Birliğe Karşıtlık, Bölüm 4

Yahudi Halkının Gelişiminde Üç Eğilim

Soru: Tarih boyunca, Yahudi halkında sürekli olarak üç ana eğilim ortaya çıkmıştır.

İlk eğilim, Tora’nın diasporadaki emirlerinin korunması ve sıkı bir şekilde yerine getirilmesidir. İkincisi, Yahudilerin asimilasyonu, etraflarını saran uluslara benzemeleridir. Üçüncüsü, küçük peygamber grupları, bilgeler veya Kabalistler (farklı dönemlerde farklı şekilde adlandırıldılar) kendi aralarında birliği sürdürmeye ve manevi metodolojiyi başkalarına aktarmaya çalışarak birliğin korunmasıdır. Bu eğilimler bugüne kadar var oldu. Bu tür farklı ideolojilerin temsilcileri birlikte var olabilir mi?

Cevap: Günümüzde, Yahudi halkı içindeki herhangi net bir bölünme hakkında konuşmak çok zor. Tabii ki, farklı eğilimlere ayrılan dindar Yahudiler de var.

Tüm bunlarla hiçbir ilgisi olmayan laik insanlar var, özellikle de zamanımızda, herkesin herkesle çok güçlü bir şekilde karıştığı bir zamanda. Onlar sadece sözde Yahudiler olarak doğdular ve bu temelde İsrail halkına aitler. Bundan geriye ne kalacağı söylenemez bile.

Dini ve laik insanlar arasında hala başka küçük gruplar da var.

Ancak genel olarak, bu sorun görünüşünü çok hızlı bir şekilde değiştiriyor. Kimse Amerikan Yahudilerinin bu kadar absorbe olunacağını, Amerikan halkıyla bu kadar karışacağını hayal etmiyordu. Bugün, dindar olmayan Amerikan Yahudilerin neredeyse % 70-80’i farklı dinden/ırktan olan kimselerle evli.

Soru: Bu sorunun Kabala açısından anlamı nedir?

Cevap: Kabala açısından böyle bir sorun yoktur.

Soru: Ancak tüm yaratılışın amacının birbirine karışmak olduğunu söyledik. Asimilasyon nedir?

Cevap: Manevi açıdan asimilasyon, gerçek, manevi Yahudilik fikrinin dünyanın diğer uluslarına nüfuz etmesidir. Ve onlar, Yahudiliğin, kendilerini ve tüm doğayı farklı bir şekilde, ihsan etme niteliğinde, bağ ve sevgi niteliğinde hissetmek için, insanın egoist doğasının üzerine, bu dünyanın doğasının üzerine yükselmekten ibaret olduğunu anlamaya başlarlar. Sonrasında tamamen farklı olaylar meydana gelir.

Soru: Yani birbiriyle karışma, kişinin, halkının herhangi bir dışsal geleneğini reddetmesi değil mi?

Cevap: Hayır. Bu sadece herkesin herkesle karışmasıdır. Burada özel bir şey yoktur, çünkü hem dindar, hem de dindar olmayan ailelerde ulusun birliğine, dayanışmasına dair hiçbir fikir yoktur. Karışma, sadece bir ulus içinde gerçekleşen çok ciddi içsel süreçleri göstermek için vurguladığımız bir gerçektir.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed