararlanma eğiliminin ötesinde büyümeye ihtiyaç duyduğumuz bir noktaya geldik.

Başka bir deyişle, şimdiki çağımız, birbirine bağlı ve birbirine bağımlı formuyla dengeye gelmemiz için bizi baskılayan doğa ile karakterize edilir ve bu nedenle artık kötüye kullanımımıza tolerans göstermemektedir.

Bu nedenle, insanların ve doğanın sömürülmesini içeren işletmeler yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. İstediğimiz herhangi bir işi açma günleri – ön planda kâr güdüsü ve eğer varsa arka planda sosyal ve ekolojik düşünceler ile – sona erdi.

Dolayısıyla önümüzde büyük bir girişim var. Bu, doğayla dengelenmekten yani doğada var olan her şey arasındaki bütünsel ilişkilerle uyum içinde, birbirimize karşı tutumumuzu ayarlamaktan daha azını gerektirmez.

Doğa, özgecilik ve karşılıklı bağlılık yasalarına göre işlediği için, doğa ile dengeli sağlıklı, güvenli ve mutlu hayatlar yaşamak için ilişkilerimizin niteliğini de – egoistten özgecile, bölücüden iyi bağlara – yükseltmemiz gerekir.

Önümüzde ilginç zamanlar var. Sonunda pandeminin koşullarından kurtulduğumuzda, Koronavirüs hayatlarımıza girmeden önce içinde bulunduğumuz steroid pompalanmış kapitalist çevreye nasıl geri dönüş olmadığını, daha net hissedeceğimizi düşünüyorum.

O aşamada, ayrıca ne ölçüde değiştiğimizi kabul etmeye başladığımızı da görüyorum.

Yakın zamana kadar, insanlar kar marjlarını artırma fikrine saygı duydular, her birinin ilgili banka hesaplarındaki rakamlara diğer insanların refahından daha fazla dikkat ettiler. Bence giderek daha fazla insan böyle bir eğilimi küçümseyecek.

Zor ve kafa karıştırıcı bir döneme gireceğiz. Koronavirüs öncesi dünyayı, bu dünyada artan bir hoşnutsuzlukla birlikte canlandırmaya çalışmak için çok çaba gösterilecek.

İşletmeler ve tüketici alışkanlıkları daha çok temel odaklı olacak ve insanlar daha normal evrensel değerlere sahip olacaklar.

Geleceğe doğru ilerledikçe, iş yapmak isteyen insanların, işletmelerinin insanlara gerçekten onlarsız yapamayacakları bir şey sağlayıp sağlamadıklarını ve nasıl sağlayabileceklerini çok düşünmeleri gerekecek.

Doğanın kendisi, artık fazla boş zamanları savurmamıza izin vermeyecek. Yüksek işsizlik, toplumlara yayılacak ve işsizler gereksiz mal ve hizmetlerle uğraşacak iş bulamayacaklar.

Hükümetler, geniş işsiz nüfuslarıyla ne yapacakları konusunda büyük bir sorunla karşı karşıya kalacaklar.

Bu insanlara, bugünün birbirine bağlı gerçekliğinde uyumlu bir şekilde yaşamayı öğreten, yeni bir eğitim biçimine katılma karşılığında, bu insanlara ihtiyaçlarını karşılayan bir maaş ödenmesini öneren bir model önerdim – bizi yetiştiren eğitim sisteminden yoksun bir eğitim türü.

Nüfusun geri kalanı, başkaları pahasına kâr, zenginlik ve bireysel başarı adına çalışmak için değil, insanlık için gerekli ve hayati işlerle uğraşacak.

İçtenlikle böyle bir düzene er ya da geç ulaşacağımızı umuyorum, çünkü buna bir şekilde ulaşacağız.

Kendimizi,  doğadan ayrı, özgürce düşünebilir ve özgürce hareket edebilirmiş gibi algılarken, doğanın bir parçası olduğumuzu göremiyoruz ve doğa, farkındalığımız olsun ya da olmasın, yasalarına uymamız için bize rehberlik ediyor.

Koronavirüs formunda, doğanın, onun kaynaklarını ve birbirimizi aşırı kullanma konusunda hemfikir olmadığını deneyimlediğimiz, bir gelişme aşamasına ulaştık.Ve bu salgını ilk büyük arınma aşamamız olarak görüyorum.

İnsanlık Nasıl Beslenir?

Açıklama: Papa Francis, “koşulsuz gelir” kavramını, sadece şimdi salgın sırasında değil, daha sonrası için de, ülkelerin tüm insanlara var olabilmeleri için minimum miktarda para verilmesini önerdi çünkü ileride modern teknolojiler milyarlarca insanın (bazı tahminlere göre beş veya altı milyar insanın) işsiz kalmasına yol açacaktır.

Ülkelerin, vatandaşlarını beslemelerini ve böylece yaşamalarını sağlamasını öneriyor.

Cevap: Bu arada, ülke,  bunun yerine hiçbir faydası olmasa da işletmelere onları canlandırmak için para veriyor, onalar kesinlikle gereksizdir. Bugün ülkenin para dağıttığı ortaya çıkıyor, ancak yarın verecek bir şey olmayacak ve insanlar gerçekten açlıktan ölecekler. O zaman ne olacak? Açlık, isyanlar, yağma, akla gelebilecek her şey. Milyarlarca insan dünyayı dolaşacak ve sırayla herkesi soyacak.

Soru: Dünyada neler olup bittiğini analiz ettiğinizde, bunlar akla gelen düşüncelerdir. Bu nedenle, birçok insan korku, panik ve hatta varoluşun anlamsızlığı, yaşamda amaç eksikliği hakkında, sadece kendileri için değil, tüm insanlık için düşünmektedirler. Buna ne diyorsunuz?

Cevap: Ne söylemeliyim? Dünyanın bu kadar dar görüşüne sahip insanlarla konuşmak bile istemiyorum. Doğanın, bizim için şartlar belirlemiş olduğunu anlamıyorlar ve onları karşılamadığımızda doğa bize çok iyi bir ders veriyor. Ve sekiz milyardan iki milyar insan kalacaksa, korkunç bir şey olmayacak.

Genel olarak bu, insan toplumunu geliştirmek için bir koşuldur. Diyelim ki altı milyar yok olacak, bu yüzden onları sadece ölüyormuş gibi görüyoruz. Ölmezler. Sadece atmosferi, dünyayı ve kendilerini bu değersiz, anlamsız yaşamdan iyileştirirler. Ve kalan milyarlarcası veya daha azı normal, doğru bir şekilde var olmaya başlayacaktır.

Soru: Sizce dünyada daha az insan kalmalı mı? Mevcut insan sayısı normal bir şekilde yaşayamıyor mu?

Cevap: Baal HaSulam bile dünyanın yirmi milyar insanı besleyebileceğini yazdı. Bunu yapmak sorun değil. Sorun insanlarla ilgili, onları beslemekle ilgili değil.

Soru: Eğer insanlığın hayata ve amaca yönelik tutumunu değiştirmesi gerektiği ana fikrini kabul etmezlerse, daha az olabilirler, ancak bu böyle olması gerektiği anlamına gelmez mi?

Cevap: Elbette. Her şey insanlığı doğru yola sokmak içindir.

 

 

Virüs Neden Bizi Birbirimizden Uzaklaştırdı?

Soru: Eğer kendimi değiştirmem gerekirse, neden tüm topluma ihtiyacım var? Kendimi daireme kilitleyebilir, meditasyon yapıp tüm dünya için dua edebilirim. Bu yardımcı olur mu?

Cevap: Hayır. Kendinizi yalnızca toplum içindeyken, onun etkisi altındayken, kendinizi ona göre ayarlayarak değiştirebilirsiniz.

Soru: Niteliklerimi değiştirecek bir topluma ihtiyacım varsa, o zaman virüs bizi neden karantinaya alarak bizi birbirimizden ayırdı? Uzaktan diğer insanlarla nasıl bağ kurarım?

Cevap: Evet. Virüs bizi birbirimizden izole etti, böylece ne kadar bağlı olduğumuzu ve bu bağın nasıl bazı olumlu değişiklikler geçirmesi gerektiğini anladık.